Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/898 E. 2020/21 K. 10.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/898
KARAR NO : 2020/21

DAVA : Bedelsiz iddiasına dayalı menfi tespit.
DAVA TARİHİ : 03/04/2019
KARAR TARİHİ : 10/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2020

Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin davalılardan, ….. ile …… Rezidans İstanbul yatırım amaçlı konut Satım, Satım sözleşmesini 04.03.2016 imzaladığını, karşılığında, 18 adet bono senedi imzaladığını, bu senetlerin 6 tanesinin müvekkiline iade edildiğini ancak 03.03.2019, 03.04.2019, 03.05.2019, 03.06.2019, 03.07.2019, 03.08.2019, 03.09.2019, 03.10.2019, 03.11.2019, 03.12.2019, 03.01.2020, 03.02.2020, 03.03.2020 tarihli senetlerin müvekkiline iade edilmediğini, davalılardan …..’nın söz konusu senetleri diğer davalı olan ….. Bankasına kredi çekmek için kullandığını, davalı …, Kadıköy ….. noterliği 13.02.2019 tarih,….. yevmiyeli ihtarını çektiğini ve borcun ödenmesini talep ettiğini, müvekkilinin de bu ihtara cevaben, K.Çekmece ….. Noterliği 06.02.2019 tarih, …… yevmiyeli ihtarını çektiğini ve senetler ile borçlu olmadığını izah ettiğini, ayrıca, ihtar ekin de 06.01.2017 konut satım iptal sözleşmesine ekinde gönderdiğini, müvekkilinin bu durumu davalı ….. ile görüşmeye gittiğinde 14.02.2019 tarihli sözleşmeyi verdiğini, bu sözleşmede bono senetlerin iade edildiği bildirilmişse de, bu zaman kadar söz konusu senetlerin müvekkiline verilmediğini ve müvekkilim mağdur edildiğini, açılan davanın kabul edilmesi ve Davalı ….. 06.01.2017 tarihin de konut satım sözleşmesini iptal ettiği halde müvekkilinin bahse konu senetleri iade etmediğinden bahisle 03.03.2019, 03.04.2019, 03.05.2019, 03.06.2019, 03.07.2019, 03.08.2019, 03.09.2019, 03.10.2019, 03.11.2019, 03.12.2019, 03.01.2020, 03.02.2020, 03.03.2020 senetlerin iptaline, yapılan yargılama giderlerini, masrafların ve vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş safahatta 22/12/2019 havale tarihli dilekçesinde açılan davanın konusunun bedelsiz kalan senetlerin iptali davası olduğunu beyan etmiştir.
İşbu dava dosyası Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesinin 16/10/2019 gün ve …. esas ….. karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize intikal etmiştir.
Mahkememizden verilen 04/12/2019 tarihli tensip tutanağının 1 nolu bendi gereğince davacı vekiline HMK’nun 194. maddesi gereğince davanın zayi nedeniyle senet iptali davası mı, menfi tespit davası şeklinde senet iptali ve borçlu olmadığının tespiti davası mı olduğunu somutlaştırarak mahkememize açıkça bildirmek üzere iki hafta kesin süre verildiği, aksi takdirde mevcut delil durumuan göre menfi tespit davası şeklinde alacak davası olarak davaya devam edileceğinin ve bu durumda Arabuluculuk Kanunu M.18/A/2 maddesinin uygulanacağı davacı vekiline ihtar edilmiş olup, davacı vekilinin 22/12/2019 havale tarihli dilekçesinde davalı …..’nın 06/01/2017 tarihinde konutsatım sözleşmesini iptal ettii halde müvekkilinin bahse sokun senetlerini iad etmediğinden bahisle senetlerin iptali davası olduğu beyan etmiştir.
Dava, bedelsiz iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.Kanunda davanın tarafları bakımından açılacak dava ile ilgili herhangi bir ayırım ve sınırlama da yer almamıştır.
Dava türü ne olursa olsun “dava konusu bir miktar para alacağı” olan tüm talepler hakkında, davacı ve davalı açısından bir ayırım yapılmadan ve bir sınırlama getirilmeden dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Elbetteki menfi tespit talebi ile alacak talebi hukuken aynı kavramlar değildir ve bu davalar sonucunda verilecek hükümler de farklıdır. Ancak dava konusu bir miktar para alacağı ise, açılacak davanın ne olduğunun bir önemi yoktur. İster alacak, ister menfi tespit, ister istirdat, ister itirazın iptali, ister tazminat talebi olsun bu davaların ortak noktası “dava konusunun bir miktar para alacağı” olduğudur. Dava şartının sadece alacak ve tazminat davalarında getirildiğini kabul sınırlı bir uygulamaya yol açacak olup, bu sonucun da kanunun amaçsal yorumuna uzak olacağı ve menfi tesbit davalarının her zaman istirdada dönüşebileceği gözden uzak tutulmamalıdır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi Başkanlığının 26/12/2019 gün ve 2019/2292 esas 2019/1643 karar sayılı ilamı)
Bu nedenle 6102 Sayılı TTK’nın 5/A maddesi gereğince menfi tespit talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabül edilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin açtığı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı … tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen adı geçen davalıya iadesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.10/01/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)