Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/244 E. 2021/909 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/244
KARAR NO : 2021/909

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/04/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Silivri İcra Müd. …… E. Sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine kambiyo senedine dayalı icra takibi yapıldığını, bu icra takibi aleyhine menfi tespit davası açarak takibin iptalini talep etme zaruretinin doğduğunu, müvekkili ve davalı arasında, davalının oğlu sözleşmede müteahhit gösterilerek kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalı tarafın inşaatlar bittikten sonra kendisinin inşaat neticesinde zarara uğradığını ve zararının 200.000,00 TL olduğunu, bunu kendisine ödemesini istediğini, müvekkilinin ise bu borcu kabul etmediğini, davalı tarafın icra takibine konu olan seneti tanzim ederek müvekkili aleyhine icra takibine giriştiğini, müvekkilinin beyanlarına göre senet üzerinde bulunan imzanın müvekkiline ait olmamakla birlikte davalı tarafın müvekkilinin imzasını taklit ederek senedi icraya koyduğunu, İcra takibinin kesinleşmiş olması sebebiyle menfi tespit davası ikame ederek bu durumu mahkemeye taşıma ve müvekkiline yönelik haksız takibi durdurma ve iptal ettirme talebinde bulunma zaruretinin doğduğunu, davalı tarafın basiretli tacir konumunda olduğunu, müvekkilinden kat karşılığı inşaat sözleşmesi neticesinde doğmuş olan zararını tanzim etmeye çalışması ve bu konuda müvekkilinin imzasını taşımayan senedi icraya koymasının, kendisinin kötüniyetle hareket ettiğini gösterdiğini, davalı hakkında bu sebeple kötüniyet tazminatına da hükmedilmesi gerektiğini, senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmaması sebebiyle ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunacağını ve dosya numarasını mahkemenize bildireceklerini, davalı tarafından müvekkiline yöneltilmiş haksız takibin durdurulmasını talep ettiklerini, davalı tarafın müvekkilinin taşınmazları üzerinde kıymet takdiri yaptırdığını, söz konusu taşınmazların satışını istediğini, takibin durdurulmasına karar verilmemesi halinde gecikmesinde sakıncalar ve telafisi mümkün olmayan zararlar doğacağını, taşınmazlarının satışı halinde bu zararı müvekkilinin telafi etmesinin mümkün olmayacağını, bu sebeple öncelikle mümkün ise teminatsız tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasını, aksi durumda mahkemenin tespit edeceği bir teminat oranında takibin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde iddia olunan hususların gerçeğe bütünüyle aykırı olup alacağı sürüncemede bırakma niyeti taşıdığını, müvekkilinin, Silivri ilçesinde onlarca yıldır müteahhitlik yaptığını; İlerleyen yaşından ötürü son dönemlerde mesleki faaliyetlerini oğlu Mimar …….’na devrettiğini ve dava dilekçesinin ekinde bulunan T.C. Silivri …… Noterliği’nce tanzim olunan 27.04.2017 tarihli ve …… yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’nden tespit olunabileceği üzere salt Mimar …….’nun müteahhitlik yapmasını sağlayan aktif yetki belgesi bulunduğunu, bu bağlamda davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği şekilde müvekkilinin mezkur Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ne dahli söz konusu olmayıp T.C. Silivri İcra Müdürlüğü’nün ……. E. numaralı dosyası üzerinden başlatılan takibin de işbu Sözleşmeden tamamen bağımsız olarak, müvekkili tarafından davacı tarafa nakden verilmiş 200.000,00 TL’lik borcu belgelemek üzere davacı …’dan imzası karşılığı alınan bonoya isnat ettiğini, davacı yana ait mukayeseye elverişli, medarı tatbik, samimi imza örnekleri ile karşılaştırma yapılarak tanzim edilecek Bilirkişi Raporunda mezkur imzanın davacı …’un eli mahsulü olduğunun ortaya çıkacağını, HMK m.211 mucibince yapılması gerekebilecek istiktap(sahtelik incelemesi) faaliyetinde de davacının oturur vaziyette, önünde bulunan görece alçak masa üzerinde imzasının alınmasını; işbu incelemede, tayin edilecek bilirkişi/bilirkişi heyetinin de hazır bulunmasını talep ettiklerini, mevzuatta ve müstakar Yargıtay uygulamalarında öngörüldüğü şekilde imza ve bilirkişi incelemesi gerçekleştirildiğinde davacının işbu davayı haksız olarak, alacağı sürüncemede bırakmak maksadıyla ve ceza hukuku açısından iftira suçunu işleyerek ikame ettiğinin ortaya çıkacağını, Öte yandan davacının işbu suç teşkil eden iddiasının hayatın olağan akışına ve somut gerçekliğine de aykırı olduğunu, zira müvekkilinin, tarafı olmadığı Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi kapsamında davacıdan, zarar ettiği bahisle ödeme yapmasını istemesinin iki temel nedenden ötürü söz konusu olamayacağını, bunlardan ilkinin, inşaatın başladığı ve devam ettiği 2017 yılında inşaatın kar ya da zarar etmesinin belirlenmesinin imkansızlığı ve yersizliği, mezkur inşaata ait iskan belgesi 18 Ocak 2019 tarihinde alındığı ve inşaatın tamamlanmadığı, müteahhidin (yüklenicinin) eser sözleşmesinden kar ya da zarar etmesinin ise inşaat bitiminde kendi payına düşen daireleri satmak veya kiralamak suretiyle ticari dolaşıma sokması ile tespit olunabilecek olgu olduğunu, ikinci olarak; mezkur Eser Sözleşmesinde arsa sahiplerinin üç erkek kardeş olup davacı … harici diğer kardeşlerin Sözleşmeye dayalı olarak benzer nitelikte iddiaları bulunmadığını, başlı başına bu durumun dahi müvekkili tarafından davacı yana, mezkur eser sözleşmesinden bağımsız olarak, nakden verilen borca karşılık imzası karşılığı alınan bononun tanzim sebebini net olarak ortaya koyacağını, dava dilekçesinde iddia olunduğu şekilde, senedin inşaat bittikten sonra (2019 Ocak) imza taklidinde bulunularak tanzim edilmediği, senet üzerinde gerçekleştirilecek bilirkişi incelemesi ile imza yaşının tespiti suretiyle ortaya çıkartılacağını, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Silivri İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasında davacı aleyhine yapılan takibe dayanak kambiyo senedindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı ve davacının davalıya borçlu olup olmadığı uyuşmazlığından kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı vekili, 15/10/2021 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. (HMK 307.md.) Feragat ve kabul, dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. (HMK 309. Md.) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (HMK 310. md.) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. (HMK 311. Md.) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkumiyet, ona göre belirlenir. (HMK 312.md.) Vekilin davadan feragat edebilmesi için vekaletnamede buna ilişkin özel yetki bulunması gerekir. (HMK 74/1.md.) Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh mahkemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri daha sonra olursa üçte ikisi alınır. (Harçlar Kanunu 22/1.md.) Anlaşmazlık, feragat nedeniyle öninceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleri ile belirlenen ücretlerin yarısına, öninceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. (AAÜT 6.md.) Feragat edilmiş olmasından dolayı davalı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden genel kurallardan farklı uygulamayı gerektiren davacı lehine bir beyanı olduğu takdirde bu beyana göre işlem yapılmalıdır.
Feragat tek taraflı irade beyanı ile davayı sonlandıran işlemlerden olduğundan feragat tarihi itibariyle esasen dava sonuçlanmış olup davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmakla, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.040,00 TL harcın mahsubuyla fazla alınan bakiye 3.980,70 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 38,40 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalının yatırdığı ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleşince ve talep halinde davalıya iadesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 25.009,79 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır