Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/897 E. 2021/502 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/897 Esas
KARAR NO : 2021/502

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/11/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirketin genel müdürlük ve bağlı il müdürlüklerinde temizlik, yemek servis ve dağıtım hizmetlerini ihale ile yüklendiğini, davalı şirket tarafından iş sözleşmesi feshedilen kendi çalışanları tarafından kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai ve yıllık izin vs. ücretlerinin tahsili için davalı ….. Şti. yerine müvekkili şirketin davalı olarak gösterildiği Aksaray İş Mahkemesi’nde açılan davada müvekkili şirketin asıl işveren kabul edilerek davalı şirket çalışanına tazminat ödemesi hususunda karar verildiğini, müvekkili şirketin bu ödemeyi yaptığını ve davalıdan rücuen tahsili talebiyle işbu davayı açtıklarını belirterek müvekkili şirket tarafından yapılan 21.323,77 TL’lik ödemenin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının davalı alt işverenden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davaya konu işçilik alacağına esas Aksaray İş Mahkemesi’nin …… esas, …… karar sayılı ilamı celbedilmiş olup, dosyanın incelenmesinde davacısının ….. , davalısının …… A.Ş., ihbar olunanın ……… Temizlik Gıda Elk. Mak. Tek. Ser. Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu, işçilik alacaklarının tahsili talebiyle açılan davanın kabulüne karar verildiği, Aksaray ….. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasında işçilik alacaklarının tahsili talebiyle yapılan takipte alacaklının ……. , borçlunun ……. olduğu, 30/11/2017 tarihinde borçlu tarafından 22.529,49 TL’nin yatırıldığı ve 04/12/2017 tarihinde tahsil harcı yatırılarak borcun ödendiği, alt işveren olan davalıya rücuen tahsil talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 14/07/2020 havale tarihli raporunda; asıl işveren olan davacı şirketin İş Kanunu’ndan kaynaklanan müteselsil sorumluluğunun gereği olarak dava dışı işçinin ödediği miktarı davalıdan yasal faiziyle birlikte talep edilebileceği belirtilmiş ise de, teknik olarak rapor yeterli görülmediğinden hizmet alım sözleşmesi ve teknik şartnameler dosyaya celbedilerek Yargıtay içtihatlarında belirtilen hesaplama yöntemleri dikkate alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor talep edilmiş, bilirkişi 01/03/2021 tarihli ek raporunda; davacının talep edebileceği miktarın 4.411,29 TL olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi akdedilmiş olup, dava dışı ….. 20/10/2001 tarihinden itibaren ihale dönemlerine göre değişen alt işverenler nezdinde ardı ardına çalışmasını sürdürerek son dönemde davalı şirkette 01/02/2010 tarihinden itibaren çalışmakta iken iş sözleşmesi 27/10/2010 tarihinde sona ermiş olup, dava dışı işçinin son alt işveren davalı nezdinde geçen çalışma dönemi 01/02/2010 – 27/09/2010 tarihleri arasındadır.
4857 sayılı İş Kanunu’na göre devralan işveren konumundaki son işveren feshe bağlı alacaklar yönünden kendisinden önceki hizmetlerden sorumlu ise de, bu sorumluluk işçiyi güvence altına almaya yönelik bir düzenleme olup, işçiye karşı ileri sürülebilecektir.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin …… esas, …. karar sayılı ilamında da benzer mahiyetteki bir dosyada belirtildiği üzere hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Somut olayda kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti dava konusu olduğundan davalı, yıllık izin ücrete dönüştüğü için tamamından, kıdem tazminatında ise, kendi çalıştırdığı dönemden sorumlu olup, yine yargılama masraflarından da davalı sorumlu olduğundan bu doğrultuda hazırlanan ek bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2018/2070 esas, 2019/1481 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere somut olayda sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan alacağın tahsili kapsamında talep edilen bedele borçlunun bir ihtar ile temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren faiz istenebileceğinden davadan önce davalının TBK 17. Maddesi hükmüne uygun olarak miktar ve ödeme talebi içeren bir ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü iddia edilmediğinden ve ihtarname sunulmadığından alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi hükmedilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 4.411,29 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gerekli 301,33 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 364,16 TL harcın mahsubuyla bakiye 62,83 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 301,33 TL peşin harç olmak üzere toplam 345,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 905,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 187,21 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/04/2021

Katip …

Hakim …