Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/522 E. 2021/149 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/522 Esas
KARAR NO : 2021/149

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2019
KARAR TARİHİ : 08/02/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİH : 08/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı …’tan Büyükçekmece ……. Noterliği’nin 09/04/2019 tarihli …… yevmiye numaralı araç satış sözleşmesiyle ……. plakalı ……. marka …… aracı satın aldığını, satış sebebiyle aynı gün araç için 09/04/2019 tarihli …… belge numaralı Ekspertiz Raporu alındığını, müvekkili şirketin bu rapora ve satıcının söylemlerine itimat ederek aracı satın aldığını, kısa bir süre geçtikten sonar aracın motor kısmında ve diğer bölümlerinde arızalar çıkmaya başlaması üzerine aracın servise götürüldüğünü ve serviste satış esnasında alman Eksper Raporunda yer almayan, tespit edilmeyen, gözle görülmeyen ve davalı tarafından müvekkiline söylenmeyen anzalarm bulunduğunu ve böylece ortada bir ayıplı ifa bulunduğunun anlaşıldığım, davalı yana Ataşehir ……. Noterliği kanalıyla ilgili zararı tazmin etmesi için bir ihtarname gönderildiğini ancak herhangi bir olumlu sonuç alınamadığını, bunun üzerine ayıplı aracın tamir edilerek kullanılabilir hale gelmesi için müvekkili şirketin 16.004,60-TL tutarında bir masraf yapmak zorunda kaldığını, bu masraflara ilişkin 5 adet faturanın dosyaya sunulduğunu iddia ederek; 16.004,60-TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın süresinde ikame edilmediğini ve zamanaşımı sürelerinin dolduğunu belirtmiş ve itirazlarında da; aracın satışından önce 09.04.2019 tarihinde alman ekspertiz raporunda; “Vites kolu halatları control edilmeli, Alt muhafaza yok, Direksiyon kutusunda boşluk ve borular ezik, Radyatörde su kaçağı var, Arıza ikazları var, Yakıt sistemi, Hafif tekleme var, Türboda yağ kaçağı ve ses var” şeklinde tespitlere yer verildiğini, davacı tarafından da ibraz edilen ekspertiz raporunun detaylı bir şekilde incelenmesinde aracın; başta motor kısmı olmak üzere çeşitli arızalarının mevcut olduğunun görüldüğünü ve bu arızalann satış işleminden önce davacı yanca bilinir hale geldiğini, gizli ayıbın söz konusu olmadığını beyan ederek; davanın reddine, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER : Araç satış sözleşmesi, ekspertiz raporu, davacının yaptığı masrafa ilişkin 5 adet fatura, bilirkişi incelemesi, yemin.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının ayıplı ifa iddiası ile uğranılan zararların tazminine ilişkindir
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi 10/03/2020 havale tarihli raporunda; ……. plaka sayılı aracın 09/04/2019 tarihinde davalı … tarafından davacı …’ne satışına ilişkin olarak, aracın satış bedelinin piyasa rayicine göre yarı yarıya düşük olması gerekçesinin taraflarca bilinmesinin yanı sıra satış işlemi öncesinde yaptırılan ekspertiz neticesinde söz konusu araç ile ilgili arıza ve aksaklıkların davacı tarafça bilinir hale gelmiş olması, satın alınan aracın 178855 km’de ve 8 yaşında bir araç olduğunun alıcı tarafından bilinmiş olması, satış işleminden sonra 645 kilometre yol yapmış olan araçta sonradan çıkan arızaların kullanıcı hatasından kaynaklanmış olabileceği hususları dikkate alındığında; dava konusu araçta gizli ayıp mevcudiyeti iddiasının isabetli olamayacağı, davacı tarafça mahkemeye delil olarak sunulan KDV dahil toplam 16.004,60-TL bedelli 5 adet faturanın; söz konusu aracın motor yenileme (Rektifiye) parça ve işçilik bedelleri olduğu ve servis tarihinde kadri maruflarında oldukları sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporu denetime elverişli bulunmuş. Rapora karşı itirazlar reddedilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davacı vekiline delilleri arasında yer alan yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususunda süre verilmiş, davacı tarafça HMK 227 maddesi gereğince yemin teklifinde bulunulmuş, davalı tarafça yemin yerine getirilmiştir. Yemin, taraflardan birinin davanın çözümünü ilgilendiren bir olayın doğru olup olmadığı konusunu, Kanunda belirtilen usule uyarak, mahkeme önünde, kutsal sayılan değerlerle teyit eden ve kesin delil vasfı yüklenmiş sözlü açıklamalardır (03.03.2017 gün ve 2015/2 E., 2017/1 K. sayılı YİBK). Bir ispat vasıtası olan yeminin konusu HMK’nin 225. maddesine göre, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Görüleceği üzere yemin, tarafın kendisinden kaynaklanan vakıalar hakkında verilebilir. Yemin delilinin kesin bir delil olması yani, hakimi bağlaması ve bunun ötesinde uyuşmazlığı kesin bir şekilde çözmesi nedeniyle, yemin sorusunun yeteri kadar açık bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.
Davalı tarafa duruşmada tebliğ edilen yemin metni üzerine, davalı vekili ve davalı asil tarafından duruşmada yemin metni incelenmiş, yemini eda etmeye hazır olduklarını bildirmişlerdir. Davalı tarafa yemin metini usulüne uygun olarak okunmuştur. Davalı asilin usulüne uygun yemini yaptırılarak; “Davaya konu ……. plakalı aracı davacı ……. Lezzetler Tarım Gıda Nakliyat İnşaat Otomotiv Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti. şirketine satarken, araçta gözle görülmeyen ve bilinmeyen herhangi bir sorun olmadığına, aracın motorunda herhangi bir arıza bulunmadığına, araçla ilgili tüm bilgileri gerçeğe uygun şekilde davacıya söylediğime, araçta davacının bilmediği, gözle görülmeyen ve tarafımca söylenmeyen, gizlenen hiçbir arıza bulunmadığına, eksper raporundaki mevcut bilgiler dışında davacıya herhangi bir güvence vermediğime dair namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum.” şeklinde yemin ettiği ve yemininde ısrar ettiğini tekrarlamıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporlarına, davacının yemin teklifi üzerine davalının yemini usulüne uygun olarak eda etmesine göre; yemin müessesesinin HMK’da yer alan kesin delillerden kabul edildiği için davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 273,32-TL peşin harcın mahsubuyla fazla alınan bakiye 214,02-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yargılamada kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle yürürlükteki AAÜT gereğince 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 6,40-TL vekalet harcı, 10,10-TL vekalet pulu olmak üzere toplam 16,50-TL’nin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır