Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/585 E. 2020/728 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/585 Esas
KARAR NO : 2020/728

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 19/10/2020
KARAR
YAZIM TARİHİ : 26/11/202
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin takibe konu alacağını Bakırköy …… Noterliği’nin 23/11/2015 tarih ve ….. yevmiye sayılı alacağın devri sözleşmesiyle dava dışı …… Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ‘den temlik alındığını, dava dışı şirketin iş bu dava açılmadan önce alacağını tahsil edebilmek için İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış olduğunu, davalının itirazı üzerine dava dışı şirketin İstanbul ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtığını, dosyanın bilirkişiye gönderildiğini, bilirkişi raporlarına göre müvekkilinin davalıdan 185.000,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, yargılama sonunda temlik eden …… Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, şirketin temlik alacağından dolayı davalı şirket aleyhine Bakırköy …… İcra müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, alacağa esas sözleşmeye göre dava dışı temlik eden şirketin davalıya 40.000 kg haki fanila kumaşı ile 2.000 kg elastanlı biye kumaşı teslimine karşılık 840.000,00 TL ve % 8 oranında KDV ödeneceğini ancak davalı şirketin ödemelerini tam olarak yapmadığını, icra müdürlüğünden ödeme emri gönderildiğini ve davalı tarafından yapılan borca itiraz üzerine icra takibinin durduğunu, itirazın iptalini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra dairesi ve Mahkemenin yetkili olmadığını, usul hukuku ve maddi hukuk yönünden geçerli olan yetki sözleşmelerinin tarafların cüzi ve külli haleflerini de bağlayacağını, sözleşmenin 8. maddesinde İstanbul Çağlayan mahkeme ve icra müdürlüklerinin açıkça yetkili kılınmış olduğunun belirtildiğini, müvekkilleri oldukları şirketin sözleşmeden kaynaklı borcunun olmadığını, uyuşmazlık konusu alacağın bila tarihli fanila kumaş satış sözleşmesinden kaynaklandığını, dava dışı şirketin verilen taahhütler istenen vasıflarda, biçim ve sürelerde sözleşmeyi yerine getirmediğini, bu konuda davacı şirkete ihtarname gönderildiğini ancak yazılı hususlara riayet edilmediğini, icra takibinde borcun sebebi olarak gösterilen üç adet fatura bedelinin ödenmiş olduğunu ve bu faturalardan dolayı borç bulunmadığını, öncelikle yetkisizlik nedeniyle davanın reddini, davanın esastan reddini, davacı temlik alan şirketin %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe :
Dava, davacının, faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 185.600,00 TL asıl alacak, 46.539,20 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 232.139,20 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, itirazında açıkça yetki itirazının bulunduğu, yetkili icra müdürlüğü olarak İstanbul İcra Müdürlüklerinin belirtildiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğu görülmüştür.
Bu durumda İİK’nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkilerine yönelik itiraz incelenerek takip konusu icra dairesi yetkili ise dosyanın esasına girilecektir.
HMK’nun 116. maddesi uyarınca, kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı bir ilk itirazdır. Yetki itirazı, ancak cevap süresi içinde, esas hakkındaki cevaplarla birlikte ileri sürülebilir.
HMK’nın 17. maddesine göre, tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen yetkili mahkemede açılır. Taraflarca aksinin kararlaştırılmadığı, başka bir anlatımla yetkili mahkemenin münhasıran belirlendiği yetki sözleşmeleri (şartları), kanunen yetkili kılınan genel ve özel diğer mahkemelerin yetkisini ortadan kaldırır. Usul hukuku ve maddi hukuk yönünden geçerli yetki sözleşmeleri tarafları bağladığı gibi, onların cüzi ve külli haleflerini, sözleşme konusu alacağı temlikname ile devir alan alacaklıları da bağlar.
Davaya konu sözleşmenin 8. Maddesinde düzenlenmiş bulunan yetki şartı HMK’nın 17. ve 18. maddelerinde sayılan koşulları taşıdığından hem sözleşmenin tarafları bakımından, hem de sözleşme konusu alacağı dava dışı şirketten temlik alan davacı bakımından geçerli ve bağlayıcı bulunmaktadır. Yetki sözleşmesi (şartı) ile münhasır olarak İstanbul / Çağlayan mahkemeleri ve icra müdürlükleri yetkili kılındığından HMK’nın 17. maddesi uyarınca davaya bakmakla yetkili mahkeme İstanbul mahkemesi, icra takibinin başlatılabileceği yetkili icra müdürlüğü ise İstanbul İcra Müdürlüğüdür. İstanbul dışındaki mahkeme ve icra müdürlüklerinin yetkisi ortadan kalkmıştır.
Davalı icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda öncelikle icra dairesine yapılan yetki itirazının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerekir. İcra takibinde alacağa konu faturaların dayanmış olduğu sözleşmede davalı ile dava dışı şirket arasında yetkili icra müdürlüğü belirlenmiş olup davalı yanca usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmadığı, dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 2.008,89-TL harcın mahsubuyla bakiye 1.954,49-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT 7/2. Maddesi gereği 3.400,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı… 19/10/2020

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)