Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/809 E. 2019/1254 K. 18.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/809 Esas
KARAR NO : 2019/1254

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 18/12/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 25/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkil davacı vakfın karar defteri yetkilisi emekli ….. İlçe Müftüsü ….. tarafından ….. Müftülüğü içerisindeki arşiv odasında bir dolapta muhafaza edildiğini, ihtiyaç duyulduğunda gerekli işlemler yapılıp tekrar yerine konulduğnu, ancak, uzun süredir yeni bir karar alınmadığını, son gidişte de karar defteri yerinde bulunmadığını, ….. Noterliği’nin …. yevmiye no’lu 21.01.2014 tasdik tarihli karar defteri zayi olduğunu, müvekkil vakıf yetkilisi tarafından yapılan her türlü araştırmaya rağmen bulunamadığını, müvekkilin karar defterinin zayi olduğuna dair zayi belgesi alınması amacıyla talep ve dava etmiştir.
Dava, 6102 Sayılı 82/7. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı TTK’nın 82/7. maddesinde “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 5/1. Maddesinde ise “Aksine hüküm bulunmadıkça , dava olunan şeyin değerine ve tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. ” denilmektedir.
Somut olaya gelince ; zayi belgesi talep eden davacının vakıf olduğu, tacir sıfatının bulunmadığı, davanın TTK 4. ve 5. Maddelerinde tanımlanan “ticari dava” vasfında olmadığı, davacının talebi hakkında yargılama görevinin 6100 sayılı HMK nun 383. maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girdiği sonucuna varılmakla görevsizlik kararı verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin ….. Sulh Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 18/12/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır