Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/645 E. 2020/652 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/645 Esas
KARAR NO : 2020/652

DAVA : Alacak (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya ait iş yeri ve malzemelerin satın alınması için anlaştıklarını, yapılan bu anlaşma ile 04/10/2018 ve 05/10/2018 tarihlerinde davalı şirkete satış bedelinin bir bölümü olarak 50.000,00-TL ödediklerini, devir işlemlerinin gerçekleşmediğini ve davalı şirketin 50.000,00-TL tutarı iade etmediğini belirterek, 50.000,00TL tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresi içerisinde davaya cevap dilekçesi sunmamıştır. Ancak sunmuş olduğu 16/12/2019 tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin satılması için sözlü olarak anlaşma yapıldığını, şirketin satış bedelinin 250.000,00-TL olarak kararlaştırıldığını, belirli bir kısmın önce ödeneceğini, kalan kısmın 3 ay sonra ödeneceğini, davacı şirketin bir miktar ödeme yaptığını, davacı şirketin kendi kararlarıyla şirketi satın almaktan vazgeçiğini, yapılan 50.000,00TL ödeminin iadesini talep ettiğini, ödemenin kapora niteliği taşıdığını, kaporanın geri verilme zorunluluğunun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller : Güneşli Vergi Dairesi’nden davalı yana ait 2018 yılı BA-BS formları, Maslak Vergi Dairesi’nden davacı yana ait 2018 yılı BA-BS formları, … Bankası dekont suretleri, bilirkişi raporu.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava; taraflar arasında sözlü olarak akdedilen satış sözleşmesinin yerine ifa edilmemesinden kaynaklı ödenen bedelin iadesine yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizce tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca sunulan deliller ile resen celbi gereken kayıt ve belgeler celp olunmuş, dosya ve taraf kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi kurulundan 12.03.2020 tarihli rapor alınmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mali Müşavir ve Öğretim Üyesi bilirkişilerden aldırılan 12/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı şirketlerin 2018 – 2019 yılı ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davacı tarafın cari hesap ekstresinde davalı yandan 01/01/2019 tarihi itibariyle 54.917,00 TL tutarında alacaklı olduğunu, davalı yanın cari hesap ekstresinde 23/02/2018 tarihi itibariyle davacı şirkete 0,44 TL borçlu olduğunu, davacı şirketin 04/10/2018 tarihinde davalı şirkete … Bankası havale dekontu ile 8.000,00 TL gönderdiğini, 0510/2018 tarihinde davalı şirkete … Bankası havale dekontu ile 42.000,00 TL gönderdiğini, bu ödemelerin tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu bildirmiştir.
Davalı taraf her ne kadar süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmamış olsa da 16/12/2019 tarihli beyan dilekçesi ile taraflar arasında sözlü satış sözleşmesi yapıldığını kabul etmektedir. Bu hususta bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere ticari hayatta asıl ödemeyi yapmadan önce satıcıya kapora adı altında bir miktar ön ödeme yapılmaktadır. Yapılan bu ödeme bağlanma parası (pey akçesi) veya cayma parası şeklinde olabilir. Bağlanma parası TBK 177. Maddesinde düzenlenmiş olup madde içeriğine göre; sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür. Cayma parası ise TBK 178. Maddesinde düzenlenmiştir. Cayma parası kararlaştırılmışsa, taraflardan her biri sözleşmeden caymaya yetkili sayılır.; bu durumda parayı vermiş olan cayarsa verdiğini bırakır; almış olan cayarsa aldığının iki katını geri verir.
Yargıtay uygulamalarında havale işlemi bir ödeme aracı olarak kabul edilmektedir. Davacının yapmış olduğu havaleler bilirkişi incelemesi ile incelenmiş ve her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Şu halde davacı iddiasını banka dekontları ve davalı yanca da kabul edilen sözlü sözleşme ile ispat etmiştir.
İncelemeye sunulan defter ve belgeler, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalıya yapılan kısmi ödemelerin cayma parası olduğuna ilişkin bir sözleşme bulunmaması, aksine yerel adet olduğunun da davalı tarafından iddia ve ispat edilmemiş olması, davalının sözlü sözleşmeyi kabul etmesi ve fakat süresinde cevap dilekçesi sunmamış olması nedeniyle delil sunmamış olması, alınan bedelin kaparo olarak kabulünün gerektiği, esasen cayma akçesi olduğunu ileri sürülebilmesi için de sözleşmenin kurulmasının gerektiği, davacının yatırdığı paranın TBK’nun 177.maddesinde düzenlenen pey akçesi olduğu, pey akçesinin verenin kusuruna bağlı olmadan iadeyi gerektirmesi nedenleriyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 50.000TL’nin 8.000’TL’lik kısmını 04/10/2018’den 42.000-TL’lik kısmını 05/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 3.415,50-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 853,88-TL harcın mahsubuyla bakiye 2.561,62-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 853,88-TL peşin harç olmak üzere toplam 898,28-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.494,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 7.500,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/10/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)