Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/8 E. 2020/169 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/8 Esas
KARAR NO : 2020/169

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin, davalıya fason örgü imalatı hizmeti verdiğini, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkili şirkete gönderilen kumaşların ayıplı olduğunu, bunun davacı tarafa bildirildiğini, ancak davacı tarafın herhangi bir işlem yapmadığını, kumaşların halen kendilerinde olduğunu, davacı tarafça iddia edildiği gibi aralarında cari hesap sözleşmesinin olmadığını, davacının haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 10.864,47 TL asıl alacak ve 6.260,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.125,14 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış, tanıklar dinlenmiş ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman SMMM bilirkişisi, ayıplı olduğu iddia edilen ürünler üzerinde ise Tekstil Mühendisi bilirkişisi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti 12/09/2019 havale tarihli raporunda; davacının ve davalının 2017 yılı ve 2018 yılları defterlerinin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, ibraz edilen kumaş hatalarının kesim işleminden kaynaklanan hatalar olmadığı ve bu ayıbın açık ayıp şeklinde olduğu, davalının davacıya düzenlemiş olduğu, 22/09/2018 tarihli faturanın yerinde olduğunun kabulünün gerekeceği neticeten davacının davalıdan alacağının bulunmadığını bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriği, isticvab davetiyesine göre; davacı tarafından davalıya fason örgü işi yapıldığı ve buna istinaden düzenlenen …… no’lu faturalardan oluşan cari hesap bedelinin ödenmediğinden bahisle takip yapıldığı, davalı tarafça davacı tarafından gönderilen kumaşların ayıplı olduğu savunmasında bulunulduğu, taraflara dinletmek istedikleri tanıklarını bildirmek üzere kesin süre verildiği, davalı tarafça verilen kesin süre içerisinde tanık isimlerinin bildirilmediği, sonradan tanık bildirilmesine de davacı tarafça muvafakat edilmediğinden davalının tanık dinletme talebinin reddine karar verildiği, dinlenen davacı tanıklarından … yeminli beyanında; siparişin verildiği tarihte davalı şirkette fason örgü işi takibini yapmakta olduğunu ve dava konusu siparişin onayını kendisinin verdiğini, sektörde işin; verilen sipariş üzerine örgü işi tamamlandıktan sonra kesim işlemine başlanıldığını, davacı tarafın kendisine verdiği sipariş üzerine örgü işini tamamlamış ve daha sonra ürünün davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket tarafından da kesim için başka bir kişiye verildiğini, kesim aşamasından sonra ürünler alındığında çıkan fire oranlarının olabileceğini, davalı tarafından kesim işinden sonra oluşan fire oranına ilişkin zararı davacıya yüklemek istediğini, ancak kendisinin davacıyı arayarak bunu kabul etmemesini bizzat söylediğini, çünkü davalının iddia ettiği fire oranının örgü işiyle bir ilgisinin bulunmadığını, hatta bu nedenle davalıdaki işine de son verdiğini, bu hususun aslında taraflarında bilgisinde olduğunu, kendisinin davacıyı faturalar kesildikten sonra aradığını, davacı tarafından ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğinde ayıba ilişkin davacıya yapılmış herhangi bir ihtar olmadığını, zaten ürünlerde herhangi bir ayıp olmadığını, ürünlerin bu aşamada ayıplı olması halinde kendisinin bizzat örgü işini yapan kişiyle iletişime geçip kendisini kesimhaneye götürdüğünü ve ürünlerin hangisi ayıplıysa bunu kendisine gösterdiğini, bu olayda ayıp olmadığı için herhangi bir bildirim de olmadığını, hatta davacı ödeme için davalı şirkete geldiğinde kurban bayramı öncesi olduğunu ve kendisine ödeme yapılacağı söylenilerek 1.000 TL’lik bir ödeme de yapıldığını bildirdiği görülmüştür.
Somut olayda, davalı tarafından davacıdan, fason örgü hizmeti alınmış olup, bu hizmete ilişkin davacı tarafça düzenlenen …… no’lu faturalar davalı defterlerine kaydedilmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde davalının ticari defter kayıtlarının tespit edilmiş olduğu tabloda, …… no’lu faturaya rastlanılmamış ise de, davalı vekili 15/11/2019 tarihli beyan dilekçesinde …… no’lu faturanın müvekili şirket kayıtlarında bulunduğunu, bu hususta bir itirazlarının olmadığını belirttiği anlaşıldığından faturalardan yalnızca ……. no’lu fatura ve …. no’lu sevk irsaliyesi gereği davalı şirket yetkilisine isticvab davetiyesi çıkartılmış, davalı şirket yetkilisi 12/02/2020 tarihli beyanında irsaliyedeki imzayı ve mal tesliminin kabul etmediğini beyan etmiştir.
Ayıp, eserde sözleşme ve eklerine, fen ve tekniği ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. TBK’nın 474/1. maddesine göre açık ayıplarda iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz, geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene edip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. TBK’nın 477/3. maddesine göre gizli ayıplarda ise gizli ayıba vakıf olur olmaz (öğrenir öğrenmez) gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın ücretsiz olarak giderilmesini (onarılmasını) talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi ya da eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Diğer taraftan ayıp ihbarı maddi vakıa olup, şekil koşuluna bağlı olmaksızın tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir.
Somut olayda yaptırılan bilirkişi incelemesindeki tekstil bilirkişisinin açıklamalarında uyuşmazlığa konu örgü kumaşların açık ayıplı olduğu bildirilmiş olup, davalı tarafça süresi içerisinde ayıp ihbarının süresinde yapıldığına ilişkin tanıklarını ibraz etmediğinden ve davalının kendi defterlerinde de kayıtlı olduğu üzere en son 2018 yılı Temmuz ayında ürünlerin teslim alındığı, Bakırköy …… Noterliği’nin 05/10/2018 tarihli, ….. yevmiye no’lu ihtarının ise davacı tarafça başlatılan 24/09/2018 tarihli takipten sonrasına ait olduğu, kaldı ki, bu ihtarda ayıba ilişkin herhangi bir ihtar bulunmayıp, yalnızca bir fatura düzenlendiği ve faturanın teslim alınmaması nedeniyle noter kanalıyla gönderildiği görülmüş olup, açık ayıpta ihbar külfetinin yerine getirildiğinin davalı tarafça ispatlanması gerektiği davalı tarafça ayıp ihbarının yapıldığının herhangi bir delille ispatlanamadığı ve ….. no’lu fatura (….. no’lu sevk irsaliyesi) dışındaki faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup, bü ürünlerin teslim alındığına ilişkin herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafça da ….. no’lu fatuaya konu ürünlerin teslim edildiği ispatlanamadığından bu fatura bedeli olan 1.132,56 TL asıl alacak miktarından mahsup edilerek bakiye 9.731,91 TL asıl alacak yönünden davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılarak asıl alacak yönünden davanın kabulü ile itirazın iptaline, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 9.731,91 TL asıl alacak yönünden davalının Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 1.946,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 664,78 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 99,91 TL harcın mahsubuyla bakiye 564,87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 99,91 TL peşin harç olmak üzere toplam 135,81 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 278,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 249,46 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 1.132,56 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.500,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 156,37 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili, davalı vekili ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/02/2020

Katip …

Hakim …