Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/258 E. 2020/893 K. 23.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/258 Esas
KARAR NO : 2020/893

DAVA : Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 23/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin taraflar arasında imzalanan 05.10.2010 tarihli yediemin teslim zaptı, ücret sözleşmesine göre 16.10.2012 tarihinden 10.03.2019 tarihine kadar ki birikmiş 2337 günlük, günlük 50,00-TL den 116.850,00-TL yediemin depo ücret alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ettiğini, davacı tarafın, alacaklı olduğu, Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …. talimat sayılı dosyasından 04.10.2010 tarihinde bir kısım menkulü haczederek muhafaza altına aldığını ve menkulleri davacı tarafın deposuna bıraktığı, davalı tarafın bıraktığı menkulleri ihmal ettiğini ve uzunca bir süre depodan almadığı gibi depo ücretini de ödemediğini, bunun üzerine Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, 05.10.2010-16.10.2012 tarihine kadar olan 743 günlük depo ücretinin talep edildiğini, davalının itiraz ettiğini, Küçükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davasının açıldığını ve davanın davacı taraf lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, menkul malların halen depoda olduğunu beyan ederek davanın kabulüne, davalıdan alacaklı oldukları 116.840,00-TL tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Huzurdaki davanın ticari dava olmadığını görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, taraflar arasında sözleşme olmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan yediemin teslim zaptındaki imzanın kendilerine ait olmadığını, taraflar arasında imzalanmış bir emanet sözleşmesinin veya başka mahiyette imzalanmış bir sözleşmenin olmadığını, davacı tarafın haksız kazanç peşinde olduğunu, yediemin ücreti talep edilen talimat dosyasının esas olan dosyası olan İstanbul ……. İcra müdürlüğünün ……. E. Sayılı dosyası ile takip talebi ile sabit olan asıl alacağın 32.882,00 TL olduğunu, davacı tarafın Küçükçekmece …… İcra müdürlüğünün ……. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını akabinde Küçükçekmece ……. Asliye Hukuk Mahkemesinin ….. E. Ve ……. K. Sayılı kararı ile davacı lehine sonuçlandığını, davalının alacağı 32.822,00 TL iken, davacının 71.884,78 TL tahsil ettiğini, ve bu da yetmez gibi 116.850,00 TL talep ettiğini beyan etmiş, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : 05/10/2010 tarihli sözleşme, Küçükçekmece ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası, Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …… Talimat sayılı dosyası, Küçükçekmece ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası, İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası, ticari defter ve belgeler, bilirkişi incelemesi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, yedieminlik ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 18/08/2020 havale tarihli raporunda; davacı şirketin 2010 ve 2011 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HM K md.222 TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunmadığı, davacı şirketin 2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının(HMK md.222 TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, davalı şirketin 2010 ve 2011 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HMK md.222 TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunmadığı, davalı şirketin 2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HMK md.222 TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, davacı ve davalı tarafın 11/08/2020 tarihinde şirket merkezlerinde yapılan yerinde incelemelerde 2010-2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018-2019 yılları ticari defterlerinde birbirleriyle ilgili herhangi bir hesap hareketine veya alacak borç bakiyesine rastlanılmadığı, 05/10/2010 tarihli yediemin zaptında, günlük 50,00-TL yediemin ve depo ücretinin belirlendiği, 16/10/2012 – 10/03/2019 tarihleri arası 2.337 gün olduğu, davacının yediemin ücreti her ne kadar 116.850,00-TL olarak hesaplanmış olsa da, dosya kapsamından hacizli eşyanın değeri, depoda kaldığı sürenin uzunluğu, ortaya çıkan yediemin ücretinin miktarı göz önüne alınarak, Borçlar Kanunu’nun 43. maddesinin (TBK 51.md) değerlendirmeye tabi tutulması, mahkemenin değerlendirmesi ile hesaplanan ücretten hakkaniyete uygun bir indirim yapılabileceği, bu husustaki takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı tarafın dava tarihinden itibaren talep ettiği yasal faiz talebinin mahkemenin takdirine bırakıldığı, Adalet Bakanlığı’na ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesine Göre; dosya muhteviyatında bulunan haciz tutanağında mahcuz malların değerinin 51.500,00-TL olduğu ve mahcuz malların iki metre küpün üzerinde bir hacimde olduğunun anlaşıldığı, yukarıdaki tebliğin 3.1 maddesine göre %0,2 oranında ücret belirlendiği, 51.500,00-TL * 0,002=103,00-TL günlük yediemin ücretinin belirlendiği, tebliğin 3.2 maddesi gereği bu tutarın 6 ay uygulanabileceği, 103,00-TL * 180 gün=18.540,00-TL, 51,50-TL * 2.157 gün=111.085,50 TL Toplam=129.625,50 TL yediemin ücreti hesaplandığı, tarifenin 4. maddesi gereği mahcuz malların değerinin %30’nun (51.500,00*0,30) 15.400,00-TL olduğundan söz konusu tarife çerçevesinde davacının yediemin ücreti 15.400,00-TL olarak hesaplandığı, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin mahkeme takdirinde olduğu bildirilmiştir.
Davanın dayanağı olan yedieminlik sözleşmesi İcra Müdürlüğü’nce yürütülen haciz ve muhafaza işlemi sırasında imzalanmış ve haczedilen mahcuz mallar özel yediemin deposu işleten davacıya teslim edilmiştir. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki kararlarına göre; hukuki ilişki Adalet Bakanlığı tarifesine bağlı olmasa bile, hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Zira Türk Borçlar Kanunu’nun 26.maddesinin mutlak uygulanırlığı sözleşmenin tam bir irade serbestisi içinde yapıldığı durumlar için söz konusudur. Uygulamada hacizli malların takip baskısı altında icra müdürlerince belirlenen yediemin depolarına bırakıldığı bir vakıadır. Süratle gerçekleştirilen bu işlemler için fazla bir seçenek özgürlüğü olmadığı açıktır. Ayrıca sözleşmeyi imzalayan takip alacaklısının yediemin ücretini takip borçlusuna rücu hakkı bulunduğundan, bu ücretlerin tayininde tarafların keyfi iradesinden ziyade bunun borçluya rücu olasılığına göre objektif iyiniyet kurallarına ve hakkaniyete uygun belirlenmesi zorunluluğu vardır. Adalet Bakanlığı’nın tarife belirlemesinin temelinde de zorda kalan insanları ve özellikle de borçluyu koruma saiki vardır.
05/10/2010 tarihli yediemin sözleşmesinin incelemesinde davalı vekili olan … tarafından alacaklı vekili olarak imzalanmış olduğu, sözleşmede davacı yediemin … ve İnfaz Memuru …….’nın de imzalarının bulunduğu, sözleşmenin resmi belge mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin imzanın kendisine ait olmadığına yönelik itirazı; resmi belgenin sahteliğine yönelik her hangi bir suç duyurusunda bulunulmaması, buna sözleşmenin iptaline ilişkin dava açılmamış olması, hacizli malların yaklaşık 9 yıl boyunca davacı yedieminde bulunduğu da anlaşıldığından dikkate alınmamıştır.
Her ne kadar davacı tarafın yapmış olduğu hesaplamaya göre alacak miktarı tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları yedieminlik sözleşmesi hükümleri gereğince geçerli saymak ve davanın tamamen kabulüne karar vermek doğru gibi görünse de yukarıdaki paragrafta yapılan açıklamalar ışığında borçlunun mağduriyeti, hacze konu menkullerin niteliği ve değeri ile 2.337 gün gibi uzunca bir süre menkullerin davacı yedieminde kalmış olması, hakkaniyet kuralları, haczedilen eşyaların fazladan özen yükümlülüğü gerektirmemesi vs.gibi nedenlerle Türk Borçlar Kanunu 51/1 maddesi kıyasen uygulanarak takdiri indirim yapılarak, yedieminde ki ücretinde hakkaniyet indirimi yapılması olayı çevreleyen hal ve şartlara uygun bulunarak %25 hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Alacak miktarı hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle belirlendiğinden, reddedilen kısım hakkaniyet indiriminden dolayı reddedildiğinden, davalı lehine bu hususta Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları sebebiyle vekalet ücreti takdir edilmemiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Yargıtay 13. HD nin 21/01/2014 tarih 2013/19629 E. ve 2014/1362 K. Nolu kararı; 08/03/2017 tarihli 2015/38418 E., 2017/2929 K. sayılı kararı).
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 87.637,50 TL alacağa dava tarihi 18.04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 5.986,51-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.995,51-TL harcın mahsubuyla bakiye 3.991,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 1.995,51-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 10,10-TL vekalet pulu, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 73,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.829,41-TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
4-Davacının kendisini davada vekille temsil ettirmesi nedeniyle yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 12.192,88-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalının yatırmış olduğu vekalet harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Arubuluculuk ücreti 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır