Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/759 E. 2022/141 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/759 Esas
KARAR NO : 2022/141

DAVA : Şirketin feshi ve tasfiyesi.
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalı şirketin, …….., …….. ve ………. olmak üzere 3 ortağı
bulunduğunu, bu şirketin gayrimenkul alım satımıyla uğraştığını, müdür olarak
……..’ın 10 yıl süreyle müdürlük görevine seçildiğini, göreve başladığından itibaren bu şirketin kar etmediği gibi devamlı zarar çıkardığını, bunun üzerine davacının Esenyurt İlçesi ……..
Mevkii Okul Yolu …….. Sokakta …….. Adada bulunan …….. nolu parseli şirkete devir edip sattığını, bütün
inşaatın maliyetini de üstlenerek şirketin bu parsel üzerinde ……. daire 2 dükkan yapmasını sağladığını,
daha sonra ……..’ın 7 daireyi satarak küçük bir miktarını iade edip şirketi atıl bıraktığını,
kendisinin çocukları da yurt dışında okudukları için “Arnavutluk” da, İstanbul’dan ayrılıp zamanını orda
geçirmeye başlayınca, bir kere genel kurul yapıp şirketin yönetimini değiştirdiğini, şirkete müdür
olarak davacının ve hissesi küçük olan ortak ……….’ın müdürlük görevini üstlendiğini, bir
daire bağımsız bölümü ………. ’in sattığını, kalan daireleri ve dükkanı da davacının sattığını, şirketin davacıya borçlandığını, verilen paraları alamadığını, şirketin sermayesini yitirdiği
için çalışan personelin parasını, kira parasını, elektrik, su, doğalgaz parasını, vergisini, büro kirasını,
hiçbir şeyini dahi ödeyemez duruma düştüğünü, durumu gözden geçirmek için genel kurul
yapılmasına rağmen ilan edilip genel kurul toplantısının taraflara tebliğ edilmesine karşın genel kurula
da katılmadıklarını, şirketin devamlı veya devamsız hiç kar sağlayamadığını, şirketin kuruluş gayesinin
imkansız hale geldiğini, ortaklar arasında ciddi manada ağır geçimsizlik kaynakları meydana geldiğini,
ortaklardan ……..’ın daha önce 18 adet bağımsız bölüm içeren gayrimenkulleri kendi adına
alarak ne yaptığını ortaya koymadan İstanbul’dan uzaklaştığını beyan ederek şirketin fesih ve tasfiyesine, masraf ve ücreti vekâletin karşı taraflara yükletilmesine
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı şirket cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde açıklanan konuların tamamen doğru ve yerinde olduğunu, şirketin
kağıt üzerinde sadece isminin kaldığını, sermayesi, konumu, gayesi, işlerliği ve yönetimini kaybetmiş
bir şirketin yaşamasının imkansız olduğunu beyan ederek şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …….. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin, müvekkili …….. tarafından Kayseri ilinde kurulan bir şirket olduğunu, İlk
yıllarda şirketin Kayseri de faaliyette bulunmakta olduğunu, müvekkili ……..’ın arkadaşı olan ve
şirketin diğer ortağı olan ………. vasıtası ile Kayseri’de tanıştığını, ……..’un
şirkette ortak olmak istemesi nedeniyle ve onun ısrarları üzerine şirket merkezinin 10.12.2013
tarihinde İstanbul’a taşındığını, müvekkilinin şirkette müdür olduğu süre boyunca ve halihazırda şirketi ve diğer ortakları zarara
uğratacak hiçbir şey yapmadığını, davacı tarafın şirketin zarara uğramasında asli ve tam kusurlu olduğundan dava açma hakkı bulunmadığınından davanın reddine karar verilmeni, aksi takdirde davacının şirket adına alacak talepli olarak ikame etmiş olduğu Büyükçekmece ……… Asliye Hukuk Mahkemesinin ………. E. Sayılı dosyasının davalı şirketin mal varlığını ilgilendirmesi nedeniyle işbu dosyanın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını, davacının şirketin mal varlığını kendi uhdesine aldığı göz önüne alınarak şirketin gerçekleştirdiği tüm inşaat işleri üzerinden müvekkilimizin hisse payı üzerinden ödenmesi gereken ancak halen ödenmemiş olan kar payı-ayrılık akçesi için dava ikame edeceklerini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:Ticaret sicil kayıtları, Büyükçekmece …….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ……… E. Sayılı dosyası, Bakırköy ………. Asliye Ticaret Mahkemesinin ……… esas sayılı dosya örneği, ihtarname suretleri, genel kurul toplantı tutanak suretleri, taşınmaz yapım sözleşme örneği, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, limited şirketin haklı nedenlerle feshi ve tasfiyesi talebinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılarak dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi kök ve ek raporundaki tespitler, olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
Celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre, davalı şirketin 10.12.2013 tarihinde kurulduğu, şirket ortaklarının …….., …….. ve ………. olduğu,
yetkililerinin …….. ve ………. olduğu anlaşılmıştır.
TTK. Madde 636-(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer: a)Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle. b) Genel kurul kararı ile. c) İflasın açılması ile. d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde. (2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir. (4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
Limited şirketlerde, ortaklar arasındaki güven ilişkisi, şirketin devam etmesi ve amacına
ulaşabilmesinde büyük önem taşır. Güven ilişkisinin herhangi bir nedenle zedelenmesi ise,
ortakların aynı amaç için birlikte çalışma isteğini ortadan kaldırabilmektedir. Aynı amaç için
birlikte çalışma isteğini kaybeden ortakların, şirketi devam ettirme ve kuruluş amacını
gerçekleştirmesi ise mümkün olmamaktadır. Böyle bir durumda, ortakları şirket sözleşmesi ile
bağlı tutmak kişilik haklarına aykırılık teşkil etmektedir. Burada geçen haklı sebep kavramına
ilişkin kanunlarımızda açık bir tanımlama bulunmamakla birlikte, sürekli borç ilişkileri doğuran
sözleşmelerde, taraflara haklı sebeplerin varlığında taahhüt ettikleri sözleşme hükümlerini
tamamen veya kısmen feshetme yetkisi tanınmaktadır. Sürekli hukuki ilişkilere son verme
imkanı sağlayan haklı sebeple fesih kavramının temelinde, dürüstlük kuralı ve kişilik haklarının
korunması ilkesi bulunmaktadır.
Haklı sebebe hukuki sonuç bağlayan hükümler, genel olarak emredici niteliktedir. Bu nitelik,
haklı sebebin temelini oluşturan objektif iyiniyet ve kişilik haklarının korunması ilkelerinin bir
sonucudur. Haklı sebeple feshin düzenlendiği maddenin emredici niteliği gereği, haklı sebeple
fesih yetkisi esas sözleşme ile veya genel kurul kararı ile kaldırılamaz, sınırlandırılamaz veya
kullanılması zorlaştırılamaz. Ayrıca ortağın bu hakkını kullanması şarta bağlanamaz.
Haklı sebeple şirketin feshini talep hakkı, haklı sebebin oluşmasında kusuru bulunmayan
limited şirket ortaklarına aittir.
Somut olayda, davalı şirketin ticaret sicil gazetesindeki bilgilerine göre davalı ……..’ın temsil
görevinden istifa tarihinin 12 Mayıs 2016 tarihi olduğu, davacının göreve başlama tarihinin
de 12 Mayıs 2016 tarihinde olduğu, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporundaki teknik değerlendirmeye göre, davalı şirket
uhdesinde bulunan dairelerin şirketin gelir tablolarındaki satış rakamları dikkate
alındığında davalı ……..’ın yönetici olduğu zamandaki 7 adet toplamda 1.030.000,00
TL tutarlı rayiç değeri belirlenen dairelerin rayiç değerlere yakın bir değerde satılmış olduğun, davacının yönetici olduğu zamanlarda kalan 2 dükkan 2 daire için belirlenen
toplamda 1.890.000,00 TL değerli dükkan ve dairelerin gelir tabloları dikkate alındığında
2017 yılında 1.194.059,40 TL tutarında satış yapıldığının ve rayiç değerlerin altında satış
işlemlerinin gerçekleştirilmiş olduğunun rapor edildiği, feshi talep edilen şirket ticari
defterleri üzerinde yapılan incelemeler ve gayrimenkul değerlemeleri neticesinde; davacı
…….. ve diğer ortak ……….’ın şirketin yöneticisi bulunduğu 12 Mayıs
2016 tarihinden sonrasında gerçekleştirilen gayrimenkul satış işlemlerinde rayiç bedelin
altında satış işlemleri yapıldığı itibar edilen bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kaydı, vergi kaydı, bilirkişi raporu ile diğer bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamına binaen; davacı her ne kadar davalı şirketin ortağı olan davalı ……..’ın yöneticisi olduğu dönemde şirketi iyi yönetmediğini, yetkilerini kötüye kullandığını, kar paylaşımı yapmadığından bahisle şirketin feshi ve tasfiyesini talep etmiş ise de davacı ortağın iddiaları şirket müdürünün sorumluluğu ya da müdürün azline ilişkin olup şirketin feshi ve tasfiyesi için haklı sebep oluşturmaz, fesih için aranan koşul, ortağın şirketten çıkarılması veya duruma uygun düzen kabul edilebilir bir çözümün mümkün olmadığı durumlarda karar verilebilir. Davacının davalı
yönündeki iddiasıda şirket defterleri ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede tespit edilememiştir. Ayrıca somut davada, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalı ……..’ın yönetici olduğu zamanda satmış olduğu dairelerin rayiç değerlere yakın bir değerde satılmış olduğu tespit edilmiştir. Davacı, iddialarını dosyada toplanan tüm delillerle desteklemediğinden duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm mahkememizce uygun görülmemiş olup haklı sebebin oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı …….. tarafından yapılan 19,20 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı …….. kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve asil ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/02/2022

Başkan …….. Üye …….. Üye ………. Katip ………..
¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır)