Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/768 E. 2020/386 K. 24.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/768 Esas
KARAR NO : 2020/386

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 24/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin bu ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağı olduğunu, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketten ergitme potası satın aldığını, ürünün 26/04/2018 tarihinde şirkete teslim edilip, kullanılmaya başlanmasından 26 gün sonra çatlayarak kullanılamaz hale geldiğini, bu potaların kullanım ömrünün en az 6 ay olduğunu, ayıbın farkedilir farkedilmez telefon görüşmesi ve mail yoluyla ihbar edildiğini, ekli fotoğraflarda da anlaşılacağı üzere davacının teslim ettiği ürünlerde çıplak gözle görülebilecek derecede fahiş ayıpların söz konusu olduğunu, bu nedenle davacıya borcu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 10.989,80 TL asıl alacak, 546,03 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.535,83 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre; takibe konu 5 adet faturadan dolayı davacı cari hesap alacağının tahsili talebinde bulunmuş ise de, davalı tarafça 26/04/2018 tarihli fatura haricindeki diğer faturalar yönünden ödeme dekontları, 13/02/2020 tarihli dilekçe ekinde ibraz edilmiş olup, davacı vekili tarafından da son celsede uyuşmazlık konusu 26/04/2018 tarihli faturaya ilişkin olup, diğer faturalarla ilgili sunulan ödeme dekontlarına bir diyeceklerinin olmadığı beyan edilmiştir.
Taraflarında kabulünde olduğu üzere uyuşmazlık 26/04/2018 tarihli faturadan kaynaklanmaktadır. Gerek BA / BS formlarının uyumlu olması, gerekse de taraf beyanları dikkate alındığında dava konusu ürünün teslim edildiğiyle ilgili herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf faturaya konu ergitme potasının ayıplı olduğunu, bu nedenle borçlu olmadığını bildirmiş ise de, davalı vekilinin cevap dilekçesindeki kendi beyanı ve dosyada bulunan sevk irsaliyesi ile sabit olduğu üzere faturaya konu ürün 26/04/2018 tarihinde davalıya teslim edilmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde ürünün 26 gün sonra çatladığını ve bunun açıkça görüldüğünü beyan etmiş, bununla ilgili faturaya konu ürünün fotoğraflarını da ibraz etmiştir. Davaya konu ürünün ticari mal olduğu anlaşıldığından ayıba ilişkin hususlarda tanık dinletme talebi yerinde görülmemiş, kaldı ki, ayıp olduğu tespit edilse dahi ayıbın açık ayıp olduğu, gerek dosyaya sunulan fotoğraflardan, gerek niteliğinden ve gerekse davalının bizzat kendi beyanı ile sabit olduğundan bu konuda bilirkişi incelemesi yapılmasına da gerek görülmemiştir.
Davalı tarafça, davacıya gönderilen mail 12/09/2018 tarihli olup, dava konusu ürünün 26/04/2018 tarihinde teslim edildiği ve davalının maildeki beyanı kabul edilse bile ergitme potasının 16/05/2018 tarihinde kurulduğu ve dosya kapsamı itibariyle ayıp ihbarı yapıldığı kabul edilebilecek mailin 12/09/2018 tarihinde gönderildiği, 16/05/2018 tarihine 26 günlük sürenin eklenmesiyle bulunan 11/06/2018 tarihinde ayıbın ortaya çıkmış kabul edileceği ve bu tarihten sonra mailin gönderildiği 12/09/2018 tarihine kadar TTK 23.maddesinde belirtilen yasal sürelerin dolmuş olduğu görülmüştür.
Nitekim taraflar tacir olup, uyuşmazlık ticari satışa konu malın 6102 sayılı TTK’nun 23. maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümlerin uygulanması gerekir. 6102 sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre; “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.Diğer durumlarda TBK’nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” 6098 Sayılı TBK’nın 223/2. maddesinde alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılacağı, ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmayacağı, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmek zorunda olduğu; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Dava dosyamızda davalı, ürünün 26/04/2018 tarihinde teslim edildiğini ve 26 gün sonra çatlayarak ayıbın ortaya çıktığını beyan etmiştir. Davalı tarafça ayıp ihbarında bulunulduğu iddia olunan mail ise 12/09/2018 tarihli olup, davalının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı, malı ayıplı olarak kabul etmiş sayıldığı anlaşılmakla, davalının ayıp savunmasına itibar edilmemiştir. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan 26/04/2018 tarihli faturaya konu ürünün teslim edildiği tarafların kabulünde olup, takibe konu diğer faturalar yönünden ise davalı tarafça ödeme dekontları sunulduğundan davanın 26/04/2018 tarihli fatura bedeli olan 9.403,94 TL yönünden kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafça davalının temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından işlemiş faize yönelik talebin reddine, alacak faturaya dayalı olup, belirlenebilir olduğundan asıl alacak üzerinden % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile 9.403,94 TL asıl alacak yönünden davalının İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Fazlaya ve işlemiş faize ilişkin talebin reddine,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 1.880,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 642,38 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 197,01 TL harcın mahsubuyla bakiye 445,37 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 197,01 TL peşin harç olmak üzere toplam 241,41 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 104,60 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 85,26 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 2.131,89 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/06/2020

Katip …

Hakim …