Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/487 E. 2019/669 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/487 Esas
KARAR NO : 2019/669

DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2016
KARAR TARİHİ : 04/07/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 11/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacıların ataköy ……. Kısım …. bloklarının 27/01/2011 tarihli ve 26/01/2015 tarihli kat malikleri olağan genel kurulu toplantılarında yönetici olarak seçildiklerini,…. blok yöneticileri olan davacılar tarafından davalı Banka şubesinde hesap açtıklarını ve bu hesaplarda tasarrufta bulunmaya yetkili kılındıklarını, davacıların bu hesaptan para çekerek ödemeler yapmakta iken davalının 25/08/2016 tarihinden itibaren hesapta bloke olması nedeniyle ödeme yapmamaya başladığını, herhangi bir mahkeme kararı olmadan ödeme yapmayan ve bilgi vermeyen davalı bankanın hesaplara vaki müdahalesinin menine ve haksız ödeme yapılmaması nedeniyle kişilik hakları zarara uğrayan davacılar için manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bankanın hesaba hukuka aykırı müdahalesinin olmadığını, Ataköy …. Kısım….. bloğa 06/01/2015 tarihli genel kurul toplantısı ile ….., …..’ın 2 yıl süre ile birlikte yönetici seçildiği, kararda seçilen yöneticilerin münferiden işlem yapabileceklerine ilişkin yer verilmediği, bu nedenle davacıların kat maliklerinin tasarrufunda olan hesaptan münferiden her türlü tasarrufta bulunulması konusunda yetkilerinin bulunmadığı, davacıların 27/01/2011 tarihli karardaki münferit yetkiye dayandıklarını ancak 26/01/2015 tarihli toplantıda 27/01/2011 tarihli kararın kaldırıldığı, bu kararların artık bir geçerliliğinin bulunmadığını, bankanın yasal mevzuatı uygulamakta olup mevduat hesabına mevzuat dışı bir müdahalesinin bulunmadığını, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmaması ve dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini ve davanın tüm talepler yönünden reddini istemiştir.
Dava, Blok yönetimi adına yöneticiler tarafından blok hesabına koyulduğu iddia olunan bloke nedeniyle vaki müdahalenin önlenmesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizden verilen 24/05/2017 tarih ve ,….. Esas ….. sayılı kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, …… Hukuk Dairesi’nin 24/05/2019 tarih ve …. Esas, …… Karar sayılı ilamı ile “davanın açıldığı 27/09/2016 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un “Tanım” başlıklı 3. Maddesi uyarınca, (ı) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” olarak tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir.
Konut site yönetimi, yasal tanıma uyarınca tüketici konumundadır (Emsal nitelikte Yargıtay 15. H.D.’nin 2018/3342 E- 2019/1069 K. Sayılı, 11.03.2019 tarihli kararı) . Davalı banka, sağlayıcı konumunda olup taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesi tüketici işlemi niteliğindedir. Uyuşmazlığın bu haliyle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakla, anılan Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. İşbu dava bakımından tüketici mahkemesinin görevli olması nedeniyle, mahkemece davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddi ile talep halinde tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmadığından, usul ve yasaya aykırı bulunan kararın kaldırılmasına” karar verilmiş olup, İstinaf mahkemesi kararının kesin olduğu ve mahkememizin davaya bakmakta görevsiz olduğu, görevli mahkemenin her ne kadar İstinaf kararında İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesi yazılmış ise de, dosya da yetki itirazı bulunmayıp, bu hususun sehven yazıldığı kanaatine varıldığından Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi görevli olmakla, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK ‘nun 114/1-c, 115. maddeleri uyarınca acılan davada 6502 sayılı kanunun 3/L ve 73.maddeleri gereğince Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle dava dilekçesinin reddine mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Tüketici Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde karar verildi.
04/07/2019

Katip …

Hakim …