Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/331 E. 2019/704 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/331 Esas
KARAR NO : 2019/704

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/12/2017
KARAR TARİHİ : 12/07/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 21/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketi ile davalının arasındaki ticari ilişkiye istinaden malların satın alındığını ve davalıya teslim edildiğini, ancak davalının müvekkili şirkete olan 30.828,17 TL (asıl alacak), 1.252,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.080,51 TL tutarlı borcun ödenmediğinden davalının aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalı tarafından söz konusu icra takibinde borca, faize ve ferilerine itiraz edilip takibin durduğunu, dilekçelerinin ekinde sunulan faturalardan ve cari hesap ekstrelerinde de belirttikleri müvekkili şirketten borca konu malların satın alınarak ödemesi gereken borcun ödenmediğini, bu nedenle davalının borca itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalının kötü niyetli icra takibinin itirazı nedeniyle İcra ve İflas Kanunun 67/2. Fıkrası uyarınca %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, takibin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dosyası üzerinden devamına ve itiraz eden borçlunun aleyhine alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraftan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı icra dosyası ile 30.828,17 TL müvekkili şirketinden alacaklı olduğundan icra takibinin yapıldığını, taraflarından süresinde icra dairesinin yetkisine, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiğini; alacaklının iş bu dava ile yapmış oldukları itirazın iptalini talep ettiğini, İcra ve İflas Kanunun 50(nci maddesine para borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirlendiğinden Hukuk Muhakemeleri Kanunun yetkiyi düzenleyen 6 ncı maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı tüzel kişini davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunun düzenlendiği, müvekkili şirketinin ticari merkezi “Tem Yolu İstoç … Ada No:… Bağcılar/İstanbul” adresi olduğunu, Bakırköy İcra Müdürlükleri – Mahkemelirin bu icra takibinde yetkili olduğunu, icra takbinin etkisiz icra dairesinde açıldığını mahkemenin iş bu davada yetkisinin bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenmiş, imzalanmış ve mutabakata varılmış bir cari hesap ekstresinin bulunmadığını, davacı tarafın belirttiği şekilde bir borçlarının bulunmadığını, alacağın hangi mal veya hizmetten kaynaklandığını net olacak şekilde icra takip dosyasında ve mahkememizde açılan dava dilekçesinde belirlenmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davalı tarafça icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğu görülmüştür.
Dosya, İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas, …. karar sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş ise de, davalının icra dairesinin yetkisine itirazı bulunduğu bu durumda İİK’nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkilerine yönelik itiraz incelenerek takip konusu icra dairesi yetkili ise dosyanın esasına girilecektir.
Davalının yetki hususu ile ilgili olarak, HMK’nun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan para borçları hakkındaki yetkide bunlar arasında yer almaktadır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. İcra dairesinin yetkisinin belirlenebilmesi için öncelikle, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin var olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Davalı tarafa, itirazında alacak – borç ilişkisini açıkça inkar etmiştir. Alacaklı ise, böyle bir ilişkinin varlığını ispata yönelik bir delil de ortaya koyamamıştır. Bu bağlamda taraflar arasında bir hukuki ilişkinin dahası sözleşmenin varlığı alacaklı tarafından ispatlanamadığından, alacağın sözleşme ücretinden kaynaklandığı kabul edilemez. Dolayısıyla HMK 10 maddesi ve BK 89 maddeleri gereğince yetkinin belirlenmesi mümkün olmayacaktır. Zira, davacı /alacaklı taraf alacağın konusunu teşkil eden temel hukuki ilişkiyi ispatlayamadığına göre bu hukuki ilişkinin varlığına dayanarak kendi ikametgahında icra takibi yapmasına da yasal olanak bulunmamaktadır. Yetkili icra dairesi genel kural gereği borçlunun ikametgah adresi olan Bakırköy İcra daireleridir. Borçlunun yetki konusundaki itirazı bu haliyle yerindedir. Takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması itirazın iptali davaları için dava şartıdır. Sonuç olarak itirazın iptali davasının dava şartları bulunmadığından işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının icra takibini yetkili icra dairesinde yapmadığı anlaşılmakla davanın HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 547,86 TL harcın mahsubuyla fazla alınan 503,46 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
AAÜT 7/2.maddesi gereğince hesap edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.
12/07/2019

Katip …

Hakim …