Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/586 E. 2019/973 K. 18.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/586 Esas
KARAR NO : 2019/973

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 18/10/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ: 21/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı araç maliki sigortalı …. plakalı otomobil ….. adına, 19/12/2015 ile 19/12/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …….. no’lu Maksimum Kasko Poliçesi tanzim edildiğini, sigortalı …. plakalı araç ile davalı şirkete ait ….. plakalı tırın maddi hasarlı trafik kazası sonrası sigortalı araçta meydana gelen 25.400,00 TL tutarındaki hasarın müvekkili tarafından sigortalı dava dışı …..’e 07/01/2016 tarihinde ödendiğini, dava dışı sigortalının, davalının maliki olduğu aracın olay tarihinde ZMSS sigortalayan ….. Sigorta A.Ş.’den aracında meydana gelen değer kaybı sebebiyle 11.424,00 TL ödeme aldığını, müvekkili tarafından sigortalıya yapılan ödemenin akabinde karşı araç trafik sigortacısı olan ….. Sigorta’ya başvurulup, sigortanın ise kaza başı limit tutarının 31.000,00 TL olduğu ve dava dışı …..’e 11.424,00 TL ödeme yapıldığından bahisle taraflarına toplamda 20.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkili firmanın hak sahibine yapılan ödeme akabinde rücu bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle itirazda bulunulduğunu, Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden verilen kararda ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ile; davacının ıttıla tarihinin 14/12/2017 olarak tespitine karar verildiğini ve icra takibinin geçikmiş itiraz nedeniyle durdurulmasına karar verildiğini, belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı … şirketine herhangi bir borcunun bulunmadığını, meydana gelen kazaya bizatihi davacının sigortalısının hatalı ve kusurlu araç kullanımının sebebiyet verdiğini, müvekkili ile davacı … arasında herhangi bir akdi veya hukuki ilişki olmadığından davanın husumet itirazları gözetilerek reddi gerektiğini, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasındaki vaki itirazlarının kabulü ile; ihtiyati haciz talebinin reddine, müvekkili şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, sigorta şirketinin sigortalısına ödemiş olduğu tazminattan dolayı araç işleteni aleyhine başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. Maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Öte yandan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu hususa Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda; davacı kasko sigorta şirketi, sigortalı araçta meydana gelen zarar nedeniyle kendi sigortalısına ödediği bedeli karşı araç malikinden(davalıdan) kusuruna göre ve halefiyet ilkesi gereğince talep etmektedir. Davada, taraflardan biri tüketici olmadığı gibi, davacı … ile davalı arasında sözleşme ilişkisi yani tüketici işlemi bulunduğundan da bahsedilemez. Öte yandan, davanın her iki tarafı tacir olmadığı gibi, davacı … şirketinin dava dışı sigortalısı da gerçek kişi olup tacir değildir. Araçta ticari değildir. Görev, kamu düzenine ilişkindir. Ticari dava niteliğinde bulunmayan, tüketici işleminden kaynaklanmayan haksız fiilden kaynaklı uyuşmazlığın halli için halefiyet ilkesine dayanılarak açılan davaya bakma görevi, genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olduğundan (Bkz. Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 29.05.2017 tarih ve 2014/24045 E., 2017/6035K., 26.12.2016 tarih ve 2016/7101E., 2016/11920K.) mahkememizin görevsizliğine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18/10/2019

Katip …

Hakim …