Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/443 E. 2021/416 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/443
KARAR NO : 2021/416

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2021
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilim aleyhine Çatalca İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyası ile kambiyo senedine dayalı olarak davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinde takibe konu olan kambiyo senedi müvekkili tarafından 2013 tarihinde kardeşi ……’a miras ile ilgili borcundan dolayı teminat amaçlı sadece senedin altına imza atılarak herhangi bir bedel yazılmadan verildiğini, müvekkilinin ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra yasal süresi içerisinde Çatalca İcra Hukuk Mahkemesi’nde icra emrine itiraz davası açtığını, müvekkilinin İstanbul İli Çatalca ilçesinde minibüsçülük yaptığını, muris ……. ‘tan mirasçılara intikal eden …… Plakalı,( ….. Marka, 2012 Model, …… Şase Seri Nolu, ….. Motor Seri Nolu, ….. Uzun …… Tipli) Minibüs Cinsindeki Ticari Vasıtadaki miras paylarının tamamından Araçtaki Ticari Hat hisseleri dahil olmak üzere diğer mirasçılar Çatalca ….. Noterliği tarafından 06.08.2013 tarihinde düzenlenen feragatname ile müvekkilim … lehine feragat ettiklerini, kendisine intikal eden ticari aracın bedeli ve mirasçıların hisselerine denk gelen miktarın teminatı için 2013 yılında diğer mirasçılar ……, …… ve ……’e teminat amaçlı boş senet imzalayan müvekkilinin daha sonra …… ve diğer mirasçılara borcunu ödediğini, borçların kapatılması sonucu alacak-borç ilişkisi bitmesine rağmen boş senet …… tarafından iade edilmediğini, daha sonra ……. tarafından söz konusu senet davalı ……. ‘e verildiğini ve davalı boş yerleri …… ile tamamlayarak hem ……. hem de kefil olarak gözüken müvekkiline karşı icra yoluna başvurduğunu, …….’ın borçlu olarak görüldüğü senet 2013 tarihinde … tarafından imza atılarak verildiğini, …… tarafından da borçlu ve kefil kısmı doldurulduğunu, fakat …… senedin alacaklı kısmı zannederek borçlu kısmına ……’ı, kefil kısmına da …’ı yazdığını, aynı durum …… ve ……’e verilen senetlerde de olduğunu, dava konusu senet ile diğer senetler incelendiğinde 2013’te borçlu ve kefil kısmının ……. tarafından hatalı olarak doldurulduğu, alacaklı kısmı ve diğer boş kısımların bu durumdan faydalanılarak, kötüniyetli olarak …… ve …… tarafından birlikte doldurulduğunu ortaya çıkacağını, icra takibine konu olan senette, senedin düzenleme tarihi 2017 diye belirtildiğini, …… ile …… bildikleri kadarıyla 2018 yılında tanıştıklarını, …….’ın servis şoförü olarak çalıştığını, yaptığı iş, kazandığı paranın belli olduğunu, …… ile aralarında 2.000.000 TL’lik bir borç ilişkisinin olması mümkün olmadığını, ……’in kullanmış olduğu …… ve …… telefon numaraları incelendiğinde …… 2018 yılından itibaren konuşmaya başladıklarının anlaşılacağını, ……., sevgilisi davalı ……. ‘i Çatalca’daki …. Mah….. Sk. No: ….. K:…… No:5 adresindeki eve yerleştirdiğini, ……’ın sık sık bu evde davalı ……. ile görüştüğünü ve aile apartmanı olan bu yerde yaşayan herkesin buna şahit olduğunu, …….’ın ailesi …….’m …… ile sürekli mesajiaştığım, konuştuğunu ve birlikte fotoğraflarını gördüklerini, …….’ın davalı ……’e mal kaçırma ihtimaline karşılık eşi …… tarafından Çatalca ….. Asliye Hukuk Mahkemesi nde …….. Esas sayılı “evlilik birliğine hakimin müdahalesi” davası açıldığını, bu davada …… parsel sayılı taşınmaz üzerindeki …….’ın hissesine ihtiyadi tedbir konulmasına karar verildiğini, eşinin ve ailesinin bu davranışlarından rahatsız olan ……., …… ile birlikte hareket ederek kardeşlerini ve ailesini zor durumda bırakmak ve dolandırmak amacıyla elindeki bu boş senedi yıllar sonra gerçeğe aykırı olarak doldurduğunu, müvekkilinin bono ile ilgili Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığı’na …… soruşturma numarası ile davalı ……. ve kardeşi ……. hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinin, ne kadar iş bu davayı açmakta hukuki yararı dayanağı var ise de; yargılama ve harç giderlerini karşılayacak maddi durumu bulunmadığından bahisle adli yardım taleplerinin kabulüne, Çatalca İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı takip dosyasının durdurularak iptaline, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine ilişkin teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine, davanın kabulüne karar verilmesine, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükietilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın icra takibine konu bonodan kaynaklandığını, usul gereği görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu senedin tüm kanuni şekil şartlarını taşıdığını ve senetteki imzanın kendisine ait olduğunun davacı tarafından da kabul edildiğini, davacının tüm iddialarının senedin düzenlenme sebebine yönelik olduğundan senedin geçerliliğine etki edecek nitelikte olmadığını, davacı tarafından ileri sürülen senedin teminat amaçlı verildiği ve sonradan doldurulduğuna yönelik iddialarını kabul etmediklerini, davacının senedin teminat amaçlı verildiğine ve sonradan doldurulduğuna yönelik iddialarını yazılı belge ile ispatı gerektiğini, ancak davacının bu iddialarını ispata yönelik hiç bir yazılı delil sunmadığını, T.T.K.’nın 680. Maddesi (778. maddenin atfıyla) gereği hamil sıfatı taşıyan müvekkiline karşı, senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası ileri sürülemeyeceğini, Yargıtayın yerleşik içtihatları gereği senedin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulması hususunda tanık dinletilemeyeceği; yazılı delille ispat mecburiyeti bulunduğunu, müvekkili hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suçlamasıyla davacı tarafından şikayette bulunulduğunu, müvekkiline ait ifade tutanağı müvekkilinin okumasına dahi imkan tanınmadan imzalattırıldığını ve gerçeği yansıtmadığını, esasen müvekkili senedi borçludan dolu vaziyette aldığını beyan ettiğini ve daha fazlasını bilmediğini ifade ettiğinden bahisle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İşbu dava dosyası Çatalca …… Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. gün ve ….. Esas, …. karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememize intikal etmiş yukarıdaki esas numarasını almıştır.
DELİLLER:
Çatalca İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin ….. D.iş sayılı dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, Çatalca ….. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, Çatalca İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, Çatalca …… Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) …….. esas sayılı dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, Çatalca …… Asliye Ceza Mahkemesinin ……. esas sayılı dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, Çatalca …… Asliye Ceza Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığının ……. nolu soruşturma dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, Çatalca İcra Hukuk Mahkemesinin …… esas sayılı dosyasının UYAP’tan gönderilen örneği, adli yardım talebi ve adli yardım talebinin reddine itirazların reddine ilişkin ara karar ve karar örnekleri.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.
Sorun: Çatalca İcra Dairesinin …… esas sayılı doyasındaki takip dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti, dayanağının 03/05/2017 vade tarihli 05/01/2017 düzenleme tarihli, borçlusu ……., alacaklı …… olarak gözüken 1 adet, 2.000.000,00 TL lik senede ilişkindir.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK m.190’da ispat yükü, “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Buna göre, bir vakıayı kimin ileri sürdüğü değil, kimin bundan lehine bir hak çıkardığı önemlidir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişlerse, bu durumda hâkimin ispat yükünün kime düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. İlk olarak hâkim tarafların göstermiş oldukları delilleri incelemekle yükümlüdür. Tarafların göstermiş oldukları delillerle çekişmeli vakıalar ispat edilmişse bu durumda da ispat yükünün hangi tarafta olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıa iddialarının doğru olduğu veya karşı taraf iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlayabilmek amacıyla çekişmeli vakıalar hakkında deliller sunarak gerçekleştirdikleri usûli bir faaliyettir. Delil ikame etmemenin veya delil ikame faaliyetinin başarısız kalmasının yaptırımı, bu faaliyet için zorlanmak değil, sadece ulaşılmak istenen usuli hedefe ulaşamamak ya da aleyhte sonuçlara katlanmaktır.Bu bakımdan ispat yükü ile delil gösterme yükü, aynı kavramlar değildir. Nitekim ispat yükü, olayın ispat edilmeme riskinin kime ait olduğunu belirlerken; delil gösterme, ispat yükünün yerine getirilmesinin biçimi ve yöntemi ile ilgilidir. Delil ikame yüküyle ilgili kurallar, ispatın biçimini ve yöntemini belirleyen kurallar olduğu için usul hukukuna ilişkindir ve bir vakıanın ispat edilememiş olmasının sonuçlarına yönelikken, delil ikame yükü, bir vakıa hakkında kendi iddiasının doğruluğu veya karşı tarafın iddialarının asılsızlığı hususunda hâkimde kanaat oluşmasını sağlamaya yönelik olup yargılamanın ilerleyişine ve hâkimin takdirine göre, taraf değiştirebilir.
Çoğu kez ispat yükü taşıyan taraf delil gösterme yükünü de taşır fakat bu her zaman böyle değildir. Zira ispat yükünün sabit olmasına rağmen delil ikame yükü, taraf değiştirir. Üzerinde delil ikame yükü bulunmayan taraf, karşı tarafın iddia ve savunmalarının haklılığı bağlamında, delil göstermesini beklemeden, asılsızlığı ortaya koymak maksadıyla delil gösterebilir. Bu halde karşı delilden söz edilir. Karşı delil göstermiş olan taraf, bu davranışı nedeniyle ispat yükünü üzerine almış sayılmayacaktır (HMK m.191,c.2).
Dava dosyamızda, davacı vekili dava konusu senedin müvekkili tarafından kardeşi olan dava dışı …….’a miras payına karşılık olarak teminat amaçlı boş olarak verildiğini iddia etmiş, dava dışı ……. Çatalca ….. Asliye Hukuk Mahkemesinde ve soruşturma aşamasında kollukta verdiği ifadesinde senedin miras payına karşılık olarak boş olarak davacı tarafından verildiğini, 2.000.000 TL ve davalı …….. ‘i kendisinin eklediğini kabul etmiştir.
Davalı ……. ‘in 04/12/2018 tarihli Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığının …… soruşturma sayılı dosyasında alınan ifadesinde: “senette alacaklı gözüken ……. benim ev sahibimdir. Kendisi bana 50.000,00 TL vermişti. Şuan benim oturmuş olduğum evi oturulur hale getirmek ve mutfak dolapları vb. gibi tadilat ihtiyaçlarını gidermek için kendisine bu parayı vermiştim. Bu parayı benim 65 tane cumhuriyet altınım vardı. Ben bu altınlarımı 6 Ağustos 2018 tarihinde bozarak …….’a verdim. ……. ile kendisine kefil olan kardeşi … arasında miras meselesi yüzünden husumet vardı. Dolayısı ile de ……. bu senedi bana getirdiği zaman kendisi 2.000.000,00 TL olarak doldurdu ve bana teslim etti. İcra takibinde sen 50.000,00 TL ni aldıktan sonra geri kalanı bara verirsin dedi. Bu konu hakkına diyeceklerim bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Çatalca İcra Hukuk Mahkemesinin ….. esas …… karar sayılı dosyasında davalı alacaklının Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş olduğu 04/12/2018 tarihli ifadesi yazılı delil kabul edilerek senedin hatır-teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu ispat edildiğinden davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı ve dava dışı …….’ın Mahkeme huzurunda ve Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinden, dava konusu senedin teminat senedi olduğu, davacı tarafından miktar kısmı boş olarak dava dışı …….’a verildiği, dava dışı …….’ın da boş senedi 2.000.000 TL olarak doldurarak icraya koyması için davalıya verdiği, davacının senette lehdar olan ……’e 2.000.000 TL borcu olmadığının davalının Mahkeme ve Savcılıkta verdiği ifade ile sabit olduğu, davalının ifadesinin ikrar niteliğinde olduğu, davalı beyanına göre ……. ‘ın altın karşılığı kendisine 50.000 TL borcu olduğu anlaşılmakla, 50.000 TL yönünden davanın reddine, davacının borçlu olmadığı sabit olan 1.950.000,00 TL yönünden davanın kabulüne, davalının 2.000.000 TL alacağı olmadığı kendi beyanı ile sabit olmasına rağmen, 2.000.000 TL olarak doldurulan senedi icraya koyduğu, davalının kötü niyeti olduğu anlaşılmak davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile, kabul edilen alacağın %20’si oranında belirlenen 390.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz hükmü mevcut olup dava konusu senedin düzenleme ve vade tarihi, davalının resmi makamlardaki ikrarı, 04/12/2018 tarihli Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığının ….. soruşturma sayılı dosyasındaki ifadesi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davacının davalıya Çatalca İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasına konu keşidecisinin ……., kefilin …, lehdarın …… olduğu 05/01/2017 düzenleme tarihli 03/05/2017 vade tarihli 2.000.000,00 TL bedelli senedin 1.950.000,00 TL’si yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 50.000,00 TL’lik kısım yönünden davanın reddine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile 390.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden yasal şartları oluşmadığından İİK 72/4 gereği tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 133.204,50 TL harç peşin alınan 34.155,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 99.049,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 145,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul edilen kısımları dikkate alınarak takdiren 141,86 TL yargılama gideri ile 34.204,60 TL. toplam harç masrafı ki toplam 34.346,46 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 98.925,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 7.300,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekili ve davacı asilin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2021
Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)