Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/864 E. 2021/668 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/864 Esas
KARAR NO : 2021/668

BİRLEŞEN DAVA : Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/240 E. – 2020/471 K.

DAVA VE BİRLEŞEN DAVA : Tazminat (Cismani Zarar – Trafik Kazası)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 02/05/2017
BİRLEŞEN DAVA KARAR TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigortalısı sürücünün sevk ve idaresindeki ……… plakalı 18/11/2009 tarihinde ……… Mah. …… Sk. No: ……. adresinde bulunan işyerininin önünden geri geri manevra yapıp yolun soluna geçtiği sırada o an marketin önünden geçmekte olan müvekiline hızla çarpması neticesinde müvekkilinin ağır yaralandığını, ameliyat neticesinde hasar gen dalağının alındığını, uzuv zayi vuku bulduğunu, müvekkilinin kaza esnasında hamile olduğunu, büyük bir travma yaşadığını, kaza sonrası belinde hasar oluştuğunu, bel fıtığı başlangıcı tespit edildiğini, 30 dkdan fazla ayakta kalamadığını, bağışıklık sisteminin zayıfladığını, ceza yargılamasında müvekkilinin kusursuz olduğu, davalının ise asli kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını ve Küçükçekmece ……. Asliye Ceza Mahkemesinin ……… Esas, ……… Karar sayılı kararı ile sanığın tecziyesine karar verildiğini ve işbu kararın Yargıtay onaması ile kesinleştiğini, Küçükçekmece …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……….. Esas sayılı dosyasında müvekkilinin kalıcı iş gücü kaybının tespit edildiğini ve aktüerya bilirkişisince maddi tazminat hesabı yapıldığını, davalı sigorta şirketine 02/05/2017 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı ile anlaşılamaması nedeniyle davalıdan 145.075,60-TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen dava dava dilekçesinde özetle; davalının 18/11/2009 tarihinde ………. plakalı araç ile ……. Mah, …….. Sk. No:………. adresinde bulunan işyerininin önünden geri geri manevra yapıp yolun soluna geçtiği sırada o an marketin önünden geçmekte olan davacıya hızla çarpması neticesinde davacı ağır yaralanmış ve ameliyat neticesinde hasar gören dalak alınmış, uzuv zayi vuku bulduğunu, davacının ceza yargılamasında kusursuz olduğu, davalının ise asli kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını ve Küçükçekmece ……. Asliye Ceza Mahkemesinin ……. Esas, …… Karar sayılı kararı ile sanık hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı ceza, adli para cezasına çevrildiğini, aynı zamanda davacıda bel fıtığı da oluştuğunu, açıklanan gerekçelerle davalıdan trafik kazası nedeni ile davalıdan trafik kazası nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00-TL manevi tazminat ve 1.000,00-TL maddi tazminat olmak üzere toplamda 101.000,00-TL tazminatın iş kazası tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhdesinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dava davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. Maddesine göre zamanaşımı süreleri ölümde 15 yıl, sürekli sakatlıkta 8 yıl olduğunu, davaya konu kazanın 18/11/2009 tarihinde meydana geldiğini, davacının dayandığı delillerin taraflarına tebliğe çıkartılması gerektiğini, ………. plakalı aracın 18/09/2009 – 2010 tarihleri arasında müvekkili şirketçe sigortalandığını, ……… numaralı poliçenin teminat limitinin kişi başı 150.000,00-TL olduğunu, dosyada kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, Küçükçekmece …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……… Esas sayılı dosyasında aldırılan raporlara itiraz ettiklerini, raporların kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini, maluliyete ilişkin maddi tazminat talebi hakkında Kanuna ve Yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimlerinin şikayetçe tarafından dosyaya sunulması gerektiğini, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulmasını, tazminat hesaplamasının aktüer sıfatına sahip bilirkişile tarafından ZMMS Genel Şartları çerçevesinde yapılmasını, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkilinin temerrüte düşmediğini, davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalıya yapılan tebligatın usulüne uygun yapılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili sigorta şirketin 3. Kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan , sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin ve ya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusur oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, dosyada kusur tespiti yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle her hangi bir tazminat sorumlulukları doğacak ise aktüeryalar yönetmeliği uyarınca aktüer sıfatına sahip bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek yapılması gerektiğini, faizin hatalı talep edildiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : Küçükçekmece ……… Asliye Ceza Mahkemesi ……… Esas ……. Karar sayılı dosyası, 04/09/2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Kusur Raporu, 17/02/2014 tarihli kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu, 25/04/2018 havale tarihli kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu, 02/01/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ……… İhtisas Kurulu’nun maluliyet raporu, 03/05/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ……… İhtisas Kurulu’nun raporu, 02/09/2019 tarihli aktüerya hesabına dair bilirkişi raporu, hastane kayıtları, hasar dosyası, poliçe, İlçe Emniyet Müdürlüğü kayıtları, dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklı yaralanma neticesinde maddi tazminat istemine ilişkindir. Birleşen dava ise yine aynı trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış birleşen davada aldırılan bilirkişi raporlarına mahkememizce itibar edilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Davalı tarafça tanzim edilen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi incelenildiğinde; ……… poliçe nolu olduğu, sigorta ettirenin birleşen dava davalısı ……… olduğu, başlangıç tarihinin 18/09/2009, bitiş tarihinin 18/09/2010 olduğu, ………. plakalı …….. marka 19 Europa …….. model ……….. şasi No.li otomobilin sigortalanmış olduğu, ölüm ve sakatlanma kişi başına limitin 150.000,00-TL olduğu tespit edilmiştir.
Küçükçekmece …….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……… E. – ………. K. sayılı taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçu ile ilgili birleşen dava davalısı ……… hakkındaki mahkumiyet kararı Yargıtay …….. Ceza Dairesi’nin 21/11/2017 tarihli ……. E. – ………. K. Sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmış ve karar 21/11/2017 tarihinde kesinleşmiştir.
Küçükçekmece…………. Sulh Ceza Mahkemesi’nin ……….. Esas sayılı dosyasından aldırılan 17/02/2014 tarihli Trafik Bilirkişisi ……… tarafından tanzim edilen raporda özetle; sanık sürücü ………’ün 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 84/J maddesinde belirtilen asli kusur sayılan hallerden “manevraları düzenleyen genel şartlara uymama” asli kusurunu işlediği olayda asli kusurlu olduğu, müşteki yaya ……..’ın olayda kusursuz olduğunu bildirmiştir.
Küçükçekmece …….. Sulh Ceza Mahkemesi’nin …….. Esas sayılı dosyasından aldırılan 04/09/2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nin tanzim ettiği kusur raporunda özetle; sanık sürücü ……… sevk ve idaresindeki otomobili ile arkasını yeterince kontrol etmeksizin dikkatsiz bir şekilde geri manevra geri geri geldiği ve arkasında yürümekte olan yayaya çarptığı, dikkatini yola vermediği, dikkatsizce araç kullandığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile gerçekleşen kazada asli kusurlu olduğu, mağdur yaya …….. yaya olarak bulunduğu yol üzerinde geri geri gelen çarptığı olayda atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Birleşen Davada aldırılan 25/04/2018 havale tarihli Prof. Dr. …….. tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; davalı sürücü ………’ün %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı yaya ……..’a kusur yüklenmesinin mümkün olamayacağı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacının maluliyet oranının tespiti için Adli Tıp Kurumu Başkanlığı ……… İhtisas Kurulu’ndan aldırılan 02/01/2019 tarihli raporda; davacının 18/11/2009 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı splenektopi arızası nedeniyle, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak, Gr1 XI (3………15) A %19 E cetveline göre %15.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceğini, kesin işgöremezlik süresinin kişinin tedavi ve takibini yapan hekimler tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceğini, 05/11/2018 tarihli omurga grafilerinde travmatik sekel tespit edilmediği cihetle maluliyetininde değerlendirilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
İtirazların değerlendirilmesi için kurumdan ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, ……… İhtisas Kurulunca tanzim edilen 03/05/2019 tarihli raporda özetle; kurulun 02/01/2019 tarih ve 57 sayıla Kararı’nda değiştirilecek veya irdelenecek bir husus olmadığı, aynı yönetmelik çerçevesinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, kişinin bel ağrısı yakınması ve 30/10/2016 çekim tarihli…… raporunda izlenen minimal bulgingler ile 18/11/2009 tarihli trafik kazası arasında illiyet bağı olmadığı bildirilmiştir.
Birleşen davada aktüerya hesabı için aldırılan Aktüerya Uzmanı SMM ………. tarafından tanzim edilen 02/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Mağdur ……..’ın 13/05/2019 tarih 36885 sayılı Adalet Bakanlığı adli tıp mütalaasında “davacının 18/11/2009 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı splenektomi arızası nedeniyle, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak;E. cetveline göre % 15 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı yazıldığını, mağdurun % 100 oranında haklı olduğunun bildirildiğini ve hesaplamaların bu oran üzerinden yapıldığını, mağdur ……..’a ilişkin ödenebilir sürekli iş göremezlik tazminat tutarı olarak toplam 145.075,60-TL hesaplandığını, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; geçici işgöremezlik giderinin talep edilmesi halinde, bu dönemde sakatlığın boyutu (derecesi), sakatlık sebebi ile geçici işgöremezlik gereksiniminin doğup, doğmadığının ve yaralanma derecesinin geçici işgöremezlik gideri hesabı yapılmasını gerektirip gerektirmeyeceğinin açıkça tespiti ve ispatı gerektiğini, dava dosyasına sunulan Sağlık Kurulu Raporu’nda, mağdurun geçici işgöremezlik ihtiyacı/süresi belirtilmediğinden ve başkaca belge sunulmadığından mağdur ……..’a geçici işgöremezlik zararı hesaplanmadığını bildirmiştir.
Davacı vekili tarafından maddi tazminat talebi, bilirkişi raporunda belirtilen miktara istinaden açılan davaya ek olarak 144.075,60-TL arttırılmak suretiyle ıslah edilmiş, ıslah dilekçesi birleşen dava davalısına tebliğ edilmiştir. Davacı hakkında birleşen davada 31/10/2018 tarihinde, asıl davada 19/02/2021 tarihlerinde adli yardım kararları verilmiş olduğundan davacı tarafça birleşen davada ıslah harcını, asıl davada ise vekalet harcı dışında her hangi bir harç ödenmemiştir.
HMK’nun 166/1. maddesine göre; “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” HMK m. 166 gereğince, aynı düzey ve aynı sıfattaki mahkemelerden anlaşılması gereken; her iki davanın da görüldüğü mahkemenin, Asliye Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Mahkemesi yahut İş Mahkemesi yahut Aile Mahkemesi olması gerektiğidir. Aynı düzey ve sıfatta olmayan mahkemeler arasında davaların birleştirilmesi söz konusu olmaz.
Birleşen davada aldırılan Adli Tıp Kurumu raporları ve bilirkişi raporları asıl dava davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, süresi içerisinde her hangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Davalıların zamanaşımı def’ilerine ilişkin olarak; 2918 sayılı KTK’nin 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkûmiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. Birleşen dava uzamış zamanaşımı süresi olan 8 yıl içinde 02/05/2017 tarihinde açılmıştır. Davacı tarafça davalı sigorta şirketine 02/05/2017 tarihinde başvuruda bulunulmuştur. Bu tarih birleşen davanın da tarihi olmakla birlikte davacının bu tarihte davalı sigorta şirketinden haberdar olduğu anlaşılmış, kazanın gerçekleştiği 18/11/2009 tarihinden itibaren 10 yıl dolmadan asıl davanın 14/11/2019 tarihinde açıldığından zamanaşımı def’ilerinin reddine karar verilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, aldırılan bilirkişi raporları, ıslah dilekçesi ve tüm dosya kapsamına göre; 18/11/2009 günü saat 20.30 sularında, ……. Mahallesi, …….. Caddesi içinde, birleşen dava davalısı sürücü ……… yönetiminde geri manevra yapmakta olan ………. plaka sayılı otomobil no: 17 sayılı yer önlerinde yürümekte olan davacı yaya ……..’a çarparak yaralanmasına neden olmuştur. Birleşen dava davalısı ……… sevk ve idaresindeki otomobili ile arkasını yeterince kontrol etmeksizin dikkatsiz bir şekilde geri geri geldiği ve arkasında yürümekte olan yayaya çarptığı, dikkatini yola vermediği, dikkatsizce araç kullandığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı ile gerçekleşen kazada mahkememizce % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise olayda atfı kabil bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacının Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası Grup1 kabul olunarak, Gr1 XI (3………15) A %19 E cetveline göre %15.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceği Adli Tıp Kurumu ……… İhtisas Dairesince tespit edilmiştir. Yapılan aktüerya hesabı neticesinde davacı ……..’a ödenebilir sürekli iş göremezlik tazminat tutarı olarak toplam 145.075,60-TL olduğu anlaşılmıştır. Asıl dava dava değeri olarak bu değer üzerinden gösterilerek açılmış, birleşen davada ise davacı tarafından dava değeri ıslah edilmiştir. Mahkememizce her iki talep yerinde görülmekle davacının maddi tazminat talebinin asıl davalı bakımından poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere dava tarihi, birleşen dava bakımından kaza tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili yönünde kabulüne karar verilmiştir.
Asıl dava bakımından faiz başlangıç tarihinin dava tarihi tutulması sebebi her ne kadar sigorta şirketinden gelen hasar dosyasında davacının başvuruda bulunduğu belirli olsa da başvurunun sigorta şirketine hangi tarihte tebliğ olduğu, temerrüt tarihinin tespit edilememesi nedeniyle bu konuda dava tarihi esas alınmıştır.
Davacının manevi tazminat isteminin ise tarafların ekonomik ve sosyal durumu, davacının adli yardımdan faydalanması, olayın oluş şekli, kusur oranı, maluliyet oranı ve manevi tazminatın zenginleşme veya fakirleşme aracı olamayacağına ilişkin temel ilkeler göz önünde bulundurulmak suretiyle, davacının yaşadığı elem ve ızdırabın bir nebze olsun giderilmesi için 30.000,00-TL manevi tazminat takdirinin hak ve nesafet kurallarına uygun düştüğü kabul edilerek birleşen davada manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Maddi tazminata ilişkin Mahkememiz ……… ve birleşen Küçükcekmece …….. Asliye hukuk mahkemesi ……… esas sayılı davasının KABULÜ ile 145.075,60 TL ‘nin asıl dava davalısı ……. Sigorta Şirketi’nden (poliçe limitleri dahilinde) dava tarihi 14/11/2019 tarihi itibariyle, birleşen dava davalısı ………’den kaza tarihi 18/11/2009 itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminata ilişkin Küçükçekmece …….. Asliye hukuk mahkemesi ……….. esas sayılı davasının KISMEN KABULÜ ile 30.000,00 TL’nin kaza tarihi 18/11/2009 itibariyle işleyecek yasal faizi ile davalı ………’den tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE.
Asıl Dava Bakımından;
3-Alınması gerekli 9.910,11-TL karar ve ilam harcının adli yardım kararı bulunması nedeniyle başlangıçta harç yatırılmadığından tamamının asıl dava davalısından tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 17.732,18-TL ücreti vekaletin asıl dava davalısından alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti 1.320,00-TL’nin asıl dava davalısından alınarak hazineye irat kaydına,
6-AAÜT 16/2/c maddesi gereğince hesap edilen 1.080,00-TL vekalet ücretinin asıl dava davalısından alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen Dava Bakımından;
7-Alınması gerekli (9.910,11-TL + 2.049,30-TL) 11.959,41-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 1.724,83-TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 10.234,58-TL harcın birleşen dava davalısından alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından birleşen davada yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 1.724,83-TL peşin harç toplamı 1.756,23-TL’nin birleşen dava davalısından alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça posta/ tebligat/ bilirkişi gideri olarak birleşen davada yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 600,70-TL yargılama giderinin birleşen dava davalısından alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacının adli yardım talebi kabul edildiğinden ve birleşen davada suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.129,00-TL Adli Tıp rapor ücretlerinin birleşen dava davalısından alınarak hazineye irat kaydına,
11-Maddi tazminat bakımından; yürürlükteki AAÜT 8. maddesi gereğince hesap edilen 17.732,18-TL ücreti vekaletin birleşen dava davalısından alınarak davacıya verilmesine,
12-Manevi Tazminat bakımından; yürürlükteki AAÜT 10/1. maddesi gereğince hesap edilen 4.500,00-TL ücreti vekaletin birleşen dava davalısından alınarak davacıya verilmesine,
13-Reddedilen kısım üzerinden yürürlükteki AAÜT 10/2-4 maddesi gereğince hesap edilen 4.500,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak birleşen dava davalısı ………’e verilmesine,
Kararların kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve birleşen dava davalısı vekilinin yüzünde davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.28/06/2021

Katip……….
¸(e-imzalıdır)

Hakim ……..
¸(e-imzalıdır)