Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/379 E. 2021/630 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/379 Esas
KARAR NO : 2021/630

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında cari hesaba dayalı ticari ilişki bulunduğunu ve müvekkilinin, davalıya mal sattığını, davalının fatura bedelini ödemediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı usulüne uygun meşruhatlı davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalarda kendini vekille temsil ettirmiştir..
Dava, davacının, faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 28.067,60 EURO asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili için cari hesaba dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan inceleme nedeniyle talimat mahkemesinden aldırılan 13/07/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalıyla yapmış olduğu 2015 – 2019 yılları arası ticari münasebet kayıtlarına göre davacının, davalıdan dava tarihi itibariyle 121.289,57 TL alacaklı olduğunu bildirmiştir.
Uyuşmazlığa konu faturaların ayrı ayrı bildirilmesi ve itirazlar doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmış olup, raporda; davacının, incelenen yasal defterlerinde kendi lehine kur farkı düzenlemesi yaptığı, defterlerin TTK ve BUK gereği TL cinsinden tutulduğu, bu nedenle değerlendirmenin TL olarak yapıldığı, cari hesap ekstrelerinde belirtildiği üzere davacının davalıdan 28.067,60 EURO alacağının olduğunu bildirmiştir.
Davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda sunulan 12/04/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında herhangi bir alım satım sözleşmesi bulunmadığı, ticari ilişkinin sözlü anlaşma ve mutabakat ile ticari teamüllere göre yürütüldüğünü, mal alım satımlarında fiyat teklifi de alınmayıp, malların birim fiyatları ve ödeme yöntemlerinin yazılı olarak belirlenmediğini, davacının defterleri üzerinde yapılan incelemede 121.289,57 TL olarak alacak tespit edilmişken, davalının kayıtlarına göre borç 93.186,07 olarak gözüktüğünü, yanların kayıtları arasında 28.103,50 TL fark bulunduğunu, davacının takip talebi ekindeki cari hesap ekstresinde de, 93.186,07 TL yazılı olduğunu, dolayısıyla her ne kadar davacının muavin kayıtlarına göre mutabakatsızlık olduğu görülmekle birlikte cari hesap kayıtları bağlamında tarafların kayıtlarının birbiriyle uyumlu ve mutabık olduğunu, davacının cari hesap ektresine ve kayıtlara göre bakiye alacağının 93.186,07 TL olup, EURO cinsi karşılığının ise 28.067,60 EURO olarak kayıtlı olduğunu bildirmiştir.
Davacının tanzim ettiği mal satış faturaları TL cinsi üzerinden düzenlendiği, ancak mal bedelinin fatura tarihindeki yabancı para cinsinden döviz karşılığınında, faturalar üzerinde açıkça tek tek gösterildiği ve faturaların altında işbu faturanın EURO olarak tahsil edilecektir denildiği, taraflar arasında TL cinsi faturaların EURO cinsinden ödendiğine yönelik ticari bir teamülün oluşmuş olduğunu, dosya içerisinde bulunan ödeme planına göre yanlar arasında cari hesap borcunun EURO cinsinden ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu ve bunun taraflarca karşılıklı olarak imzalandığı mahkememizce ve bilirkişi tarafından yapılan inceleme ile tespit edilmiştir.
Davaya konu talep, kur farkına ilişkin olup, kur farkının talep edilebilmesi için 3 şartın varlığından söz edilmektedir. Yabancı para birimi üzerinden ticari ilişkinin varlığının ispatı, faturaların döviz cinsinden düzenlenmesi ve kararlaştırılan ödeme gününde, ödemenin yapılmamasıdır.
Vergi Usul Kanunu’na göre belgeler Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Bu bakımdan faturaların Türk parası karşılığı yazılmak kaydıyla USD veya EURO cinsinden düzenlenmesi de mümkündür.
Somut olay yönünden, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu faturalarda satılan malın metre birim fiyatı EURO olarak gösterilmiş ve fatura bedelinin EURO olarak tahsil edileceği açıkça belirlenmiştir. Daha önce davalı ödemelerininde bir kısmının yabancı para cinsinden yapılmış olduğu görülmüştür. Öte yandan cari hesap borcunun EURO olarak ödeneceği yönünde tarafların karşılıklı olarak imzaladıkları ödeme planı da bulunmaktadır.
Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının kur farkından kaynaklı cari hesap alacağı talebinde haklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 28.067,60 EURO asıl alacak yönünden davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca en yüksek temerrüd faizi uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 38.221,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 13.054,51 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 2.387,26 TL harcın mahsubuyla bakiye 10.667,25‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 2.387,26 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭2.431,66‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 900,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 21.827,49 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …

Hakim …