Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/834 E. 2023/498 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/834 Esas
KARAR NO : 2023/498

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/11/2019
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/05/2023
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA TALEP VE KARŞI DAVADA SAVUNMA : davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun, davacı şirketin hissedarı olduğunu, 25.11.2014 tarihli olağan genel kurul kararı ve 10.01.2015 tarihli …’ de yapılan ila ile davacının 62.004,60 TL taahhüt ettiği sermaye borcunun bu güne kadar ödenmediğini, davalı tarafından taahhüt edilen sermaye borcunun ödenmemesi sebebi ile davalı aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı itiraz etmesi sebebi ile takibin durduğunu, davalı borçlunun itirazında şirkete hiçbir borcunun olmadığını beyan ettiğini, itirazlarının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ekte sundukları 25.11.2004 tarihli olağan genel kurul kararı ile 10.01.2005 tarihli … de yapılan ilanda davalının sermaye borcunu ödemediğini, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağa genel kurul kararı tarihinden itibaren ( 25.11.2004 ) temerrüt faizi ödemesine karar verilmesini, davalının alacağın % 20 sinden az olmamak üzere inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişleridir.
Davacı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; harcını yatırmayan karşı davacının davasının bu sebeple usulden reddini talep etiklerini, davalı/karşı davacının, davacı şirketin kar payı dağıtmadığı gerekçesiyle karşı dava ile öncelikle kar payının belirlenip davalı/karşı davacıya ödenmesini ve şirketin feshine karar verilmesini talep ettiklerini, karşı davacının davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, zira Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ile şirketin zararların tespiti ve tazmini, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyası ile de şirketin feshi talepli davaların derdest olduğunu, davalı/karşı davacının davası ile aynı konuda devam etmekte olan davalar mevcut iken ve davalı taraf bu davalarda da taraf iken aynı konuda yeni bir dava ikame etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davanın reddinin gerektiğini, öte yandan davalı/karşı davacı tarafın kar payının kendisine istemesinin ise hukuka aykırı olduğunu, zira TTK madde 555/1: “Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.” hükmünden de görüldüğü üzere davalı/karşı davacı eğer varsa bir zarar bu zararın ancak ve ancak şirkete ödenmesini isteyebileceğini beyanla davalı/karşı davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVADA TALEP VE SAVUNMA: davalı vekili asıl davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin bütün ortaklarının öz kardeş ve aile şirketi olduklarını, hiçbir ortağın sermaye artırımları için haricen para sokmadıklarını, şirketin kendi imkanlarından kayden ödenmiş gösterildiğini, müvekkiline sermaye hakkının şirketçe ödeneceğinin sözünü verildiğini, kardeş ilişkileri sebebi ile şahitlerinin bulunduğunu, Alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının kaydi sermaye artış sebebi ile müvekkilinden bir bedel istemediklerini, hatta hiçbir genel kurula çağırmadıklarını, şirketin gelişmelerinden haberdar edilmediklerini, Sermaye artış sebebi ile faiz veya ticari faiz istenmesinin haksız olduğunu, basiretli tacirin varsa haklı alacağını bugüne kadar istememesinin haklı sayılmayacağını, Davacı şirketin hiçbir ticari faaliyetinin kalmadığını, sadece sahip olduğu mülkler sebebi ile tanıdık şirketlere çok düşük kira bedelli kira geliri sağladıklarını, hiçbir genel kurula çağrılmayan ve şirket hakkında hiçbir bilgi verilmeyen müvekkiline kar ödemesi yapılmadığını, müvekkilinin on yılı aşkın bir süredir hiçbir gelir elde edemediğini, Davacının öncelikle kanunen zorunlu olan kar dağıtımlarını yapmasını daha sonra müvekkilinden ediminin yerine getirilmesini istemesi gerektiğini, Davacının varsa alacağını istemeden icraya ve davaya konu etmesinin usulsüz ve kötü niyetli olduğunu, Sermayeye ihtiyacı olmayan ve kar dağıtımı yapmayan karlı bir şirket yönetiminin sırf müvekkilini mağdur etmek için açtığı davanın reddinin gerektiğini, 2009 yılından beri Genel Kurullardan müvekkilinin haberi olmadığını ve kar payı verilmediğini, Sermaye artış kararından sonraki dönemde şirket karlarından müvekkiline ödenmesi gereken payının belirlenmesini ve dağıtılmasına karar verilmesini, Kar payı dağıtmayan şirketin feshine karar verilmesini karşı dava olarak talep ettiklerini, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında Kar Payı Dağıtmamanın Başlı Başına şirketin feshine yeterli olduğunu, ( Yargıtay 11. H.D. 23.11.2015 tarihli 2015/5178 E. 2015/12417 K. Sayılı kararı ) Haksız açılmış davanın reddine, davacı tarafa % 20 kötü niyet tazminatı ödettirilmesine, karşı davalarının kabulüne, belirlenecek kar payının müvekkiline dağıtılmasına, kar dağıtmayan şirketteki hissenin dava tarihi itibariyle değerinin tespit ile satın alınmasına, dava tarihi itibariyle ticari faiz tahakkukuna mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmişleridir.
DELİLLER :Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, -25.11.2004 tarihli olağan genel kurul kararı, İstanbul Ticaret Sicil kayıtları, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir.
Karşı dava, sermaye artış kararından sonraki dönemde şirket karlarından ödenmesi gereken payının belirlenmesi, belirlenen karın dağıtılması, kar payı dağıtmayarı şirketin feshine karar verilmesi istemlerinden ibarettir.
Asıl davada uyuşmazlığın, davalı tarafça taahhüt edilen sermaye borcunun ödenmediği iddiasına dayalı olarak başlatılan B.çekmece … İcra Müd. … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali, icra inkar tazminat taleplerinin subut ve miktarı olduğu, karşı davada uyuşmazlığın, ödenmeyen kar payının belirlenmesi ve dağıtılması, terditli olarak şirketin feshi taleplerinin subut bulup bulmayacağın noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı … Örme San.ve Tic. A.Ş. tarafından Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı … hakkında 24.09.2019 tarihinde 10.01.2005 tarihli genel kurul ödenmeyen sermaye taahhüdü açıklaması ile 62.004,60 TL Asıl Alacak, 128.647,23 TL İşlemiş Faiz ( Temerrüt Faizi ( TTK m.1530/7 ) olmak üzere toplamda 190.651,83 TL alacağı için icra takibi başlattıkları yapılan bu icra takibine istinaden borçlunun yasal süresi içerisinde itiraz ettikleri ve takibin durduğu, görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler tarafından sunulan 25/12/2022 tarihli bilirkişi raporda, “… ticari defterlerden çıkarılan verilere göre şirket ortaklarının şirket banka hesaplarına muhtelif tarihlerde ödemeler gerçekleştirildiği, şirketten alacaklı duruma geldikleri,
şirketten alacaklı duruma gelmeleri neticesinde 331- Ortaklara Borçlar hesabında biriken tutarlar
dahlinde taahhüt edilen sermaye ödemelerini virman yolu ile 2009 yılında ödedikleri, Ödenmemiş Sermaye hesabının incelenmesinde Taahhüt edilen ve ödenmeyen sermaye tutarının
62.004,60 TL olarak kayıtlarda göründüğü, ödenmeyen sermaye taahhüdünün davalı … adına kayıtlı olduğu,
Davacı şirketin, mütemerrit ortağa karşı, ödenmeyen pay değeri için icra takibi başlatma, alacak
davası açma, ıskat müessesine başvurma haklarının bulunduğu, Şirket hissedarlarının genel kurulda alınan ödeme tarihlerine uymadığından, ve 2009 yılında geç
ödenmesinden kaynaklı olarak herhangi bir faiz işletilmediği ve yaptırım yapılmadığı, davalı açısından
taahhüt edilen sermayenin zamanında ödenmemesi bakımından faiz işletilmesi ile ilgili takdirin
mahkemeye ait olduğu…” görüş ve kanaatiyle rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Anonim şirketlerde sermaye koyma borcunda temerrüde düşülmesinin sonuçları TTK md. 482-483’te düzenlenmiştir. TTK md. 482’de temerrüdün genel sonuçları, TTK md. 483’te ise ıskat usulü düzenlenmiştir.
Pay sahibinin belirlenen vadede sermaye borcunu ifa etmeyip temerrüde düşmesi halinde Şirket yönetim kurulu mütemerrit pay sahibini, kısmi ödemelerden doğan haklardan mahrum etmeye ve şirketten çıkarmaya yetkilidir. (TTK 482/2)
TTK’nın 482/1 (6762 sayılı TTK 407/1) maddesine göre sermaye koyma borcunu süresinde yerine getirmeyen ortak ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğinden ve şirket sermaye borcunun temerrüt faizi ile birlikte ödenmesini talep edebileceğinden, temerrüt faizinin ödenmemesi halinde sermaye koyma borcunun yerine getirildiğinden bahsedilemeyecektir.
TTK’nın 482 ve 483. maddelerine göre (6762 sayılı TTK’nun 407 – 408 ) sermaye borcundan dolayı temerrüt hali tahakkuk etmişse yönetim kurulu isterse, bu borcun ifası ile birlikte tahakkuk eden faizini, tazminat veya cezai şartın birlikte ödenmesini talep eder, isterse ortağı “ıskat” etme yolunu tercih eder. Bu konudaki takdir hakkı şirket yönetim kuruluna ait olup, davacı şirket yönetim kurulu da ıskat usulünü seçmiş olup, bunun TMK’nın 2. maddesine aykırılığından bahsedilemeyecektir. Yine, ortakların şirketteki sermaye koyma borcu bakımından, kural olarak ortaklık devam ettiği sürece sermaye koyma borcu zaman aşımına uğramaz.
Her ortak kendi taahhüt ettiği, sermaye payı borcundan ve kendi temerrüdünden dolayı sorumludur. Şirket ortaklarından bir kısmının taahhüt ettiği sermaye borcu miktarının diğerlerinden fazla olmasına rağmen her ortağa aynı oranda temerrüt faizi uygulanması eşit işlem ilkesine aykırılık teşkil etmemektedir.
Tarafların asıl davada karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, icra dosyası, vergi kayıtları, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen;
TTK.’nın 128/7. Maddesine göre Şirket, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebilir. TTK.’nın 128/7. maddesine göre eğer sermeye olarak şirkete para taahhüt edildiyse, temerrüde düşüldüyse TTK’nın 128/7. maddesi gereğince tazminat hakkına helal gelmemek şartıyla, aksine şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede hüküm yoksa, şirketin tescili anından itibaren temerrüt faizi de ödenir. Eğer şirkete sermaye olarka alacaklar devredildiyse, bu alacaklar da TTK.’nın 130/2 maddesi gereği bir aylık süre sonunda tahsil edilmediyse, şirketin tazminat hakkı saklı kalmak kaydı ile alacağı devretmiş olan ortak bu süresinin bitiminden itibaren temerrüt faizini de ödemekle yükümlüdür.
Davacı şirket tarafından 29.12.2004 tarihinde yapılan ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin …. tarihli … sayılı nüshasının 691, 692, 693. Sayfalarında tescili ve ilanı yapılan Genel Kurul’da alınan karar gereği şirket
Sermayesinin 50.000,00 TL’den 500.000,00 TL’ye çıkarılmasına karar verildiği, … tarafından taahhüt edilen 62.004,60 TL sermayenin 55.000 TL’lık tutarının 2005
yılında ödendiği, ancak, 2005 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Ödenmemiş Sermayenin 395.000,00 TL olarak göründüğü, Şirketin ödenmemiş 395.000,00 TL tutarındaki Sermayesinin davacı şirketin bağlı olduğu vergi dairesine sundukları Kurumlar Vergisi Beyannamesinde 2006, 2007, 2008 yılına kadar devam ettiği,
Şirket ortaklarının ve hissedarlarının hisselerini birbirilerine devrettiği, davacı şirketin 25.11.2004 tarihli Olağan Genel Kurulunda alınan sermaye artışı ile ilgili
kararda artırılan 450.000 TL tutarındaki sermayenin ¼’ nün, yani 112.500,00 TL’ sının tescil
tarihinden itibaren en geç 3 ay içerisinde, kalan 337.500,00 TL’nin ise 25.11.2007 tarihinde kadar ödeneceğinin kararlaştırıldığı, … hariç diğer ortakların alınan bu karara
uymadıkları ve taahhüt ettikleri sermaye bedellerinin ne ¼ nü ne de geri kalan tutarlarını
taahhüt edilen tarihler içerisinde ödemedikleri, konusunda uzman bilirkişi tarafından incelenen ticari defterlerden çıkarılan verilere göre şirket ortaklarının şirket banka hesaplarına muhtelif tarihlerde ödemeler gerçekleştirildiği, şirketten alacaklı duruma geldikleri,
şirketten alacaklı duruma gelmeleri neticesinde biriken tutarlar
dahilinde taahhüt edilen sermaye ödemelerini virman yolu ile 2009 yılında ödedikleri, Ödenmemiş Sermaye hesabının incelenmesinde Taahhüt edilen ve ödenmeyen sermaye tutarının
62.004,60 TL olarak kayıtlarda göründüğü, ödenmeyen sermaye taahhüdünün davalı …
adına kayıtlı olduğu, bu haliyle asıl davada davacı şirketin davasında haklı olduğu anlaşılmakla asıl davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, ayrıca alacak belirlenebilir olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Karşı dava yönünden yapılan değerlendirme: TTK.’nın 523/3 maddesi ile kanuni ve esas sözleşmede öngörülen ve isteğe bağlı olarak yedek akçeler ayrılmadıkça pay sahiplerine dağıtılacak kar payı belirlenemeyeceği hükme bağlanmıştır. Kar payı dağıtmama kararı tek başına hukuki denetime tabi olmayıp ancak ilave koşulların da eklenmesi ile mahkeme denetimine tabi kılındığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay kararlarında şirketin aldığı kar dağıtmama kararı hakkında, haklı bir sebebin olması gerektiğine değinilir.
TTK. 408/2’ye göre anonim şirketlerde kar payını dağıtmaya yetkili organ genel kuruldur.
TTK. 519/1 maddesi gereğince her yıl dönem kârının yüzde beşini ve sermayenin yüzde yirmisini buluncaya kadar yedek akçe ayrılması zorunludur.
TTK. 508’e göre “Esas sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kâr ve tasfiye payı pay sahibinin sermaye payı için şirkete yaptığı ödemelerle orantılı olarak hesap edilir.” Kâr payı oranı ise ortaklığın yıllık bilançosuna göre belirlenir. Dağıtılması öngörülen kâr payı tutarının tamamı ancak yasal kayıtlarda mevcut net dağıtılabilir kârdan veya diğer kaynaklardan karşılanabildiği sürece dağıtılabilecektir. Kanuni ve esas sözleşmede öngörülen isteğe bağlı yedek akçeler ayrılmadıkça, pay sahiplerine dağıtılacak kâr payı belirlenemez. (TTK.’nın 523/1. maddesi)
Kar payı ancak net dönem kârından ve serbest yedek akçelerden dağıtılabilir. (TTK.’nın 509/2. maddesi)
Anonim şirketlerin varlık amacı düşünüldüğünde, genel kurul, şirketin varlığı ve işleyişi için haklı sebeplerin bulunması durumunda kâr payı dağıtmama kararı verebilecektir.
Sermayenin korunması ilkesinin ilk görünümü olan, taahhüt edilen sermayenin, şirkete eksiksiz getirilmesi prensibi çerçevesinde Türk Ticaret Kanunu nakdi sermaye ve ayni sermayenin şirkete getirilmesi için farklı usuller öngörmüştür.
Anonim şirketlerde pay sahibinin de tek borcu vardır. Bu da taahhüt ettiği payların karşılığını ifadır.
Sermayesi azalmış olan şirketin TTK.’nın 473. ve 475. maddeleri kapsamında hakları vardır. Borca bataklık durumunda da TTK. 376/3 maddesine göre işlem yapabilir.
6102 sayılı TTK. Madde 530- (1) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. (2) Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
6102 sayılı TTK. Madde 531- (1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” Görüldüğü üzere, Kanun Koyucu çok açık bir şekilde haklı sebeple fesih davasının halka açık anonim ortaklıklar da dahil olmak üzere tüm anonim ortaklıklarda açılabileceğini kabul etmiştir. Hükümde, halka açık anonim ortaklıklarda azınlık olarak yüzde beş oranının yeterli olacağı ve sermayenin yüzde beşini temsil eden payların sahiplerinin fesih davasını açabileceği ifade edilmiştir.
Mahkemece feshe ya da başkaca alternatif bir çözüme hüküm
verilebilmesinin mümkün olması, bir başka deyişle, bir haklı sebebin varlığının tespiti halinde,
mahkemece diğer alternatif çözümlerin somut olaydaki sorunu çözmeye elverişli olup olmadığı
da göz önünde bulundurularak son çare olarak ortaklığın feshi ve tasfiyesine
hükmedilebilecektir.
TTK.’nun 529’uncu maddesi uyarınca anonim şirket sermayesinin en az ondabirine sahip her ortak, muhik sebeplere dayanmak şartıyla şirketin feshini mahkemeden talep edebilir. Ancak, şirketin feshini gerektirecek haklı neden bulunduğunu ileri sürenin (davacının), bu iddialarını ispat etmesi gerekir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 643. Maddesine göre “ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaştırılır. Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanun’un 623. Maddesi de; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir. Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder. Bir ortağı zarara katılmaksızın yalnızca kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Mahkememizce aldırılan ve itibar edilen bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere; davada karşı davalı şirketin öz kaynaklarının görüleceği üzere zarar etmesinde kaynaklı olarak öz sermayesini yitirdiği ve gelir tablolarının incelenmesinde şirketin maliyetlerinin gelirlerinden fazla olduğu, yüksek bir maliyete katlandığı bu nedenle şirketin zarar ettiği gözlemlenmiştir. Karşı davacının şirketin kar ettiği, dağıtımın yapılmadığı ve şirketin kötü yönetildiği iddiasında olduğu, somut davada karşı davacının ortaklıktan ayrılma talep etmediği, karşı davacının sermaye koyma borcunu getirmediğinin sunulan rapor ile tespit edilmiş olup, somut davada karşı davacının payın belirlenerek dağıtılması taleplerinin yerinde olmadığı, Şirketin feshine yönelik talebinin değerlendirilmesinde, şirketin feshi mahkemece yapılacak son çaredir. Somut davada şirketin feshi koşulları hukuki olarak oluşmamış olup, şirket zararının ödenmesi de TTK 553/1 maddesi kapsamında ancak şirkete ödenmesi talep edilebilir. Davalı/karşı davacı, iddialarını dosyada toplanan tüm delillerle desteklemediğinden duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm mahkememizce uygun görülmemiş olup haklı sebebin oluşmaması nedeniyle karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( İstanbul BAM 3. HD 2022/1555 E., 2023/1167 K., İstanbul BAM 13. HD 2022/236 E., 2022/427 K. )
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davanın kabulü ile B.çekmece … İcra Müd. … esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak olan 62.004,60 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının (12.400,92‬ TL) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karşı davanın reddine,

ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 847,10 TL harcın peşin alınan 2.302,40 TL harctan mahsubu ile bakiye 1.455,3‬0 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
2-Davacı/karşı davalı tarafından yapılan 3.198,20 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 44,40 TL başvurma harcı, 847,10 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭4.089,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile …ye ödenmesine,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacı/ karşı davalı …’ye ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
7-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalı/karşı davacı …’ten tahsili ile hazineye irat kaydına,
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN:
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12‬ TL harcın davalı/karşı davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davalı/karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davalı/karşı davacıya iadesine,
4-Davacı/karşı davalı (…) kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin karşı davalı/karşı davacıdan tahsili ile …’ye ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır