Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/434 E. 2020/737 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/434 Esas
KARAR NO : 2020/737

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 18/06/2019
KARAR TARİHİ : 23/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin büyük araçlara egzos üretimi yaptığını, 2017 yılında yabancı firmalardan gelen iş teklifleri üzerine kapama kenetleme, montaj dişini yapabilmek için almaya karar verdiği makinayı davalıya yaptırmış, taleplerini ve taahhütlerini sözlü olarak belirtmiş ve davalı tarafça kabul edilmiş olup, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, sonuç olarak davalı ile 3 ayrı makina yapılması hususunda sözlü olarak anlaşıldığı ve 2017 yılının 7.ayında makinaların müvekkiline teslim edileceğinin kararlaştırılmasına rağmen makinelerin 2018 yılının 5.ayında teslim edildiğini, teslimden sonra her 3 makineninde çalışmadığını, bu hususun davalıya bildirildiğini, müvekkilinin uzunca bir süre oyalandığını, geç teslim nedeniyle yabancı firmaların siparişlerini geri çektiklerini, makinelerin teslim edildikten sonra çalışmaması nedeniyle aynı iş için daha fazla işçi çalıştırılmak zorunda kalındığını, bu nedenle uğranılmış olan zararın faiziyle tahsilinin gerektiğini, ayrıca ayıplı makineler için davalı tarafa ödenen 245.000,00 TL’ninde, davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava, ticari satıştan kaynaklı makinenin ayıplı olduğundan bahisle bedelinin iadesi ve geç teslim nedeniyle kazanç kaybı ile kâr mahrumiyeti istemlerine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve davacı tarafça bildirilen tanıklar dinlenmiştir.
Davacı tanıklarından … talimat yoluyla alınan beyanında; davacı şirkette finans bölümünde müdür olarak çalıştığını, davalıya verilen makine siparişi için 70 – 80 bin TL civarında leasing olarak ödeme yaptıklarını, makinelerin bir buçuk iki hafta sonra fabrikaya geldiğini, ancak kendilerine eğitim verilmesi konusunda sözlü olarak görülüşmesine rağmen 1.5 – 2 ay oyalanıp hiç gelmediklerini, makinelerde bazı kalıp eksiklikleri olduğunu, makinelerin ayıplı olduğunun whatsapp üzerinden yazıldığını, makineye ilişkin bir eğitim verilmediğini, makineye bağlanan ürünün kapatılması gerekirken kapatılmadığını, bu nedenle ayıplı olduğunu anladıklarını, siparişlerin 1 yıl geçtikten sonra teslim edildiğini beyan etmiştir. Yine davacı tanığı … talimat yoluyla alınan beyanında; davacı şirkette usta başı olarak çalıştığını, davalıya 2017 yılında büyük firmalardan alınan siparişler nedeniyle yaptırılmaya karar verilen makinelere ilişkin sipariş verildiğini, 1 yıl sonra makinenin teslim edildiğini, davalıdan eğitim talep edildiğini, davalı taraftan eğitim vermek için gelindiğini, ancak makinelerin bir türlü amacına uygun bir şekilde çalıştırılamadığını, gövdenin kilit sistemini çalıştırırken motorun kulaklarının koptuğunu, daha sonra makinenin kot yapmaya başladığını, davalının bu aksaklıkları gidereceğini söylediğini, ancak daha sonra telefonlara cevap vermediğini beyan etmiştir.
Davacı vekili, taraflar arasında olduğunu iddia ettiği bir kısım yazışmaları içerir delilleri dava dilekçesi ekinde ibraz etmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları içeriğine göre; taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamakta olup, davacı vekilinin arabuluculuk tutanağı ve dava dilekçesinde de belirttiği üzere ticari satışa konu makinenin ayıplı çıkması iddiasına dayalı olarak eldeki davanın açıldığı görülmüş olup, taraflar arasında dosya içeriği dikkate alındığında satım ilişkisi dışında bir eser sözleşmesinin varlığı ispat edilememiş olup, uyuşmazlığın ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilerek yapılan yargılama neticesinde, davacı tarafça her ne kadar satıma konu makinenin kararlaştırılan süreden bir yıl sonra teslim edildiği iddia edilmiş ise de, teslim tarihine ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi makine teslim alınmak suretiyle kabul edilmiş sayıldığından bu konuda yapılan itiraza itibar edilmemiştir. Yine davacı tarafça satıma konu ürünün ayıplı olduğu bildirilmiş ise de;
6102 Sayılı TTK’nun 23/1-c maddesine göre ticari satışlarda; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’ nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. .”
6098 Sayılı TBK’nun 223. maddesinin 2. fıkrasında ise; “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa hemen satıcıya bildirilmelidir. Bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 18/3. maddesine göre; “Tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden düşmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taaahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.”
Yargıtay …… Hukuk Dairesinin istikrarlı uygulamasında, ayıp ihbarlarının (fesih sonucunu doğurabileceğini düşünerek) belirtilen yasa hükmündeki usullerle yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Ayıbın satışan önce mevcut olması halinde yukarıda belirtilen ayıp ihbar sürelerine ilişkin hükümler çerçevesinde değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Tarafların tacir olduğu ve uyuşmazlığın ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklandığı, her ne kadar davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan ve whatsapp yazışmaları olduğu bildirilen yazışmalarda telefon numarası ve kime ait olduğu bildirilmemiş ve ispat edilmemiş ise de, bu belgelerdeki yazışma içeriklerinden dahi en erken 03/07/2018 tarihinde davacının davalıya ” makine çalışıyor mu merak eder. …. sen telefona çıkmıyorsun” şeklinde bir mesaj gönderdiği, sonrasında 12.aydaki mesajlarda da makinenin ayıbından değil, çalıştırılmadığından bahsedildiğini, hatta 10. Aydaki yazışmalarda makineyle ilgili davacının, ek parça talebinde bulunduğu hususları dikkate alındığında davacının gerek fatura tarihi gerekse beyan edilen bildirim tarihine göre davacı tarafça 6102 sayılı TTK’ nun 23/1-c maddesinde belirtilen 8 günlük süre içerisinde ve 6102 sayılı TTK’ nun 18/3. maddesinde gösterilen şekilde ayıp ihbarında bulunulmadığı, dolayısıyla 6098 sayılı BK’nun 223/2 maddesi uyarınca; satılanı, mevcut haliyle kabul etmiş sayılacağı, bu haliyle davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.354,76‬ TL harcın mahsubuyla bakiye 4.300,36 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/10/2020

Katip …

Hakim …