Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/385 E. 2019/837 K. 20.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BAKIRKÖY
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/385 Esas
KARAR NO : 2019/837

TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ BAKIRKÖY ASLİYE 7. TİCARET MAHKEMESİ KARARIDIR.

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 20/09/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 10/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının, …Parsel’de yapımına başladığı, “…” adıyla maruf proje de , … konum no’lu takriben 55.78 brüt m2 büyüklüğündeki daire konum planındaki bağımsız bölümü; 96.000,00 TL bedel mukabilinde, Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesi ile müvekkiline satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, yine aynı tarihli sözleşme ile … Parsel’de yapımına başladığı, “…” adıyla maruf proje de,…. konum no’lu takriben 104.35 brüt m2 büyüklüğündeki bağımsız bölümü; 184.000,00 TL bedel mukabilinde, satışını yaparak toplamda 280.000,00 TL bedelin tahsil edildiğini, sözleşmeye göre davalının taşınmazları 31/12/2013 tarihinde alıcıya fiilen teslim etmesi gerektiğini, teslim etmezse teslim tarihinden itibaren 6 ay daha ek süre verileceğini, verilen ek süre içerisinde de teslimat yapılmazsa müteakibinde gecikilen her ay için 500 USD cezai şart ödeyeceğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri ifa ederken, satıcı şirketin edim ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, teslimatın yapılmadığını, bunun üzerine Bakırköy … .Tüketici Mahkemesi’nin … esas ve Bakırköy ….Tüketici Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyaları ile cezai şart talepli davaları açtıklarını belirterek 280.000,00 TL’nin teslim tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirketten iki adet taşınmaz satın alındığını ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı yanın delillerini tebliğ etmediklerini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, mücbir sebep nedeni ile gecikilen sürelerin inşaat teslim süresine ekleneceğinden davacı tarafın taleplerinin reddi gerektiğini, Esenyurt bölgesinde iki belediye arasındaki çekişme, imar plan iptalleri ve ruhsat iptalleri ile durdurulan inşaatlar nedeni ile birçok müteahhit firmanın battığını, satış yaptığı müşterilerine dairelerini teslim edemediklerini, müvekkili şirketin tüm bu nedenlere rağmen elinden geldiğince hızlı bir şekilde inşaatı tamamlama safhasına geldiğini, sözleşme tarihinden sonra Ülke’de çok vahim terör olaylarının yaşandığını ve 15 Temmuz Darbe girişimi nedeniyle OHAL yönetiminin başlaması üzerine tüm ülkede inşaat işlerinin aksadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini ve mahkemenin görevli olmadığından usulden reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava, davacının taraflar arasında düzenlenen Gayrimenkul Satış ve İnşaat Yapım Sözleşmesinden kaynaklı alacağın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

Davacı hakkında yapılan tacir araştırmasında İstanbul Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazı cevabında; davacının vergiye tabi gelir elde etmeyen potansiyel mükellef kaydının olduğu, potansiyel mükellefin gelir getirici kazanç olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasına haiz mükellef olduğunun bildirildiği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar (Gönen ERİŞ, Gerekçeli- Açıklamalı- İçtihatlı 6335 Sayılı Kanunla Güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, C. 1, 1. Baskı, Ankara 2013, s. 323)
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1. maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut olaydaki uyuşmazlık, davacı ile davalı arasında akdedilen Gayrimenkul satım ve inşaat sözleşmesine aykırı hareket edilmesi sebebiyle ödenen bedelin tahsili talebine ilişkindir. Bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemesi tarafından çözülebilmesi için, uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması zorunludur. Yapılan araştırmada davacının gelir getirici kazanç olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasına haiz potansiyel mükellef olduğu ve tacir olmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.20/09/2019

Katip …

Hakim …