Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/211 E. 2022/520 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/211 Esas
KARAR NO : 2022/520

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabet Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 29/03/2019
KARAR TARİHİ : 24/05/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, kontrol, otomasyon ve emniyet teknolojisi sektöründe hizmet veren bir şirket olduğunu, davalı ile akdedilen 14/03/2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi uyarınca davalının bölge satış sorumlusu olarak davacı şirkette göreve başladığını, davalının 9 ay sonra 25/12/2018 tarihinde istifa ederek iş sözleşmesini fesih ettiğini, aynı sektör, il ve bölgede faaliyet gösteren rakip firma …… San. Ve Tic. Şirketinde aynı görev tanımı ile işe başladığını, iş sözleşmenin 8. maddesinde rekabet yasağının olduğunu, davalının rekabet yasağına aykırı eylemlerinin öğrenildiği, davalının sözleşme gereği cezai şart ödeme yükümlülüğünün olduğunu, bu nedenlerle, SGK ya müzekkere yazılarak davalının hizmet dökümünü celbine, davanın kabulü ile şimdilik 1.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte cezai şart tutarının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı taraf, davanın yetki, harç ve esas yönünden reddedilmesini, İstanbul Anadolu İş Mahkemelerinin sözleşmenin 14. Maddesinde yetkili olarak belirlendiğini, davacı şirkette davalının 07/05/2018 – 18/01/2019 tarihlerinde 8 ay 9 gün çalıştığını, 24/12/2018 tarihinde istifa ettiğini, davacının haksız rekabet iddiasının somut delile dayanmadığını, davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : 14/03/2018 tarihli iş sözleşmesi, SGK kayıtları, incelemeye sunulan faturalar, ticari defterler ve belgeler, muavin defter kayıtları, bilirkişi incelemeleri, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 14/03/2018 tarihli belirsiz iş sözleşmesinden kaynaklı rekabet yasağı ihlaline dayanan cezai şart bedelinin davalı eski işçiden tazminine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemeleri yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Makine Mühendisi Yrd. Doç. Dr. ……, Bilişim Uzmanı Bilgisayar Mühendisi ……, Mali Müşavir …… ve Ticaret ve Nitelikli Hesap Uzmanı Öğretim Görevlisi Av. Dr. …. ‘ten müteşekkil Bilirkişi heyeti 17/07/2020 tarihli raporunda; Davacı tarafın 2018 – 2019 yıllarına ait yasal defterlerini usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın, 11/03/2020 tarihli defter inceleme günü gelmediğinden ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığı, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemede davalı ile arasında 2018 – 2019 yıllarında herhangi bir ticari ilişkinin olmadığı, davalı …’ın dosya muhteviyatında bulunan Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinde, 07/05/2018 tarihinde davacı şirkette işe girişinin yapıldığı, sigortalı/ davalının İşten Ayrılış Bildirgesinde görüldüğüne nazaran 18/01/2019 tarihinde işten ayrıldığı, İşten Ayrılış Bildirgesinin davalı tarafın isim soy isim yazılarak imzaladığı, işten çıkış kodunun 03- (istifa) olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu Kadıköy Sosyal Güvenlik Merkezinin 08/05/2020 tarihli yazısında, davalı …’ın 07/05/2018 tarihinde, ….. işyeri kurum numaralı, Davacı …. Otomasyon Ürünleri Ve Hizm. Tic. Ltd. Şti.’nde işe girişinin yapıldığı, 18/01/2019 tarihinde işten ayrıldığı, işten çıkış kodunun 03- (istifa) olduğu, davacı şirket ile davalı … arasında “Rekabet Yasağını” kapsayan belirsiz süreli iş sözleşmesinin olduğu, davalı …’ın davacı şirkette muhasebesel inceleme kapsamında tafsilen izah edildiği gibi bir dönem “Bölge Satış Sorumlusu” olarak çalıştığı, teknik ve mali incelemelerin teknik ve mali bilirkişilerce gerçekleştirilememiş olduğu; davacı vekili ve davacı firma tarafından gerekli koşullar ve yerinde inceleme günü sağlandığında, mahkemenin takdir ve talimatı sınırları içinde kalarak davacı firma ve ayrıca davacının anlatımına göre rakip firma olan “…….” de gerekli incelemenin heyetin mali ve teknik bilirkişilerince yerinde yapılmasının mümkün olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanları gözetilerek önceki bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş;
Bilirkişi Heyeti 15/12/2020 tarihli Ek Raporunda; haksız rekabet ile ilgili olarak Kök (Ön) Rapor’da teorik anlatımın yapılmış bulunduğu, somut durumda davalının eylemlerinin haksız rekabet yaratıp yaratmadığının mahkemenin takdiri içinde kalacağı, istifaen ayrılığın ve benzer bir sektörde çalışan bir şirkette istihdam olunmanın kendi başına bir haksız rekabet oluşturmadığı ve koşulları mevcut görüldükte “Anayasal çalışma hakkı” sınırları içinde keyfiyetin değerlendirilmesi hususu da hakeza mahkemenin hukuki tavsifine muntazır olduğu dikkate alınarak; 08/12/2020 tarihinde dava dışı şirket merkezinde yapılan yerinde incelemede, dava dışı şirketin ticari defter ve bilgilerinin talep edildiği, dosya muhteviyatına eklenen tutanakta da belirtildiği gibi dava dışı şirket vekili müşteri bilgilerinin ticari sır olduğunu, dava dışı şirketin davaya taraf olmadığı gerekçesiyle detaylı olarak incelemeye izin verilmeyeceğini beyan ettiği, dava dışı şirketin 120 alıcılar ve 320 satıcılar hesap kodlu cari hesaplarının dökümlerinin ve detay mizanının paylaşılmadığı, bilgi ve belge sunulmadığı, dava dışı şirketin ticari defterlerinin sadece usule uygun tutulup tutulmadığının tespit edilebildiği, bu nedenle taraflar arasındaki müşteri listelerinin karşılaştırmasının yapılamadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Kadıköy Sosyal Güvenlik Merkezinin 08/05/2020 tarihli yazısında, davalı …’ın 07/05/2018 tarihinde, …. işyeri kurum numaralı, Davacı ….. Otomasyon Ürünleri Ve Hizmet Tic. Ltd. Şti.’ne işe girişinin yapıldığı, 18/01/2019 tarihinde işten ayrıldığı, işten çıkış kodunun 03- (istifa) olduğu, davalı …’ın Sosyal Güvenlik Kurumu sigortalı işe giriş bildirgesinde dava dışı …… San,. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne 24/01/2019 tarihinde işe girişinin yapıldığı, tarafların tazminat, muhakeme masrafları ve benzeri taleplerinin, mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı vekillerinin rapora karşı itirazları doğrultusutda, ……. isimli bilirkişinin heyetten çıkarılarak yerine mahkemece resen seçilen Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişinin heyete dâhil edilerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, Dr. Öğr. Üyesi ……. heyete dahil edilmiştir.
Bilirkişi Heyeti 27/03/2021 tarihli 2. Ek Raporunda özetle; Taraflar arasında düzenlenmiş olan iş sözleşmesi içinde rekabet yasağına ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, gerek sözleşmenin yazılı olarak yapılmış olması, gerekse sözleşmenin geçerliliğin menfi yönde etkileyecek bir durumun söz konusu olmaması nedeniyle taraflar arasında inşa edilmiş hukuki geçerliliğe sahip hir rekabet yasağı sözleşmesinden bahsedilebileceği kanaatine varılmakla birlikte takdirin mahkemeye ait olduğu, her iki şirketin başta sensörler olmak üzere ortak faaliyet alanlarının bulunduğu, bu anlamda rakip sayılabilecekleri kanaatinin oluştuğu, davacı tarafın mali yönden her hangi bir itirazının bulunmadığı, dosya muhteviyatına sunuları belgeler ışığında ve davacı tarafırı talebi doğrultusunda cezai şart miktarının hesaplandığı, davacı tarafın davalı tarafın çalıştığı dönemine ilişkin ücret hesap pusulalarını dosya muhteviyatına sunduğu, buna göre mahkemenin davacı tarafı haklı bulması halinde yapılan hesaplamada davacı tarafın çalıştığı dönemde toplam 50.474,66-TL brüt ücretinin hesaplandığı, bu tutarın yarısına denk gelen 25.237,33-TL tutarın cezai şart olarak hesaplandığı, davacının cezai şart tutarına ilişkin olarak, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte şimdilik 1.000.-TL talep ettiğini, davalının rakip şirketteki işinden istifa etmek suretiyle rekabet yasağı ihlâli durumunun devam etmediği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin rapora itirazları doğrultusunda mahkememizin 12.7.2021 tarihli ara kararı ile bilirkişi heyetinden bilirkişi …….’ün çıkartılarak yerine Öğretim Görevlisi ….. ‘in eklenmesine, rapora itirazları doğrultusunda ek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi Heyeti 12/04/2022 tarihli 3. Ek Raporunda özetle: Dava konusunun davacının davalıdan haksız rekabetten kaynaklanan cezai şart talebinden ibaret olduğu, davalının davacı şirkette çalıştığı pozisyon itibariyle işyeri sırlarına vakıf olup onu kullanma ihtimali ve zarara sebebiyet verme ihtimali de söz konusu olabileceğinden TBK 444 ve 445 anlamında bu koşulun davaya konu şartlarının gerçekleştiği, ayrıca sözleşmenin süre yönünden de TBK 444’e uygun olduğu ve fakat coğrafi yer itibariyle her hangi bir sınırlama içermemesi nedeniyle TBK 444 ve 445 hükmüne aykırı olduğu, buna mukabil TBK 445/2 hükmü gereğince mahkemece coğrafi yer yönünden rekabet yasağını sınırlandırılmasının mümkün olduğu, mahkemenin bu kanaati hasıl olduğunda ise bu sınırlandırmaya uygun olarak da TBK 182/2’deki “hâkim aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir” şeklindeki hüküm dikkate alınarak sözleşmenin 12. maddesindeki; “şirkette çalıştığı süre boyunca aldığı brüt ücretler toplamının yarısı oranında” kararlaştırılan 50.474,66-TL brüt ücretinin yarısına denk gelen 25.237,33-TL tutarında cezai şart miktarında hak ve nesafet kuralınca tenkis yapılıp yapılmayacağının takdirinin mahkemeye ait olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirmişlerdir.
Mahkememizce davacı tanığı …’un tanıklık beyanları alınmıştır. Tanık beyanında; “Ben davacı şirkette 2018 Aralık ve 2019 Kasım arasında çalıştım, ben şirketin bölge satış sorumlusu olarak çalıştım, 2019 Ocak ayı ortasında …… bey işten ayrılmıştır, ben …… beyin ne sebeple işten ayrıldığını bilmiyorum, kendisiyle birlikte çalışmış olduğumuz dönem bulunmaktadır, davalı … bey Avrupa Bölgesi satış sorumlusu olarak şirkette çalışmıştır ben ilk işe girdiğimde Anadolu bölgesinden sorumluydum fakat kendisi işten ayrılınca onun işlerini de ben devraldım, satış sorumlusunun görev tanımı şirketin o bölgede çalışmış olduğu diğer firmalarla ilgili tüm görüşmelerin yapılması, raporlamaların yapılması, fiyat tekliflerinin sunulması ve bu fiyat tekliflerinin hazırlanması alanlarıdır, kendisi ayrılma kararı aldıktan sonra ilk 1 hafta boyunca yaklaşık 20 firmayı beraber gezdik bana kendisi bilgilendirme yapmıştı, kendisi bana yansıtılan bilgiye göre yaklaşık 3 hafta daha çalışmıştır, kendisi ilk hafta gitmiş olduğumuz şirketlere yeni gideceği firmanın ismini vermiştir, ancak bundan yönetimin haberi olunca sonraki iki hafta boyunca her hangi bir bilgi vermemiştir. Yeni gideceği firmadaki görev tanımı ile alakalı bir bilgi vermemiştir, ancak yönetici konumunda olacağını düşünüyorum, kendisinin Trakya bölgesine İstanbul Avrupa Yakası dahil ilgileneceğini öğrendim, bunu da kendisi söylemişti, şirket sırlarına ilişkin bilgilere haizdim, … da bu bilgilere vakıftır rekabet yasağına ilişkin husus bulunan sözleşmeleri imzaladık, şirket sırrı olarak fiyatlandırmalar bulunmaktadır, çünkü şirket her firma ile ayrı fiyat politikası uygular, benim davalı ile bir husumetim bulunmamaktadır, kısa süre birlikte çalışmıştır, ……. firması …… firmasına rakip firmadır, emniyet otomasyon alanında muadil ürünler üretmektedir, Trakya bölgesinde faaliyet göstermektedir, İstanbul Avrupa yakasınıda kapsamaktadır, firma emniyet otomasyonu ve sensör alanında çalışmaktadır. Ben ayrılmadan 5 ay öncesine kadar herkes birbirinin bölgelerine ve ziyaret planlarına ilişkin yapmış olduğu bilgileri görebilmekteydi, herkesin kendi bölgesi ile ilgili sadece kendinin görebildiği çalıştığı firmalarla ilgili fiyatlamalar ve firma bilgilerinin bulunduğu excel dosyalarına ulaşabilmektedir, bu bilgilerinin kopyalanma şansı vardır ve davalının ulaşma imkanı bulunmaktaydı, dizüstü bilgisayarını kullandığı dönem boyunca her türlü bilgiye ulaşma imkanı bulunmaktaydı. Bana iş güvenli eğitimi verilmiştir. Şirket tarafından bize bazı dökümanlar verilerek sınava tabi tutulduk ben bu sınavı vererek sertifikamı aldım, iş güvenliği ile ilgili kıyafet ve ekipmanı almamız gerektiği söylendi, ben bunları aldım faturasını şirkete teslim ettim şirket tarafından ücreti ödendi ancak ben şirketten ayrılırken ürünleri kendime aldım.” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Bursa ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. Talimat sayılı dosyası aracılığıyla davalı tanığı …’ün tanıklık beyanları alınmıştır. Tanık beyanında; “Ben …… emniyet şirketinde çalışıyordum, çalıştığım dönemde … da mühendis olarak çalışıyordu, şirketin işleyişi çok sıkıntılıydı, her yıl 10-15 kişi çeşitli sebeplerle işten ayrılıyordu, … başka bir şirketten bizim şirkete gelmişti, yaklaşık 8 ay çalıştıktan sonra ……. isimli otomasyon şirketinde çalışmaya başladı, bu şirket otomasyon işiyle uğraşıyor ise de emniyet otomasyonu şirket faaliyetinin %30’unu oluşturuyordu, …… şirketi ise %100 emniyet otomasyonu ile uğraşıyordu, emniyet otomasyonu dediğim şey iş güvenliği ile ilgili olup makinelerin emniyetini sağlamaya ilişkindir, otomasyon kavramının ucu çok açık olup bir sürü otomasyon çeşidi vardır, biz işe girerken sözleşmedeki rekabet yasağı maddesini bilerek imza atıyorduk, fakat bunun geçersiz olduğunu avukatlar da söylüyordu, ayrıca bana iş güvenliği eğitimi verilmiş ise de …’a iş güvenliği eğitimi ve ekipmanı verilmeden sahada çalıştırıldı, ayrıca bir sürü çalışan rakip firmalara geçmesine rağmen onlara dava açılmayıp yalnızca …’a dava açıldı, ayrıca davacı şirket benim tazminatımı ödemediği için kendileri ile şuan husumetliyiz, davamız devam etmektedir, olay ile ilgili başka bir bilgim yoktur, tanıklık ücreti talebim vardır.” şeklinde tanıklık beyanında bulunmuştur.
Rekabet etmeme borcu, iş akdinin sonuçlarından olan; işçinin, işverene sadakat borcunun olumsuz yönünü ifade eder. TBK m.444’te düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. Bu yasak taraflar arasındaki hizmet ilişkisi sona erdikten sonra hükümlerini doğuran bir borçtur. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. Rekabet yasağı sözleşmesi, işçinin iş sözleşmesi devam ederken işverenin müşterilerini tanıması ya da iş sırlarını öğrenmesi sebebiyle, iş ilişkisi sona erdikten sonra belirli bir faaliyet alanında, belirli bir coğrafi alanda ve belirli bir zaman diliminde işverenle rekabet teşkil edebilecek herhangi bir faaliyette bulunmaması hususunu içeren sözleşmedir.
TBK m.444/1’e göre, “fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir”. TBK m.444/2’ye göre, “rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir”.
Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, bir iş sözleşmesinin bulunması, işçinin fiil ehliyetine sahip olması, iş sahibinin menfaatinin bulunması, yasağın sınırlı olması, sözleşmenin yazılı olması ve rekabet yasağının zaman, yer ve konu bakımından sınırlandırılması gerekir. Tüm bu koşulların hepsinin gerçekleşmiş olması şarttır ve bu koşullar emredici nitelikte olduklarından bu koşullardan herhangi birisinin bulunmaması halinde sözleşme batıl olacaktır.
Davacı ile davalı arasında akdedilen 14/03/2018 tarihli iş sözleşmesinin 8 inci maddesi hükmüne göre; Personel her ne sebeple olursa olsun işbu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki on iki ay içerisinde, Şirketin önceden yazılı rızası olmaksızın, Şirketin faaliyet konusu ile ilgili alanlarda doğrudan veya dolaylı olarak, kendi hesabına bağımsız olarak ya da işvereni ya da bağımsız taşeron, danışman, ortak ya da ortak girişimci olarak veya başka bir kişinin işvereni ya da temsilcisi (her türlü ortaklık veya başka bir şirket) ya da memur, yönetici veya bir kuruluşun veya başka bir şirketin paydaşı şeklinde hareket etmeyeceğini ya da başka bir şekilde (I) Şirketin diğer hiçbir işçisini iş sözleşmesini feshetmek konusunda teşvik etmeyeceğini veya (II) Personelin işbu iş sözleşmesi çerçevesinde istihdam edildiği son on iki aylık dönem içerisinde Şirketin iş yaptığı tedarikçilerin veya müşterilerin veya Şirketin işi ile ilgili ihlallerde Şirket ile gerçek bir rekabet içerisinde olan herhangi bir kişi veya işletmeden iş kabul etmeyeceğini veya hak talep etmeyeceğini ya da (III) Personelin istihdam edildiği son on iki aylık süre içerisinde şirketin iş yaptığı tedarikçiler yada müşterilerden hesapları veya siparişleri istemeyeceğini ve bu tarz davranışlardan imtina edeceğini kabul ve taahhüt eder. Aksi davranış halinde Personel tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt eder.
Davacı vekilince 11/07/2021 tarihli dilekçesi ile; dava değerini 25.237,33-TL’ye çıkartıldığı ile davanın ıslah edildiği tespit edilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve içeriğine göre; taraflar arasındaki iş sözleşmesinin rekabet yasağına ilişkin hükmü değerlendirildiğinde dosyadaki bilgi ve belgelerden davalının davacı ile aynı sektörde endüstriyel otomasyon sistemleri alanında faaliyet gösteren dava dışı ……. Elektronik şirketinde işe başladığı, davalının davacı şirkette çalıştığı pozisyon itibariyle işyeri sırlarına vakıf olup onu kullanma ihtimali ve zarara sebebiyet verme ihtimali de söz konusu olabileceğinden TBK 444 ve 445 anlamında bu koşulun davaya konu şartlarının gerçekleştiği kanaatine varılmıştır. Ayrıca sözleşmenin süre yönünden de TBK 444’e uygun olduğu ancak coğrafi yer itibariyle her hangi bir sınırlama içermemesi nedeniyle TBK 444 ve 445 hükmüne aykırı olduğu, buna mukabil TBK 445/2 hükmü gereğince mahkememizce coğrafi yer yönünden rekabet yasağını sınırlandırılmasının mümkün olduğu anlaşılmakla TBK 182/2’deki “hâkim aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir” şeklindeki hüküm dikkate alınarak sözleşmenin 12. maddesindeki; “şirkette çalıştığı süre boyunca aldığı brüt ücretler toplamının yarısı oranında” kararlaştırılan ve bilirkişi incelemesi neticesinde tespit edilen 50.474,66-TL brüt ücretinin yarısına denk gelen 25.237,33-TL cezai şart bedeline davacının hak kazandığı, yapılan ıslah doğrultusunda davalının 25.237,33-TL tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile 25.237,33 TL nin 1.000,00 TL sini dava tarihi 29/03/2019 tarihinden, 24.237,33 TL sinin ıslah tarihi 11/07/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.723,96-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 458,40-TL harcın (44,40-TL peşin harç ve 414,00-TL ıslah harcı toplamı) mahsubuyla bakiye 1.265,56-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 414,00-TL ıslah harcı, 44,40-TL peşin harç olmak üzere toplam 502,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta/ tebligat/ bilirkişi gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 5.334,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345. maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekillerinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/05/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır