Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/529 E. 2020/342 K. 13.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/529 Esas
KARAR NO : 2020/342

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 13/03/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/05/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 05/02/2016 tarihli 50.000,00-TL bedelli, 19.02.2016 tarihli 20.000,00-TL bedelli, 08.04.2016 tarihli 50.000,00-TL bedelli ve 13.05.2016 tarihli 50.000,00-TL bedelli makbuzlarla toplam 170.000,00-TL borç/emanet verme nedeniyle alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile 07.11.2018 tarihli icra takibi başlattıklarını, davalı tarafın takibe haksız bir şekilde itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ve yine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ve yasal faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında karz ilişkinin mevcut olmadığını, aralarında işçi – işveren ilişkisinin bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirketten ödünç para talebinin bulunmadığı gibi ödünç para talep ettiğine ilişkin her hangi bir yazılı belge de sunulmadığını, müvekkilinin davacının da belirttiği gibi tacir olmadığını, daha önce davacı şirketin çalışanı olan gerçek kişi olduğunu, ihtilafın işçi işveren ilişkisi devam ederken bu ilişkiden kaynaklı olduğunun tartışmasız olduğunu, görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemek kaydıyla davacı tarafın iddia ettiği alacak talebini ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde isteyebileceğini, davacı tarafın emanet olarak verdiği paranın tarihinin makbuzlardan görülebileceğini, bu durumda iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olduğunu ve zamanaşımı definde bulunduklarını, müvekkilinin davacı şirkette 16.10.2015 – 22.03.2017 tarihleri arasında kalıpçı kalfası olarak çalıştığını, davacının kaba inşaat işinde çalışan işçilerine banka üzerinden asgari ücret ödediğini, SGK primlerinin asgari ücret üzerinden gösterildiğini, asgari ücretten arta kalan kısmı işverenin işçilere dağıtılmak üzere makbuz karşılığında müvekkili ve dava dışı diğer kafalara elden dağıtılmak üzere verdiğini, müvekkilinin almış olduğu ücret ödemelerini işçilere eksiksiz olarak dağıttığını, müvekkilinin davacının işyerinde sadece 17 ay çalıştığını, 17 ay çalışan bir işçiye bu miktarda yüklü para verildiği iddiasının abes olduğunu, davacının ticari şirket olması nedeniyle söz konusu para çıkışının ticari defter ve belgelerinde ayrıntılarıyla yer alması gerektiğini, davacının bir kısım işçilere de benzer davalar açtığını, dava dışı ….. hakkında açılan davada yine Büyükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğini, görevsizlik üzerine dosyanın Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… E. Sayılı dosyasında yargılamasının yapıldığını ve bu mahkemece de karşı görevsizlik kararı verildiğini, icra takibindeki faiz miktarına itiraz ettiklerini nihayetinde dosyada görevsizlik kararı verilerek dosyanın Bakırköy İş Mahkemeleri’ne gönderilmesini, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini, davacının davasının esastan reddi ile Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı takibin iptalini, davacının kötüniyetle hukuki ve kanuni dayanağı bulunmaksızın takip başlatmış olması nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına. %10 para cezasına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

Dava; davacı tarafından davalıya borç olarak verildiği belirtilen paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Büyükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesince, somut olayda davacı tacir olup, delillerinde ticari defterlere ve makbuzlara dayandığı bu durumda eldeki davada mahkemenin görevli olmadığı, davaya ticaret mahkemesinde bakılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya borç olarak verildiği belirtilen paranın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davalı tacir olmayıp, daha önce davacı şirketin çalışanı olan gerçek kişidir. Bu niteliği itibariyle davanın TTK.’nın 4. maddesinde sayılan ve diğer kanunlara atıf yapılan hususlardan kaynaklanmadığı, davalı tacir olmadığı gibi taraflar arasındaki ilişkinin de ticari nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ticari olmayan işbu davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki TTK.nn 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları ise dava şartıdır. Bu itibarla davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan sebeplerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Büyükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA ;
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararına karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine; GÖNDERİLMESİNE,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/03/2020

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)