Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/825 Esas
KARAR NO : 2021/739
DAVA : Çek İstirdatı
DAVA TARİHİ : 01/11/2019
KARAR TARİHİ : 06/09/2021
KARAR YAZILMA TARİHİ : 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ……. Gıda Sağlık Tem. Ürün. Dol ve Ambalaj Sanayi Tic. Ltd. Şirketi’nin doğmuş ticari bir alacağına karşılık dava dışı …… İlaç ve Kozmetik İthalat ve İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden ……. bank’a ait ……. seri numaralı, 18.274,00-TL bedelli, 10/11/2019 keşide tarihli çeki aldığını, davalı …’ın ise Aralık 2018 – Nisan 2019 tarihleri arasında müvekkili fırmada çalıştığını, lakin bir süre sonra firmayı fiili manada işgal ettiğini, firma yetkilisinin işyerine girişine ve çalışmasına mani olduğunu, firmadaki tüm malzeme, müştemilat ve mallara haksız biçimde el koyduğunu, davalı …’ın, ilgili mal ve malzemeler ile birlikte dava konusu yaptıkları ve muhakeme sonuna kadar tedbiren ödeme yasağı konulmasını, dava neticesinde geri alınarak müvekkiline verilmesini talep ettikleri, keşidecisi …… ilaç ve …… İthalat ve İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olan ……bank’a alt …… seri numaralı, 18.274,00-TL bedelli, 10/11/2019 bedelli çeke de el koyduğunu, dolayısıyla davalının çeki elinde bulundurmasının yasal bir mesneti, gercek bir karşılığı olmadığı gibi, müvekkili tarafından davalıya tevdiini iktiza edecek her hangi bir ticari ilişki de mevcut olmadığını, hukuka aykırı eyleme son vermesi, mezkur çeki teslim etmesi amacıyla Beyoğlu …… Noterliğinin 04 Temmuz 2019 tarih, ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi mukabilinde haklı taleplerini davalıya ihbar ve ihtar edildiğini, lakin konu ile ilgili müspet bir sonuç elde etmek mümkün olmadığını, aksine iş bu davayı ikame etmek zarureti hasıl olduğunu, eş zamanlı olarak davalı aleyhine Küçükçekmece Savcılığının …… numaralı dosyası üzerinden şu anda soruşturması devam eden suç duyurusunda bulunulduğunu, dava konusu çekin vadesinin 10/11/2019 olup, tedbiren dava sonuçlanıncaya kadarki süre itibariyle, mahkemenin belirleyeceği bir teminat mukabilinde ödenme yasağı kararı vaazına hüküm kurulmasını istediklerini, muhik taleplerinin haklı ve yerinde olduğunu, mahkemece yargılama neticesinde hükme bağlanacak kararın kağıt üzerinde kalmaması açısından belirleyici bir niteliğe haiz olduğunu, yargılama sonunda ise, çekin davalıdan alınarak müvekkile iadesini yani istirdatını istediklerini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosya kapsamında arabuluculuk müracaatında bulunulmadığını ve dava dilekçesinin içeriğinden de her hangi bir başvuruda bulunduğuna dair bir ibare yer almadığından davacıya süre verilmeksizin öncelikle huzurdaki davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini, görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı şirketin işyerinin müvekkili tarafından işgal edilmesi iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin bahse konu işyerini boş bir şekilde kiraladığını, usul ve yasaya uygun şekilde vergi açılışını yaptığını, müvekkiline ait iş yerinde yapılan SGK incelemesinde müvekkilinin iş yerindeki malların faturalarının sunulduğunu, bahse konu iş yerindeki malların müvekkiline ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davacı şirket nezdinde Aralık 2018 tarihinde üretim takip elemanı olarak çalışmaya başladığnı, müvekkili ile davacı şirketin, müvekkilinin maaş artı prim usulü çalışması hususunda anlaştığını ancak davacı şirketin müvekkiline her hangi bir maaş ve prim ödemesi yapamadığını bu sebeple müvekkilinin işyerinden ayrıldığını ve kendi işini yapmaya karar verdiğini, müvekkilinin, davacı şirket yetkilileri ile görüştüğünde, kendisine işyerinden taşınacaklarını, bir kaç ödeme beklediklerini, geldiğinde müvekkiline maaş ve prim ödemelerinin yapılacağını belirttiklerini, davacı şirketin bahse konu işyerinden taşındığını ve daha sonra müvekkilinin maaş ve prim ödemelerine karşılık bahse konu çeki kaşeleyip imzalayarak teslim ettikten aylar sonra Beyoğlu …… Noterliği’nin 04/07/2019 tarihli ….. yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini, taraflarınca Beyoğlu …… Noterliği’nin 10/07/2019 tarihli ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirketin haksız ve kötü niyetli iddialarına cevap verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : Küçükçekmece Cuhmuriyet Başsavcılığı’nın ……. soruşturma numaralı dosyası, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü kayıtları, Başakşehir Sosyal Güvenlik Merkezi kayıtları, …… bank A.Ş. kayıtları, …… Bankası A.Ş. kayıtları, Noterlik ihtarnameleri, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, rıza dışı elden çıkan çekten dolayı açılan 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca çekin istirdadı istemine ilişkindir.
Anılan madde hükmüne göre açılan davada davacının talebi, bir miktar paranın ödenmesi, alacak veya tazminat değil kıymetli evrak olarak çeki haksız olarak elinde bulundurduğu iddia edilen hamilden çekin iadesidir. Bu itibarla TTK’nın 792. maddesi kapsamında açılan çek istirdadı davasında arabuluculuğa başvurmak dava şartı değildir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2020 tarih ve 2019/3048 E. – 2020/1093 K. sayılı ilamı hükmü bu yöndedir.) Davalının bu yöndeki itirazı bu sebeple reddedilmiştir.
……. bank A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün 12/11/2019 tarihli müzekkere yanıtında; çekin üzerine ödeme yasağı konulduğu ancak 11/11/2019 tarihinde ……. Bankası A.Ş. tarafından elektronik takas ortamında 3. kişi tarafından ibraz edilmiş olduğundan çek tutarının ödendiği bildirilmiştir.
…… Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’nün 03/03/2020 tarihli müzekkere yanıtında davaya konu çekin …… Boya ve Kimya San. A.Ş. Tarafından ……. Şubesine ibraz edildiğini, 07/08/2019 tarihinde bankanın kayıtlarına giriş yapıldığını, 11/11/2019 tarihinde takas aracılığıyla tahsil işlemi gördüğü bildirilmiştir. Müzekkere yanıtından anlaşılacağı üzere dava tarihinden önce çekin davalıda olmadığı dava dışı şirket tarafından çekin keşide tarihinden de önce takas bankasına sunulduğu tespit edilmiştir. Çek istirdatı davasının yetkili hamile karşı açılması gerekmektedir.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …… Soruşturma numaralı dosyasında; müştekilerin davacı şirket yetkilileri …… ve …… olduğu, şüphelinin davalı … olduğu, suç tarihinin temmuz 2019 olduğu, suçun hakaret, iş ve çalışma hürriyetinin ihlali, tehdit olduğu, şüphelinin üzerine atılı suçları işlediğine dair kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına 09/03/2021 tarihinde karar verildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca rıza hilafına elden çıktığı ileri sürülen çekin istirdatına karar verilebilmesi için davacının dava konusu çekin yetkili hamili olduğunu kanıtlamasının yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ispat etmesi gereklidir. Bu durum karşısında davada ispat yükü çekin istirdatını talep eden davacıya ait olup aksinin kabulü kıymetli evrakın mücerretlik ilkesini ortadan kaldırır (Y. 11. H.D. 31/05/2017 T. 2016/354 esas 2017/3234 karar sayılı ilamı).
Tarafların iddia ve savunmaları, soruşturma dosyası, müzekkere yanıtları ve tüm dosya kapsamına göre; TTK 792. maddesi kapsamında çeki eline geçirmiş olan kişinin somut olayımızda davalının ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde geri vermesi gerekmektedir. Buradaki kötü niyet veya ağır kusur bile bile keşidecinin zarara uğratma kastına yakın bir durumdur. Dosya kapsamı ile hakkında Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilen davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcından 312,08-TL peşin harçtan mahsup edilerek hazineye irat kaydına, 252,78-TL bakiye harcın karar kesinleştiğinde istem halinde davacıya verilmesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
4-Davalının yargılamada kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/09/2021
Katip …
¸(e-imzalıdır)
Hakim …
¸(e-imzalıdır)