Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/689 E. 2022/1046 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/689 Esas
KARAR NO : 2022/1046

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; 10/04/2018 tarihinde davalılardan …. ‘ın maliki, …. ‘in sürücüsü bulunduğu ve davalı ….. Sigorta A.Şnin sigortalısı bulunduğu …. plaka sayılı aracın Kıraç mevkiinde asli kusurlu olarak kontrolsüz bir şekilde şeyir halindeyken çarpması sonucu davacılardan ….. ‘ın yaralandığı trafik kazası meydana geldiği, davacı çocuğun üst dişlerinin kırıldığı ve dizlerinden yaralandığı ve ayrıca yaşadığı korku nedeniyle böbrekleri ve idrar yollarının zarar görmesinden dolayı halen tedavi gördüğünü, davalı sigortaya yapılan başvurudan sonuç alamadıklarından işbu davayı açtıklarından bahisle öncelikli olarak adli yardım taleplerinin kabulü ve kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanarak fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 1.500,00 TL maddi ve 30.000,00’er TLden 90.000,00 TLmanevi olmak üzere toplam 91.500,00 TL tazminat bedelinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. Sigorta vekili cevap dilekçesi ile özetle; trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun dava şartı haline geldiğini, gerekli belgelerin davacı tarafından müvekkili şirkete ibraz edilmediğinden ödeme yapılamadığını, dolayısıyla yapılan başvurunun geçerli bir başvuru sayılmadığını, başvuru şartı yerine getirilmediğinden müvekkili şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, bu nedenlerle aleyhe açılan davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 17/05/2022 tarihli raporunda; Davacı ….. kaza tarihinde 4 yaşında, henüz çocuk yaşta ve herhangi bir gelirinin olmaması nedeni ile geçici iş göremezlik zararının olamayacağını, Ancak, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacının geçici iş göremezlik gelirinin hesaplandığını, Davacının aylık geçici iş göremezlik gelirine davalı sürücü ……..’in 9425 kusur oranının yansıtılmasıyla zararını 362,73 TL olduğunu, ….. plakalı minibüs, davalı ….. Sigorta A.Ş. tarafından, Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı 330.000,00 TL olduğu, Davacı tarafın başvuru tarihinden sonraki 8 iş gününün 11.10.2018 tarih olduğunu, Sorumluluk, temerrüt tarihi, manevi tazminat ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen Sayın Mahkemeye ait olacağını belirtmiştir.
30/04/2021 tarihli ATK raporunda özetle ; Davalı sürücü …. ‘in %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, 2013 doğumlu mağdur yaya …. ‘ın yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin sonuç üzerinde % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında etken olduğu belirtilmiştir.
21/01/2022 tarihli ATK raporunda özetle ; 03/08/2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve listeler için, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği, Başka birisinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç durumda olmadığı belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
2918 sayılı Kanunun 86. maddesinde ise, bu Kanunun 85. maddesinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma ve sorumluluğu azaltma koşullarına yer verilmiştir.
Bu düzenlemelere göre, araç işleteni veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabilecek; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilecektir.
Burada kanun koyucu zarar görenin kusuru nispetinde indirim yapılabileceğini öngörmüş ve indirimi zorunlu tutmayarak hakimin takdirine bırakmıştır. Uygulama ve öğretide de (S. Ünan, “Ergün A. Çetingil ve Rayegan Kender’e 50. Birlikte Çalışma Yılı Armağanı 2007”, s. 1180) bu husus kabul edilmektedir.
Kanun koyucu, açıklanan düzenlemeler yanında 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91.maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Öyle ise, hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın bu çerçevede ele alınıp, çözümlenmesi gerekmektedir.
Sürekli maluliyet tazminatı, kişinin maruz kaldığı sakatlıktan dolayı, eski hayat seviyesini sağlamak amacıyla fazladan harcayacağı çabanın karşılığı olarak verilen tazminat niteliğinde olup, kişinin bulunduğu yaştan itibaren yaşayacağı tüm sürede maluliyet oranında alacağı aylık iratların peşin değeridir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, araç trafik kayıtları, olay nedeniyle sigorta şirketinden alınan yazı cevapları, sigorta poliçesi, sağlık kuruluşlarından celp edilen tıbbi bilgi ve belgeler, ATK raporları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; 10/04/2018 tarihinde davalılardan …. ‘ın maliki, …. ‘in sürücüsü bulunduğu ve davalı ….. Sigorta A.Şnin sigortalısı bulunduğu …. plaka sayılı aracın Kıraç mevkiinde şeyir halindeyken davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığı, Adli Tıp Kurumu …..İhtisas Dairesi’nin 21.01.2022 tarihli raporunda, davacının söz konusu kaza sebebiyle 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1 (bir) aya kadar uzayabileceği, Başka birisinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç durumda olmadığının rapor edildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 30/04/2021 tarihli raporunda davalı sürücü ….’in %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu, 2013 doğumlu mağdur yaya ….’ın yaşı nedeniyle davranış faktörlerinin sonuç üzerinde % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında etken olduğunun rapor edildiği, Davacı …. ‘ın kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren her hangi bir işte çalışması sözkonusu olamayacağı, bu konuda davacı tarafın bir iddiası ile sunduğu somut neden ve delil bulunmadığı ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğine göre; davacı çocuk için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatına mahkememizce itibar edilmemiş ve maddi tazminat davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Manevi zarar, hukuka aykırı eylem sonucu kişisel değerlerde meydana gelen eksilmedir. Kişisel değerlerin soyut niteliği nedeniyle meydana gelen eksilmenin rakamsal karşılığını parasal değerini ifade etmek mümkün değildir. Bununla birlikte kişisel değerlere yapılan saldırı neticesi ruhsal dengenin bozulması yaşama sevincinin eksilmesi kaçınılmaz olduğunda, hukuk manevi zararı giderim yükümlülüğü dışında tutmamış, genel değer ölçüsü olması nedeniyle, belli bir miktar paranın verilmesi suretiyle zarar görevinin tatmin edilmesini amaçlamıştır. Davacıların kazadan dolayı yaşadığı üzüntü, tedavi sürecinde hem kaza geçiren davacının hem de baba ile annenin çekmiş oldukları elem ve ızdırapların bir nebze de telafisi için olayın oluş şekli, tarafların tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın zenginliğe veya yoksulluğa neden olamayacağı temel ilkesi, paranın satın alma gücü, davacıların yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özenir kılmamalı davalı yanların ekonomik bir yıkıma sürüklenmeksizin ve sebepsiz zenginleşmeye de dikkat ve özen göstermek suretiyle davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, manevi tazminatın davalı sigorta şirketinden de talep edilmiş olduğu anlaşılmakla Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortalarının manevi tazminattan sorumlu tutulamaması nedeniyle bu davalı bakımından talepleri reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile ;
a-…. yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …. ve …..’dan kaza tarihi olan 10/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
b-….. yönünden 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …. ve …. ‘dan kaza tarihi olan 10/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
c-….. yönünden 5.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ….. ve ….. ‘dan kaza tarihi olan 10/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
d-Davacıların davalı sigorta şirketine karşı manevi tazminat taleplerinin reddine,
3-Davacının adli yardım talebi kabul edilmekle suçüstü ödeneğinden karşılanarak posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 57,70 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 12,61 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, bakiye 25,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının diğer davalı yönünden yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-AAÜT gereğince reddedilen maddi tazminat üzerinden hesap edilen 1.500,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-AAÜT gereğince kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalılar …… ve …… dan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine
7-AAÜT gereğince reddedilen manevi tazminat üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
8-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1029,60-TL’sinin davacılardan, 290,40-TL’sinin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı asil, davacılar vekili, davalı …….. vekilinin yüzünde diğer tarafların yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/11/2022

Katip ….
¸(e-imzalıdır)

Hakim …..
¸(e-imzalıdır)