Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/534 E. 2019/921 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/534 Esas
KARAR NO : 2019/921

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İcra Yoluyla Takipten Kaynaklanan Sıra Cetveline İtiraz)
DAVA TARİHİ : 21/10/2015
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 31/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın,…..Tic. Ve San. Ltd. Şti’ den olan alacağı için İstanbul … icra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattığını, …..’ın İstanbul, Çatalca, …. Mah. …. Civarı, … parsel sayılı taşınmazdaki 4/5 hissesine haciz konulduğunu, ancak davalının borçlu hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden başlattığı takip ile Çatalca İcra Müdürlüğünün …. sayılı talimat sayılı dosyasında anılan taşınmazı sattırdığını, tüm bedelin davalıya ayrıldığını, davalının başlattığı takibin dayanağının senet olduğunu, gerçekte böyle bir alacağın bulunmadığını, senedin düzenlenmesinin her zaman mümkün bulunduğunu, amacın mal kaçırma olduğunu belirterek sıra cetveline itirazın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına konu müvekkili banka alacağının davalıya ayrılmış olan paydan ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından başlatılan takibin dayanağı kambiyo senedinde müvekkilinin ilk lehtar olmadığını, bonoya ciro yoluyla hamil olduğunu, bu sebeple muvazaa iddiasının dinlenemeyeceğini, davacı bankanın müvekkili tarafından başlatılan icra takibinden yaklaşık 7,5 ay sonra takip başlattığını, müvekkilinin senette yetkili hamil olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
Davalının başlattığı Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyadaki alacaklı ve borçlunun vukuatlı aile nüfus kayıt tablosu uyaptan temin edilmiş, dosya içerisine alınmıştır. Alacaklı ….. ile borçlu ….’in kardeş oldukları anlaşılmıştır.
Davacının başlattığı İstanbul… İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takibin dayanağı bononun 02/02/2012 tanzim, 08/10/2014 vade, 700.000,00 TL bedelli, davalının başlattığı Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibin dayanağı bononun 12/07/2012 tanzim, 12/08/2012 vade tarihli 500.000,00 TL bedelli olduğu anlaşılmıştır.
Senedin düzenlenmesi her zaman mümkün olup, davalı alacaklı, alacağın gerçek hukuki bir ilişkiye dayandığını, takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun deliller ile ispatlamalıdır.
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline dayalı davalarda iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için kural olarak muvazaalı tasarrufun diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir.
Davalı yanın takibin dayanağı bononun keşide tarihi 12/07/2012 vade tarihi 12/08/2012 dir. Takip tarihi ise, 28/02/2014 tarihi olup, bu itibarla bu bononun düzenlenebileceği en son tarih 28/02/2014 tarihidir. Davacının 10/10/2014 tarihli takibinin dayanağı olan bono ise 02/02/2012 keşide, 08/10/2014 vade tarihli olup, davalının dayanağı bononun keşide tarih 12/07/2012 olup, davacının dayanağı 02/02/2012 keşide tarihli bononun keşide tarihinden sonradır.
Takip dosyaları, tarafların dayanağı senetler ve tüm dosya kapsamına nazaran; davalı tarafından başlatılan takibin dayanağı bononun davacı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonra düzenlendiği, davalı ile davalının başlattığı takip borçlusu ….’in kardeş oldukları, davalı tarafından ibraz edilen belgelerin ispata elverişli olmadığı, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair mahkememizce verilen kararımızın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 05/07/2017 tarihli ilamı ile onanmasına karar verilmiş ise de; karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan incelemede Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 30/05/2019 tarihli ilamı ile davalı borçlu ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, takibe konu bonoların bu ticari ilişki sonucunda verildiğinin savunulduğunu, mahkemece bu ilişkilerle ilgili deliller toplanmadan sırf bono tarihinin davacı takibinden sonra olması ve davalı ile borçlunun kardeş olması gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verildiğini, halbuki ticari ilişkinin varlığını ve alacağının gerçek olduğunu ispat eden davalının borçlu ile kardeş olması ve takip tarihinin bir öneminin olmayacağını, asıl olan fiktif bir alacak yaratmak saiki olduğunu, bu nedenle davalının alacaklısı olduğu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyasının dayanağı olan bononun borçluları ….. ve …. ile davalı arasında varolduğu iddia edilen ticari ilişkinin tespiti ile bononun tanzim sebebinin araştırılması için davalı savunmasında bahsi geçen hususlarda dikkate alınmak suretiyle davalı tarafça ibraz edilen belgeler ve tarafların ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle onama ilamı kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de; somut olayda, mahkememizce verilen kabul kararında yalnızca davalı ile borçlunun kardeş olması ve bononun davacı takibinden sonra olması sebeplerine dayanılmamış, 24/02/2016 tarihli celse ara kararı ile davalı vekilinin cevap dilekçesinde ticari ilişkiyi ayrıntılı olarak anlattığı, celse arasında konu ile ilgili belgeleri ibraz ettiği, ticari ilişkinin usuli belgeler gereğince somut uyuşmazlıkta ispatı gerektiği, davalı vekilinin tanık deliline muvafakat etmediği gibi tanık dinlenmesinin sonuca etkili olmayacağı anlaşılmakla tanıkların dinlenilmesine yer olmadığına karar verildiği, ayrıca davalı tarafından ibraz edilen belgelerin ispata elverişli olmadığı ve işlemin muvaazalı olduğu kanaati ile kabul kararı verilmiştir.
Şöyle ki, davalının alacaklı olduğu Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı dosyasına konu 12/07/2017 keşide tarihli senette keşideci ….., Lehtar …. ve son hamil ….. arasındaki ilişki dosya kapsamı ile değerlendirildiğinde tarafların ispata yarayan tüm delillerini ibraz etmek için kendilerine tensip zaptı ile süre verildiği gibi ön inceleme duruşmasında 4 no’lu ara karar ile HMK 140/5 gereği de ayrıca süre verilmiş olup, bu aşamada davalı tarafça iddiasına konu senedin muvazalı olmadığına ilişkin mahkememizce yeterli kanaat oluşturacak delillerin dayanakları ile birlikte ibraz edilmediği, cevap dilekçesi ile de herhangi bir defter incelemesi talebinde dahi bulunulmadığı, Ticaret Odası kayıtlarına delil olarak dayanılmış olmasının ticari defter ve belgeleri kapsadığının kabul edilemeyeceğini, kaldı ki, davalı tarafça temyiz talep dilekçesinde belirtildiği üzere davalı …..’in sunmuş oldukları tahsilat makbuzlarında gözüktüğü üzere…. Tarım Hayvancılık ve Metal Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi isimli şirketin %99 oranında hissedarı olduğu, yine tahsilat makbuzlarında ismi geçen borçlu …..’ın …. Sanayi Limited Şirketi isimli şirketin %100 hissesinin sahibi olduğunu ve …..’la, ….. arasında sunulan tahsilat makbuzları da incelendiğinde görüleceği üzere icra takibi olan bononun 50 katı tutarında ödeme yapıldığı bildirilerek itiraz edilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan tahsilat makbuzları incelendiğinde her birinin …. Tarım Hayvancılık ve Metal Ürünleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile …… Limited Şirketi arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenmiş olduğu, takibe konu senedin ise …., ….. ve ….. arasında düzenlendiği, sunulan tahsilat makbuzları ekindeki çeklerin ve senetlerin olması gerektiği gibi ticari şirketler adına düzenlenmesine rağmen takip konusu senedin gerçek kişiler adına düzenlendiği, bu belgeler üzerinde ya da şirketlerin ticari defterleri üzerinde yapılacak bir incelemenin sonuca etkili olmayacağı, senedin gerçek kişiler arasında düzenlenmiş olması nedeniyle daha önce de teamülen de görüldüğü gibi ticari ilişkinin şirketler adına düzenlenmiş çek ve senetlerle tahsil edildiği dikkate alındığında ticari ilişki içerisinde olan şirket hissedarlarından ….’in kardeşi olan ….. ile …. arasındaki senet geçişini sağlayıcı ilişkiye dair herhangi bir delilde ibraz edilmemiş olup, Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasındaki senedin keşide tarihinin davacının dayanağı olan senetteki keşide tarihinden sonra olması ve borçlu …..’ın borçlu olduğu dosyada 03/03/2014 tarihinde icra dairesine müracaat ederek borcu kabul ederek lehine olan sürelerden feragat edip, dava konusu gayrimenkulu mal olarak bildirdiği gibi gayrimenkul satış talebinde bulunması ve satış avansını yatırarak satış sürecini ilerletmek için hayatın olağan akışına aykırı işlemler yapması gibi hususlar bir arada değerlendirildiğinde; her zaman düzenlenmesi mümkün olan senetten dolayı, davalı alacaklı, alacağın gerçek hukuki bir ilişkiye dayandığını, takipten önce düzenlenmiş ve birbirini teyit eden usulüne uygun deliller ile ispat edemediği dikkate alınarak Yargıtay….. Hukuk Dairesi’nin …. esas, …. karar sayılı bozma ilamına direnilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. esas, …. karar sayılı bozma ilamına direnilmesine,
Davanın kabulüne,
İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına konu davacı banka alacağının davalıya ayrılmış paydan ödenmesine,
Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 27,70 TL harcın mahsubuyla bakiye 16,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvurma harcı, 27,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 55,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 176,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 09/10/2019

Katip …

Hakim …