Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/248 E. 2021/371 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/248 Esas
KARAR NO : 2021/371

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 14/04/2019
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
KARAR YAZILMA TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; dava dışı sürücü ……’ın sevk ve idaresinde bulunan …… plaka sayılı motorsikletin arkasında yolcu olarak bulunan davacıların murisi ……’nın 28/02/2016 tarihinde meydana gelen kazada müvekkillerinin desteğinin vefat ettiğini, …… plaka sayılı aracın trafik sigortasını davalı şirketin yaptığını, ölüm nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek, 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 7.celsedeki beyanında; maddi tazminat talebinin her bir davacı için 500’er TL olduğunu bildirilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalının kusuru ve zararının kanıtlanması gerektiğini, uzman bilirkişiden rapor alınarak genel şartlara göre hesaplama yapılmasını hatır taşıması ve müterafik kusur durumlarınında dikkate alınmasını talep ederek davanın reddini istemiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Tarafların sosyo-ekonomik durum incelemeleri, sigorta poliçesi, trafik tescil kayıtları, ceza dosyası; dosyamız içerisene celbedilmiş, taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, Küçükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava konusu olaya ilişkin yürütülmekte olan yargılamada aldırılan 13/10/2017 tarihli ATK raporunda; sürücü ……’ın ve yolcu…….’nın eş değerli kusurlu olduğu bildirilmiş olup, sanık ……’ın taksirle ölüme neden olma suçundan mahkumiyetine karar verildiği, verilen kararın 14/05/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Mahkememizce aldırılan 06/02/2020 tarihli kusur bilirkişisi raporunda da, sürücü ve müteveffa yolcunun %50’şer oranında kusurlu olduğu bildirilmiş olup, davacıların destekten yoksun kalma hesaplarının yapılması için dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiştir. Aktüer bilirkişi tarafından sunulan 12/01/2021 tarihli raporda; davalı … tarafından daha önce yapılan ödemelerin yasal faizler ölçüsünde güncellenerek hesaplanan tazminattan indirilmek suretiyle yapılan hesaplamada davacı anne … için 20.480,24 TL, baba … için 6.545,81 TL tazminata hak kazandıkları bildirilmiştir.
Trafik kazalarında, 2918 Sayılı Kanunun 85. Maddesi gereğince işletenin kusursuz sorumluluğu kabul edilmiş ise de, 2918 Sayılı Yasanın 86. maddesi gereğince, işleten ve sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketi, zarar görenin kusuru oranında sorumluluktan kurtulduğundan, kazanın meydana gelmesinde kusur durumunun tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenmesi esastır. Kusurun doğru olarak belirlenmesi 2918 Sayılı Yasanın 88. Maddesindeki zarara neden olanların birden fazla olması durumunda, ödemede bulunan sorumlunun diğerlerine rücu edebileceği miktarın belirlenmesi açısından da önem arz eder. Özellikle sorumluların aynı davada taraf olması durumunda hükmün sonuçlarının etkisi nazara alındığında, hükümde kabul edilen kusur durumu tereddüte neden olmamalıdır.
Tazminat davalarında, kusurun belirlenmesi kadar önemli olan diğer bir husus ise zararın belirlenmesidir. Zira borçlar kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle öncelikle zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminattan indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesinde düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır.
Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır.
Bu nedenle, müterafik kusur, Borçlar kanununda kazanın meydana gelmesindeki kusurdan ayrı olarak düzenlendiğinden, kazanın oluşumundaki kusur durumunun belirlenmesinde nazara alınmaz, müterafik kusurun varlığı halinde halinde TBK’nun 52. Maddesi hükümleri çerçevesinde tazminattan indirilmesi yahut kaldırılması gerekip gerekmediğini hakim takdir eder.
Diğer yandan, Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda TBK’nun 51. maddesi uyarınca tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılması öngörülmektedir. Hatır taşıması indirimi, bizzat hatır için taşınan kişinin ölmesi veya yaralanmasına ilişkin zararlar hakkında uygulanır. Kanun koyucu, indirim imkânını hatır için taşıyan işleten ve sürücüye bahşetmiştir. İşleten yönünden hatır taşıması indirim imkanından doğal olarak onun halefi konumundaki diğer müteselsil sorumlu Sigorta Şirketi de yararlanacaktır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2968 2020/6285 K.)
Somut olayda, davalı vekili tarafından hatır taşıması defi ve müterafik kusur itirazlarında bulunulmuş olup, mahkememizce aldırılan kusur raporu ve ceza mahkemesi dosyası ve içeriğindeki ATK raporları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacıların murisi olan müteveffanın dava dışı sürücünün motosikletinde yolculuk esnasında seyahat etmeye uygun olmayacak ve tehlike yaratacak şekilde giyinmesi ve giysisini motosikletin arka tekerleğine takılması sonucu meydana geldiğinden bahisle müteveffaya kusur atfedildiği, otopsi raporunda maktülün genel beden travmasına bağlı omur ve kafatası kırıklarıyla birlikte iç organ yaralanmasında gelişen iç kanama nedeniyle vefat ettiği dikkate alındığında motosiklet sürücüsünün savcılıktaki ifadesinde kask ve koruyucu giysi bulunduğu beyan edilmiş olup, bu konuda başkaca bir delil bulunmamakta ise de, bilirkişi tarafından maktülün kıyafeti nedeniyle müterafik kusur kapsamında kendisine kusur atfedildiği dikkate alındığında yaralanmanın niteliği nedeniyle kask takılmamasının sonuca etkili olmayacağı düşünüldüğünde ayrıca kaskla ilgili bir müterafik kusur indirimine gidilmemiştir.
Davalı … şirketine, ZMSS ile sigortalı …… plakalı araçta yolcu olarak bulunan ……’nın 29/02/2016 tarihinde meydana gelen kazada vefat etmesi nedeniyle davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldıkları sübut bulmakla birlikte davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde raporda yapılan ödemenin eksik düşüldüğü yönündeki itirazı dosyada bulunan belgede davacılara yapılan ödemenin 44.310,57 TL olduğu ve bunun 27.621,06 TL’sinin …, 16.689,51 TL’sinin … için yapıldığı anlaşılmakla mahkememizce resen yapılan hesaplamada …’ya ödenen 27.621,06 TL sigorta ödemesinin güncellenen faiz tutarının 6.810,67 TL olduğu ve toplam indirilmesi gereken tutarın 34.431,73 TL olarak bulunduğu, davacı …’ya ödenen 16.689,51 TL sigorta ödemesinin güncellenen faiz tutarının 4.115,22 TL olduğu ve toplam indirilmesi gereken tutarın 20.804,73 TL olarak bulunduğu ve ….. için hesaplanan 50.130,93 TL’den 34.431,73 TL mahsup edildiğinde bakiye tazminat miktarının 15.699,20 TL olarak bulunduğu, ……. için hesaplanan 24.261,58 TL’den 20.804,73 TL mahsup edildiğinde bakiye tazminat miktarının 3.456,85 TL olarak bulunduğu, hesaplanan bu miktarlardan da %20 hatır taşıması indirimi yapılarak sonuç itibariyle anne … için 12.559,36 TL’nin 500,00 TL’sine dava tarihi olan 14/04/2019 tarihinden, ıslahla arttırılan 12.059,36 TL’sine 22/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Baba … için 2.765,48 TL’nin 500,00 TL’sine dava tarihi olan 14/04/2019 tarihinden, ıslahla arttırılan 2.265,48 TL’sine 22/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile;
1-Anne … için 12.559,36 TL’nin 500,00 TL’sine dava tarihi olan 14/04/2019 tarihinden, ıslahla arttırılan 12.059,36 TL’sine 22/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Baba … için 2.765,48 TL’nin 500,00 TL’sine dava tarihi olan 14/04/2019 tarihinden, ıslahla arttırılan 2.265,48 TL’sine 22/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gerekli 1.046,83 TL harçtan davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harç, 88,00 TL ıslah harcının mahsubuyla bakiye 914,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 44,40 TL peşin harç ve 88,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 176,80 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 1.440,90 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1.021,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …

Hakim …