Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/866 E. 2022/372 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/866 Esas
KARAR NO : 2022/372

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2019

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2019/874 ESAS SAYILI DOSYADA;

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/05/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA TALEP: davacı vekili özetle; davalı ile müvekkili arasında 01.05.2016 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesi ve bu bayilik sözleşmesinin eki olan 25.05.2016 tarihli protokol imzalandığını, Bayilik sözleşmesinin eki olan protokolün 3.2.3. ticari şartlar kısmında; …” Motorin Satışlarında ……. Çıkış Fiyatı..” şeklinde hüküm olmasına rağmen 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren 31.08.2018 tarihine kadar Tüpraş satış fiyatının üzerine artı maliyetler ekleyerek, müvekkilinin toplamda kdv hariç 69.120,00 TL zarara uğradığını, Müvekkilinin, faturaları incelemesi neticesinde bu zararı tespit ettiğini, Çatalca …….. Noterliğinin16 Mart 2018 tarih ve …….. yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, yapılan görüşmeler neticesinde yeniden sözleşme şartlarına uyulduğunu ve uğranılan bu zararında davalı şirket tarafından karşılanacağı sözü verildiğini, davalı şirketin sözleşme şartlarına 19.07.2019 tarihine kadar uygun hareket ettiğini ancak bu tarihten sonra ise yeniden keyfi hareket etmeye başladığını, bu keyfi fiyat farkından dolayı müvekkilinin Çatalca …….. Noterliğinin 26.07.2019 tarih ve ……. yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşme şartlarına uyulması ve maddi zararlarının ödenmesinin talep edildiğini, fakat davalı tarafından olumlu adım atılmadığını, müvekkilinin bayilik sözleşmesini iyi niyetle devam ettirme iradesine rağmen teminat mektubu ile teminat çekinin paraya çevrileceği tehdidi sebebi ile yeniden İstanbul …… Noterliğinin 30 Eylül 2019 tarih ve ……… yevmiye nolu ihtarnamesi ile maddi zararın tazmini ile müvekkilinin peşin çalışması nedeniyle teminat olarak alınan mektup ve çekin iadesi istendiğini, Fakat davalının iş bu ihtarnameye de olumlu veya olumsuz bir yanıt vermediğini, keyfi fiyat uygulamasına devam ettiğini iddia ederek davalının 01.05.2016 tarihli istasyonlu bayilik sözleşmesi ve onun eki olan 25.05.2016 tarihli protokol isimli sözleşmelere aykırı davranması nedeniyle kdv dahil 195.785,30 TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davacı arasında “istanbul ili, Çatalca ilçesi ………. karşısı mevki adresinde bulunan “akaryakıt istasyonunda” “……….” markası altında bayilik yürütülebilmesi için; taraflar arasında muhtelif tarihlerde, muhtelif sözleşmelerin imzalandığını, taraflar arasında 01.05.2016 tarihinde BAYİLİK PROTOKOL’ü imzalandığını, yine ayrıca taraf şirketler arasında 01.05.2016 tarihinde 5 yıl süreli akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasında imzalanan Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin Fiyat tespiti-Ödeme-Muacceliyet ve Temerrüt hali başlıklı 41. Maddesinde; ‘bayiye satılacak her türlü Petrol ürününün fiyatı ………. tarafından saptanır ve uygulanır. Bayi iş bu sözleşme uyarınca satın aldığı Petrol ürünleri bedellerini ………. tarafından belirlenecek fiyatlar üzerinden, yine ……….’in belirlediği ödeme koşullarına göre ……….’e ödeyecektir.’ düzenlemesi yer aldığını, müvekkil şirketin satış fiyatlarını belirleme hakkının saklı tutulduğunu ve bu zamana kadar da; bu kapsamda hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürülmeksizin mal alımına devam edildiğini, hal böyle iken; davacı yanın zarar ettiği yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DOSYADA TALEP: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 15/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 01/05/2016 tarihli bayilik sözleşmesi ve ayrıca sözleşmenin eki olarak 25/05/2016 tarihli protokol düzenlendiğini, davalının sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle sözleşmeyi feshettiklerini, davalı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığından daha önce teminat amaçlı verilen 150.000-TL’lik teminat mektubu ile 250.000-TL’lik çekin kendilerine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:Ticaret sicil kayıtları, ihtarname suretleri, sözleşme örnekleri, bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, 01/05/2016 tarihli bayilik sözleşmesi gereğince ve davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranmasından dolayı 195.785,30-TL alacağın tahsili isteminden ibarettir.
Birleşen dava, istirdat talebinden ibarettir.
Uyuşmazlık, davacı tarafından yapılan fesih bildirimlerinin haklı nedene dayanıp
dayanmadığı ve buna bağlı olarak teminatların iadesi ile cezai şart tazminatından sorumlu
olmadığına ilişkin talebinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, mahkememizce inceleme yapılarak 10/11/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmış, tarafların itirazları nedeniyle aynı bilirkişi heyetinden 28/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporu alınmıştır.
Asıl davada davacının iddiası, davalı ………’ın bayilik sözleşmesine ve protokol şartlarına
uygun hareket etmediği, sözleşme ve protokolde tanınmış olan vadeyi kaldırarak peşin satış
yapmaya başladığı, ayrıca ……… çıkış fiyatını uygulaması gerekirken bu fiyatı uygulamadığı
dolayısıyla artı maliyetlerle zarara uğratıldığı, bu bakımdan yapılan fesih bildiriminin haklı
nedene dayandığı ileri sürülmüştür.
Davalı ………’ın iddiası ise sözleşmelerin haklı nedenle feshedilmediği, bu bakımdan
davacının sözleşmede kararlaştırılan cezai şart tazminatlarını ödemesi gerektiği, teminatların bu
tazminata mahsup edildiği, kalan bakiyenin de davacıya iade edildiği yönündedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kayıtları, ihtarname suretleri, sözleşme örnekleri, alınan bilirkişi kök ve ek raporu ile tüm dosya kapsamına binaen; davacı ile davalı ……… arasında 01.05.2016 tarihli istasyonlu bayilik
sözleşmesi ve onun eki olan 25.05.2016 tarihli protokol isimli sözleşme imzalandığı, 23.06.2017
tarihli 150.000,00 TL bedelli teminat mektubu ile 250.000,00 TL meblağlı, 27.11.2019 keşide
tarihli teminat çeki verildiği, davacı ile dava dışı ……… Petrol arasında da gaz
alım sözleşmesi imzalandığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin 41. maddesinde “bayiye
satılacak her türlü Petrol ürününün fiyatı ………. tarafından saptanır ve uygulanır. Bayi iş bu
sözleşme uyarınca satın aldığı Petrol ürünleri bedellerini ………. tarafından belirlenecek fiyatlar
üzerinden, yine ……….’in belirlediği ödeme koşullarına göre ……….’e ödeyecektir” hükmüne yer
verildiği görülmektedir.
Söz konusu hüküm dikkate alındığında davalı ………’ın satış fiyatlarını ve ödeme
koşullarını belirleme hakkının bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla davacının “davalı davalı ………’ın satış fiyatlarını ve ödeme
koşullarını belirleme hakkının bulunduğu, davacının “davalı ………’ın
sözleşme ve protokolde tanınmış olan vadeyi kaldırarak peşin satış yapmaya başladığı, ayrıca ………
çıkış fiyatını uygulaması artı maliyetler eklediği bu bakımdan sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği”
yönündeki iddiaları yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca sözleşmenin
süresinden önce haklı nedenle feshedilmesi halinde davalı ………’ın cezai şart ve zararların
tazminini isteme hakkı düzenlendiğinden, davacının, davalı ………’a yönelik teminatların iadesi
ve davalılara karşı ceza-i şart ve kar mahkumiyetinden kaynaklanan bir borcunun olmadığının
tespitine ilişkin talebinin yerinde olmadığı, faturanın ispat kuvvetine ilişkin TTK. m. 21/2 hükmüne göre: “Bir fatura alan
kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa
bu içeriği kabul etmiş sayılır”. Hükmü dikkate alındığında, davalının düzenlenen ürün faturalarına karşı herhangi bir itiraz bulunmadığı,
faturaları ticari defterlerine işlediği, ayrıca fatura bedellerini öderken de herhangi bir ihtirazı
kayıt sunmadığı, bu haliyle davacının, herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin davalıdan cezai şart isteme hakkının bulunmadığı, fatura ve ticari defterlerin ispat kuvveti, ihtirazi kayıt
sunulmaması gibi hususlar dikkate alındığında davacının fesih bildiriminin haklı olmadığı anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın (……… esas) reddine,
2-Birleşen Bakırköy …… ATM nin …….. esas sayılı davanın reddine,
Asıl dava yönünden;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 3.343,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.262,83 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 22.154,97 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
7-Arabulucu ücreti 1.320 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Birleşen dava yönünden;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 6.831,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.750,30 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 36.450,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
7-Arabulucu ücreti 1.320 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere yukarıda isimleri yazılı tarafların yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2022

Başkan …….. Üye …… Üye …… Katip ……
¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır)