Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/208 E. 2020/660 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/208 Esas
KARAR NO : 2020/660

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalıya karşı alacak davası açıldığını ve borçlu davalının temerrüde düşmekteki kusuru yönünden faiziyle birlikte alacağın davalıdan tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığını ve alacağın icra dosyası ile tahsil edildiğini, müvekkilinin alacağını borçlunun temerrüde düşmekteki kusur ve hatası nedeniyle munzam zarara uğradığını, parasını tahsil edememekten ayrıca bankalar tarafından haciz takiplerine maruz kalıp, ganyan işinin tasfiye edildiğini ve işlerini düzeltmek için bankalardan aldığı kredi taksitlerini ödeyemeyerek aşırı zarara uğradığını, babasından kalan gayrimenkul hisselerini satmak zorunda olup, aşırı zarara uğradığını, yaşadığı ağır sorun nedeniyle sağlığını kaybedip kalp hastalığı ve başka hastalıklara yakalandığını, bu nedenle 250.000,00 TL munzam zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın … bank T.A.Ş ile 24/06/1999 tarihinde üye işyeri sözleşmesi imzaladığını, 17/01/2000 tarihinde davacıya ait Ganyan Bayii’nde yurtdışı … bankası … Bank’a ait kartlara işlem yapıldığını, yine aynı tarihte başka kartlarla da işlemler yapılarak toplamda 16.215,00 TL dolandırıcılık işlemi gerçekleştirildiğini, işyeri hesabında yeterli bakiye bulunmadığından bloke konulan miktardan bir kısım bloke çözülerek bloke tutarının 14.370,71 TL’ye indiği, davacı tarafından 300,00 TL’lik işlemin vergi örneği temin edilemediğinden bu miktarın yurtdışı bankası tarafından Charge Back yolu ile müvekkilinden tahsil edildiğini, davacının Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasında yargılanarak dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, yani davacı tarafın dava konusu yaptığı işlemlerin gerçek bir alışverişi yansıtmayan sahte işlemler olduğu ve sahte kartlarla müvekkili bankanın dolandırılmaya çalışıldığının tespit edildiğini, bu nedenle davacının temerrüt iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu eylemin nitelikli dolandırıcılık olduğu tespit edilmesine rağmen Yargıtay kararı ile aradan geçen süre dikkate alınarak zamanaşımına uğradığı tespit edilen dosyada düşme kararı verildiğini, ancak bu durumun davacının zarara uğradığı tutarları dolandırıcılık sonucu ele geçirdiği yönünündeki tespiti ortadan kaldırmadığını, davacı tarafından müvekkili banka tarafından blokeye alınan 14.070,71 TL ile ilgili Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada, eylemin sabit olmasına rağmen paranın sahibi bulunamadığından davacıya iade edilmesi gerektiğine karar verildiği ve karara istinaden davacıya Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına 102.028,26 TL ödeme yapıldığını, ana paranın yaklaşık 8 katı tutarında ödeme yapılarak ayrıca bir zarar iddiasının dinlenemeyeceğini, munzam zarar talebinin mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, munzam zarardan kaynaklı alacak istemine ilişkin olup, davalının zamanaşımı itirazının, zamanaşımı başlangıç tarihinin alacağın tamamının tahsil edildiği tarih olarak kabul edilip, buradaki zamanaşımının asıl alacağa uygulanan zamanaşımından bağımsız olarak kendine has olan 10 yıllık zamanaşımına tabi olması ve alacağın muaccel olduğu tarih itibariyle 10 yıllık süre dolmadığından reddine, kesin hüküm itirazının ise munzam zarar alacağına ilişkin verilmiş bir hüküm olmadığından reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 2014/6154 esas, 2015/3225 karar)
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası celbedilmiş olup, dosyanın incelenmesinde, dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısına açılan alacak davasının kısmen kabulü ile 14.070,71 TL’nin 15/04/2000 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek onandığı görülmüştür. Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ekinde Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, dosyamız davacısı …’nun dolandırıcılık suçlamasıyla yargılandığı davada cezalandırılmasına karar verildiği, dosyanın Yargıtay incelemesinde iken 09/04/2009 tarihinde zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Öncelikli olarak dava konusu somut olayda çözümlenmesi gereken hukuki sorun; temerrüt faizini aşan bir zararın mevcut olup olmadığıdır. Yüksek enflasyon, dolar kurundaki artış, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu, davacıyı ispat yükünden kurtarmaz. Zira; davacı para alacağını zamanında alması halinde ne şekilde kullanacağını kanıtlayamamıştır. Ayrıca alacaklı, uğradığı zararın kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu ispat etmek zorundadır. Soyut enflasyonun ya da bankalarda mevduat için ödenen faizin temerrüt faizinden yüksek olması munzam zararın gerçekleştiği ve kanıtlandığı anlamına gelmez. Burada davacının kanıtlaması gereken husus enflasyon ve mevduat faizinin yüksekliği gibi genel olgular değil, kendisinin şahsen ve somut olarak geç ödemeden dolayı zarar gördüğü keyfiyetidir. Ülkede yaşanan ekonomik kriz nedeniyle paranın döviz karşısında hızlı değer kaybı, yüksek enflasyon gibi genel, afaki ve doğrudan davacının zararını ifade etmeyen umumi ekonomik konjektürel olgular Borçlar Kanunu’nun 105(TBK 122)maddesinde sözü edilen munzam zararın varlığını göstermez. (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/10665 esas, 2019/6982 karar)
Somut olay yönünden davacı, parasını tahsil edemediğinden bankalar tarafından haciz takiplerine maruz kaldığı, ganyan işini tasfiye ettiği, işlerini düzeltemeyerek bankalardan aldığı kredi taksitlerini ödeyemeyip babasından kalan gayrimenkul hisselerini satarak zarara uğradığını belirtmiş olup, davacı bu konuda sunmuş olduğu delill listesinde ganyan bayi işletmesini 22/07/2008 tarihinde devrettiğine ilişkin devir sözleşmesi sunduğu, yine bir kısım bankalardan kredi aldığına ilişkin beyanda bulunduğu bildirilmiş olup, ilgili banka şubelerine yazılan müzekkere cevaplarında herhangi bir kredi hesap kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir.
Davacı tarafça farazi iddialarla işyerinin devredildiği, bankalardan kredi çekildiği gibi olasılıklar, meydana gelebilecek zararlardan bahsedilmiş ise de, bunlar yukarıda açıklaması yapıldığı üzere somut olarak geç ödemeden dolayı uğranılan zararları gösterir hususlar değildir. Davacı, munzam zararın varlığını, somut delillerle kanıtlayamamış olup, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.269,38 TL harcın mahsubuyla bakiye 4.214,98 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 25.950,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …

Hakim …