Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/206 E. 2019/559 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/206 Esas
KARAR NO : 2019/559

DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/03/2019
KARAR TARİHİ : 31/05/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 26/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalılardan … ve …’ın ortağı olduğu….. ve İnş.A.Ş. İle …… Tic. Ltd. Şti.bünyesinde finans müdürü olarak çalıştığını, bu süreç içerisinde her iki şirket ortağının diğer davalılar ile şahsi dostluk ilişkileri nedeniyle şirketlerin nakit ihtiyaçlarının doğduğu dönemlerde hem davalı şirketlere hen de diğer davalı gerçek şahıslara yüklü miktarlarda borç niteliğinde para transferi gerçekleştirdiğini, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde çalışmalarını sürdürür iken davalı şirketler tarafından 2018 yılı Kasım ayında feshedilmiş ve müvekkiline gerek işçilik alacaklarını ve gerekse davalılara transfer etmiş olduğu borçlar ile ilgili alacaklarının ödenmediğini, müvekkilinin bir kısım davalılardan olan işçilik alacakları ile ilgili olarak Bakırköy ……İş Mahkemesi ….. esas sayılı dosya ile davalarının devam ettiğini, davalılardan olan diğer alacakları ile ilgili taleplerinin karşılanmaması üzerine Bakırköy Arabuluculuk Bürosu …… büro dosya numarası ile yapmış oldukları başvurunun … Arabuluculuk numarası ile anlaşmazlıkla sonuçlandığını, davalı şirketlerin banka hesapları ve yasal defter kayıtlarında da müvekkilinin göndermiş olduğu borçlar ile ilgili kayıtlar bulunmasına rağmen müvekkilinin sonradan davalı şirket içinden almış olduğu bilgiler ile, davalı şirketlerin söz konusu cari hesaplarda usulsüz kayıtlar yaparak borcu ödenmiş olarak gösterdiklerini ve şirketlerin borçlarını ödememek kastı ile şirketlerin içini boşalttıklarını öğrendiğini ve müvekkilinin davalılardan olan alacaklarının ödenmesini ve banka hesaplarına tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’nin 01/06/2015 ila 14/12/2018 tarihleri arasında müvekkili…… Tic. Şirketi’nde, 01/08/2016 ila 31/01/2018 tarihleri arasında da……. A.Ş.’nde çalıştığını, müvekkili …’ın …..’ın ortağı; …’ın ise….. hissedarı olduğunu, … ile davacının daha önceden….. isimli şirkette çalışırken tanışıp iş arkadaşlığından öte ağabey-kardeş ilişkisi kurduklarını, sonra müvekkili … başka bir şirkette çalışmaya başladığını ve yine davacıya da çalıştığı iş yerinde çalışmasını sağladığını, yine oradan da işinden ayrılması sonrasında da yakın ilişkilerinin devam ettiğini ve …’ın kardeşi olan davalı …’ın ortağı olduğu şirkette çalışmasına vesile olduğunu, aralarındaki güven ilişkisiyle birlikte diğer davalı ……’da finans müdürü ve….. şirketinde finans sorumlusu olarak, şirketlerin hesaplarına erişim ve para transfer yetkisi verildiğini, davacının müvekkillerine borç verme gibi bir mali gücünün, imkanının hiçbir zaman olmadığını, aksine müvekkillerinin davacıyı maddi olarak kollayıp, imkan sağladığını, taraflar arasında rehin karşılığı ödünç verme işinin gerleşmediğini ve ticari nitelikte ariyet veya karz sözleşmelerinin bulunmadığını, davalı şirketler tarafından ihtiyati tedbir kararının verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafından müvekkilerine borç verildiği iddiasının gerçek dışı ve kötü niyetli olup, aksine davacının müvekkillerine yüklü miktarda borcu bulunduğunu, müvekkili … ve davacı arasında gerçekleşen whatsapp yazışmalarında ve görüşmelerde de davacı hesabında bulunan paraların finans müdürü olduğu müvekkil şirket ile ilgili olduğunun açıkça ikrar edildiğini, davacının çalıştığı süre boyunca müvekkilerinden borç aldığını, müvekkil şirketler nezdinde çalıştığı süre boyunca sahip olduğu yetkileri kötüye kullanarak bu davayı açtığını, davacının müvekkili şirket nezdindeki iş ilişiğinin sona ermesiyle ilgili de gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, davacının istifa etmesi üzerine iş ilişiğinin sonlandırıldığını, davacının istifasının akabinde müvekkillerine haksız kazanç sağlamaya yönelik tehdit ve şantaj içerikli ihtarname gönderdiğini, davacı tarafın müvekkili şirketlerin borçlarını ödememek için şirketlerin içini boşalttıkları yönündeki iddialarının mesnetsiz olduğunu, 250 TL için dahi avans isteyen, tatil için otel parasını davalı … tarafından ödenmesini isteyen ve taksitle iade edeceğini söyleyen, 1+1 ev almak isterken 20.000 -USD borcu olduğunu kabul ederek bu iade etmeyi geciktirmeyi teklif eden, kurs ücretini ödemek için dahi parasını denkleştiremeyen davacının, müvekkillerinin borcu olduğunu söylemesinin tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen borç ilişkisinin asla kabul anlamına gelmemekle birlikte TBK’nun 77nci maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırılabileceğini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılarak açılacak olan davalarda ise Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, ödünç sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın maddede altı bent halinde sayılan davalar, ticari dava sayılır. Taraflardan biri, tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.
6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada davacı davalı tarafa ödünç olarak verdiği paraların iadesi istemi ile davayı açmış olup, davacı davalı tacir olduğu için Ticaret Mahkemesin’de dava açtığını beyan etmiş olmakla, davanın karz akdinden kaynaklandığı ve TTK ‘da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, nisbi ticari dava da olmadığı, davanın görülmesi gereken mahkemenin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-HMK 20. maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzünde açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2019

Katip …

Hakim …