Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/584 E. 2022/910 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/584 Esas
KARAR NO : 2022/910

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/11/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin davalı şirketin hissedarlarından olduğunu, şirketin bir aile şirketi olduğunu, şirketin son yıllarda müvekkilinin erkek kardeşi olan … tarafından yönetildiğini, ancak son yıllarda davalı şirkette pay oranlarının erkek kardeşler lehine değiştiğini, diğer paydaş olan …’nın %15 lik payını müvekkiline devir ettiğini, devreden … ile devralan …’in Bakırköy …. Noterliğinin 15.01.2018 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile devir işlemini Şirket’e bildirerek devrin şirket pay defterine kaydedilmesini istediklerini; ancak Şirketin, devir işlemini pay defterine kaydetmeyi reddettiğinden Bakırköy …. Asliye Ticaret mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında Pay Devrinin Tespiti ve Şirket Pay Defterine Kaydı talepli dava açtıklarını, mahkemece 30.05.2019 tarih ve … E. … K. sayılı karar ile davanın kabulüne, …’in …’dan devraldığı nama yazılı 1.500 paya karşılık 15.000,00 TL’lik sermaye hak ve payının tespitine ve davalı ….’nin pay defterine tesciline karar verdiğini, davalı şirket yönetim kurulunun, 27.05.2019 tarihinde 2016-2017-2018 yıllarına ait olağan genel kurul yapılmasına karar verdiğini, Olağan genel kurul kararı ve gündem maddelerinin … tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davacı müvekkili vekillerinin genel kurula katılarak iptali istenen maddelere muhalefet şerhi koyarak itiraz ederek olumsuz oy kullandığını, 26.05.2016 tarihinde yapılan genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyelerinin yetkisiz olduğunu, bu nedenle yaptıkları tüm işlemlerin geçersiz olacağından, dava konusu genel kurul toplantısının yapılması ve bu toplantıda alınan kararların da geçersiz olduğunu, Faaliyet raporu ve finansal tablolar; şirket faaliyetini ve finansal durumunu, doğru, eksiksiz, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtmadığını, şirketin karının gizlendiğini, Şirket yönetici ortağı …’nın şirket kaynaklarını kendi menfaatine kullandığını, aile şirketi olan davalı şirketin karar ve tasarruflarında davacı ortağa hiç bir bilgi vermeyerek yönetici ortak oğul …’nın çıkarları doğrultusunda ve keyfine göre idare edildiğini, bu nedenlerle davalı şirketin aleyhine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında “şirketin fesih ve tasfiyesi, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davacı müvekkilin ortaklıktan çıkartılarak şirketin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değeri üzerinden hesaplanacak bedelin ödenmesi” talepli dava da açtıklarını beyan ederek, davalı şirket yönetimini elinde bulunduran erkek kardeş tarafından yapılan kötü niyetli işlemler kapsamında 27.05.2019 tarihinde yapılan 2016-2017-2018 yılları olağan genel kurulunda alınan, hukuka ve hakkaniyete uygun olmayan bilanço ve kar/zarar hesaplarının tasdik edilmesi, yönetim kurulu üyesinin ibra edilmesi, denetçinin ibrasına ilişkin karar oluşturulmaması, yönetim kurulu başkanına 5.000.-TL ücret ödenmesi, denetçinin seçimi kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının huzurda ikame ettiği davasında herhangi bir hukuki menfaati bulunmadığını, hisse devirlerinin baba muris …’nın sağlığında ve başkanlığında ve fiilen işin başında bulunduğu dönemlerde tarafların ve muhatapların bilgisi, rızası doğrultusunda ve her türlü gereği de karşılıklı olarak yerine getirilmek suretiyle yapılan işlemler olduğunu, bu işlemlere ait gerekli tüm tutanakların zamanında ve usulüne uygun olarak tanzim olunmak üzere istanbul ticaret odası dahil tüm yetkili mercilere ibraz ve teslim edildiğini, Ayrıca, davacı taraf tüm bu toplantılara usulüne uygun çağrı ile katılmış, herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın tutanakları imzaladığını ve ayrıca takip eden yıllarda ve dönemlerde yapılan genel kurul toplantılarına bu payların değişen hali ile ve hali hazır durumu ile katıldığını, yine herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi herhangi bir dava ikame etmediğini, bu hususun dahi, bütün bu pay devirlerinin iradelerine uygun olarak yapılmış olduğunun bir diğer kanıtı olduğunu, davacının ilgili dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar hem afaki, hem mesnetsiz olmakla birlikte, ileri sürdüğü tüm hususlar şirkete ve hakim ortaklara ve yöneticelere mümkünse zorluk çıkarmak ve yine mümkünse şirket karar organlarını ve faaliyetlerini kilitlemek ve böylece eğer mümkün olursa bu yolla esasta geri planda perdelediği kötü niyetine ulaşmak olup, bu ileri sürdüğü hususların hiç birisinde esasta hukuki bir yararı bulunmadığını, davacının ortağı olduğu dava dışı … Anonim Şirketi aleyhine açmış olduğu Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile alınan genel kurul kararların iptali talepli davasında da Sayın Mahkemece 06.03.2019 tarih ve …Esas, … Karar sayılı karar ile davacının genel kurul toplantı tutanağına usulüne uygun şerh koymadığından bahisle davanın dava şartı yokluğundan karar verildiğini beyan ederek haksız, mesnetsiz ve tamamen kötü niyetli davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 27/05/2019 tarihinde yaptığı 2016-2017-2018 yıllarına ait olağan genel kurulunda oy çokluğu ile alınan kararların iptali isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirketin 27/05/2019 tarihinde yapılan 2016-2017-2018 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında alınan kararların kanun, ana sözleşme ve afaki iyi niyet kurallarına aykırı olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği, kararların usul ve yasaya uygun olup olmadığı, davalı şirketin finansal durumunun usulüne uygun olup olmadığı, kar ve zarar oranı, ibra ve yetkinin yasal şartları taşıyıp taşımadığı, muvazaalı işlem olup olmadığı, toplantıya çağrının usulüne uygun olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 07/10/2021 tarihli bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
Anonim şirketlerde hâkim olan ilkelerden birisi kararların alınmasında çoğunluk ilkesidir. Bu ilke uyarınca genel kurulda alınan kararlar toplantıda hazır bulunmayan veya muhalif oy veren pay sahipleri ile şirketin diğer organlarını da bağlamaktadır. Bu durum Genel kurulda alınacak kararlarda çoğunluğu elinde bulundurulanların şirket menfaatleri yerine kendi menfaatlerini gözetme gibi bir sakınca doğurabilmektedir. Bunu önlemek için kanun koyucu belli şartların varlığı halinde hem oy çoğunluğuna sahip ortakların yetkilerini sınırlandırmış hem de azınlığı ve şirket organlarına alınan kararların iptali için dava hakkı tanımıştır.
İptal edilebilirliğin şartları kanunumuzda 445. Maddede düzenlenmiştir: kararın iptali için kararın kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırılığı aranmakta, genel kurul kararının sadece şirketin veya pay sahiplerinin zararına olması iptal nedeni yapılamamaktadır. İptal edilebilirlik için bu şartlara ek olarak 446/b bendinde genel kurul kararı ile aykırılık arasında nedensellik bağının da bazı durumlarda olması gerektiği belirtilmiştir.
Kanuni düzenlemelere aykırı kararlar iptal yaptırımına tabidir. Kanuna aykırılık ile kastedilen salt Türk Ticaret kanununa aykırılık değildir, özel hukuk ve kamu hukuku alanına giren tüm kanunlardır.
TTK. 340 maddesi esas sözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğünü oldukça kısıtlamış olsa da esas sözleşmeye aykırılık bir iptal yaptırımı olarak düzenlenmiştir. Anonim ortaklık ana sözleşmesi, ortaklığın kuruluş amacı doğrultusunda faaliyetini gerçekleştirebilmesi için şirket tüzel kişiliği ile şirket ortakları arasındaki ilişkilerin hukuki çerçevesini belirleyen hükümleri ihtiva eden akit türüdür. Bu sebeple genel kurul kararının bu hükümlere aykırı olmaması gerekmektedir.

Sermaye ve oy çoğunluğuna sahip ortakların haksız kararlarıyla azınlık pay sahiplerini ezmelerini engellemek amacıyla genel kurul kararlarının dürüstlük kuralına aykırı olması halinde iptali istenebilecektir.
Pay sahiplerinin (oydan yoksun olanlar dahil) dava açma hakkı paya bağlı bir hak ve emredici kanun hükmüne dayalı bir haktır. Pay sahiplerinin kararın iptali halinde menfaatlerinin olduğunu iptalin şirketin yararına olacağını ispat etme zorunlulukları bulunmamaktadır. İptal edilebilirlik ve yokluk hallerinin yanı sıra, genel kurul kararlarının hükümsüzlük
hallerinden birisi de butlandır. Genel kurul kararlarının butlanına ilişkin TTK. m. 447 hükmüne
göre: “(1) Genel kurulun, özellikle;
a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan
vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü
dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı
olan, kararları batıldır”.
görüldüğü üzere konusu itibarıyla bâtıl olan genel kurul kararları, bazı niteliklere sahip
paysahipliği haklarını kaldıran veya sınırlandıran, anonim şirketin temel yapısını bozan ve
sermayenin korunması ilkesine aykırı olan kararlara özgülenmiştir. Bunun dışındaki bâtıl genel
kurul kararlarının tespitinde ise butlanın ikincilliği ilkesi uygulanır. Bu ilke, özel sebepler
dolayısıyla iptal etmenin yeterli ve tatmin edici bir yaptırım oluşturmadığı hallerde hukukun
genel hüküm ve ilkelerine göre butlana karar verilmesi anlamını taşır. Sakınma ilkesinin özellikle
şekli sebeplerin (eksiklik ve aksaklıkların) butlana yol açtığı hallerde gözetilmesi gerekir (Güzin
Üçışık/Aydın Çelik, Anonim Ortaklıklar Hukuku, C. I, Ankara 2013, s. 342).

TTK m. 447/1-a hükmünde belirtilen batıl genel kurul kararları, belirtilen hakları
düzenleyen Kanun hükümlerini kaldırmayı ve değiştirmeyi amaçlayan genel kurul kararlarıdır.
Belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan sonucunu doğurmaz. Genel kurula
daveti düzenleyen TTK. m. 414 hükmünde öngörülen şartların tamamen ortadan kaldırılmasını
sağlayan genel kurul kararı butlanla sakattır. Örneğin bu hükümde yer alan iki haftalık süreyi üç
güne düşüren bir genel kurul kararı butlanla sakat olur. Buna karşılık iki haftalık süreye
uyulmaksızın toplantı gününden sadece üç gün önce yapılan bir davet üzerine toplanan genel
kurulda alınan kararlar batıl değil iptaledilebilir kararlardır. Yine paysahiplerinin asgari oy
hakkını ortadan kaldıran bir genel kurul kararı butlan sonucunu doğururken bir veya birden
fazla paysahibinin oyunun kullanılmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz
sayılması halinde alınan genel kurul kararı iptal edilebilir bir karardır ( Üçışık/Çelik, s. 342-343).
Yukarıda da ifade etmiş olduğumuz üzere, paysahibinin genel kurula katılma, asgari oy
kullanma, dava açma hakkı gibi kanundan kaynaklanan vazgeçilmez nitelikteki temel haklarının
sınırlandırılması veya ortadan kaldırılması sonucunu doğuran genel kurul kararları batıldır. (TTK.
m. 447/1-a). Anonim şirketin tanımına, paysahiplerinin haklarına ve borçlarına ve organsal
yapısına aykırı kararlar temel yapıya aykırıdır. Temel yapı ile kastedilen, anonim şirketi taşıyan
ana kolonlardır. Bu hakları ortadan kaldıran veya sınırlandıran genel kurul kararları, belirtilen
hakları düzenleyen kanun hükmünü kaldırmayı veya değiştirmeyi amaçlayan genel kurul
kararlarıdır. Bu ve bu gibi hallerde kanunun emredici hükümlerine aykırı karar alınması halinde
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık belirtilen hakların somut bir olayda ihlal edilmesi butlan
sonucunu doğurmaz. Örneğin her pay ortağa bir oy hakkı verir bu oy hakkı kanunun emredici
hükümlerinden doğan bir haktır. Bu hakkı genel olarak ortadan kaldıran veya sınırlandıran
genel kurul kararı batıldır. Buna karşılık bir veya birden fazla paysahiplerinin oyunu
kullanmasına engel olunması veya kullandıkları oyların geçersiz sayılması halinde alınan genel
kurul kararları iptaledilebilir kararlardır (Üçışık/Çelik, s. 343).
Türk Ticaret Kanunu m. 446/1-b hükmünde, “toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın,
olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin
gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya
temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına
haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının
alınmasında etkili olduğunu ileri süren paysahipleri(ne)” anılan kararlar aleyhinde iptal davası
açma hakkı tanımak suretiyle, belirtilen ihlallerin genel kurul kararının butlan veya yokluk
sonucunu doğurmadığını belirtmiş olmaktadır (Üçışık/Çelik, s. 343-344). Yargıtay TTK. m. 414
hükmünü emredici nitelikte bir hüküm olarak kabul ettiği halde, bu hükme aykırı bir davet
üzerine toplanan genel kurulda alınan kararların iptaledilebilir kararlar olduğunu ifade etmiştir . (Y.11.HD’nin 10.11.1989 tarih ve E. 89/6155, K. 89/6157 sayılı kararı).
6102 sayılı TTK m. 445 uyarınca: “446’ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme
hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar
tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde
iptal davası açabilirler.” Genel kurul kararlarına karşı iptal davası açabilmek 3 aylık hak düşürücü
süreye bağlanmıştır Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini
tutanağa geçirten pay sahipleri TTK m. 446 uyarınca dava açma hakkına sahiptir. TTK m. 446/1(a)
uyarınca genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için toplantı tutanağına mutlaka
muhalefet şerhinin geçirilmesi gereklidir. Yargıtay’a göre; toplantıda hazır bulunup da alınan karara
olumsuz oy veren pay sahibinin iptal davası açabilmesi için, mutlaka her durumda ve her somut
olayda muhalefet şerhini açıkça tutanağa geçirtmesi gerekmektedir aksi takdirde açılan dava usulen,
dava şartı eksikliğinden reddedilecektir. (11. HD, T. 06.10.2015, E. 2014/13357, K. 2015/9986). TTK
m. 446/1(b)’de sayılan ve nedenlerin varlığı durumda da genel kurul kararına karşı iptal davası
açabilmek için meydana gelen ihlalin, genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunun ispati
gerekmektedir ve bu duruma etki kuralı denmektedir.
Davacı …’e dava konusu genel kurula ait çağrı ilanlarının Bakırköy …….
Noterliğinin 08.05.2019 tarihli … yevmiye tasdik numaralı ihbarnamesi ile …
Mah. … sok. No. … Küçükçekmece – İstanbul ikamet ettiği belirtilen adresine
gönderildiği, gönderilen tebliğatın tebligat memuru tarafından 09.05.2019 tarihinde muhatap davacı …’e teslim edildiği, Dava dışı …’ya dava konusu genel kurula ait çağrı ilanlarının Bakırköy ….Noterliğinin 08.05.2019 tarihli … yevmiye tasdik numaralı ihbarnamesi ile …
Mah. … sok. No. … Küçükçekmece / İstanbul ikamet ettiği belirtilen adresine
gönderildiği, gönderilen tebliğatın tebligat memuru tarafından 09.05.2019 tarihinde muhatap
…’ya teslim edildiği görülmüştür.
Somut olayda, dosyaya sunulu belgeler ve yapılan tespitler neticesinde 27.05.2019 tarihinde gerçekleştirilen
2016-2017-2018 yılı Genel Kurul Toplantısına yapılan çağrıların usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davacı pay sahibinin, hazirun cetveline
göre toplantıya vekaleten katıldığı, davacının da aralarında bulunduğu karara muhalif kalan
pay sahiplerinin vekaleten her bir kararın altına “çoğunluk kararına muhalefet ediyoruz, olumsuz oy
olarak ret oyu veriyoruz” şeklinde beyanda bulundukları toplantı tutanağından anlaşılmış olup bu
bakımdan iptal davası açılabilme şartlarının olayda gerçekleştiği, davanın üç aylık hak düşürücü süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Genel kurul kararlarının iptali istemiyle açılmış bu davada davacı … pay sahibi olduğu
davalı ….’nin 27.05.2019 tarihli olağan genel kurulunda oy çokluğu ile alınan
kararlardan a) faaliyet raporu ve denetçi raporu ile bilanço ve kar/zarar hesaplarının tasdik
edilmesi, b) yönetim kurulu üyesinin ibra edilmesi, c) yönetim kurulu üyeliğine … ve …’ın seçilmesi, d) yönetim kurulu başkanına 5.000.-TL ücret ödenmesi, e)
şirket denetçiliğine 3 yıl süre ile …’ın seçilmesi yönündeki kararların iptaline
karar verilmesini talep etmektedir.
İncelenen şirketin mali verilerine
göre şirketin mali durumunun değişken bir yapıda olduğu, kaydi değerlere göre ise
mali açıdan sıkıntılı bir duruma rastlanmadığı tespitine yer verilmiştir. Bu bakımdan, söz konusu
yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim raporu müzakeresi ve kabulü kararı açısından dosya
mevcuduna göre ana sözleşme, kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılığın olmadığı, Yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetim raporu müzakeresi ve kabulü kararı açısından dosya
mevcuduna göre ana sözleşme, kanuna ve dürüstlük kuralına aykırılığın tespit edilemediği, yönetim kurulu üyelerinin ibrası kararı yönünden iptal sebeplerinin oluşmadığı, Yönetim kurulu üyeliğine … ve …’ın seçilmesi bakımından seçim
kararının genel kurulun devredilemez yetkileri içerisinde olduğu, öte yandan, … seçimi
yönünden mesleği itibariyle hakkında uygulanacak mevzuata aykırı olarak yönetim kurulu üyeliği
görevine seçilmenin TTK hükümleri dairesinde bir seçilme engeli olarak değerlendirilemeyeceği, bu haliyle davalı şirketin 27/05/2019 tarihinde yaptığı 2016-2017-2018 yıllarına ait olağan genel kurulunda oy çokluğu ile alınan kararların iptaline ilişkin yapılan incelemede, esas sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil etmediği ve yönetim kurulu kararlarının iptalini gerektirecek sebep ve olguların dosya kapsamında mevcut olmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan 141,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davacı asil ve vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/10/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır