Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/296 E. 2019/951 K. 15.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/296 Esas
KARAR NO : 2019/951

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 24/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davalı firmaya düzenlemiş olduğu 27/08/2018 tarih ve …. fatura no’lu, mal bedeli 31.618,54 TL 5.691,34 KDV (%18) olmak üzere toplam 37.309,88 TL tutarındaki faturaya kısmi ödeme yaptığını, bu ödemeden sonra davalı firmanın dava konusu olan 5.900,05 TL tutarında bakiye borcu kaldığını, bu borcu ödememesi nedeniyle davalı firma hakkında Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili süresinden sonra sunmuş olduğu beyan dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın poşet üretimi yaptığını, davacı firmadan poşet üretiminin ana malzemesi olan kalsit alımında bulunduğunu, kalsit hammaddesinin bir kısmının ayıplı olması sebebiyle üretilen poşetlerde yırtılmaların meydana geldiğini ve rulo sarımlarının yapılamadığının müşahede edildiğini, bu durumu davalı firmaya bildirdiklerinde müvekkili firmanın bu ayıplı malları almak yerine sonraki siparişlerde müvekkili firmaya iskonto(indirim) uygulamak suretiyle müvekkili firmanın zararlarını gidereceklerini belirtmeleri üzerine, müvekkili firmanın da zarara uğradıkları tutar kadar 07/09/2018 tarih ve ….. sayılı mal bedeli 5.000,00 TL, 900,00 TL KDV %18) olmak üzere toplam 5.900,00 TL tutarında elektronik ortamda düzenlenip tebliğ edilen fiyat farkı faturası düzenlediklerini, davacı firmanın süresi içerisinde faturaya bir itirazı olmadığından kesinleştiğini, iade faturasından sonra davacı firmaya 34.000,00 TL borçlarının kaldığını, bu borcu çek vermek suretiyle ödediklerini, davacı firmanan aynı gün çek bedelini tahsil ettiklerini, dolayısıyla davacı firmaya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, bakiye fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün…. sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 5.900,05 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi 12/09/2019 havale tarihli raporunda; davacı firmanın defter ve belgelerindeki kayıtlara göre; davacı firmanın davalı firmadan alacağının doğmasına neden olduğunu iddia ettiği 27/08/2018 tarih ve….fatura no’lu, mal bedeli 31.618,54 TL, 5.691,34 TL KDV(%18) olmak üzere 37.309,88 TL tutarındaki faturadan sonra davalı firmanın yapmış olduğu fazla ödemelerden dolayı 12/09/2018 tarihi itibarıyla davalı firmadan alacağı olmadığı gibi fazla ödemeden dolayı davalı firmanın davacı firmadan 2.589,57 TL alacağının göründüğünü, davalı firmanın defterlerine göre de; 12/09/2018 tarihi itibarıyla davacı firmadan çok küçük bir miktar olan 1,05 TL farkla 2.590,62 TL alacaklı olarak göründüğü 12/09/2018 tarihi itibarıyla hem davacı firmanın hem de davalı firmanın defter kayıtlarına göre davalı firmanın fazla ödemeden dolayı davacı firmadan alacaklı olarak göründüğünü, davacı firma ile davalı firma arasında en son işlem tarihi olan 20/02/2019 tarihi itibarıyla defter kayıtlarının irdelenmesinde davacı firma ile davalı firmanın 12/09/2018 tarihinden sonra karşılıklı olarak birbirlerine düzenledikleri fiyat farkı faturalarından dolayı davacı firmanın kayıtlarına göre davalı firmadan 0,05 TL alacağı, davalı firmanın kayıtlarına göre ise davacı firmadan 1,00 TL alacağının göründüğünü bu tutarların sıfırlamalardan kaynaklanabilecek borç olarak değerlendirilemeyecek kadar küçük miktarlar olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; davalı tarafça verilen ham madde siparişine istinaden takibe konu faturanın düzenlendiği, davalı tarafça malların alınmadığı yönünde bir itiraz bulunmayıp, takibe sunulan itiraz dilekçesinde ve süresinden sonra dosyaya sunulan cevap dilekçesinde teslim edilen malların bir kısmının ayıplı olduğu ve ayıplı olan ürünler nedeniyle 5.900,00 TL yönünden davalıya iskonto faturası kesildiği beyan edilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın ”Cevap dilekçesini verme süresi” başlıklı 127/1.maddesinde ”cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır. Ancak, durum ve koşullara göre cevap dilekçesinin bu süre içerisinde hazırlanmasının çok zor yahut imkansız olduğu durumlarda, yine bu süre zarfında mahkemeye başvuran davalıya, bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebilir. Ek cevap süresi talebi hakkında verilen karar derhal taraflara bildirilir.” yönünde düzenleme mevcuttur.
”Süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonucu” başlıklı HMK 128/1.maddede; ”Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılır.” yönünde düzenleme getirilmiştir.
Yine 6100 Sayılı HMK’nın ”İddia ve savunmasının genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141/1.maddesinde; ”Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
(2)-İddia ve savunmanın genişletilip, değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır” yönünde düzenleme mevcuttur.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı süresiden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile ayıp definde bulunmuş ise de, dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğine rağmen iki haftalık davaya cevap verme süresi içerisinde dosyaya cevaplarını sunarak ayıplı ifaya dair savunmada bulunmadığından, davayı inkar etmiş durumda olup, davacının açık muvafakati bulunmadıkça veya ıslah yoluna başvurmadıkça savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi mahiyetindeki ayıp savunmasında bulunamaz. Davalının, ayıplı imalat yapıldığına ilişkin savunmasının, süresi içinde ve usulüne uygun biçimde mahkeme önüne getirilmediği tartışmasızdır. Nitekim davacı vekili ön inceleme duruşmasında “davalı tarafça süresinden sonra sunulan cevap dilekçesine muvafakatimiz yoktur.” diyerek bu savunmaya karşı çıkmıştır. Bu itibarla davalının ayıp savunmasına itibar edilmediğinden bu hususta bir araştırma yapılmamıştır.
Davacı ve davalının defter ve belgelerinin incelenmesinde 5.900,00 TL’lik ayıp nedeniyle düzenlenen iade faturasının taraflar arasında alacak/borç olarak sürekli birbirlerine gönderildiği, eldeki davanın bu nedenle açıldığı, davacı tarafça 27/07/2018 tarihli faturaya istinaden 5.900,05 TL’lik bakiye borcun ödenmediği iddia olunmuştur. Davalı da, takip dosyasına ve dosyamıza sunduğu beyan dilekçesinde ödeme savunmasında bulunmamış olup, ayıplı malzeme nedeniyle fiyat farkı iadesi yaptıklarını belirtmiş ise de, davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı, süresinden sonra sunmuş olduğu cevap dilekçesine, davacı tarafça muvafakat edilmediği dikkate alındığında davalı ayıba ilişkin savunmasını yasal süresi içerisinde sunulmuş cevap dilekçesi ile öne sürülmediğinden ayıba ilişkin bir araştırmaya girilmemiş, davacı tarafça faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği, ki bu hususta davalının da bir itirazı olmayıp, defter ve belgelere göre fatura konusu malların teslim edildiği davacı tarafça ispat edildiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar bilirkişi incelemesinde tarafların defterlerine göre davacı, davalıdan alacaklı olmadığı belirtilmiş ise de, ödenmediği sabit olan ve fiyat farkı olarak davacıya iade faturası olarak düzenlenen 5.900,00 TL’lik faturanın taraflar arasında sürekli gidip gelmesi nedeniyle cari hesabın raporda belirtildiği, davanın faturaya dayalı itirazın iptali talebine ilişkin olduğu dikkate alındığında bilirkişi raporunun sonuç kısmına itibar edilmemiş, açıklama kısmında defter ve belgelerdeki kayıtlar ayrıntılı olarak sunulduğundan ve teknik olarak yapılan inceleme mahkememizce yeterli bulunduğundan rapor içeriğindeki kayıtlar değerlendirilmiş ve davacının bakiye fatura alacağı yönünden davalıdan alacaklı bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu, bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kabulü ile 5.900,05 TL asıl alacak yönünden davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı takibe vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına; Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı uygulanmasına,
Asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 1.180,01 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Alınması gerekli 403,03 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 100,76 TL harcın mahsubuyla bakiye 302,27 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 100,76 TL peşin harç olmak üzere toplam 145,16 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.015,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/10/2019

Katip …

Hakim …