Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/483 E. 2020/15 K. 08.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/483 Esas
KARAR NO : 2020/15

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 08/01/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 03/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya ait 2 aracın bakım ve tamirini yaptığını, ancak davalının, bu hizmete istinaden düzenlenen faturalar için ödeme yapmadığını, alacağının tahsili amacıyla davalıya karşı Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş duruşmalara katılmış olup, 04/10/2019 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında; açılan davayı kabul etmediğini, servis araçlarının …..’te çalıştığını, davacı vekilinin bahsettiği şekilde aracının davacıya olan borçlarının ….. ‘ten olan alacağıyla ödenmek suretiyle mahsuplaşma yapıldığını, ancak aracı fatura tarihinden önce sattığını, buna ilişkin araç satış sözleşmesini de celse arasında ibraz edeceğini, fatura konusu borcu kabul etmediğini, faturadaki hizmetlerin belirtildiği şekilde verilmediğini, ayıplı olduğunu ve aracı hazır edip araç üzerinde de servis kaydında görülen işlemlerin yapılıp yapılmadığına ilişkin inceleme yapılmasını talep ettiğini belirtmiştir.
Davalı asil 08/01/2020 tarihli duruşmadaki beyanında; …… plakalı aracı 27/04/2018 tarihinde, …… plakalı aracı 02/05/2018 tarihinde sattığını, ……’in abisi olduğunu, araçları galeriye sattığını, onlarında başkalarına sattığını, araçların 03/07/2018 tarihinde teslim alındığının doğru olmadığını, araçların …… tarafından teslim edilmesine ve teslim alınmasına bir diyeceğinin olmadığını, bu araçların bakımı yapılmış olsa dahi en fazla bakım yapıldığını, ayrıca kendisine okunan …… plakalı araçta …..’nin garantiden yapıldığı belirtilmiş ise de, bunun için çok uğraşıldığını, ancak buna rağmen garantiden yapılmadığını, bunun ödemesini kendisinin karşıladığını, kendisinin sürekli olarak araçlarının bakımlarını davacıya yaptırdığını, ancak aralarındaki cari hesabı kendisinin tüm ödemeleri yaparak kapattığını, daha sonra kendisinin aranarak cari hesaptan bakiye borcunun kaldığını söylediklerini, bu borcun neye ilişkin olduğunu sorduğunda kendisine herhangi bir belge göstermediklerini ve görevliler tarafından unutulan bir hesap olduğunun söylendiğini, daha sonra takibin başlatılması üzerine haberdar olduğunu, kendisinin yapılan tüm işlemlere ilişkin ödeme yaptığını, kendisinin bizzat nelerin yapılıp yapılmadığını bilemeyeceğini, çünkü şoförleri gönderdiğini, ancak …… için ….. takıldığını, ancak parasını kendisinin verdiğini, bunlara ilişkin ayrıca bir ödeme belgesinin olmadığını, kendisinin …..’ten olan alacağının karşılığı olarak ödeme yapmak suretiyle davacı ile cari hesap şeklinde çalıştığını belirtmiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 3 adet fatura karşılığı asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.670,53 TL alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davacı tarafça 6.046,32 TL ve 485,57 TL’lik faturalar yönünden eldeki davanın açıldığı ve davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 04/12/2019 havale tarihli raporunda; dava konusunu oluşturan iki adet hizmet faturasının davacının 2018 yılına ait defter kayıtlarında yer aldığı ve davalıdan alacak olarak görüldüğü, davacının defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve lehine delil olma özelliği bulunduğu bildirilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı tarafça davalıya ait olan …… ve …… plakalı araçların bakım ve tamir hizmeti için düzenlendiği bildirilen 28/06/2018 tarihli faturalara istinaden başlatılan takibe yapılan itiraz üzerine eldeki dava açılmış olup, davalı tarafça dava konusu araçların fatura tarihinden önce satıldığı belirtilmiş ve buna ilişkin satış sözleşmesi sunulmuş ise de, dosyada bulunan araç teslim formuna göre araçların servise giriş tarihinin 03/03/2018 olduğu, davalının 08/01/2020 tarihli duruşmasındaki tevîl yollu ikrarında da …… plakalı araca …..’nin takıldığını ve ödemesini cebinden yaptığına ilişkin beyanı, araç teslim formunda aracın teslim alanının davalının abisi olduğu ve davalı tarafça aracın abisi …… tarafından teslim edilmesine ve alınmasına bir diyeceğinin olmadığına ilişkin beyanları ve tüm dosya kapsamı içeriği dikkate alındığında faturaya konu hizmetin davalıya verildiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça verilen hizmetin ayıplı olduğu, bu nedenle araç üzerinde inceleme yapılması talep edilmiş ise de, davalı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür. ”Süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonucu” başlıklı HMK 128/1.maddede; ”Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır.” yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yine 6100 Sayılı HMK’nın ”İddia ve savunmasının genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141/1.maddesinde; ”Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
(2)-İddia ve savunmanın genişletilip, değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır” yönünde düzenleme mevcuttur.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı ön inceleme duruşmasındaki beyanı ile ayıp definde bulunmuş ise de, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğine rağmen iki haftalık davaya cevap verme süresi içerisinde dosyaya cevaplarını sunarak ayıplı ifaya dair savunmada bulunmadığından, davayı inkar etmiş durumda olup, davacının açık muvafakati bulunmadıkça veya ıslah yoluna başvurmadıkça savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi mahiyetindeki ayıp savunmasında bulunamaz. Davalının, ayıplı imalat yapıldığına ilişkin savunmasının, süresi içinde ve usulüne uygun biçimde mahkeme önüne getirilmediği tartışmasızdır. Nitekim davacı vekili ön inceleme duruşmasında “davalının bu celseki beyanları savunmayı genişletmeye ilişkin olup, muvafakatimiz yoktur.” diyerek bu savunmaya karşı çıkmıştır. Bu itibarla davalının ayıp savunmasına itibar edilmediğinden bu hususta bir araştırma yapılmamıştır.
Yine davalı taraf 08/01/2020 tarihli celsedeki beyanında; araca ….. takıldığını, ancak parasını kendisinin verdiğini beyan etmiş olup, aralarındaki tüm cari hesap ilişkisine istinaden ödeme yaptığını iddia etmiş ise de, ödemeye ilişkin elinde bir belge olmadığını beyan ederek ödemeye ilişkin savunmasını dahi ispat edememiş olup, dava dayanağı faturalara ilişkin hizmetin verildiği, davacı tarafça ispatlanmış olup, davanın kabulüne karar verilmiş ve 6.531,89 TL yönünden davalının itirazının iptaline ve takibin devamına hükmedilmiştir. Alacak faturaya dayalı olup, belirlenebilir olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunarak aşağıdaki şekilde karar kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 6.531,89 TL asıl alacak yönünden davalının Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 1.306,37 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 446,19 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 73,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 372,99 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 73,20 TL peşin harç olmak üzere toplam 117,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 967,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı asilin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/01/2020

Katip …

Hakim …