Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/560 E. 2021/245 K. 26.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/560
KARAR NO : 2021/245

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/07/2011
KARAR TARİHİ : 26/02/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 30/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilleri ile davalı şirket arasında 2007 yılında acentelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre; müvekkillerinin davacı şirkete ait yüklerin boşaltma işlerini, müşterilere ait kargoların adresten alım ve teslim hizmetlerini, faturaların tahsili ile belirtilen diğer işleri yapacağını, bunun karşılığında da davalının müvekkillerine dağıtım ve toplama için gösterilen ücreti ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, müvekkillerinin sözleşmenin gereğini yerine getirdiğini ancak davalı şirketçe sözleşme hükümlerine ve TTK’ya aykırı işlemler yapıldığını, yapılan bu işlemlerle müvekkillerin zarara uğradığını, davalı şirkete ihtarname gönderildiğini ama sonuç alınamadığını belirterek şimdilik 10.000,00 TL’nin ihtarname tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla talep sonucunu 130.098,48 TL’ye çıkarmıştır. Birleşen davalarda ise, teminat senedi olarak verilen bonolar ve çek nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların sözleşme hükümlerine uymadığını, acentelik sözleşmesinin 13/08/2008 tarihinden itibaren feshedildiğini, davacı acentenin mevcut borcunu ödemediğini, takibe geçildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen Bakırköy …….. ATM…….. E……… K. Sayılı dosyasında; davacı ………., aynı davalıya karşı taraflar arasında düzenlenen 25/06/2007 tarihli acentelik sözleşmesi gereği, davacı tarafından davalıya teminat çeki verildiğini, söz konusu teminat çekinin davalı tarafından Bakırköy ……. İcra Dairesi’nin ………. E. Sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davacının teminat çeki olan bu çek sebebi ile davalıya borçlu bulunmadığının tespitini ve %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep etmiş olup, davalı taraf dosyaya delillerini sunmuş, mahkemece mevcut hukuki ve fiili irtibat nedeniyle, mahkememizin ……… E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş olup, Bakırköy …… İcra Dairesi’nin …….. E. Sayılı icra takip dosyası dosyamız arasına celp edilmiş, takip konusu çekin ……… Bankası’na ait, ……… çek numaralı, 19/12/2008 vade tarihli, 7.500,00 TL meblağlı bir adet çeke ilişkin olduğu anlaşalmıştır.
Birleşen Bakırköy …….. ATM’nin …….. E. Ve……… K. Sayılı dosyasında; davacı……….. aynı davalıya karşı, Bakırköy ……. İcra Dairesi’nin ……… E. Sayılı takip dosyasında takibe konulan, 10.000,00 Euro’luk senedin taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, bu nedenle bu senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitini ve %40 icra inkar tazminatının kabulünü talep etmiş, mahkemece bu dosyanın Mahkememizin …….. E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, Bakırköy …… İcra Dairesi’nin ……… E. Sayılı dosyası getirtilmiş olup, aynı taraflar arasında 10.000,00 Euro’luk senede yönelik takip olduğu anlaşılmıştır.
Birleşen Bakırköy ……. ATM’nin ……… E. …….. K. Sayılı dosyasında; davacının ………., aynı davalıya karşı, Bakırköy ……… İcra Dairesi’nin ……. E. Sayılı takip dosyasında takibe konulan, 10.000,00 Euro’luk senedin taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, bu nedenle bu senet sebebiyle borçlu olmadığının tespitini ve %40 icra inkar tazminatının kabulünü talep etmiş, mahkemece bu dosyanın mahkememizin …….. E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, Bakırköy …… İcra Dairesi’nin ……… E. Sayılı dosyası getirtilmiş olup, aynı taraflar arasında 10.000,00 Euro’luk senede yönelik takip olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde 31/03/2015 tarihli karar ile, davacının davalının acentesi olarak faaliyette bulunduğu, acentelik sözleşmesinin davalı tarafça 13/08/2008 tarihinde feshedildiği, davacının 2008 yılı yasal defterlerine göre davalıdan 130.098,48 TL alacaklı göründüğü, davalı tarafça ibraz edilen defterlere göre davalının 31/12/2008 tarihi itibariyle davacıdan 5.635,82 TL alacaklı göründüğü, yasal defterlerin örtüşmediği, takip konusu yapılan 2 adet bono ve 1 adet çekin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı ancak davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, taraf defterlerinin örtüşmeme sebebinin davalı tarafın yasal defter kayıtlarında bazı işlemlerin alacak virmanı-borç virmanı olarak kaydedildiği ve bu işlemlerin neler olduğu hususunda tespit yapılamadığının olduğu, davacı tarafça düzenlenen acentelik sözleşmesi karşılığında yaptığı hizmete karşılık, davalı adına kesilen faturalara davalı tarafça itiraz olmadığı, davacı tarafın davalı adına kesilen ve acentelik sözleşmesi kapsamında verilen hizmet bedeline ilişkin faturalar nedeniyle davalıdan 130.098,48 TL alacaklı olduğu, söz konusu bu fatura bedelinin davalı tarafça ödendiğinin ispatlanamadığı, davacının belirtilen miktarda davalıdan alacaklı olduğu, davalının temerrüdünün 16/08/2008 tarihinde gerçekleştiği, davalı tarafın senetlerin sözleşme gereği 1 yıl davalı uhdesinde kalacağını beyanla teminat senedi olduğunu kabul ettiği, takip konusu senetlerin teminat senedi vasfı taşıdığından takiplerden feragat edildiği, takip konusu yapılan 2 bono ve çekin teminat olarak verildiğinin anlaşıldığı, mevcut olgular karşısında davalının kötüniyetli olduğu, davacının % 40 kötüniyet tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle birleşen menfi tesbit davasının kabulüne; alacak davası yönünden, davacı tarafça davalı adına kesilen 130.098.48 TL tutarındaki faturaya davalı tarafın itiraz etmeyip fatura muhteviyatını kabul etmiş sayılacağından ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulü ile 130.098,48 TL’nin 16.08.2008 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, verilen kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay …… H.D. ……… E. – ……… K. Sayılı ilamı ile, “14.06.2011 havale tarihli ilk bilirkişi raporunda davalı tarafça yapılan mahsubun neye dayalı olarak yapıldığının ispatlanmadığı belirtilmiş ve tutarı 116.517,22 TL olan davacı tarafça davalı tarafa gönderilen havalelere dair bir belirleme yapılmamıştır. İkinci olarak farklı bir heyetten alınan bilirkişi raporunda ise, bu kez davacının davalı hesabına gönderdiği 116.517,22 TL tutarındaki ödemenin neye karşılık gönderildiğinin yazılı delillerle açıklanmadığından bahsedilmiştir. Davacı taraf 2007 yılında işletme defteri tutmakta olup, 2008 yılında ise yevmiye ve kebir defteri tuttuğu, bilanço esasına geçtiği bilirkişi raporunda belirlenmiş, fakat bu defterlerin de kapanış tasdiki olmadığı için usulüne uygun tutulmadığı belirtilmiştir. 6762 sayılı TTK’nın 82 vd. maddesine göre, usulüne uygun tutulmayan defterler sahibi lehine değil aleyhine delil olur. Buna rağmen, mahkemece davacı tarafın usulüne uygun olmayan defterlerine dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda, alınan her iki raporunda hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve yapılan tespitlerin birbiriyle örtüşmediği göz önüne alınarak, yeni bir bilirkişi heyetinden taraf defterlerinin karşılaştırılması suretiyle rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile hüküm bozulmakla, Mahkememizce usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyularak dosya yeni bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
17/06/2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı……….. – ……… Adi Ortaklığına ait ticari işletmenin 2007 yılında ikinci sınıf tacir olduğunu, işletme hesabı defteri mükellefi olduğunu, 2007 yılma ait İşletme Defterinin yasal süresi içerisinde açılış tasdikini yaptırdığını, kapanış tasdiki yaptırmasının mülga 6762 sayılı ( 6102 sayılı ) T.T.K.’ ya göre zorunlu olmadığını, mülga 6762 sayılı ( 6102 Sayılı ) T.T.K, ile 213 Sayılı V.U.K. hükümlerine istinaden usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacı tarafın 2008 yılında birinci sınıf tacirlerin tutmakla yükümlü oldukları bilanço defter esasına geçtiklerini, inceleme gününde 2008 yılına ait Envanter defterini ibraz etmediklerini, Yevmiye Defteri ile Kebir Defterini ibraz ettiklerini, 2008 yılı açılış tasdiklerini yasal süresi içerisinde yaptırdıklarını, yapılması zorunlu kapanış tasdiklerini yaptırmadıklarını, davacı işletmeye ait 2018 yılı ticari defterlerinin mülga 6762 sayılı ( 6102 sayılı) T.T.K. madde hükümlerine göre usulüne uygun tutulmadığını, kapanış tasdiklerini yaptırmadıklarından kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığını (H.M.K. Md.222/4), davacı tarafın 2008 yılı muhasebe kayıtlarının sağlıklı olarak tutulmadığını, BOZMA kararında da belirtildiği gibi lehine delil olarak yararlanmaya elverişli olmadığını, davalı tarafın 2007 ve 2008 yılında birinci sınıf tacirlerin tutmakla yükümlü oldukları bilanço defter esasına tabi olduklarını, davalı tarafın 2007 ve 2008 yıllarına dair ticari defterlerini incelenmek üzere fiziki olarak sunmadıklarını, davalının talebi üzerine dosya kapsamında, dosyaya sunulu önceki bilirkişi raporları incelenerek davalı tarafın ticari defter bilgilerine ulaşıldığını, buna istinaden de davalı tarafın 2007 ve 2008 yıllarına ait ticari defterlerinin mülga 6762 ve yeni 6102 TTK hükümlerine istinaden adı geçen dönemler ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini kanuni süresinde yaptırdıklarını ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip bulunduklarını, delillerle sabit olacak şekilde davacı tarafın davalı şirketten alacağının bulunmadığını, davalı tarafın 2008 yılında davalı şirkete yaptığı ödemelerin aslında acentelik faaliyeti olarak kargo gönderim bedellerinden tahsil etmiş olduğu fatura bedellerini, davalı şirkete cari hesap ödemesiymiş gibi kayıtlarına aldığını, bu ödemelerle davalı cari hesabın şişirildiğini, davalı şirketten alacaklıymış gibi göründüklerini, dosyaya sunulan davalı ticari defter kayıtlarına göre, davalı şirketin 120-Alıcılar hesabında davacı şirketten 31.12.2008 tarihi itibari 5.653,82 TL alacaklı olduğunu, davacıların adi ortaklı sıfatı ile yürüttükleri kargo taşıma acentelik hizmeti konulu sözleşmenin feshi nedeniyle teminat senetlerinden davalının alacağının sabit olmadığını, ayrıca davacı alacağının bozmaya konu kararda davacı kayıtları üzerinden belirlenmiş olduğunu bildirmiştir.
11/01/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı tarafın 2008 yılı defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığını, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi yemin ve teslim tutanağında 2007-2008 yılı defterlerinin imha edildiği gerekçesiyle incelemeye sunmadığını, Yargıtay’ın alınan her iki raporunda hüküm kurmaya elverişli olmadığı ve yapılan tespitlerin birbiriyle örtüşmediği göz önüne alınarak, yeni bir bilirkişi heyetinden taraf defterlerinin karşılaştırılması suretiyle rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken diye beyan ettiğini, rapor içeriğinde ve açıklanan nedenlerle, tarafların ticari defter ve kayıtlarının karşılaştırma yapılarak incelenemediğini, dolayısıyla ticari defter ve kayıtlar üzerinden borç alacak tespiti yapılamadığını, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, mahkemenin takdirine ait olduğunu bildirmiştir.
Dava acentelik sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve teminat senedi olarak verilen bonolar ve çek nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, Yargıtay bozma ilamı ve bilirkişi raporları içeriğine göre;
Taraflar arasında 25/06/2007 tarihli acentelik sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacının davalı şirketin acentesi olarak faaliyette bulunduğu, davacının davalıya vermiş olduğu acentelik hizmeti karşısında faturalar düzenlendiği, acentelik sözleşmesi kapsamında davacının davalıya ait yüklerin boşaltma işleri müştelerilere ait kargoların adresten alıp adrese teslim işleri, faturaların tahsili ve sözleşmede belirtilen diğer işlerin yapılacağının kararlaştırıldığı, bunun karşılığında davalı tarafından ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafça 13/08/2008 tarihli noter kanalıyla gönderilen ihtarname ile feshedildiği, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davacının 2008 yılı yasal defterlerine göre davalıdan 130.098,48 TL alacaklı göründüğü, davalı tarafça Yargıtay bozma ilamı öncesi ibraz edilen defterlerine göre davalının 31/12/2008 tarihi itibariyle davacıdan 5.635,82 TL alacaklı görüldüğü, taraflar arasındaki yasal defterlerin örtüşmediği, davacının incelenen 2008 yılı ticari defterlerinin yapılması gereken kapanış tasdiklerini yasal sürede yaptırmaması nedeniyle kendi lehine delil olma özelliğine sahip olmadığı, davalının bozma ilamı sonrası yapılan bilirkişi incelemesinde ticari defterlerin saklanması gereken 10 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle defterlerin imha edildiğinden bahisle ticari defterlerini sunmadığı ve bu nedenle davalının Yargıtay bozma kararı öncesi bilirkişi tarafından incelenen kayıtlarının nazara alındığı, bozma ilamı öncesi yapılan incelemede davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve davalı lehine delil niteliğine haiz olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay bozma ilamı sonrası yapılan incelemede, 2007 yılı kayıtlarında davacı ve davalı firmaların birbiri adına düzenlemiş olduğu faturaların birbirini teyit ettiği, ancak davacının işletme defterine tabi olması nedeniyle tek taraflı kayıt tutulması neticesinde davalı şirket kayıtlarında görünen ödemelerin davacı şirket kayıtlarında tespitinin yapılamadığı, davalı şirketin 2007 yılına ait alacak ve borç teyit eden herhangi bir hesap muavini sunmadığı, 2007 yılından devreden herhangi bir bakiye alacak borç kaydının bulunmadığı, 2008 yılında davacı şirket tarafından davalı adına 12 adet fatura düzenlendiği, davacının 11 adet faturayı kayıtlarına aldığı, 1 adet faturayı kendi kayıtlarına almadığı, davalının 12 adet faturayı kayıtlarına aldığı, tarafların fatura kayıtlarının birbirini teyit ettiği, ödeme kayıtlarının ise bir kısmının birbirini teyit ettiği anlaşılmıştır. Dosyadaki mevcut incelemelerde 17/06/2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacı tarafın 2008 yılında davalı şirkete yaptığı ödemelerin aslında acentelik faaliyeti olarak kargo gönderim bedellerinden tahsil etmiş olduğu fatura bedellerini, davalı şirkete cari hesap ödemesiymiş gibi kayıtlarına aldığı, bu ödemelerle davalı cari hesabın şişirildiğinin tespit edilmesi, 11/01/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda davacı tarafın kendi lehine işlediği cari hesapta ve banka dökümlerinde/havale de açıklama yapılmadığı, davalı tarafa gönderilen havalenin neye istinaden gönderildiği ve ticari defterlere kaydedildiğinin kanıtlanması gerektiğinin tespit edildiği, diğer borçlandırıcı işlemler yönünden davalının defterlerini sunmaması nedeniyle alacak borç tespiti yapılamadığı bildirilmekle, davacının alacağını ispat için dayandığı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olması ve bu nedenle lehine delil niteliğinin bulunmadığı gözetilerek, davacı tarafından alacağının yeterli ispat vasıtalarıyla ispatlanamadığı kanaatiyle asıl davanın reddine, birleşen dosyalarda takip konusu yapılan senetlerin teminat senedi olduğu ve teminat senetleri dolayısıyla davalının alacağının sabit olmaması nedeniyle birleşen davaların kabulü ile, icra takiplerine konu senetler nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olduğunun sabit olmaması bu nedenle yasal şartları oluşmadığı için kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek, birleşen menfi tespit davalarındaki yabancı para alacağının dava tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından ilan edilen efektif satış kurları üzerinden Türk lirası karşılığı belirlenen miktar üzerinden karar tarihindeki oran üzerinden vekalet ücreti ve nispi karar ve ilam harcı hesaplanmış (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 2020/2065 Esas, 2021/147 Karar – İstanbul BAM 16. H.D. 2019/5 E.-2021/517 K.) aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Esas davanın reddine,
2-Birleşen Bakırköy ……. ATM ……… E. -……. K. Sayılı dosyası yönünden; davanın kabulü ile, Bakırköy …… İcra Dairesi’nin……… E. Sayılı dosyası ile takibe konu olan 7.500,00 TL çekten sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle reddine,
3-Birleşen Bakırköy ….. ATM’nin ……. E. Ve …….. K. Sayılı dosyası yönünden; Bakırköy ………İcra Dairesi’nin ……… E. Sayılı dosyası ile takibe konu 10.000,00 Euro bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle reddine,
4-Birleşen Bakırköy……… ATM’nin …….. E. …… K. Sayılı dosyasında; Bakırköy ……… İcra Dairesi’nin ……… E. Sayılı dosyası ile takibe konu 10.000,00 Euro bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Kötü niyet tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle reddine,
5-Asıl dava yönünden;
Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 135,00 TL peşin harç ve 1.486,50 TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye 1.562,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 16.309,36 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6- Birleşen Bakırköy …….. ATM ………. E. – ………. Sayılı dosyası yönünden;
Alınması gereken 512,33 TL harcından dava açılırken peşin alınan 111,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 400,93 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 17,15 TL başvuru harcı, 111,40 TL peşin harç, 30,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 158,55 TL masrafın davalıdan alınarak davacı ………. ‘a verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ……….’a verilmesine,
7) Birleşen Bakırköy ……… ATM …….. E. ……….K. Sayılı dosyası yönünden;
Alınması gereken 1.611,36 TL harçtan, peşin alınan 350,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.261,06 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacının yaptığı 21,15 TL başvuru harcı, 350,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 374,45 TL masrafın davalıdan alınarak davacı………..’a verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı………..’a verilmesine,
8- Birleşen Bakırköy…….. ATM …….. E. ……….. K. Sayılı dosyası yönünden;
Alınması gereken 1.611,36 TL harçtan peşin alınan 350,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.261,06 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafından yapılan 21,15 TL başvuru harcı, 350,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 374,45 TL masrafın davalıdan alınarak davacı …………’a verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı ……….’a verilmesine,
9-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili Yargıtay Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı 26/02/2021

Katip …….
e-imzalıdır

…….
e-imzalıdır