Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/404 E. 2021/810 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/404
KARAR NO : 2021/810

DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
KARAR YAZILMA TARİHİ : 04/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı firmanın araç bakım onarım, parça temin alanında faaliyet gösterdiğini, davalı, davacının eski ortağı olduğunu ancak karşılıklı anlaşma ile ortaklığın sonlandırıldığını, ortaklığın sonlandırılması aşamasında da tarafların bir protokol ile gelecek faaliyetleri hakkında düzenlemeler yaptıklarını, huzurdaki davayı davalının anılan protokole aykırı faaliyetlerinin tespit edilmiş olmasından dolayı, davacı Müvekkil nezdinde ortaya çıkan hakkın temini amacıyla ikame edildiğini, davalının rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı olarak verdiği hizmetlerin tespit edilerek, ortaya çıkacak cezai şart alacağından, fazlaya ilişkin her türlü ve ayrıca tazminat, alacak, cezai şart da dâhil hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan 13/11/2017 tarihli Pay Alım Satım Sözleşmesi ve 07/09/2015 tarihli sözleşmeye göre “İstanbul Mahkemeleri” nin yetkili olacağının kabul edildiğini, tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesi gereği dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, Bakırköy ……. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin ……. E. Sayılı dosyasında da “aynı konuda aynı taraflar arasında ve aynı dava sebebine dayanılarak” görülen mevcut bir dava olması sebebiyle mükerrer açılmış davanın usulden reddini, taraflar arasında 13.11.2017 tarihinde imzalanan protokolde, davacının “…… ve …. marka araçlar” için, müvekkilin de “…… ve ……. marka araçlar” için hizmet vermeyeceği kabul ve taahhüt edildiğini, davalının işbu protokol maddesine uygun hareket etmekte ve …… ve …… marka araçlara hiçbir şekilde hizmet vermediğini, Nitekim Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yaptırılan tespit işleminde “bina cephesi (dış mekan) tabelasında” ……. Otomotiv ibaresinin yazılı olduğunun ifade edildiği, dolayısı ile müvekkilin …… ya da ….. marka araçlara hizmet verdiğine ilişkin bir tespit bulunmadığı, bu nedenle protokole aykırı hareket edildiği iddiasının mesnetsiz olup hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacı taraf dava dilekçesinde açıkça taraflar arasındaki protokole dayandığını, söz konusu protokolün 6.bendinde ihlal eden tarafın diğer tarafa 50.000 TL cezai şart ödeyeceğinin zikredildiği, ancak ilgili bende göre taraflar birbirlerinin ticari faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemeyecek her türlü davranıştan kaçınmayı ve hassaten müvekkil ……. ve…… marka araç tamiri bakımı yapmamayı taahhüt ettiğini, oysa davacı taraf dava dilekçesinin 4 nolu bendinde davacıya ait tabelanın kullanılmasının da cezai şartı gerektirecek ihlal olduğunu iddia ettiğini, ancak söz konusu bentte buna ilişkin düzenlemenin mevcut olmadığını, bu sebeple şartları oluşmayan cezai şart talebinin reddi gerektiği, davalının söz konusu protokole aykırı herhangi bir davranış içerisinde olmadığı, davacının bu yöndeki iddia ve talebini kabul etmediği, davacı yanın iddia ettiğinin aksine müvekkil, protokole aykırı hareket etmemiş, dolayısı ile cezai şart doğmadığını, nitekim ……. AVM Ana Yapı Yönetiminin düzenlemiş olduğu tutanakta; davacıya ait …… ve …… ibareli tabelaların bulunduğu mevcut işyerinde 02.01.2018 tarihi itibariyle…… OTOMOTİV’ in faaliyete başlamış olması sebebiyle söz konusu tabelaların kaldırılması hususunda Otoport Ana Yapı Yönetimince ……. OTOMOTİV’ e bildirim yapılmış olmasına rağmen tabelanın kaldırılmamış olduğu kayıt altına alındığı, bu hususun gerek davalı şirket çalışanlarınca gerekse dava dışı …….. Yapı yönetimi çalışanlarının tanıklıklarına başvurulması halinde tespit edileceğini, söz konusu olayda davacı ile imzalanan protokolde rekabet yasağına ilişkin bir süre dahi belirlenmemiş olmasına ve davalının kendi tarafına düşen yükümlülükleri layıkıyla yerine getirmiş olmasına rağmen davacının cezai şartın doğduğuna yönelik iddiasının usul ve yasaya aykırı olup haksız davanın reddi gerektiği, davacı taraf talep ve dava haklarını saklı tutarak 10.000 TL için dava açtığını, oysa bilindiği üzere HMK md.109 gereği talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağını, bu sebeple davacı tarafa cezai şart için talebinin açıklattırılmasını talep ettiklerini, neticeten haksız ve hukuka aykırı ikame edilen davanın reddini talep etmiştir.
20/05/2021 tarihli Bilirkişi Raporunda ve 13/07/2021 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda özet ve sonuç olarak;
Defter inceleme günü ve saatinde davalı vekili gelmiştir. Davacı taraf ise incelemeye gelmemiştir. Davacı yana ait 2017, 2018 ve 2019 yılı ticari defterleri incelemeye tabi tutulmuş olup; yapılan incelemede firmanın 29/11/2017 tarihinde Ticari İşletme olarak faaliyete başladığı 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun olarak tutulduğu, 2019 yılında bilanço usulüne geçilmiş olduğu, bilanço usulünde kapanış tasdiki zorunlu olan yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı anlaşıldığı, tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki “Protokol” adlı sözleşmenin incelemesi neticesinde; Taraflar arasında imzalanmış olan 13.11.2017 tarihli “Protokol” başlıklı sözleşme incelendiğinde, tarafların birbirleri ile rekabet etmeme borcu altına girmiş oldukları, eş söylemle her iki tarafın “yapmama” borcu altına girmiş olduğu görülmektedir. Sözleşme incelendiğinde, davacının “……. ve ………” marka araçlara, davalının ise “…….. ve ……..” markalı araçlara hizmet vermeyeceği kararlaştırılmıştır. Yine sözleşmenin devamında yapmama borcuna aykırılık halinde bir tarafın diğer tarafa 50.000,00 TL ceza koşulu ödeyeceği düzenlenmiştir.
Sözleşmenin bu hükmünde yer alan ceza koşulunu nitelendirmek gerekirse, ceza koşulunun TBK m. 179/I anlamında ifa yerine ceza koşulu niteliğinde olduğu görülmektedir. Bu hüküm uyarınca, bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.
Kural olarak TBK m. 112 uyarınca borcunu borca aykırı şekilde ifa eden borçlu, bundan doğan alacaklı zararını tazmin etmek zorundadır. Bu durumda alacaklının borçludan tazminat talep etmesi için kendi zarar miktarını ispatlaması gerekir. İşte taraflar sözleşmede, alacaklı tarafından zarar ispatına gerek olmadan daha başından bir miktar belirleyebilir. Bu durumda borçlu, borcuna aykırı davranırsa sözleşmedeki miktarı alacaklıya ödemek zorunda kalacaktır. Yine TBK. m. 180/I uyarınca alacaklının aslında bir zararı olmasa da cezanın ifası gerekir.
Somut olayda davalı, ……. ve …… markalı araçlara tamir/bakım işlemi yapmışsa davacı tarafa sözleşmede yer alan ceza koşulunu ödemek zorunda kalır.
Mahkeme tarafından verilen yetki kapsamında, davalı şirketin bulunduğu adreste 07/07/2021 tarihinde yerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemede; davalı tarafın 13/11/2017 – 31/05/2019 tarihleri arasındaki müşterilerine kestiği 2 klasör fatura dosyası ve faturalarla ilişkili “Araç Servis/Bakım/Onarım belgeleri ayrıntılı incelenmiştir. Ayrıca, faturalarda, plakasız ve plakası yazılmış olup, marka / modeli olmayan, özellikle …… plakalı araçların servis formları da incelenmiş ve kontrol edilmiştir.
Yerinde yapılan incelemede, davacı tarafça yapıldığı iddia edilen, davalının …… ve ……. markalı araçlara hizmet verdiğine dair hiçbir belge ve teknik donanım ekipman görülmemiştir. Bu gerekçelerle davacı firmanın iddialarını kanıtlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DELİLLER : Fatura, görsel, protokol, tanık, Bakırköy …… Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …… esas sayılı dosyası, İTSM evrakı, bilirkişi ve tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve davalı tarafın 13/11/2017 – 31/05/2019 tarihleri arasındaki müşterilerine kestiği 2 klasör fatura dosyası ve faturalarla ilişkili “Araç Servis/Bakım/Onarım” belgeleri, konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı, davalı ile arasında akdettikleri sözleşmeye aykırı olarak, davalının iş yerinde …… ve …… markalı araçlara hizmet verdiği ve bu sebeple protokole aykırı davranışının yaptırımı olarak taraflar arasında hükme bağlanan cezai şartın davalı tarafından kendisine ödenmesini talep etmiş ise de, 08/07/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da tespit edildiği üzere, davalının dava konusu iş yerinde yapılan incelemede, söz konusu …… ve …… marka araçlara hizmet verildiğine ilişkin herhangi bir belge, teknik donanım veya ekipman bulunmadığı ve dolayısı ile davacının iddiasını ispat edemediği anlaşılmıştır. Yine her ne kadar davacı, 24/07/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile, protokol tarihi (13/11/2017) ile dava tarihi (31/05/2019) tarihleri arasında bakım yapılan, fatura kesilen tüm araçların plakalarının tespiti ile bu plakaların trafik kayıtlarından araçlarının modelinin tespit edilmesi yönünde talepte bulunmuş ise de, eldeki davanın mahkememizce, yasal mevzuatlar çerçevesine dayalı olarak HMK 316. Md ve devamı maddeleri ile basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yürütüldüğü, basit yargılama usulünde tarafların yalnızca dava ve cevap dilekçesi sunabileceği ve davacının dava dilekçesinin sunulması ile iddianın, davalının ise cevap dilekçesinin sunulması ile savunmanın, genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının başladığı bilinmektedir. Bu sebeple, davacının dava açıldığı sırada da, davalının sözleşmeye aykırı davrandığını iddia ettiği tarih aralıklarında ilgili faturalara dayalı araştırmayı, bu hususun davanın başında da belirlenebilir olmasına karşın talep etmediği ve delil olarak dava dilekçesinde göstermediği görülmekle, yukarıda açıklandığı üzere HMK’ nın ilgili maddeleri ve davalının da sonradan delil bildirilmesine ilişkin muvaffakıyetinin olmadığına dair beyanı doğrultusunda, ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/09/2021

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır