Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/799 E. 2020/17 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/799
KARAR NO : 2020/17

DAVA : Ortaklıktan çıkma, kayyım atanması.
DAVA TARİHİ : 22/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/01/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; Müvekkillerinden …’ın davalı şirketin 49.000. Hissesine sahip, yüzde 49 hissedarı, diğer müvekkili …’ın ise 1.000 hissesine sahip, yüzde bir hissedar olduğunu, davalı şirketin bir aile şirketi olarak ….., ….. ve oğulları ağaç sanayi Makineleri Kollektif şirketi ünvanı ile müvekkillerinin babası …… ve amcaları ….. yüzde elli elli ortak hissedar oldukları bir şirket olarak kurulduğunu, şirketin anonim şirkete dönüştürülmesi talepleri üzerine İstanbul ….Ticaret mahkemesi’ ne başvuru yaptıklarını ve İstanbul ….. Ticaret mahkemsi ……e- ……. k saylı kararı ile ….. Ağaç Makineleri sanayi anonim şirketei ünvanı ile şirketin anonim şirkete dönüştürülmesine karar verildiğini ve şirketin yeni ortaklık durumu 100.000. Hisseden 40.000. Hissesi ……’a, 40.000 hissesi osman …..’a,5.000, hissesi ……’a 5.000.hissesi ……’a,5.000.hissesi banu ……. ‘a, 5.000 hissesi …..’ a şeklinde gerçekleştiğini, şirketin yönetim kurulu başkanı da olan osman ….. 06.01.2011 yılında vefat ettiğini ve bunun üzerine şirket ortakları karar alarak yeni yönetimi belirlediklerini, yönetim Kurulu başkanlığına müvekkili …, başkan yardımcılığına …..’ın seçildiklerini ve birlikte müşterek imzaları ile şirketi temsile yetkilendirildiklerini, davalı şirketin diğer ortağı ve yetkilisi ……’ın TTK. düzenlemeleri gereği,” özen ve bağlılık yükümüne aykırı davranma, güvenin kötüye kullanılması, şirketi bilerek ve isteyerek zarara uğratıcı işlemler yapması üzerine, Müvekkilinin ortaklıktan çıkma istediğini bildirdiğini ancak kabul edilmediğini, taraflardan davalı şirket ortağı ve yetkilisi ……, şirkette mali işler, müvekkilinin ise Makine üretim ve imalat , teknik işlerden sorumlu olacak şeklinde görev bölümü yaptıklarını, diğer Müvekkili …..’ın eşi olduğunu ve şirkette bir görevi olmadığını, ortaklardan ……’ın şirketin bütün mali işlerini yönettiğini, müvekkilleri güvendikleri için, mali işlerle ilgili olmadıklarını ve kendi görevlerini yerine getirmediklerini, ……’ın şirket hesaplarından kendi şahsi hesaplarına paralar göndererek şirket gelirlerini azaltıcı işlemler yaptığını, şirketin satmış olduğu mallar karşılığında alınan çekleri müşterek imza ile ciro ederek tahsil edeceği yerde, kendisi tarafından ciro ederek tahsil ettiğini ve şirket borçlarının ödenmesine kullanacağı yerde, kendi hesabına kullandığını ve şirket ödemlerinde kullanmadığını, ……’ın şirket müşterilerilerine nakit yapılan satışlardan, tahsilatları kendi hesabına tahsil ederek, şahsi olarak kullandığını, ……, bütün bu tahsilatları ve gelirleri şirket resmi hesaplarına yansıtmayarak, gayri resmi hesap oluşturarak, diğer ortakların bilgisi dışında tuttuğunu ve kullandığını, bütün bu hususların müvekkilleri tarafından yeni tespit edildiğini ve müvekkillerin ortaklığa güvenlerinin sarsıldığını, müvekkillerinin bunun üzerine şirketten çıkma istediğini karşı tarafa bildirildiğini, talebinin ciddiye dahi alınmayarak cevaplandırılmadığından bahisle müvekkillerinin de ortağı bulunduğu davalı şirketin, ortakları ve müdürlerinin, özen ve bağlılık yükümüne uymaması, ortaklık hukukuna uygun davranılmaması nedeni ile davalı şirket ortaklığından çıkmasına, şirket gerçek değerinin tespiti ile ortaklık payının şirket gerçek değerinden ödenmesine, şirket yönetimine bir kayyum tayinine, kayyum kararı ile işlemlerin yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, safahatta davacılar vekilinin vekalatnamesindeki yetkiye istinaden UYAP sisteminden gönderdiği 06/01/2020 havale tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Dava, şirket ortaklığından çıkma ve kayyım atanması taleplerinden ibarettir.
HMK.’nun 310. maddesi uyarınca, feragat ve kabul hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Aynı Kanun’un 311. maddesi uyarınca da feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu kapsamda davacılar vekilinin vekaletnamedeki yetkiye dayanarak davadan feragat etmesi karşısında aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Feragat nedeniyle davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 54,40 TL harç peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğ edileceği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle 2 haftalık yasal süresi içerisinde mahkememize sunulacak dilekçe ile Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.08/01/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)