Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/193 E. 2021/669 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/193 Esas
KARAR NO : 2021/669

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 28/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin adına kayıtlı dava dışı …….’nın sevk ve idaresindeki …… plaka sayılı …… marka aracı ile çift şeritli yolda ….. sokaktan ….. sokağa geçeceği esnada plakasını kazadan sonra öğrendiği davalı sigortacıya ZMMS ile sigortalı ……. plakalı araç sürücünün 50 km hızla ve kendi gitmesi gereken şeridi aşarak ( çift şeritli yolda sağ şeritte gitmesi gerekirken sol şeritte) sol ön kısmıyla müvekkilinin sağ ön kısmından vurmak suretiyle maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, ancak sürücünün, olayın olduğu yerde kendi çevresinin olması ve kalabalık bir grup tarafından müvekkilinin üzerinde baskı kurmak suretiyle kendi hazırladıkları tutanağı müvekkiline imzalattıklarını, tutulan tutanağın 2918 sayılı yasaya göre tutulmadığını, olayın yukarıdaki oluş şekli de dikkate alındığında 50 km hızla gittiği ve kaza yeri dışındaki tutanak içeriği ve kroki gerçekleri yansıtmadığını, kazanın meydana geldiği cadde 2-çift şeritli olup tutanaktaki ok işaretlerinin gerçek olmadığını, caddeye ait ve kazanın meydana geldiği yere ait fotoğraflar ve görüntüler dilekçe ekinde sunulduğunu, bunlarla da sabit olduğu üzere ……. plakalı araç sürücünün gitmesi gereken şerit sağ şerit olmasına rağmen sol şeritte (geliş şeridinde) ve hızla seyretmesi sonrasında müvekkiline kusurlu olarak çarptığını, olayın meydan geldiği yerde kaldırımdan 1.5 metreye yakın inşaat tarafından yolun işgal edilmiş olduğunu, müvekkili adına kayıtlı araçta ağır hasar meydana gelmiş ve sigortalı araç sürücüsünün hızlı ve kusurlu eylemi nedeniyle aracın motoru akünün yanması nedeniyle ağır hasar görmüş olduğunu, bu tespit ve tutanak içeriğiyle müvekkilinin, davalı sigortadan hasarı karşılamasının mümkün olmadığını, bu olay nedeniyle aracın yanması nedeniyle mağdur olduğu gibi kusur durumunun tekrar tespiti ve gerçek kusur durumunun ortaya çıkması için tutulan tutanak gerçek dışı olup bu nedenle hasarın karşılanması için dava açmak gerektiğini, bahse konusu araç davalı … şirketine ait ……. numaralı KTK zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, başvuruya olumlu bir netice alınamaması nedeniyle dava açma zorunluluğu hâsıl olduğunu beyan ile, fazlaya ilişkin talep ve sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 100 TL trafik kazası sonrasında meydana gelen maddi tazminatının kaza tarihi olan 21.08.2016 tarihinden itibaren ticari faizle ile birlikte tahsilini, her türlü yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, vekaleten arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olup davanın bu sebeple tümden reddi gerektiğini, dava konusu kaza 02/10/2016 tarihinde gerçekleşmiş olmakla, davacı tarafın kaza tarihinde zararı ve zarar sorumlusunu bilmesi gerektiği hususlarında da şüphe olmadığından işbu tarihten 3 yıl sonra açılan bu dava tarihinde söz konusu alacak zamanaşımına uğramış olmakla, davanın reddi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere bilirkişinin kusura ilişkin değerlendirmelerinin kabulü mümkün olmadığını, kusura itiraz ettiklerini, kazada asli ve tam kusurlu taraf davacı olmakla, raporda sigortalı araç sürücüsüne ilişkin olarak yapılan değerlendirmeler dayanaksız ve haksız olduğunu, kabul manasında olmamak üzere konu bilirkişi raporunda tespit edilen rayiç bedel gerçeğe aykırı olmakla, belirlenen tazminatın kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda sonuç olarak onarımın ekonomik olmadığının kabulü gerektiği bildirilmiş ve aracın rayiç değerinin 36.000,00-TL, sovtaj bedelinin ise 20.000,00-TL olduğu kabulü ile hasar tespit edildiğini, hiç bir şekilde hesaplanan fahiş onarım bedelini kabul anlamına gelmemek üzere aracın pert kabul edilmesi halinde, işbu raporda yapılan değerlendirmeler dayanaksız ve yüzeysel olduğundan rayiç ve hurda bedelinin yeniden tespiti gerektiğini, raporda aracın rayiç bedeli bakımından yeterli inceleme yapılmamış olup sovtaj bedeli olarak tespit edilen tutar için hiçbir dayanak gösterilmediğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere aracın onarımının ekonomik olmadığının ve pert olarak değerlendirilmesi gerektiğinin kabulü halinde çekme belgesi ibrazının ödeme şartı olarak kararda özellikle belirtilmesi gerektiğini beyan ile zamanaşımı, kusur ve hasar tutarının belirtilen itirazlar doğrultusunda değerlendirilmesi sonucunda yeniden tespitine ve nihayetinde itirazlar doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı …… soruşturma numaralı (……. Arşiv numaralı )dosyası, bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamında toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; trafik kazasından kaynaklı hasara ilişkin maddi tazminat tazminat davasıdır.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ……. soruşturma numaralı dosyası incelenildiğinde; davacının şikayet dilekçesinde yaralamalı trafik kazası olduğundan bahsetmişse de, aracının motor aküsünün yanması neticesinde ağır hasara uğradığı, trafik kazası tespit tutanağının şüpheli …… tarafından tek taraflı olarak hazırlanıp müştekiye zorla imzalatıldığı, tutanağın gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi nedeniyle sigortadan hasarın karşılanmasının mümkün olmadığı belirtilerek bu suçlardan dolayı şüphelinin cezalandırılmasının talep edildiği, Başsavcılıkça 01/11/2016 tarihinde şikayet dilekçesine eklenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının 2918 sayılı Kanunun 81. Maddesi uyarınca tutulduğunun değerlendirildiği, tespit tutanakları altında ilgililerinin imzalarının yer aldığı, bunun da tutanak içeriğini ve olay oluşunu kabul anlamına geleceği, müşteki olay anında aksi kanaate hasıl ise kolluk kuvvetini çağırmak veya kendi kanaatine göre yazmak/ tutmak şeklinde bir davranış sergilemesinin hayatın olağan akışına uygun olarak kabul edileceği, bir an için kazanın yaralamalı olarak gerçekleştiği kabul edilse dahi olayın üzerinden 1 ay gibi bir süre geçmesi nedeniyle yaralamanın niteliğinin anlaşılamayacağı, bu nedenle alınacak adli raporun da yanıltıcı olabileceği, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair kamu davası açmak için yeterli şüphenin elde edilemediği anlaşılmakla kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına, müştekinin tazminat hukuku kapsamında ilgili hukuk mahkemesine dava açmakta muhtariyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemeleri yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 23/10/2019 tarihli raporunda özetle; sürücü ……. sevk ve idaresindeki kamyonet ile olay mahalli kavşaktan geçişini; istikametine göre sağ tarafından kavşağa gelmekte olan diğer sürücü idaresindeki otomobilin hızını ve konumunu dikkate alarak yapması gerekirken bu hususa yeterince riayet etmediği, ilk geçiş hakkını bu otomobile vermeden kontrolsüzce kavşağa girmesi neticesi meydana gelen olayda asli kusurlu olduğu, sürücü …… sevk ve idaresindeki otomobil ile kavşak alanına yaklaşması nedeniyle hızını her an tedbir alabileceği asgari seviyeye düşürüp müteyakkız bir şekilde seyretmesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, istikametine göre sol tarafından kavşağa giriş yapan diğer sürücü idaresindeki kamyonete karşı ikazla birlikte ekin fren ve direksiyon tedbiri almadan çarptığı olayda tali kusurlu olduğu belirtilen hususlar muvacehesinde, olayda; sürücü …….’nın, %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu, sürücü ……’ın, %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirilmiştir.
Bilirkişi Makine Yüksek Mühendisi ……. 12/11/2020 tarihli raporunda; davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü ……’ın %25 oranında kusurlu olduğunu, dava konusu ……. plaka sayılı araç sürücüsü dava dışı …….’nın %75 oranında kusurlu olduğunu, ……. plaka sayılı araçtaki toplam hasarlı parça malzeme tutarının 42.046,24-TL olabileceğini, onarılması durumunda bu tutara 5.000,00-TL işçilik bedeli de ekleneceğinden toplam hasar tutarının KDV hariç 47.046,24-TL olabileceğini, tamirinin ekonomik olmayacağını, aracın pert-total kabul edilebileceğini, ……. plakalı aracın serbest piyasa koşullarında kaza tarihi itibariyle dava konusu kazadan önceki piyasa rayiç değerinin 36.500,00-TL, hasarlı değerinin ise 20.000,00-TL olabileceğini, hasar – zarar tutarının kaza tarihi itibariyle 16.500,00-TL olabileceğini, davalı tarafa sigortalı ……. plaka sayılı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden tutar dikkate alındığında 4.125,00-TL olabileceğini bildirmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar doğrultusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi 07/04/2021 tarihli ek raporunda; kök raporu tekrarla; kök raporunda da ek raporunda da rayiç değer ve hasarlı değer ile ilgili tespitlerinin somut örneklerle desteklendiğini, bu hususta tarafların itiraz dilekçeleri ekinde herhangi bir bilgi – belge sunmadıklarını, davalı tarafa sigortalı ……. plaka sayılı araç sürücüsünün kusuruna isabet eden tutar dikkate alındığında 4.125,00-TL olabileceğini bildirmiştir.
Davacı tarafça 18/05/2021 tarihli dilekçesi ile dava 07/04/2021 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah edilmiş, dava değerinin 50,00-TL’den 4.075,00-TL eklenilmek suretiyle 4.125,00-TL’ye çıkartıldığı bildirilerek 27/06/2021 tarihinde davacı vekilince 25,30-TL tamamlama harcı yatırıldığı tespit edilmiştir.
Davalı tarafça 02/06/2021 tarihli ıslaha karşı itiraz dilekçesi ile davanın geneline ve ıslah talebine karşı zamanaşımı itirazında bulunduğunu bildirmiştir.
Zaman aşımı yönünden yapılan incelemede; 2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinde haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Yine maddi ve manevi tazminat istemlerinin bağlı olduğu zamanaşımı süreleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60.) maddesinde de düzenlenmiştir.
6098 Sayılı TBK’nın 72/1. maddesinde “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” denilerek mülga 818 sayılı BK’nın 60. maddesinde olduğu gibi üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
6098 Sayılı TBK’nın 72/1. (BK’nın 60/1.) maddesi, özellikle zamanaşımının başlangıç anını belirleyen bir düzenlemedir. Bu düzenlemeye göre tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Burada, uygulamada “kısa süreli zamanaşımı” olarak adlandırılan süre söz konusu olup, sürenin başlangıcı sübjektif bir koşula bağlanmıştır. Çünkü, sürenin başlaması zarar görenin zararı ve tazminat sorumlusu kişiyi öğrenmesi gibi sübjektif bir koşulun gerçekleşmesi ile mümkündür.
Mutlak nitelikteki “uzun süreli zamanaşımı”nın başlangıç tarihi ise zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir. Buna göre, tazminat istemi her halde eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren on yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrar. Burada on yıllık sürenin başlangıç anı, zarar verici eylemin gerçekleştiği tarih gibi objektif bir koşula bağlanmıştır. Olağan zamanaşımı süresi iki yıllık olan kısa zamanaşımı süresidir. Diğer bir anlatımla iki yıllık zamanaşımı süresi on yıllık süre ile sınırlıdır. Zarar ve zararın sorumlusu olan kişi öğrenildiği takdirde davanın kısa zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerekir. Zarar veren eylemin işlenmesinden itibaren on yıl geçtikten sonra zarar ve zararı veren kişi öğrenilmiş olsa bile tazminat istemi, zamanaşımı def’î ile karşılaştığında reddedilir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 20/12/2017 tarih ve 2017/3-2786 E., 2017/2016 K. Sayılı kararı).
TBK’nın 72/1. (BK’nın 60/2.) maddesinde düzenlenen üçüncü süre ise “ceza zamanaşımı süresi”dir. Zarara neden olan eylem, aynı zamanda ceza kanunları uyarınca suç teşkil eden bir eylem oluşturuyor ve bu eylem için ceza kanunlarının öngördüğü zamanaşımı süresi daha uzun bir süre ise bu takdirde uygulanacak olan zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Ceza zamanaşımı süresinin başlangıç anı da zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir.
Davaya konu trafik kazası 02/10/2016 tarihinde meydana gelmiş, olayın, maddi hasarlı trafik kazası olması nedeniyle, uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasını gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Kaldı ki soruşturma dosyasında yer alan şikayet dilekçesinin içeriği de maddi zararın sigortadan karşılanmasına ilişkin olup yaralamaya ilişkin gerek soruşturma dosyasına gerekse mahkememiz dosyasına her hangi bir delil sunulmamıştır. Dava konusu da maluliyete ilişkin bir tazminat değil hasar tazminatına ilişkindir. Bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresi geçerli olup, davacı tarafça, gerek dava dilekçesi, gerekse ıslah talebine konu ettiği maddi tazminat taleplerinin, 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ileri sürülmesi gerekmektedir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; dava dilekçesinin sonuç kısmında 100,00-TL tazminat talep edildiği, dava değerinin 50,00-TL gösterildiği ve tevzi formunda 50,00-TL üzerinden harçlandırma yapıldığı, 02/10/2016 tarihinde dava konusu araç sürücüsü dava dışı ……. yönetimindeki ……. plaka sayılı araç ile yerleşim yerinde gündüz vakti ……. Sokağı takiben seyir halinde iken olay yeri dört yönlü kontrolsüz kavşak mahalline geldiğinde kavşak özelliklerini ve …… Caddesi istikametinden gelen otomobilin uzaklık ve hızını dikkate almadan kavşağa girdiği, otomobil sürücüsüne geçiş hakkını vermediği, otomobil ile tedbirsizce çarpışarak olayın meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 84/h, 57/c-2 maddelerini ihlal ettiği anlaşılmış olup, olay mahallindeki yolun yatay ve düşey güzergahtaki geometrisi ile kavşak kollarının trafik işaret ve levhaları ile belirlenmemiş kontrolsüz kavşak olduğu hususu da dikkate alındığında, dikkatsiz ve özensiz daranışlarından dolayı hasar ile sonuçlanan olayda %75 kusurlu olduğu, davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü dava dışı …… yönetimindeki ……. plaka sayılı ……. marka-tip otomobil ile .. …. Caddesini takiben seyir halinde iken olay yeri dört yönlü kontrolsüz kavşağa geldiğinde, ……. plaka sayılı otomobile göre sağ taraftan kavşağa girmiş ise de, gereken dikkatini yola vermediği, hızını kavşak şartlarını ve görüş alanını da dikkate alarak tedbir alabilecek düzeye düşürmediği, olay yeri kavşak mahallinde dava konusu araç ile tedbirsizce çarpışarak olayın meydana gelmesine katkı sağladığı ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/d, 52/a maddelerini ihlal ettiği anlaşılmış olup, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı %25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacının kusuruna düşen hasar tazminatı miktarının bilirkişi incelemesi neticesinde 4.125,00-TL olduğu anlaşılmışsa da dava kısmi dava olarak açılmış olup davacı tarafça yapılan ıslaha karşı davalının zamanaşımı def’i yerinde görülmüş, davacının ıslah tarihinin, KTK’nın 109/1. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra olduğu gözetilerek davalı … yönünden, ıslah yoluyla artırılan kısım bakımından zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekmiş davanın dava açıldığı tarihteki değeri bakımından kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; 50,00 TL’nin kaza tarihi 21/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslahla artırılan fazlaya ilişkin kısmın zaman aşımından REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL karar ve ilam harcının davacı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin harç ve 25,30-TL tamamlama harcı toplamı olan 69,70-TL toplam harçtan mahsubuyla hazineye irat kaydına, bakiye 10,40-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı, 44,40-TL peşin harç, 14,90-TL tamamlama harcı (25,30-TL-10,40-TL) peşin harç olmak üzere toplam 103,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça posta/ tebligat gideri 200,00-TL, bilirkişi gideri 900,00-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.100,00-TL’nin davanın kabul ve red oranı üzerinden takdiren 13,33-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacının yargılamada kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle yürürlükteki AAÜT m.13/1-2 gereğince hesap edilen 50,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım üzerinden davalının yargılamada kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle yürürlükteki AAÜT m.13/3 gereği hesap edilen 50-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk ücreti olan 1.304,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Arabuluculuk ücreti olan 16,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/06/2021

Katip …
¸(e-imzalıdır)

Hakim …
¸(e-imzalıdır)