Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/309 E. 2019/708 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/309 Esas
KARAR NO : 2019/708

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/07/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 21/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan dava dışı …’a ait … plakalı aracın, davalı …’nin maliki olduğu ve firar eden sürücü tarafından sevk ve idare edilen …. plakalı aracın kırmızı ışıkta bekleyen araca arkadan çarpması ve kaza mahallini terk etmesi sebebi ile sigortalı araçta meydana gelen zarar sebebi ile ödenen 21.987,00 TL’nin 29/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; araç sürücüsü kendisi olmadığından ve kazaya sebebiyet veren bir kusuru da olmadığından davanın tarafına yöneltilmesinin usul ve yasaya aykıırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas, …. karar sayılı ilamı ile “Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK’nun 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile dosyanın görevsizlikle mahkememize gönderilmesine karar verilmiş ise de, davaya konu aracın ticari olmadığı ve davacının halefiyet nedeniyle eldeki davayı açtığı, benzer mahiyetteki bir dosyada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin …. esas, …. karar sayılı ilamı ile ” Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 52 üncü maddesine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E./9 K. Kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”
Davacı kasko sigorta şirketi olup, uyuşmazlık haksız fiilden (TBK’nın 69.maddesi) kaynaklanmaktadır. Haksız fiile dayalı davalarda davanın ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir ve aracın ticari işletmeye ait olması gerekir. Dava dışı sigortalı tacir olmadığı gibi araç da ticari değil hususidir. Bu durumda uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde olup, somut olayda da …. plakalı aracın kasko sigortacısı olan davacının sigortalı ….’ın halefi olarak eldeki davayı açtığı ve sigortalının tacir olmadığı, davalının da tacir olmadığı, aracın da ticari olmayıp, hususi olduğu, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğu, mahkememizle Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan uyuşmazlığın halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA ;
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararına karşı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren olumsuz görev uyuşmazlığının halli için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/07/2019

Katip …

Hakim …