Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/6 E. 2019/59 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/6
KARAR NO : 2019/59

DAVA : Menfi Tespit (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2019
KARAR TARİHİ : 21/01/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 28/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası vasıtasıyla müvekkil hakkında davalı yanca başlatılan ilamlı icra takibi kapsamında 26/12/2018 tarihinde taraflarına tebliğ edilen icra emrinin ilama, usul yasaya aykırı düzenlendiğini, söz konusu icra takibinin dayanağı olan Sigorta Tahkim Komisyonunun …. Esas … Karar sayılı başvuru dosyası kapsamında hazırlanan 12/12/2018 tarihli gerekçeli kararın hüküm fıkrası incelendiğinde görüleceği üzere 436,00 TL vekalet ücretinin başvuru sahibinden alınarak Sigorta Şirketine verilmesine karar verildiğini, iş bu takibe konu ilam vekalet ücreti taraflarınca davalı yana 20/12/2018 tarihinde saat 11:11 de ödenmiş olmasına rağmen icra takibi kötü niyetli olarak 20/12/2018 tarihinde tarafımıza aleyhine ikame edildiğini, Sigorta Tahkim Komisyonu Kararında lehine vekalet ücretine hükmedilen Av. ….’nın davalı … şirketinin sigortalı çalışanı olması sebebiyle taraflarından yapılan ödemeden haberdar olunmasına hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Davalı ile davacı müvekkilinin şirketi arasında Sigorta Tahkim Komisyonunda karşılıklı olarak açılmış olan çok sayıda tahkim başvurusu bulunmakta olduğunu, ayrıca 06/12/2018 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliğinin 9. maddesinin 6. fırkasında Elektronik yolla tebligat muhatabının elektronik tebligat adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günü sonunda yapılmış sayılır hükmüne yer verildiğini, bu davalı-alacaklı tarafından 5 günlük yasal sürenin geçmesinin beklenmesi gerektiği halde 5 günlük süre geçmeden aleyhlerine icra takibi açıldığı, hakkın kötüye kullanıldığını savunma olarak ileriye sürülmüş olmasa dahi bu husus def’i değil itiraz olarak kabul edildiğinden hakim, dava dosyasından anılaşılan böyle bir durumu resen göz önüne almanın zorunda olduğunu (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/11/1964 gün 1964/2-953 Esas ve 1964/640 Karar sayılı ilamı ile 14.2.1951 tarih ve 1949/17 Esas 1951/1 K sayılı 08/11/1991 tarih 1990/4 Esas 19991/13 Karar sayılı içtihadı Birleştirme kararları buna örnek gösterilebileceğini, bu nedenle davalı tarafından ilam vekalet ücretlerinin ödendiğinin bilinmesine rağmen kötü niyetli olarak haksız kazanç elde etme amacıyla müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığının ispatı için davacı müvekkilinin de aralarında bulunduğu vekilliği yapmakta olduğunu, davalı tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına dayanak olan Komisyon kararına ilişkin vekalet ücreti ödemesi davalının banka hesabına 28/09/2018 günü saat 12:48 de gönderilmiş olmasına rağmen davalı tarafından ödenemeden 7 gün sonra haksız ve kötü niyetli olarak 04/10/2018 icra takibi başlatıldığı, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin…. Esas sayılı dosyası ile takibin iptali için dava açıldığını ve mahkeme tarafından takibin % 20 teminat karşılığında durdurulmasına karar verilmiş olup dava dosyasının halen derdest olduğunu, ayrıca taraflar arasında icra dosyalarının sayılı ve bütün dosyalarda takipten önce ödeme yapıldığı hususu dikkate alındığında huzurdaki davada davalının iyi niyetinden söz edilemeyeceğini, iyi niyetli olmayan davalının ödemenin alacaklıya bildirilmesine ilişkin Yargıtay Kararlarına dayanamayacağı ve hakkın kötüye kullanılması durumunun Sayın Mahkeme tarafından resen göz alınması gerektiğinden Bakırköy icra Tevzi Bürosuna müzekkere yazılarak davalı tarafından vekalet ücretlerine ilişkin olan aleyhlerine başlatılmış olan ilamlı icra takiplerinin bir listesinin istenilmesine karar verilmesini, icra takibinin iptaline ve borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nın 114 maddesinde, dava şartları açıkça sayılmış ve 114/ 2. maddesi gereğince diğer kanunlarda sayılan dava şartlarına da atıfta bulunmuştur. 6102 Sayılı TTK ‘nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir. TTK’nun 5/A maddesi (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde getirilen düzenleme ile arabuluculuk müessesesine başvurunun bir dava şartı olduğunu benimsenmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre; 7155 Sayılı Kanun ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanuna eklenen 5/A maddesi uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak hüküm altına alınmış olup bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre, TTK’nın 4. maddesi gereğince, Arabuluculuğa tabi davalar arasında yer aldığı, davacının arabulucuğa başvurduğuna dair herhangi bir belge sunmadığı gibi bu yönde de bir iddiası bulunmadığından davanın 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanunun 18/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca arabulucuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usülden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Menfi Tespit davası olduğu, bu davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre, TTK.’nın 4. maddesi gereğince Arabuluculuğa tabi davalar arasında yer aldığı ve Arabulucuğa başvurulduğuna ilişkin belgenin ibraz edilmediği, 7155 sayılı 06/12/2018 tarihli Kanun’un 20. maddesi uyarınca madde 23/2 gereği arabuluculuğa başvurulmadan davanın açıldığı anlaşıldığından herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 21/01/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır