Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/862 E. 2020/125 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/862 Esas
KARAR NO : 2020/125

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 07/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında şeker alımı konusunda ticari alışveriş olduğunu, taraflar arasında ilk alışveriş 07.01.2019 tarihinde yapıldığını, müvekkilinin ilk ürün alımına 07.01.2019 tarihinde davalıya gönderilen ürün fiyat detayları (2.7323 TK/KG+KDV) mailinin onaylanması ile birlikte başlanıldığını, bir sonraki siparişte ise kg 3.129+KDV (çuvalı 169 TL/50 KG KDV dâhil) üzerinden, ödemesinin yarısı 19.04.2019 tarihinde, kalanı ise 03.05.2019’da olmak üzere anlaşıldığını, anlaşma yapıldığı bu dönemde devletin belirlemiş olduğu çuval şeker fiyatı 165.780 TL /50KG KDV dahil iken, anlaşmadan sonra piyasadaki ürün çuval fiyatı 162 TL/50 KG ye düşmesine rağmen anlaşma gereği müvekkilinin bu malların ödemesini davalıya yaptığını, müvekkili ile davalı arasında üçüncü ve son satışta ise 7000 ton şeker 3.0086 +KDV çuvalı 162.47 TL/KG KDV dahil mal alımı üzerinden ödemesi 24 Haziran 2019 ile 25 Haziran 2019 tarihlerinde yapılmak üzere anlaşıldığını, müvekkili anlaşma gereği tüm ödemelerini bu tarihlerde eksiksiz yerine getirerek yapmış ve mal alımına başladığını, ancak 25.06.2019 tarihinde davalıya gönderilen 15.000.000,00 TL ödeme karşılığında verilecek olan ürünleri davalı hemen göndermediği gibi ürünlere yükleme aşamasında günlük kota koyarak ve yükleme yapmayarak müvekkilini mağdur ettiğini, davalı bu bedeli uhdesinde tutarak 06.08.2019 tarihinde (43 gün sonra) iade ettiğini, taraflar arasında sipariş alınarak avans usulü çalışıldığı ve şeker fiyatlarının sabitlenerek gelebilecek zamlardan etkilenmeden alım yapılması mutad bir durum olduğunu, davalının yapılan sözlü anlaşma kurallarına basiretli tacir gibi davranmayarak yasaya (TTK 20/2) aykırı hareket ettiğini, iş bu durumun müvekkilini fazlasıyla zarara uğramasına sebep verdiğini, müvekkilinin kendisine satılacak olan ürünlerden 2.037.698,89 TL kar elde edeceği hesaplandığını, müvekkili 162,47 TL KDV dahil fiyattan alamadığı ürünler karşılığında daha yüksek fiyatlar ile başka yerlerden ürünler aldığını, müvekkilinin davalıya ödemiş bulunduğu 15.000.000 TL bedelin karşılığında olan malları almış olsa idi bu miktar kadar satış yapmış olacağını, ancak davalı bu malları müvekkiline göndermediğinden hali ile bu bedel karşılığında eksik satış yaptığını, ayrıca davalıya 25.06.2019 tarihinde gönderilen 15.000.000 TL’nin 06.08.2019 tarihine kadar davalının uhdesinde kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğundan yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafın dava dilekçesi incelendiğinde iddia edildiği şekliyle zararın net olarak belirlendiği ve bu belirlemenin bir uzman görüşü alınarak yapıldığı açıkça belirtilmiş olmasına rağmen davanın HMK’nın 107. maddesi çerçevesinde belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davalı müvekkili ile davacı taraf arasında düzenli ve belirli şartlar altında ticari bir ilişkinin olduğunu beyan edilmesinin sadece mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, davacı taraf ile davalı müvekkil arasında davacı tarafın iddia ettiği gibi şeker alım-satımı üzerine yazılı yahut sözlü herhangi bir anlaşma söz konusu olmadığını, basın ve yayın organlarına 25 Haziran 2019 tarihinde de haberleştirilerek üzere ……. A.Ş. tarafından 25 Haziran 2019 tarihinden önce yapılan çalışmalar neticesinde şeker fiyatlarına %16 zam yapıldığı kamuoyuna ilan edildiğini, davacı tarafça bu karar biliniyor olacak ki zam kararının kamuoyuna açıklandığı tarihten bir gün önce davalı müvekkil ile herhangi bir kg veya çuval bedeli üzerinden anlaşmaya dahi varmadan davalı müvekkilin hesabına 15.000.000,00 TL para gönderimi gerçekleştirildiğini, kötü niyetli bir şekilde 24 Haziran 2019 tarihinde şeker fiyatlarına gelecek zamdan haberdar olduğundan zamsız fiyatlar üzerinden şeker satın alma çabası içerisine girdiğini, bu şekeri daha sonra üçüncü kişilere şekere zam geldiği gerekçesiyle piyasada %16 zamlı fiyattan satarak daha çok kâr elde etme amacı içinde olduğunu, davacı tarafın müvekkiline ait hesaba kötü niyetli olarak gönderdiği bedelin 43 gün boyunca iade edilmeyerek davacı tarafın mağdur edildiği ve zarara uğratıldığı iddiaları gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davacının, alım- sözleşmesi uyarınca davalının edimini ifa etmemesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini talebine ilişkindir.
HMK’nun 6.maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun HMK 10. Maddesi gereğince “sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü de özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca TBK 89 maddesi gereğince para borçlarında yetkili mahkemenin ifa yeri olan alacaklının ikametgah mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Dava dosyamızda her ne kadar davacı vekili davalı ile aralarında sözlü sözleşme olduğunu mal alım-satımı konusunda anlaştıklarını, para alacağı olması nedeniyle Mahkememizin yetkili olduğunu beyan etmiş ise de, davalı tarafından ticari ilişkinin ve sözleşmenin varlığının kabul edilmemesi, dava dilekçesi ekinde sözleşme- fatura sunulmadığı, davacının talebinin munzam zarara ilişkin olduğu, somut olayda genel yetki kuralının uygulanması gerektiği kanaatine varılmakla, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin yetkilili olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(ç) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE;
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili Çorum Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) tevzi edilmek üzere Çorum Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların yetkili mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar hazır bulunan taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı 04/02/2020

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır