Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/600 E. 2020/393 K. 25.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/600
KARAR NO : 2020/393

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 25/06/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/06/2020
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı/karşı davalı vekili özetle; müvekkili şirket ile davalı taraf arasında, Bakırköy ……. Noterliğinde ……. Yevmiye numaralı imzalanmış olan 30.09.2015 tarihli bedel karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklı, müvekkili şirketin 58.704,03-USD alacağı bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşme gereği hak edişlerin dönemlere ayrıldığını, davalı tarafın ilk 4 hakedişi ödediğini ancak 5 ve 6. hakedişleri ödemediğini, sözleşmede kararlaştırılan hakedişlerin tahakkuk etmesine rağmen davalı tarafın bu sözleşme ile üstlendiği edimini yerine getirmediğini, davalı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüğü gereği, müvekkili şirkete ödemesi gereken toplam 58.704,03 – USD bulunduğunu, borçlu tarafın İşbu borcu hiçbir şekilde ödemeye yanaşmadığını, bu ödemenin tahsili amacı ile davalı borçlu hakkında Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın, başlatılan icra takibine kötü niyetli bir şekilde itirazda bulunduğunu, itiraz nedeniyle takibin durduğunu beyan ederek, davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalının takip miktarı üzerinden %20’ den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı/karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, görevsiz mahkemede açıldığını, sözleşmenin dolarla yapıldığını bu nedenle 85 sayılı kararname ve buna ilişkin tebliğler uyarınca icra takibinde TL ye çevrilip 02/01/2018 den itibaren Tüfe faiziyle talep edilmesinin gerektiği, bu nedenle takip fahiş bedeli ve inkar tazminatının dayanaksız olduğunu, müvekkilinin alacaklarının mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkilinin ilk 4 dönem toplam %68 oranında ödeme yaptığını, ortaklık gereği borcunun kalmadığını, ayrıca müvekilinin 19.400 USD gecikme tazminatı alacağının mevcut olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuş, karşı talebinde ise, müvekkilinin davacıya %68 oranında ödeme yaptığından borcunun bulunmadığını, teslimdeki gecikme nedeniyle gecikme tazminatı alacağının bulunduğunu, binanın arsa değeriyle orantısız düşük nitelikli malzeme ve işçilikle tamamlanıp birçok eksikliği bulunduğu tespit edildiğinden bu hususun yerinde bilirkişi eliyle değerlendirilerek değer kaybı iddialarının doğrulanıp karşı davalının ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; eser sözleşmesine ilişkin hak ediş alacağı olup olmadığı, edimlerin yerine getirilip getirilmediği, yapılan işin değeri, alacak ve borç miktarının tespiti, davalın Bakırköy ….. İcra Müd. ….. esas sayılı dosyasındaki itirazında haklı olup olmadığına ilişkin olduğunu anlaşılmıştır.
DELİLLER: Bakırköy ….. İcra Müd …… esas sayılı dosyası, taraflar arasında Bakırköy …… Noterliğinde imzalanan …… Yevmiye numaralı sözleşme sureti, Bakırköy ….. İcra Mahkemesi …… E. Dosyasının …… esas sayılı dosya örneği, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl davada talep, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebinden ibarettir.
Karşı davada talep, teslimdeki gecikme nedeniyle gecikme tazminatı alacağının tahsili talebinden ibarettir.
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
Yargılama tarihi itibari ile HMK. 114. maddesi çerçevesinde aranan dava şartlarından birisi ise mahkemenin görevli olmasıdır. HMK. 115/1 maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında mahkeme kendiliğinden araştırır. Bu dava şartı noksanlığını mahkeme tespit eder ise HMK .115/2 maddesine göre usulden ret kararı verir. Nitekim dava dilekçesinin içeriğinden, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği açıkça anlaşılan hallerde bu kararın verilmesine engel hal bulunmadığı Yargıtay’ın ilgili dairesinin onama kararları ile de açıkça belirlidir.
İş bu eldeki davada yüklenici tarafından arsa malikine yönelik olarak sözleşmede kararlaştırılan hakedişler tahakkuk etmesine rağmen ödenmediği iddiasıyla açılmış olup, eser sözleşmesi niteliğinde bulunan Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat sözleşmesinden kaynaklanan arsa sahibi ile yüklenici arasında doğan uyuşmazlıklar ise genel mahkeme sıfatıyla bakılması zorunludur.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bilindiği üzere ticari iş ve ticari dava ayrı hukuki kavramlardır. Ticari iş kabul edilen bir husustan kaynaklanan her uyuşmazlık ticari dava olarak kabul edilmemiştir. Ticaret mahkemeleri ticari davalara bakmakla görevlidir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Diğer bir anlatımla bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2’nci maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetilerek; davacının açtığı dava, arsa malikine karşı hak ediş alacağının ödenmesinden kaynaklı itirazın iptaline ilişkin dava olup, davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. İşin ticari iş olması davanın doğrudan ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu sebeple görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmak suretiyle iki hafta içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevdiine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
2-HMK’nun 20. ve 331/2. maddeleri uyarınca iş bu kararın kesinleşmesine müteakip yasal süresi içerisinde talep üzerine dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair, davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/06/2020

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)