Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/839 E. 2022/74 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/839
KARAR NO : 2022/74

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 28/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Bankanın ……. Şubesi ile müşterek borçlu ……. Temizlik Ürünleri Pzlm. Ve Tic. Ltd. Şti. ve müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla …, … arasında akdedilen kredi sözleşmesine istinaden krediler kullandırıldığını, Kredi şartlarına uyulmaması ve borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle, borçlulara 23/05/2019 tarihi itibariyle nakit 110.154,39 TL alacak için Beşiktaş …… Noterliğinin 27.05.2019 tarih ve ……. yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, ancak söz konusu ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, temerrüde düşen davalı/borçlu hakkında Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.09.2019 tarih, …… D.İş ……. K. Sayılı dosyasından alınan İhtiyati Haciz kararı ile, Büyükçekmece ……. icra Müdürlüğünün ……. E. Sayılı dosyasından 20.09.2019 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalılar vekili tarafından 11.10.2019 tarihinde takibe, takibe konu borca, işlemiş ve işleyecek olan temerrüt faizine, faiz oranına, BSMV, gider vergisi ile BSMV ve gider vergisi oranının masraf ve takibin tüm ferilerine itiraz edildiğini, borçlunun itirazları neticesinde takibin durduğunu, itirazın iptali davası açılmadan önce Bakırköy Arabuluculuk Bürosunun ……. Büro Numarası, ……. Arabuluculuk Numarası ile zorunlu Arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanamaması nedeniyle anlaşmaya varılamadığını, buna ilişkin Son Tutanak düzenlendiğini, davalı yanların alacağa ilişkin itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, uygulanacak temerrüt faizinin sözleşmenin 4.2 maddesine uygun olduğunu, sözleşme hükümleri doğrultusunda müvekkili bankanın takip tarihi itibariyle dava konusu kredi dahil tüm ticari krediler için T.C. Merkez Bankasına bildirilerek uygulanan en yüksek kredi faiz oranı dikkate alınarak tarafımızdan sözleşme ile bankaya tanınan tek taraflı yetkiye istinaden takipte 9657 temerrüt faizi talep edilmesinin sözleşme ve yasaya uygun olduğunu belirterek, davalılarının Büyükçekmece ……… İcra Müdürlüğü’nün ………. Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazlarının iptali ile takibin devamına, haksız yere takibin durmasına sebebiyet veren davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, yargılamaya esas icra takibinde borcun sebebi belirtilmeksizin ve dayanaktan yoksun olarak, 111.131,08 TL tutarlı asıl alacak miktarı üzerinden müvekkiller aleyhine Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkillere takibe konu edilen borca ilişkin ihtarname, hesap özetleri vs. gönderilmemiş olmakla, müvekkillerin davacıya iş bu takibe ve yargılamaya konu edilen muaccel hale gelmiş likit bir borcu bulunmadığını, borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile, dava dilekçesinde “110.154,39 TL alacak için” müvekkillere ihtarname keşide edildiği ifade edilmiş olup ödeme emrinde ise alacak miktarı “111.131,08 TL asıl alacak” olarak belirtildiğini, söz konusu ödeme emrinde talep edilen alacak miktarının davacı tarafın iddia ve beyan ettiği ihtarnamedeki tutar ile de çelişkili ve dayanaktan yoksun olduğunu, yargılama esas icra takibine konu alacak ile ilgili müvekkillere usule uygun kat ihtarnamesi gönderilmediğini, dolayısıyla, icra takibine konu borca ilişkin müvekkiller yönünden muacceliyet ve temerrüt şartları oluşmadığını, icra takibinde borcun sebebi ve dayanağının açıkça belirtilmediğini, alacaklı banka tarafından müvekkillere takibe konu edilen borca ilişkin kat ihtarnamesi, hesap özetleri vs. usule uygun olarak gönderilmediğini, borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile, söz konusu icra takibi ile talep edilen işlemiş temerrüt faizi ile faiz oranı, BSMV, gider vergisi ile BSMV ve gider vergisi oranı ve masraf adı altında gösterilen alacak kalemlerinin de usule ve yasal mevzuata aykırı şekilde, dayanaktan yoksun ve haksız olarak, yine fahiş miktarda talep edildiğini, davacı banka tarafından gönderilen Beşiktaş …… Noterliğinin 27.05.2019 tarih ve ….. yevmiye nolu ihtarnamesine cevaben Büyükçekmece ……. Noterliği’nden 07/06/2019 tarihinde, …… yevmiye no ile gönderilen ihtarname içeriği ile; “müvekkillere süresinde hesap özetlerinin gönderilmemesi, müvekkillerin muaccel hale gelmiş likit bir borcunun bulunmaması, dolayısıyla yasal muacceliyet ve temerrüt şartlarının oluşmaması, ihtarname içeriğinde talep edilen faiz ile fer’ilerinin de muacceliyet ve temerrüt şartlarının oluşmaması ve fahiş miktarda, usule ve yasal mevzuata aykırılık teşkil etmesi, muaccel hale gelmeyen ve likit olmayan borca istinaden verilen (1) günlük ödeme süresinin de dürüstlük kuralına aykırı olması ve hayatın olağan akışı gereği sürenin makul olmaması” vs. sebeplerle müvekkiller tarafından itiraz edildiğini ve söz konusu ihtarname içeriğinin kabul edilmediğinin açıkça belirtildiğini, davacı tarafça yapılan iş bu icra takibi açıkça haksız ve dayanaktan yoksun olup takibe konu alacak aynı zamanda yargılamayı gerektirdiğini” belirterek, “davaya konu borca ilişkin muacceliyet ve temerrüt şartlarının oluşmaması, müvekkilerin muaccel hale gelmiş likit bir borcunun bulunmaması, davacı tarafından gönderildiği belirtilen ihtarnameye ve içeriğine müvekkiller tarafından ihtarname ile açıkça itiraz edilmiş olması ve alacağın yargılamayı gerektirmesi, yine iş bu yargılamaya esas icra takibindeki temerrüt faizi ile faiz oranı, BSMV, gider vergisi ile BSMV ve gider vergisi oranı, masraf ve takibin tüm fer’ileri yönünden de takibin haksız, dayanaktan yoksun ve usule ve yasal mevzuata aykırı olması sebebiyle haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı taraf aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYANIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacının, kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için davalılar aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalılar aleyhinde dayanak 111.131,08 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsili için kredi sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 23/09/2021 tarihli raporunda; Davacı/alacaklı banka ile davalı kredi lehtarı asıl borçlu ……. PAZ. TEM. ÜR. PAZ. VE TİC. LTD. ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu işbu sözleşmeleri davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin kararlaştırılan süre içerisinde ödenmemiş olduğu nazara alındığında, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler de dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar aleyhinde takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı kefilin, kefalet sözleşmesinde gösterilen kefalet limitleri toplamının (2 adet GKS) 550.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan asıl borç toplamının 111.117,71 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın borcun tamamından müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, güncel HGK İçtihadına ve sözleşme koşullarına göre aşağıda (A) ve (B) bentleri atında terditli/seçenekli hesaplama sonuçlarına göre, A)HGK içtihadı tahtında belirlenen temerrüt faiz oranına göre hesaplama; fazlaya ilişkin 2.943,78 TL (120.745.444 – 117.801,66 =) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 111.117,71 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla HGK içtihadına istinaden yıllık 38,70 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, B)Sözleşme koşullarına göre belirlenen temerrüt faizi üzerinden hesaplama halinde; fazlaya ilişkin 135,90 TL (120.745,44 – 120.609,54 =) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 111.117,71 TL tamamen ödeninceye kadar, tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla sözleşmesel olarak yıllık %57 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği, KGF-Kredi garanti fonunun kefaleten bankaya tazmin ettiği bedel yönünden; Kredi garanti fonunun kefaletiyle kullandırılan taksitli kredi borcuna karşılık anılan kurum (KGF A.Ş.) tarafından davacı bankaya 27.12.2019 tarihinde (Dava tarihi 06.11.2019’dan sonra) toplam 98.534,39 TL tutarında tazminat ödemesi yapılmıştır. Davacı banka kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalılardan tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğu, yani davacı banka tazmin edilen bedel bakımından takibe aynen devam etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Çünkü, bu ödeme davalılar tarafından yapılmamıştır. Bir başka deyişle davacı banka, KGF A.Ş. ile imzalanan ek kefalet protokolü ve Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında yukarıda takip tarihi itibariyle hesaplanan alacak kalemleri üzerinden icra takibine aynen devam edilebilineceğinin düşünüldüğü, bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu ve içeriğine göre; davacı banka ile davalı kredi lehtarı asıl borçlu ……. PAZ. TEM. ÜR. PAZ. VE TİC. LTD. ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu işbu sözleşmeleri diğer davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, ödemelerin aksaması üzerine davacı banka tarafından hesabın kat edilerek davalıya ihtarname gönderildiği, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından alacağın tahsilinin sağlanması amacıyla davalı borçlu aleyhine Büyükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığı, düzenlenen bilirkişi raporunda davacı bankanın Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasına istinaden davalının kullandığı kredi borcu nedeniyle davacı bankanın faize ilişkin uygulamalarına ve buna göre belirlenen faiz oranlarına göre, talep edebileceği miktarın 111.117,71 TL asıl alacak, 8.329,26 TL işlemiş faiz ve diğer giderler ile toplam 120.609,54 TL olarak hesapladığı, düzenlenen bilirkişi raporunun ayrıntılı, dosya kapsamına uygun, seçenekli sonuçlarla, gerekçeli ve karar vermeye elverişli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmış, anılan kredi sözleşmesi nedeniyle Türk Borçlar Yasasındaki temerrüt faizine ilişkin hükümlerin uygulanması yönündeki talep ve bu seçeneğe göre yapılan bilirkişi hesaplaması taraflar arasında yapılan sözleşmenin niteliği gereği ticari bir kredi sözleşmesi olması, bu nedenle taraflar arasında faiz oranının belirlenmesinde irade serbestliği olması, ayrıca aktedilen sözleşmenin 3.5. kredi faizi ve komisyonlar başlığı altında aktedilen sözleşmeye bankanın belirlediği veya ilerde belirleyeceği faiz oranlarının uygulayabileceğinin belirlendiği, bu belirlemeye göre de, davacı bankanın uygulamalarına göre bilirkişinin yapmış olduğu hesaplama dikkate alınmış, Borçlar Yasası hükümlerinin uygulanması gerektiği talebi hükme esas alınmamış, bilirkişinin belirtilen esaslara göre yapmış olduğu hesaplamaya göre ve HMK 26. Maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne ve davalının yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmiştir.
İcra inkar tazminatı yönünden somut olayda davalının davacıya ödemesi gereken bedelin niteliği konusu belli olduğu, bu kabul şekline bağlı olarak, itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada, gerekse öğretide öngörülen alacaktaki “likit” yani muayyenlik ve belirlenebilirlik niteliği ve koşulunun bulunduğu, davalının itirazı haksız olduğundan asıl alacak üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davalının Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptali ile takibin aynı koşullarla
2-Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 22.223,54 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Alınması gerekli 8.248,12 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.458,31 TL harcın mahsubuyla bakiye 6.789,81 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 1.458,31 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.509,11 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.698,40 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-AAÜT gereğince hesap edilen 15.420,82 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Davalılar tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalılara iadesine,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)