Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/811 E. 2020/860 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/811 Esas
KARAR NO : 2020/860

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2020
Bakırköy 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/250 esas, 2019/408 karar sayılı görevsizlik kararına istinaden Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında ticaret yapıldığını, bunun karşılığının çek ve nakit olarak ödendiğini, sipariş edilen malzemelerin süresinde gönderilmediğini, daha sonra gönderilen malzemelerinde bozuk ve eksik çıktığını, teslim süresi ve malzeme kalitesi yönünden müvekkilinin diğer firmalara karşı sorun yaşadığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir döviz ödeme sözleşmesi de olmadığını, bozuk çıkan ürünlerin sevk irsaliyesiyle davacıya iade edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili cevaba cevap başlıklı beyan dilekçesinde özetle; davalının iade ettiğini belirttiği 1.451,78 TL bedelli faturanın cari hesaptan düşüldüğünü, yine yapılan ödemelerinde cari hesaptan düşülerek bakiye kalan borçla ilgili dava açıldığını, müvekkilinin satışını yaptığı ürünlerin iplik olup, ticari teamüllere göre iplik satışlarının döviz üzerinden yapılıp faturaların TL üzerinden tanzim edildiğini, davalı tarafça da faturalar kabul edilip bir kısmı için ödeme yapıldığını, davalının iade edildi denilen ürünlerin faturalarını iade etmemiş gibi defterine işlediğini, BA-BS formlarından bu hususun anlaşılacağını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 95.737,92 TL asıl alacak, 13.963,31 TL işlemiş faiz, 30.673,06 TL asıl alacak, 3.392,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 143.766,39 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 10/11/2020 havale tarihli raporunda; davacının dava konusu döneme ait defterlerinin lehine delil olma özelliğine haiz olduğunu, davalı borçlu adına dava dosyası içine sunulmuş olan iade faturaları, sipariş formları üzerinde yapılan incelemede davacının kendilerinden istenilen siparişleri 10 ila 18 gün gecikmelerle davalıya teslim ettiği, üzerine notlar yazılmış bir kısım faturalarla davalının ve iade faturaları ile davacıyı borçlandırdığı, ancak davacı alacaklının bu faturaları kabul etmediği ve BA formu ile beyannamelerinde göstermediği, davacının muavin defterinde alacak olarak kayıtlı olan 126.410,98 TL’nin 30.673,06 TL’lik kısmının TL hareketlerinden, 95.737,92 TL’lik kısmının dövizli satış faturalarından kaynaklandığını belirtmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında tekstil sektörüne esas ürünlerin satımı konusunda bir anlaşma olduğu ve davacı tarafça davalıya satılan ürünlere ilişkin tüm faturaların 5.000,00 TL’lik yasal sınır altında kalan biri hariç 15 adedinin davacı tarafça BS, davalı tarafça BA formuyla bildirimlerinin yapıldığı ve aralarında BA / BS yönünden mutabakat olduğu görülmüştür. Davalı bir kısım ürünlerin iade edildiği iddiasında olup, bu konuda iadeyi yapan davalının BS formu kontrol edilmiş ve 2018 yılı için 2 adet iade faturası karşılığı 89.215,00 TL tutarlı BS formu verildiği görülmüştür. Ancak bu iade faturaları ile ilgili herhangi bir irsaliye ibraz edilmediği gibi iade faturalarının davacı tarafçada BA formu ile bildirimi yapılmamıştır.
Davalı, davacıdan satın almış olduğu ürünlerin bir kısmını geç teslim edildiği, bir kısmını ayıplı olduğu, bir kısmını da kendi müşterisi tarafından sipariş iptal edildiği için iade ettiğini beyan etmiş olup, bu konuda dinlenen davalı tanığı, davalı şirkette planlama müdürü olarak çalışan … duruşmadaki beyanında; siyah ve summer red olan ürünlerin 15 gün sonra teslim edildiğini, bu süreçte sipariş müşteri tarafından iptal edilmediği için ürünlerin teslim alındığını, jungle rengindeki hatalar nedeniyle ürünün davacı tarafça tamire alındığını, ancak süresi içerisinde ürünü göndermediklerinden siparişin tümünün müşteri tarafından iptal edilmesi nedeniyle kendilerininde bir bütün olarak iade de bulundukları 22/02/2018 tarihli faturadaki kumaşın renk farkı nedeniyle iade edildiğini(iadenin davacı defterlerine işlendiği görülmüştür.) 23/04/2018 tarihli faturada gipeli çelikli interi’ninde …’daki müşterisi tarafından onaylanmaması nedeniyle iade edildiğini, bunların davacı tarafça tamir için alındığını, ancak sipariş iptal edildiğinden iade faturası düzenlendiğini bildirmiş, yine 28/04/2018 tarihli faturanın iadesininde nopeli kumaşların Türkiye’deki bir müşteri tarafından sipariş verilip, kumaştaki pres izleri ve deliklerin kumaşın kesim aşamasında tespit edilip, 23/05/2018 tarihinde iade edildiğini, bunların o dönem firma sahibi … Bey’e bildirildiğini, daha sonradan firma yetkilisinin …. Bey’in ablası olduğunun öğrenildiğini, ancak kendisiyle uzlaşılamadığını, 26/02/2018 tarihli fatura konusu penye kumaşında yıkama sonrası oluşan gramaj farkı nedeniyle iade edildiğini bildirmiştir.
Tanık beyanlarına karşı beyanda bulunan davacı vekili, ürünlerin tamir için geri alındığı iddiasını kabul etmemiş ve ürünlerin süresinde teslim edildiğinin ve tamir için hiçbir zaman geri alınmadığını beyan dilekçesinde bildirmiştir.
*Davalının geç teslimle ilgili iddialarının değerlendirilmesi bakımından; bilirkişi raporunda tablo III ve tablo IV’de belirtilen faturaya konu ürünlerin 10-18 gün arasında yaşanan gecikmeler olduğu görülmüş ise de, bu ürünlerin irsaliye tarihleri dikkate alındığında öncelikle gecikme nedeniyle iade edilmeyip teslim alındıktan daha sonra siparişin tamamının müşteri tarafından iptal edilmesi nedeniyle iade işlemine tabi tutuldukları, gerek dosya kapsamı, gerek bilirkişi incelemesi ve gerekse de duruşmada dinlenen ve davalı şirketin planlama müdürü olan tanık …’ın beyanlarından anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ürün teslimine ilişkin açık bir sözleşme bulunmamakta ise de, sipariş formlarındaki ürünlerin siparişlere uygun olduğu ve bu konuda bir itirazda yapılmadığı dikkate alındığında sipariş formlarında belirtilen teslimat tarihlerine itibar edilmiş ise de, geciken teslimatlara konu ürünlerin davalı tarafça teslim alınmak suretiyle kabul edildiği, bundan sonra yapılacak iadenin başlangıçta kabul edilmiş olması nedeniyle artık geç teslim iddiasına dayanılamayacağı kanaatine varılmış, davalının bu yöndeki savunmasına açıklanan gerekçe ile itibar edilmemiştir.
*Davalının kumaş üzerinde delikler bulunduğu, yıkama boyama, gramaj farkına ilişkin iddialarının değerlendirilmesi bakımından; bilirkişi raporunda tablo III, IV’te belirtilen ve tanık …’ın ifadesindende anlaşılan bir kısım faturanın kumaşlarda delik olduğu iddiası ile iade edildiği, buna ilişkin(457933 no’lu fatura) iade faturasının 23/05/2018 tarihinde düzenlendiği, bunun öncesinde ayıp iddiası kabul edilse dahi açık ayıp olduğu anlaşılan iddianın ihbar süreleri içerisinde davacıya bildirildiği ispat olunamamıştır.
Tanık beyanında davacı adına … Bey’e bildirim yapıldığı belirtilmiş ise de, …. Bey’in davacı yetkilisi olmadığı bizzat tanık beyanında belirtildiği gibi ihbarın hangi süre içerisinde yapıldığı dahi beyan olunmamıştır.
Süre ve şekil yönünden ayıp ihbarının yapıldığı davalı tarafça kanıtlanamamıştır.
Davalının penye kumaşta oluştuğunu iddia ettiği gramaj farkı yönünden ise penye kumaşa ilişkin faturanın(457903 no’lu fatura) 26/02/2018 tarihli olduğu, irsaliyeninde aynı tarihli olduğu, bu fatura yönünden kesilen reklamasyonun ise 23/05/2018 tarihli olduğu, ayıp iddiası kabul edilse dahi ihbar süresinin dolduğu, kaldı ki ayıba ilişkin iddianın da ispat edilemediği, ürünün gramaj eksikliği iddiası olmasına rağmen boyama sonrası ortaya çıkan delikler yönünden kesim aşamasına tabi tutulduğu, bu hususun tanık …’nın beyanıyla da teyit edildiği anlaşılmakla davalının ayıp savunmasına burada da itibar edilmemiştir.
Bir bütün olarak incelendiğinde davalı, davacıdan almış olduğu ürünlerin bir kısmını tamir için davacıya iade ettiğini belirtmiş ise de, davacı tarafça bu husus kabul edilmemiş olup, davalı da, buna ilişkin herhangi bir irsaliye sunmamış ve bu iddiasını ispat edememiştir. Yine davalı geç teslime ilişkin savunmada bulunmuş ise de, ürünlerin geç teslim edilenlerinin başlangıçta teslim alınmak suretiyle kabul edildiği anlaşıldığından bu iddia da itibar görmemiştir.
Delik ve gramaj farkına ilişkin iddialar yönünden ise, davalı ayıbı ve ayıp ihbar, süre ve şekline uyduğunu ispat edememiş olup, cari hesapta takip konusu yapılan faturaya konu ürünlerin teslimi ile ilgili bir uyuşmazlık bulunmayıp, tarafların bu konuda vermiş oldukları BA – BS formlarıda uyumlu olduğundan asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının, asıl alacak yönünden davalıyı temerrüde düşürdüğü ispat olunamadığından işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dava, İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 126.410,98‬ TL asıl alacak yönünden davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
İşlemiş faize ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 25.282,19 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 8.635,13 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.736,35 TL harcın mahsubuyla bakiye 6.898,78 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 20,40 TL başvurma harcı, 1,736,35 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.756,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 950,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 835,31 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça posta / tebligat gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 33,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 3,98 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 15.959,04 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2020

Katip …

Hakim …