Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/288 E. 2022/1124 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/288 Esas
KARAR NO : 2022/1124

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2019
KARAR TARİHİ : 28/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı alacaklı arasında sipariş üzerine bir takım mal alım/satımına dayanan ticari ilişkinin 25.01.2018 tarihinden itibaren satış faturalarının USD üzerinden düzenleneceği ve tahsilatlarında USD üzerinden yapılacağına karar verildiğini, taraflarca işbu sözleşme imzalandığını, taraflar arasında akdedilen işbu sözleşme kapsamında sözleşmenin akdedildiği günden itibaren nakit TL ödemelerinin ödeme yapılan günkü kurdan USD’ye çevrilip USD borcundan düşüleceğini, TL cinsinden düzenlenen çek ile yapılan ödemelerin çekin tahsil edildiği günkü kurdan USD’ye çevrilip USD borcundan düşüleceğini, tüm işlemlerde TCMB USD döviz satış kurunun baz alınacağı ve taraflar arasında yapılan ticari işlemler sonucu oluşacak kur farkı da karşılıklı kur farkı faturası düzenlenerek kapatılacağına karar verildiğini, takibe konu cari hesap dönemine ilişkin siparişlerin borçlu/davalı tarafından talep edildiğini ve davacı alacaklı tarafından üzerine düşen tüm edimler yerine getirildiğini, cari hesap özeti incelendiğinde de taraflar arasındaki ilişki, ticaret, kur farkı kapsamında düzenlenen faturalar ve TL bazında yapılan ödeme/tahsilatların USD’ye çevrilerek cari hesaptan düşüldüğü ve nihayetinde bu cari hesaba göre davacının davalı borçludan 20.031,82 USD alacaklı olduğunun görüleceğini, arz ve izah olunun nedenlerle, Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğünün …… E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, fiili ödeme günündeki kur üzerinden takibin devamına, davalının haksız ve mesnetsiz itirazı sebebiyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tahmil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, davalının malı aldığını ve ödeme yaptığını, davalının mal alış verişi nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında çek ile ödeme yapılması durumunda ödeme tarihindeki kur üzerinden fark çıkması halinde fark faturası düzenleneceğine dair herhangi bir sözleşme bulunmadığını, bahsedilen sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığını, tarafların ilk defa iş yapmış olduğunu, kur farkı ödemesinin adet haline geldiği beyanı gerçeği yansıtmadığını, satış vadeli olması nedeniyle vade farkı fiyata zaten yansıtıldığını, davacının talebinin Türk parası kıymetini koruma hakkındaki 32 sayılı karara aykırı olduğunu, arz edilen sebeplerle hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, kötü niyetli davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER : Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ……… esas sayılı dosyası, faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemeleri, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davacının,araflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı kur farkı faturaları ve buna ilişkin cari hesap alacağının tahsiline yönelik başlatılan Küçükçekmece ….. İcra müdürlüğünün ……. sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Davalı vekili icra dosyasına yapmış olduğu itirazında müvekkilleri şirketin alacaklı görünen tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, bu nedenle takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 20.031,82 USD (123.089,52 TL) asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %10 faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi Mali Müşavir …… 01/12/2022 tarihli raporunda; Davacının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; Davacının takibe konu ettiği faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi (09.10.2018) itibariyle davacının davalı yandan 20.031,82 USD (119.507,83 TL) tutarında Cari hesap bakiye alacaklı olduğu, davalının 2018 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (09.10.2018) itibariyle davalı tarafın davacı yana 1.428,00 TL tutarında Cari hesap bakiye borçlu olduğu tespit edildiği, davacı yan tarafından davalı adına düzenlenen 02.10.2018 tarihli …… no.lu “Kur Farkı” açıklamalı 118.079,83 TL tutarlı faturanın davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edildiği, tarafların incelenen ticari defterlerinde cari hesap farklığının davacı yan tarafından davalı adına düzenlenen 02.10.2018 tarihli …… no.lu “Kur Farkı” açıklamalı 118.079,83 TL tutarlı faturanın davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından kaynaklandığı, davacı yan, davalı firmadan 21.02.2018 tarihinde (100.000,00 TL + 87 .000,00 TL) toplamda 187.000,00 TL tutarında iki adet vadeli çek aldığı, bu çeklerin o günkü kur ile USD karşılığının (187.000,00 TL / 3,7766 TL merkez bankı satış kuruz ) 49.515,43 USD olduğu, çeklerin vadelerinde dövize çevrildi 31.08.2018 vadeli 100.000,00 TL tutarlı çekin 03.09.2018 tarihinde tahsil edildiği anlaşılmış olup o günkü kur ile karşılığının (700.000,00 TL / 6,5616 TL Kur merkez bankası döviz satış kuru) 15.240,19 USD olduğu, 30.09.2018 vadeli 87.000,00 TL tutarlı çekin ise 02.10.2018 tarihinde tahsil edilmiş olduğu anlaşılmış olup oldu o günkü kur ile karşılığının (87.000,00 TL/5,9767 TL merkez bankası döviz satış kuru ) 14.556,53 USD olduğu, davacı tarafından 49.515,43 USD karşılığı almış olduğu TL çeklerin tahsil olduğunda o günkü kur ile karşılığının 29.796,72 USD olduğu, alınan 187.000,00 TL toplam çeklerin USD karşılığı 49,515,43 USD, Tahsil olunan 187.000,00 TL toplam çeklerin USD karşılığı 29.796,72 USD, Aradaki fark 19.718,71 USD, USD CH gelen bakiye 313,11 USD, toplam borç 20.031,82 USD olduğu, cari hesap farklılığına konu 02.10.2018 tarihli …… nolu “Kur Farkı” açıklamalı 118.079,83 TL tutarlı fatura incelendiğinde; Davacı tarafından davalı adına tanzim edilen mübrez faturanın açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde usulüne uygun olarak tanzim edildiği, faturaya icra takibinden önce davalının herhangi bir itirazının bulunmadığı, faturanın davalı yana 04.10.2018 tarihinde …… Kargo yolu ile teslim edildiği, taraflar arasında daha önceden düzenlenen (30.06.2018 tarihli 131402 no.lu 191,55 TL tutarlı, 31.03.2018 tarihli …… no.lu 1.348,52 TL) kur farkı faturasının mevcut olmakla bu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görüldüğünden Kur farkına ilişkin taraflar arasında temaülün oluştuğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede “TL cinsinden düzenlenen çek ile yaptığınız ödemeler, çekin tahsil edildiği günkü kurdan dolara (USD) çevrilip, dolar (USD) borcunuzdan düşülecektir.” İbaresinin de mevcut olduğu görüldüğünden bu itibarla davacının 02.10.2018 tarihli 814090 no.lu “Kur Farkı” açıklamalı 118.079,83 TL tutarlı faturasının haklı yere düzenlendiği kanaati hasıl olduğu, davacının takip tarihi (09.10.2018) itibariyle davalı yandan 20.031,82 USD tutarında Cari hesap bakiye alacaklı olduğu, sayın mahkemece davacının davasında haklı görülmesi ve takibin devamına takdir edilmesi halinde, davacının takip tarihi (09.10.2018) itibariyle davalıdan olan asıl alacağına davacının talebi ile bağlı olarak faiz talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Bilirkişi heyeti Mali Müşavir ……, Nitelikli Hesaplama Uzmanı ……. 12/10/2021 tarihli raporunda: Taraflar arasındaki mal alışverişine dair sözleşme ve mail yazışmalarında alış verişin Amerikan Doları (USD) üzerinden yapılacağı, sözleşmede tahsilatların dolar üzerinden yapılacağı, TL olarak nakit veya çek ile yapılan ödemelerin ödemenin yapıldığı (çeklerde çekin ödendiği gün) günün kurundan dolara çevrilip, dolar olarak borçtan düşüleceği, yapılacak bu işlemler sonucunda kur farkı faturası düzenleneceği belirtilmiştir. Mal satışına dair faturalarda fiyatlar USD olarak belirtilmiştir. Ayrıca davalının defter kayıtlarında, taraflar arasında daha önce düzenlenen ve teamül haline gelen kur farkı faturalarının olduğu tespit edilmiştir. Davalı kendisine tebliğ edilen kur farkı faturasına TTK’ da öngörülen 8 günlü yasal sürede de herhangi bir ihtar veya ihbarname ile itiraz etmemiştir. Davacı tarafın sunduğu e-posta yazışmalarında sözleşmenin kurulması ve siparişlere dair, davalı ……’ ait ……@gmail.com ile davacı info@…….com mail adresleri arasında yazışmaların yapıldığı görülmüştür. Taraflar arasında döviz üzerinden mal alım satımına dair akdi ilişki mevcut olup, mal alımı da gerçekleşmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf ödemenin mal alımından sonraki tarihlerde yapılması nedeniyle oluşan kur farkından kaynaklanmakta olup, kur farkı faturasında ayrıca bir mal veya hizmet satışı söz konusu değildir. Bu nedenle taraflar arasında kur farkı faturası düzenlenmesine dair temel ilişki olan döviz üzerinden mal alım satım ilişkisi mevcuttur ve kur farkı faturası düzenlemesine dair de defter kayıtlarında ticari teamül oluşmuştur. Davacının kök raporda belirtildiği gibi Döviz üzerinden yapılan satış nedeniyle davalı ile aralarındaki ticari teamüle istinaden kur farkı alacağını talep edebileceği, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki itilaf tarafların kabulünde olan satış sözleşmesi hükümleri gereğince davalı yanca davacıya Türk Lirası çekler ile yapılan ödemeler nedeniyle, sözleşmeye dayalı kur farkı alacağı istenip istenemeyeceği hususuna dayanmaktadır. Döviz borcunun Türk Lirası çeklerle ödenmiş olması hususu taraflar arasında ihtilafsızdır. Her ne kadar davacı tarafça davalı ile yapılan sözleşme hükümleri doğrultusunda ödemelerin Türk Lirası olarak yapılmasından dolayı çekin verildiği tarih ile fiili ödeme günündeki dolar kurundaki artıştan dolayı kur farkı talep edebilecekleri ileri sürülmüş ise de; Yargıtay 19.HD 2012/13201 E 2013/4324 K 07/03/2013 tarihli emsal kararı ışığında değerlendiriliğinde;somut olayda taraflar arasında ihtilafsız olduğu surette dava konusu mal bedeline karşılık Türk Lirası üzerinden düzenlenen çekler verilmiştir. Çek bir ödeme vasıtası olup ibrazında tahsil imkanı bulunduğundan verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek çek bedellerinin kararlaştırıldığının ve döviz üzerinden çek düzenlenmesi mümkün iken Türk Lirası olarak çek alan davacının artık kur farkı istemeyeceğinin kabulü gerekmiştir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.486,62 TL harçtan mahsubuyla bakiye 1.405,92 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 19.463,47 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin , davalı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/11/2022

Katip …….
e-imzalıdır

Hakim …….
e-imzalıdır