Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/421 E. 2022/616 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/421 Esas
KARAR NO : 2022/616

DAVA : Şirketin feshi, şirket yöneticilerinin sorumluluğu ve ortaklıktan çıkma.
DAVA TARİHİ : 13/06/2019
BİRLEŞEN 2019/601 ESAS SAYILI DOSYASINDA:

DAVA : Ortaklık Sözleşmesi uyarınca bedeli ödenmeyen şirket hisselerinin iadesi.
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 16/06/2022
KARARINYAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA TALEP: davacı vekili özetle; müvekkilinin …….. ailesi ile birlikte, Mısırda …… kumaşı üretmek ve ……. pazara satış yapmak amacıyla ortaklık yapmaya karar verdiklerini, 30.06.2009 tarihinde taraflar arasında ortaklığın koşullarının yer aldığı “……../……. Ortaklığı Genel Prensipleri” adlı sözleşme akdedildiğini, işbu yatırım için Mısırda ve Türkiyede kurulacak şirketlerin %85inin ……., %15inin ……… ait olacağının kararlaştırıldığını, bu kapsamda …… Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ve Mısırda ……. Şirketi kurduklarını, Müvekkili ………’un % 14 oranında davalı şirketin hissedarlarından olduğunu,
müvekkili ………’un taraflar arasında akdedilen “ …….. / ……… Ortaklığı
Genel Prensipleri “ sözleşmesine uygun olarak Türkiye’de kurulan ……… Tekstil San.ve Tic.
A.Ş.’nin % 14 oranında, Mısır’da kurulan ……..
şirketinin ise % 1 oranında hissedarı olduğunu, Türkiye’de kurulan ……… Tekstil San.ve Tic.
A.Ş.’nin esas olarak arge , satış, pazarlama ve idari işlerini yürütürken Mısır’da kurulan şirketin
ise iplik, dokuma, boya ve terbiye tesisleri ile üretim faaliyetlerini yürüttüğünü, Ayrıca Türkiye
kurulan şirketin Mısır’daki kurulan şirketin % 95 hissedarı olduğunu, müvekkili ………’un her iki şirketteki hisselerine karşılık sermaye tutarlarının ……../………
Ortaklığı Genel Prensipleri uyarınca ……. tarafından ödendiğini, bunu karşılığında
taraflar arasında akdedilen 05.04.2010 tarihli Hisse rehni sözleşmesi ile ………’un davalı
şirketteki hisseleri üzerine …….. lehine rehin konulduğunu, ……../………
Ortaklığı Genel Prensipleri uyarınca da müvekkili ………’un şirkette yönetim kurulu
üyesi seçildiğini, ve aynı zamanda CEO olarak görevlendirildiğini, 19.10.2009 tarihli ……. sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edilen Genel Kurul Kararı ile
Nurettin …….., ………, ……..’nun yönetim kurulu üyesi
seçildiklerini, …….’nun Yönetim Kurulu Başkanı, müvekkili ………’un ise
Yönetim kurulu Başkan Yardımcısı olarak atandığını,
davalı şirketin gerek Türkiye piyasasındaki gerekse Mısır piyasasındaki konumuna ve mali
gücüne özellikle müvekkili …….. yıllar içerisinde sarf ettiği emekleri ile eriştiğini,
ancak ilerleyen dönemde çoğunluk pay sahibi …….. ailesinin bu gücünü kullanarak müvekkili
…….. davalı şirketten fiilen uzaklaştırması ile davalı şirketin, …….. ailesi tarafından kontrol edilen ve …….. ailesinin çıkarlarına hizmet eden bir şirket haline geldiğini, 26.02.2014
tarihli …… sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edilen Genel Kurul Kararı ile müvekkil
………’un yönetim kurulu üyeliğinin aniden sona erdirildiğini, yönetim kurulu üyeliğine
…….. Holding A.Ş., ….’nun seçildiğini, ayrıca
müvekkili …….. üç yıl süre ile yürüttüğü CEO’luk görevinin de sona erdirilerek, iş
akdinin davalı şirket tarafından haklı neden olmaksızın 30.09.2012 tarihinde feshedildiğini,
davalı şirketin kuruluşundan bu zamana dek asıl emeği sarf eden müvekkili ………’un,
iyi niyet kurallarına aykırı olarak sistematik bir şekilde şirket içerisinde etkisiz hale getirilmekte
olduğunu, davalı şirket iyi yönetilmediğini şirket malvarlığını azaltıcı işlemler yapılarak şirketin
durumunun giderek kötüleştiğini, halihazırda davalı şirketin hissedarlarından olan müvekkilinin,
yönetimin keyfi idaresinden doğan zararlara katlanmak zorunda kaldığını, şirketin malvarlığını
azaltıcı işlemler nedeniyle uğramış olduğu zararlardan payı oranında etkilendiğini, süreklilik
kazanan bu durumun, şirketin yıkımına sebep olacak şekilde devam etmekte olduğunu, ……..
ailesi karşısında şirket yönetiminde söz sahibi olması engellenen müvekkiline hiçbir zaman kar
payı ödenmediğini, kar payı hakları ile sınırlandırıldığını, söz konusu sebeplerle, gelinen aşamada müvekkili açısından şirket ortaklığının çekilmez bir
hale geldiğini beyan ederek 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 531. maddesinde yer alan koşulların gerçekleşmiş olduğu gözetilerek; davalı Şirketin öncelikle şirketi borçlandırıcı ve malvarlığını azaltıcı işlem yapmasının tedbiren durdurulmasına, Davalı Şirkete HMK m.389 ve TMK m.427 uyarınca “ihtiyati tedbir yoluyla yönetim kayyımı atanmasına”, TTK m.531 uyarınca “davalı Şirketin haklı nedenle feshine”, bu taleplerin kabul edilmemesi halinde ise davacı müvekkilinin “davalı Şirkette sahip olduğu payların karar tarihine yakın tarihteki gerçek değerinin tespit edilerek müvekkiline ödenmesine ve davacı müvekkilinin bu yolla ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin, kumaş üretim ve pazarlamasında uzman ve deneyimli olan davacı ile anlaştıklarını, bu doğrultuda ……. ve davacı arasında 30.06.2009 tarihli “…….. / ……… Ortaklığı Genel Prensipleri” bir sözleşme imzaladıklarını, tarafların ayrıca Ortaklık sözleşmesi çerçevesinde bir de 5.4.2010 tarihli “Hisse Rehni Sözleşmesi” imzaladıklarını, Söz konusu sözleşmeler ve protokol hükümleri incelendiğinde, …….’nun yatırımcı olduğunu, görevinin sadece sermaye koymaktan ibaret olacağını, davacının ise emek, deneyim uzmanlığını koyan taraf olduğunu, davacının her iki şirkete olan sermaye borcunun tamamının …… tarafından ödendiğini, Mısır’da kurulacak fabrikanın (Dimyat’ta) inşaat işlerine başlanıldığını, ancak davacının yetersizliği nedeniyle inşaatın zamanında bitirilemediğini, davacının “şirketin kötü yönetilmesi, davacının etkisiz hale getirilmesi, davacının kar payı haklarının kısıtlanması, şirket bilgilerinin verilmemesi” gibi iddialarının tamamı gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin çoğunluğunu oluşturan pay sahiplerinin halen şirkette fiilen çalıştığını, yapılan yatırımların miktarı, şirketin faaliyetlerine devam ettiği başka bir deyişle faal olduğu, Mısır’da kurulan şirketin hisselerinin büyük çoğunluğuna sahip olması ve o şirketi yönettiği, Mısır’da yapılan milyonlarca dolarlık sözleşmelerin halen devam ettiği, Mısır’daki şirketin faal olduğu, şirketin elinde bulundurduğu malvarlığıyla şirket ana sözleşmesinde yer alan amaçları gerçekleştirebilecek durumda olduğu hususları göz önünde tutulduğunda somut olayda şirketin feshine karar verilmesinin mümkün olmayacağı bu durumun tüm hissedarları mağdur edeceği açık olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVADA TALEP: müvekkilinin …….. Holding adı altında konfeksiyon üretim ve perakende satışı ile ……. gibi markalara fason üretim yapan hazır giyim firması olduğunu, daha önceleri kumaş üretimi işi yapmadıklarını, bu işi en iyi şekilde yerine getirecek kişi olduklarına inandıkları …….. adlı bir şirketin genel müdürlüğünü yapan davalı ile anlaştıklarını, bu konuda ortaklık sözleşmesi ve hisse rehni sözleşmesi imzaladıklarını, davalının ise yatırım anlaşmasına emek, deneyim ve uzmanlığını koyarak fabrikayı kurup kâra geçireceğini taahhüt ettiğini, yapılan sözleşmede gerek Mısır’da gerekse Türkiye’de kurulacak şirketlerin %15 hissesinin davalı ………’a ait olacağının kararlaştırıldığını, aynı sözleşmede nihai masraf tutarından dış kaynaklardan temin edilen kredi düşüldükten sonra ………’nun yapmış olduğu harcama tutarının davalının hissesine (%15) karşılık gelen kısmının davalının borcu olacağının, davalının bu borcu şirketteki hissesine düşecek kâr paylarından en geç 01/01/2015 tarihine kadar ödeyeceğinin, ancak borcun bu tarihte ödenmemesi halinde ödenmeyen kısma denk gelen hisselerinin tamamının davalı tarafından bila bedel olarak davacıya devredileceğinin açık ve net olarak kararlaştırıldığını, kararlaştırıldığı gibi Türkiye ve Mısır’da kurulan şirketlerde davalıya toplam %15 oranında hisse verildiğini, her iki şirkete ait sermaye borcunun tamamının ise müvekkilince ödendiğini, ancak davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle kurulan şirketlerin zarara uğradığını, şirketler kâr elde etmediği için kar payı dağıtılamadığını ve davalının 2015 yılına kadar ortaklık sözleşmesinde kararlaştırılan borcunu ödemediğini, davalın hissesine (%15) karşılık gelen miktarın 6.883.029 USD olduğunu, bu nedenle hisselerinin tamamını bedelsiz olarak müvekkiline devretmekle yükümlü olduğunu, ayrıca ortaklık sözleşmesinde davalının borcunu ödeyene kadar şirket hisselerini 3.şahıslara devredemeyeceğinin/satamayacağının kararlaştırıldığını, devir halinde müvekkilinin telafisi imkansız zararlarının doğacağını ileri sürerek davalının sahip olduğu hisselerin üçüncü kişilere devredilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, bu hisselerin bila bedel müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA SAVUNMA: davalı vekili özetle; davacının hiçbir iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, huzurdaki davanın öncelikle zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan usulden reddine, aksi halde ise taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesi davacı tarafından hiçbir haklı bir sebep olmaksızın sona erdirilmiş olduğundan ve müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl davada talep, Şirketin feshi, kayyım atanması, kabul görülmediği takdirde hisse değerinin tespiti ile tahsili ve ortaklıktan çıkma taleplerinden ibarettir.
Birleşen davada talep, ortaklık sözleşmesine istinaden davalının sahip olduğu hisselerin bila bedel devri talebinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce alınan 11/01/2022 tarihli bilirkişi raporundaki tespitin olayın oluş şekline uygun görülmesi nedeniyle bilimsel veri ve içeriğe sahip denetime elverişli kabul edilmiş, hükme esas alınmıştır.
Celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre, davalı şirketin …… sicil numarası ile 28.08.2009 tarihinde İstanbul ……. Noterliğinin
26.08.2009 tarih …… sayı ile düzenlenen esas mukavelesinin tescil ve ilanı istenmiş , aynı
noterliğin 26.08.2009 tarih …… Bakırköy …… Noterliğinin 28.08.2009 tarih …….. sayılı yazıları
ile onaylı imza beyannameleri 6762 sayılı T.T.K. hükümlerine uygun olarak 28.08.2009 tarihinde
tescil edildiği, şirket sermayesinin kuruluş tarihinde 1.000.000 TL olduğu, bu sermayenin her
birinin 1 ( bir ) TL nominal değerinde 1.000.000 hisseye ayrıldığı, şirket 1.000.000 TL
sermayesinin ¼ ‘ü tescil tarihinde itibaren en geç üç ay içerisinde kalanının ise 05.08.2012
tarihinde ödenmesinin tescil edildiği ( 250.000 TL üç ay içerisinde , 750.000 TL ise 05.08.2012
tarihinde ), kuruluş esas sözleşmesine göre, ………’un hisse oranının 14, hisse payının 140.000 olduğu, ……..’nun hisse oranının 8,50, hisse payının 85.000 olduğu görülmüştür.
12.10.2009 tarihinde tescil ve ilanı yapılan Bakırköy ……. Noterliğinin 09.10.2009 tarih …….. sayı
ile onaylı Yönetim Kurul Kararına göre , şirketin temsil ve…… için Yönetim Kurulu
Başkanlığına ……., Yönetim Kurulu Başkan vekilliğine ………, yönetim kurulu
üyeliklerine ise …….. seçildikleri, şirketin sevk ve idaresi ile ilgili
konularda temsil ve …… Yönetim kurulu üyelerinden ……’nun “ münferit” imzası
ile, ……. ve ………’tan herhangi ikisinin “ müşterek “ imzaları ile
yetkili kılınmalarına oy birliği ile karar verilmiş, alınan bu karar 19.10.2009 tarihli TTSG’sinin
7420 sayılı nüshasının ……. Sahifesinde yayımlanmıştır.
11.06.2010 tarihinde tescil ve ilanı istenen Sermaye artışına ilişkin kararda tescil ve ilan edildiği
üzere T.T.K.’nın 370. Maddesi hükümlerine göre toplantıda pay sahiplerinin ve vekillerinin
herhangi bir itirazlarının olmadığı şirketin hazır bulunanlar listesinin tetkikinde 1.000.000 adet
hissesinden 1.000.000 TL ‘lik sermayeye tekabül eden 1.000.000 adet hissenin asaleten
toplantıda temsil edildiği, bu temsille birlikte şirket esas sermayesinin 1.000.000 TL den
15.000.000 TL sermayeye çıkarılmasına, sermayenin her biri 1 TL nominal bedelle 15.000.000
adet hisseye ayrılmasına, artırılan sermayenin ( 14.000.000 TL ) ¼ ‘ü en geç üç ay içerisinde
geri kalanında yönetim kurulunun alacağı karar doğrultusunda en geç 3 yıl içerisinde
ödenmesine karar verildiği ve alınan bu kararın tescil ve ilanının yapıldığı anlaşılmıştır.
T.T.S.G.’nin 26.02.2014 tarihli 8516 sayılı nüshasında tescili ve ilanı yapılan 2012 yılı Genel
kurulunda hazirun cetvelinin tetkikinde; 15.000.000 TL sermayeye tekabül eden 15.000.000 adet
hissenin 1.275.000 adet hissenin asaleten , 13.725.000 adet hissenin ise vekaleten toplantıda
temsil edildiği, 2012 yılı Yönetim Kurulu tarafından verilen faaliyet raporunun okunarak
müzakere edildiği, 2012 yılına ait Bilanço Kar/Zarar hesaplarının müzakere edildiği, 2012 yılı
faaliyetleri için yönetim kurulu üyeleri ve denetçi katılanların oy birliği ile ibra edildiği, iş bu
toplantı ile yönetim kurulu üyesi ………’un 01.01.2013 tarihinde iş bu toplantı
tarihine kadar ki ( 08.01.2014 ) dönem faaliyetleri içinde oy birliği ile ibra edildiği, (
yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullanmadıkları ) , şirketin yönetim kurulu
üyeliklerine üç yıl süre ile ……., ……. Holding
A.Ş. seçilmelerine karar verildiği, kar/zarar hesaplarının oy birliği ile tasdik edildiği, Davalı şirketin tecili ve ilanı yapılan …… nolu 30.12.2013 tarihli Yönetim Kurulu
Kararına göre ……. ’nun Yönetim Kurulu Başkanlığı’na …….. ’nun
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına , ……. Holding A.Ş. ‘nin
yönetim kurulu üyelisi olarak vazife taksimi yapıldığı, keyfiyetin ticaret sicil gazetesinde yayımlandığı,
2012 yılı Genel Kurul kararına göre davacı ………’un yönetim kurulu üyeliğinin sonlandırıldığı, yönetim kurulu üyeliği sonlandırılan davacının genel kurul toplantı tutanaklarına göre herhangi bir itirazının bulunmadığı, muhalefet şerhi olmadığı anlaşılmıştır.
30.06.2019 Tarihli …….
Ortaklığı Genel Prensipleri Çerçevesinde; Taraflar arasındaki genel prensipler çerçevesinde söz konusu yatırımın tahmini bedelinin,
işletme sermayesi olarak 10.000.000 Amerikan Doları, İnşaat İşlerinin 10.000.000 Amerikan
Doları ve 50.000.000 Amerikan Dolarının ise makine yatırımı olmak üzere toplam 70.000.000
Amerikan dolarının öngörüleceğinin belirtildiğinin, bu kapsamda 50.000.000 Amerikan dolarının dış kaynaklardan, 20.000.000 Amerikan dolarının
ise ……… şirketi tarafından şirkete sermaye veya borç olarak ödeneceğinin Yine genel prensipler çerçevesinde yatırım işlemlerinin tamamlanması, inşaat, montaj ve
deneme üretiminden sonra Eylül 2010 tarihinde üretime başlanmasının planlandığı,
üretime başlanması planlanan Eylül 2010 tarihinde yatırım için yapılan nihai masraflara
bakılacağı, toplam yapılan masraf ve yatırım bedelinden dış kaynaklardan temin edilen kredi
düşüldükten sonra ………’nun yapmış olduğu harcama tutarının tespit edileceği, ………’nun
yatırım için harcamış olduğu bedelin ………’un şirketteki hissesine ( % 15) isabet eden
tutarın ………’un borcu olacağı, ………’un ………’na olan borcunun ödenmesi başlıklı maddesinde şirkette hissesine düşecek kar paylarından ödeyeceğini ve olan borcun tamamen ödenene kadar ………’un şirketten kar payı alamayacağını, ………’un 01.01.2015 tarihine kadar ………’na borcunu tamamen ödeyememesi halinde ödenmeyen kısma denk gelen şirket hisselerini bila bedel ………’na devredeceğini, taraflar arasında imzalanan genel prensipler çerçevesinde imza altına aldıkları görülmüştür.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunun mali değerlendirmesinde, asıl dosyada davacı ………’un, toplam yatırım
tutarından dış kaynaklardan elde edilen tutar tenzil edilerek iç kaynaklardan kalan tutar
üzerinden 2011 yılında 7.012.805 USD , 2012 yılında ise 6.779.230 USD borçlu olduğu tespit edilmiştir.

Somut olayda davacı ………, haklı nedenlerle şirketin
feshine, olmadığı takdirde de davacı ortağa ortaklık payının gerçek değerinin ödenmesine ve
ortaklıktan çıkarılmasına ya da duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme
hükmedilmesini talep etmiştir.

6102 sayılı TTK. Madde 530- (1) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir. (2) Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
6102 sayılı TTK. Madde 531- (1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” Görüldüğü üzere, Kanun Koyucu çok açık bir şekilde haklı sebeple fesih davasının halka açık anonim ortaklıklar da dahil olmak üzere tüm anonim ortaklıklarda açılabileceğini kabul etmiştir. Hükümde, halka açık anonim ortaklıklarda azınlık olarak yüzde beş oranının yeterli olacağı ve sermayenin yüzde beşini temsil eden payların sahiplerinin fesih davasını açabileceği ifade edilmiştir.
Mahkemece feshe ya da başkaca alternatif bir çözüme hüküm
verilebilmesinin mümkün olması, bir başka deyişle, bir haklı sebebin varlığının tespiti halinde,
mahkemece diğer alternatif çözümlerin somut olaydaki sorunu çözmeye elverişli olup olmadığı
da göz önünde bulundurularak son çare olarak ortaklığın feshi ve tasfiyesine
hükmedilebilecektir.
TTK.’nun 529’uncu maddesi uyarınca anonim şirket sermayesinin en az ondabirine sahip her ortak, muhik sebeplere dayanmak şartıyla şirketin feshini mahkemeden talep edebilir. Ancak, şirketin feshini gerektirecek haklı neden bulunduğunu ileri sürenin (davacının), bu iddialarını ispat etmesi gerekir.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; taraflar arasında “………/……… Ortaklığı Genel Prensipleri” isimli sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmede, fabrikanın Eylül 2010 yılında üretime başlayacağı, yıllık 24.000.000 mt kapasiteye sahip olacak şekilde yatırım yapılacağı, söz konusu yatırımın tahmini bedelinin 10.000.000-USD’si işletme sermayesi, 10.000.000-USD’si inşaat işleri ve 50.000.000-USD’sinin ise makine yatırımı olmak üzere toplam 70.000.000-USD olacağı, bu yatırım için gerek Mısır’da gerekse Türkiye’de kurulacak şirketlerin %85’inin ……… grubuna, %15’inin ………’a ait olacağı, yatırımın 50.000.000 USD’sinin dış kaynaklardan, 20.000.000 USD’sinin ise ……… tarafından karşılanacağı, üretime başlanması planlanan tarihte yatırım için yapılan nihai masraf tutarından dış kaynaklardan temin edilen kredi düşüldükten sonra ………’nun yapmış olduğu harcama tutarının davacı ………’un hissesine (%15) karşılık gelen kısmının davacının borcu olacağı, davacının bu borcu şirketteki hissesine düşecek kar paylarından en geç 01.01.2015 tarihine kadar ödeyeceği, ancak borcun bu tarihe kadar ödenmemesi halinde davacı ………’un, ödenmeyen kısma denk gelen hisselerinin tamamını bila bedel ……..’na devredeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Asıl davada davacı her ne kadar, haklı nedenlerle şirketin
feshini, olmadığı takdirde davacı ortağa ortaklık payının gerçek değerinin ödenmesine ve
ortaklıktan çıkarılmasına ya da duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilmesini talep etmiş ise de; davalı şirketin grup şirketlerinden sağlamış olduğu finansman desteğine karşılık herhangi bir finansman maliyetine katlanmadığı, grup şirketlerinden yansıtılan vade farkı gelir ve giderlerini Mısır’da bulunan iştirakine yansıttığı, Mısır’daki şirketin (bağımsız denetim raporları üzerinden) finansman maliyetleri değerlendirildiğinde, şirketin gruptan elde etmiş finansmana ilişkin olağanın üzerinde bir maliyete katlanmadığı, davalı şirketin ticari defterlerinde usulsüz işlemlere rastlanılmadığı, Taraflar arasındaki protokolde (………/……… Ortaklığı Genel Prensipleri) her ne kadar firmanın (Mısırdaki fabrika) 2010 yılı Eylül ayında faaliyete başladığı öngörülmüş olsa da 2011 yılı sonunda faaliyete henüz başlamadığı, kurulan şirketlerde, davacıya isabet eden sermayenin, ……. tarafından ödendiği, davacı ………’un 30/06/2009 tarihli sözleşmeye uygun davranmadığı ve sözleşmede öngörülen (01.01.2015) tarihe kadar borcunu ödemediği, ……… Tekstil San. Ve Tic. A.Ş.’nin finansman giderlerinin kullanmış
olduğu kredilere oranı 2011 yılı haricinde her yıl %1’in altında olduğu, Kredi maliyetlerinin kar zarar
durumuna göre maliyetlere yansıtılıp yansıtılmadığı noktasında finansman giderlerinde yıllar
itibariyle herhangi bir dalgalanma olmadığı, finansman giderlerinin muhasebe ilkeleri
doğrultusunda mali tablolara yansıtıldığı, şirketin finansman giderleri ile yıllar
itibariyle oluşan kar ve zararlar arasında bir bağın olmadığı, yüksek kar durumunda yüksek
finansman gideri, düşük kar veya zarar durumunda düşük finansman gideri gibi bir tablonun
oluşmadığı mahkememizce itibar edilen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun mali incelemesinde tespit edilmiştir. Bu haliyle davacı ………’un ……. ile yaptığı sözleşme hükümlerine de aykırı davrandığı ve borcunu ödemediğinin sabit olduğu anlaşılmakla asıl davada davacının iddialarını ispatlayamadığı, taraflar arasında bir diğer ihtilaf olan şirket hisselerinin bila bedel iade şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu olup, ………/……… Ortaklığı Genel Prensipleri” isimli sözleşmede, davacı ………’un hissesine (%15) karşılık gelen kısmının davacının borcu olacağı, davacının bu borcu şirketteki hissesine düşecek kar paylarından en geç 01.01.2015 tarihine kadar ödeyeceği, ancak borcun bu tarihe kadar ödenmemesi halinde davacı ………’un, ödenmeyen kısma denk gelen hisselerinin tamamını bila bedel … ………’na devredeceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasında düzenlenen protokolde, Türkiye’de kurulan ……… Tekstil San. Ve Tic. A.ş.’nin 15.000.000 ( onbeşmilyon) TL bedelli
sermayesinin ……… hissesine düşen % 14’lük kısmı olan 2.100.000 ( ikimilyonyüzbin)
TL’nin ……… adına … ……… tarafından ödendiğinin belirtildiği, taraflar arasındaki 30.06.2009 tarihli “………/……… Ortaklığı Genel Prensipleri” isimli sözleşmeden sonra Türkiye’de ……… Tekstil Sanayi ve Ticarci A.Ş.’yi Mısır’da ise …… isimli şirketin kurulduğu, davalının ……… A.Ş.’deki hissesinin % 14, ………… ‘deki hissesinin ise %1 olmak üzere (sözleşmede öngörüldüğü gibi) toplam %15 hisseye sahibi olduğu, bu hisselere karşılık gelen sermayenin birleşen dosyada davacı … ……… tarafından ödendiğinin yapılan ticaret sicil ilanları, sermaye arttırım kararı ve taraflar arasında düzenlenen protokol ile sabit olduğu, davacının sözleşmede öngörülen 01.01.2015 tarihine kadar borcu ödediğine dair bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmakla davalının Türkiye’de mukim ……… Tekstil San. Ve Tic. A.Ş’deki %14 hissesinin bila bedel davacı … ………’na devredilmesine, davalının Mısır’da mukim ……….. şirketindeki %1 hissesinin davacı … ………’na devredilmesi şeklinde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Asıl davanın reddine,
B-1-Mahkememiz dosyası ile birleşen mahkememizin ……. esas sayılı dosyasının kabulü ile davalının Türkiye’de mukim ……… Tekstil San. Ve Tic. A.Ş’deki %14 hissesinin bila bedel davacı ………’na devredilmesine,
2-Şirketin ticaret sicil kayıtlarında ……… adına tesciline, bu hususun ticaret sicil müdürlüğüne bildirilmesine,
3-Davalının Mısır’da mukim ……. şirketindeki %1 hissesinin davacı ……….’na devredilmesine,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
6-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
1-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 143.826,02 TL harçtan peşin alınan 35.956,51 TL harcın mahsubu ile eksik 107.869,51 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan 12.650,00 TL posta masrafı ile toplam harç gideri 36.007,31 TL ki toplam 48.657,31 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 101.723,82 TL avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
6-Davacı tarafından yapılan 12.650,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere yukarıda isimleri yazılı tarafların yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/06/2022

Başkan…..
¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır) ¸(e-imzalıdır)