Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/740 E. 2021/466 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/740 Esas
KARAR NO : 2021/466

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirkete yedek parça ve servis hizmeti verdiğini, verilen bu hizmetlere istinaden fatura düzenlendiğini, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Çatalca İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, borcun ödenmesine ilişkin olarak davacı tarafça müvekkili şirkete herhangi bir ihtarnamenin gönderilmediğini ve bu nedenle davacının faiz talebininde haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Çatalca İcra Müdürlüğü’nün …… (eski esas Bakırköy…… İcra Müdürlüğü’nün ……) esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 19.342,11 TL asıl alacak, 784,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.126,66 TL ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 09/06/2020 havale tarihli raporunda; davacı şirketin, davalı şirkete yapmış olduğu mal ve hizmet satışlarına ilişkin olarak düzenlemiş olduğu ve kayıtlarında yer alan ancak davalı firmanın kayıtlarında yer almayan 31.10.2018 tarih Seri ….. sıra no’lu KDV dahil 500,58 TL, 09.11.2018 Tarih Seri …… sıra no’lu KDV dahil 584,10 TL, 12.11.2018 Tarih Seri ….. sıra no’lu KDV dahil 12.088,03 TL, 06.12.2018 Tarih Seri …. sıra no’lu KDV dahil 1.628,40 TL ve 11,12.2018 Tarih Seri B ….. sıra no’Iu KDV dahil 177,00 TL olmak üzere KDV dahil toplam 14.978,11 TL tutarlı irsaliydi faturaların bir kısmında eksiksiz sevk eden kısmında sadece imza bulunduğu eksiksiz teslim alan kısmında ise herhangi bir isim ve imza bulunmadığı, davacı şirketin kayıtlarına göre davalı şirketten 19.342,08 TL alacağının göründüğünü, davalı şirketin davacı şirketten almış olduğu …… plakalı araç için ödediği ve alıcı olarak …… ‘ün göründüğü 25.000,00 TL’nin Davacı Firmanın kayıtlar m da yer almadığı, ayrıca Davalı şirketin 2018 Takvim Yılına ilişkin yevmiye defterine 06.09.2018 tarihinde çek ile ödeme {çek no: ….. ) olarak kaydettiği ve aynı gün davacı firma tarafından iade edilen çek olarak tekrar defterine işlediği 5.000,00 TL’nin, davacı firmanın defterine iade edilen çek olarak kaydının yapıldığı, bu çekin davalı firmadan alınmasına ilişkin yevmiye kaydına ise defler kayıtlarında rastlanılmadığı, bu iki işlemin toplam tutarı (25000,00 TL+5000,00 TL) =30.000,00 TL olduğu, 25.000,00 TL davalının davacıya ödediği bir tutar olduğundan, 5.000,00 TL tutarındaki çek’in iade edilme kaydının davacının alacağını arttırıcı bir işlem olup kayıtlarına işlediği ancak bu çekin alınma kaydının yapılmadığı, yapılmış olması halinde davalıdan olan alacağını azaltıcı bir işlem olacağından bu iki işlemin toplamı olan 30.000,00 TL’nin davalı firmanın borcundan düşülmesi gerektiği, düşülmesi gereken bu tutarın da davalının borç tutarı olan 19.342,08 TL den fazla olması sebebiyle davalının davacı firmaya ödeyecek bir tutarının bulunmadığı sonucunu ortaya çıkardığını, bu durumda davalı şirketin, davacı şirketten almış olduğu (Davacı Firmanın Kayıtlarında da Davalı firmaya satılmış olarak görünmektedir) …… plakalı araç için ödediği ve alıcı olarak …….’ün göründüğü 25.000,00 TL’nin davacı firmanın kayıtlarında yer almamasının gerekçesinin önem arz ettiği, (Dekont üzerinde havale edilen tutarın alıcısı olarak davacı şirketin değil de ……. ad ve soyadlı kişi görünmektedir) bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı tarafça, cari hesaptan alacaklı olduğu iddiasıyla davalı aleyhine takip başlatılmış ise de, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde takibe konu alacağın 11 adet faturadan kaynaklandığı belirtilmiştir. Ancak mahkeme tarafların dava dilekçesinde belirtmiş oldukları iddialarıyla bağlı olup, itirazın iptali davasına konu takip dosyasındaki ödeme emrinden alacağın cari hesap alacağına ilişkin olduğu belirtildiği gibi dava dilekçesinde de cari hesap nedeniyle alacaklı olunduğu tekrar edilmiştir. Bilirkişi tarafından defterler üzerinde yapılan incelemede davacının defterlerinde cari hesaba kaydedilen alacakların yapılan ödemeler nedeniyle araç satışının yapıldığı, daha doğrusu buna ilişkin faturanın defterlere kaydedildiği, 16/08/2018 tarihli 200.000,00 TL bedelli fatura alacağı sonrası düzenlenen faturalardan 17/09/2018 ve 04/10/2018 tarihli faturaların davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalı defterlerine kaydolmayan faturaların 31/10/2018, 09/11/2018, 12/11/2018, 06/12/2018, 11/12/2018 tarihlerindeki KDV dahil toplam 14.978,11 TL’lik faturalar olduğu (bilirkişi raporunun 14.sayfasında ayrıntılı olarak fatura bilgileri belirtilmiştir.) bunların da servis hizmetine ilişkin oldukları ve davacı tarafça 12/11/2018 ve 06/12/2018 tarihli faturaların BS ile bildirimlerinin yapılmasına rağmen davalı tarafça BA bildirimlerinin yapılmadığı, buna karşı davacının hizmet verildiğini iddia ettiği ve mahkememize ibraz ettiği servis formlarının incelenmesinde ilk olarak 23/10/2018 tarihli servis formunda imzası bulunan……. diye bir davalı çalışanı olmadığı SGK müzekkere cevabı ve davalı yetkilisinin isticvabından anlaşılmış olup, davalı açıkça hizmeti aldığını ikrar etmemiş ve hizmetin alınmış olması durumunda faturaların defterlere işleneceği beyan edilerek hizmetin verildiğini inkar etmiştir. Bu husustaki ispat yükü davacı üzerinde olup, faturaya ve servis formuna konu hizmeti verdiğini ispat edemediğinden ve servis formundaki tarihte düzenlenmiş, davacı defterlerine kayıtlı bir fatura bulunmamakla birlikte en yakın tarihli 31/10/2018 tarihli faturanın bu servis formuna istinaden düzenlendiği varsayılmış ise de, hizmetin verildiği ispatlanamadığından hesaba dahil edilmemiştir. Diğer ibraz edilen 07/11/2018 tarihli servis formunda yine müşteri vekili olarak……. adı yer almakta olup, SGK müzekkere cevabına ve davalı isticvab beyanına göre davalı çalışanı olmayan ve davalı tarafça hizmet verildiği kabul edilmeyen forma ilişkin faturanın 09/11/2018 tarihli faturaya ilişkin olabileceği kabul edilmiş ise de, davacı bu fataraya ilişkin hizmeti verdiğini de ispat edememiştir.
09/11/2018 tarihli servis formunun 12/11/2018 tarihli faturaya ilişkin olduğu ve müşteri olarak davalı çalışanı olan ……”nın imzasının yer aldığı yine 06/12/2018 tarihli faturaya ilişkin olduğu kabul edilen 05/12/2018 tarihli servis formunun müşteri kısmında adı yazılı ……’ın her ne kadar servis formundaki tarihte olmasa da daha sonraki bir tarihte davalı çalışanı olduğuna ilişkin SGK müzekkere cevabı ve davalının isticvabında SGK cevabına mukabil ……’ın çok önceleri çalıştığına ilişkin beyanı bir arada değerlendirildiğinde, davalı çalışanı olarak kabul edilmiş ve yine ……’ın imzasının bulunduğu 11/12/2018 ve 21/11/2018 tarihli servis formlarında hizmetin verildiğine ilişkin delil olarak kabul edilerek cari hesap alacağına dahil edilmiş ise de, davanın cari hesap alacağına ilişkin olması ve tarafların defterlerinde tutmuş oldukları carilerinin karşılaştırılmasında bilirkişi tarafından belirtilen davalı tarafça davacı yetkili …….’e yapılan ve açıklamalar kapsımanda …… plakalı araç için ödeme olduğu belirtilen 25.000,00 TL’lik ödemenin davacı carisinde yer almamamsı nedeniyle davalının borçlu gözüktüğü, bu miktarın yukarıda yapılan hesaplamalarda düşülmesi halinde davacının bakiye bir alacağının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacının takibinde kötü niyetli olduğu davalı tarafça ispat edilemediğinden yasal şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 229,69 TL harçtan mahsubuyla bakiye 170,39 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/04/2021

Katip …

Hakim …