Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/190 E. 2022/590 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/190 Esas
KARAR NO : 2022/590

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/03/2019
KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 29/06/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacı vekili özetle; davalının profesyonel futbolcu/kaleci olduğunu, davalı ile 2018-2019 sezonu için …… takımlarından ……. spor’da oynamak üzere sözleşme yapılması için görüşmeler yapıldığını, bir dönem …. spor’un sponsorluğunu yapan müvekkilinin ……. Taahhüt İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından konu transfer için bu görüşmeler sırasında …… Bankası … Şubesinin ….. seri nolu, 28.02.2019 tarihli ve 385.000,00 TL bedelli çeki teminat olarak verdiğini, ancak bu transfer işleminin gerçekleştirilemediğini, davalının sözleşme imzalamadığını, davalının gerekli işlemleri yapmadığını, ve kulüpte futbol oynamadığını, bu nedenle söz konusu çekin bedelsiz kaldığını, ancak çekin iade edilmediğini, bu haliyle müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, çekin tedbiren durdurulması için Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. D.İş dosyası ile dava açtıklarını, ilgili mahkemece verilen karar ile, çek hakkında ihtiyati tedbir kararı verildiğini, hükmün tashihi ile icra takiplerinin durdurulması ibaresinin eklendiğini, davalı tarafından, konu tedbir kararı gereğince bedeli ödenmeyen çekin tahsili talebiyle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyası tahtında icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibin haksız olduğunu beyan ederek, öncelikle Bakırköy …… Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. D.İş Esas sayılı dosyası tahtında verilen 27.02.2019 tarihli ve 15.03.2019 tarihli (tashih) tedbir kararının devamına, müvekkilinin ……. Taahhüt İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından keşide edilen …… Bankası ….. Şubesine ait ….. seri nolu, 28.02.2019 tarihli ve 385.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davaya konu çekin davalıdan istirdadına ve müvekkiline iadesine, davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin profesyonal futbolcu olduğunu, müvekkili ile beraber 6 kişinin 2018/-2019 sezonu için 3. Lig takımlarından “…..” ile anlaştığını, “…..” takımının bu dönemdeki temsilcisinin … Ve Yöneticisi …… olduğunu, ……’in yaptığı bu transfere ilişkin olarak müvekkili dahil toplam 7 futbolcuya yaptığı bu transfere ilişkin olarak 2 adet çek verdiğini, bu çeklerin ……. tarafından müvekkili ve diğer 6 futbolcuya transfer bedeli olarak verildiğini, Söz konusu çeklerden ilkinin ödenmesi konusunda da karşı taraf hakkaniyete ve hukuka aykırı olarak zorluk çıkardığını, bunun üzerine taraflarınca İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. Sayılı dosyası ile takibe geçildiğini ve dosya tahsil edilerek kapatıldığını, Müvekkilinin tahsil konusundaki kararlığını gören davalı taraf ikinci çek için böyle gerçek dışı iddialarda bulunarak hukuka aykırı bir dava açtığını beyan ederek İşbu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. D.İş sayılı dosyası, İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı dosyası, banka kayıtları, çek sureti, ….. kayıtları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, borçlu olunmadığının tespiti ve çekin iadesi taleplerinden ibarettir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan 13/05/2022 havale tarihli bilirkişi raporu bilimsel veri ve içeriğe sahip, denetime elverişli bulunması sebebiyle hükme esas alınmıştır.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK m.190’da ispat yükü, “ İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Buna göre, bir vakıayı kimin ileri sürdüğü değil, kimin bundan lehine bir hak çıkardığı önemlidir. Her iki taraf da ispat yükünün kime düştüğünü gözetmeden delil göstermişlerse, bu durumda hâkimin ispat yükünün kime düştüğünü araştırmasına gerek yoktur. İlk olarak hâkim tarafların göstermiş oldukları delilleri incelemekle yükümlüdür. Tarafların göstermiş oldukları delillerle çekişmeli vakıalar ispat edilmişse bu durumda da ispat yükünün hangi tarafta olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Delil ikamesi, bir davada tarafların kendi vakıa iddialarının doğru olduğu veya karşı taraf iddialarının doğru olmadığı hususunda ispat sonucuna ulaşabilmek ve kendi lehine karar verilmesini sağlayabilmek amacıyla çekişmeli vakıalar hakkında deliller sunarak gerçekleştirdikleri usûli bir faaliyettir. Delil ikame etmemenin veya delil ikame faaliyetinin başarısız kalmasının yaptırımı, bu faaliyet için zorlanmak değil, sadece ulaşılmak istenen usuli hedefe ulaşamamak ya da aleyhte sonuçlara katlanmaktır.Bu bakımdan ispat yükü ile delil gösterme yükü, aynı kavramlar değildir. Nitekim ispat yükü, olayın ispat edilmeme riskinin kime ait olduğunu belirlerken; delil gösterme, ispat yükünün yerine getirilmesinin biçimi ve yöntemi ile ilgilidir. Delil ikame yüküyle ilgili kurallar, ispatın biçimini ve yöntemini belirleyen kurallar olduğu için usul hukukuna ilişkindir ve bir vakıanın ispat edilememiş olmasının sonuçlarına yönelikken, delil ikame yükü, bir vakıa hakkında kendi iddiasının doğruluğu veya karşı tarafın iddialarının asılsızlığı hususunda hâkimde kanaat oluşmasını sağlamaya yönelik olup yargılamanın ilerleyişine ve hâkimin takdirine göre, taraf değiştirebilir.
Çoğu kez ispat yükü taşıyan taraf delil gösterme yükünü de taşır fakat bu her zaman böyle değildir. Zira ispat yükünün sabit olmasına rağmen delil ikame yükü, taraf değiştirir. Üzerinde delil ikame yükü bulunmayan taraf, karşı tarafın iddia ve savunmalarının haklılığı bağlamında, delil göstermesini beklemeden, asılsızlığı ortaya koymak maksadıyla delil gösterebilir. Bu halde karşı delilden söz edilir. Karşı delil göstermiş olan taraf, bu davranışı nedeniyle ispat yükünü üzerine almış sayılmayacaktır (HMK m.191,c.2).
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; davacı, davaya konu çeki, futbolcu olan davalının transferi için davalıya teminat amaçlı verdiğini, ancak transfer gerçekleşmemiş olmasına rağmen çekin iade edilmediğini beyan ederek borçlu olmadığının tespitini ve çekin iadesini istemiştir. Davacı taraf davaya konu çekin teminat amaçlı olarak davalıya verildiğini iddia etmiş olup, çekin teminat çeki olabilmesi için bir sözleşmeye ve’veya protokole bağlı olarak verdiğini ispat etmesi gerekir Davaya konu edilen çekin teminat amaçlı ihdas edildiğinin ispat yükü davacıdadır. Somut olayda, yazılı bir sözleşmenin yapılmadığı ve protokol düzenlenmediği tarafların kabulündedir. Teminat çeki olarak verildiğini iddia eden taraf çekin “hangi ilişkinin teminatı olarak verildiğini” yazılı olarak ispatlaması gerekir. Ancak dava konusu menfi tespiti istenen çekin teminat amaçlı olarak düzenlenip düzenlenmediği hususunun ispata muhtaç olduğu, kusurluluk durumu bakımından ise, futbolcuda kusur oluşabilmesi için …. Sk. ‘nün transfer yasağı olmaması durumunda mümkündür. davalı futbolcunun hiç bir sebep göstermeden lisans başvurusu yapmasaydı ve bu durumdan ötürü ……. Taahhüt İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin davalı futbolcuya ihtar ile diğer hukuki süreçlere başvurması ve çekin iadesini talep edebilir. Ancak bu süreç yaşanması durumunda davalı futbolcunun doğrudan kusuru oluşabilir. Somut davada, davacı taraf davacı tarafın yasal hiçbir merciye başvurmadığı gibi dosyada 2 adet aynı sebepten davalı tarafa verildiği bilinen çekin iadesine yönelik hiç bir delil sunmadığı, ……. Taahhüt İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. ‘nin 30.09.2018 tarihli 243.000 TL çeki aynı sebepten ödemesi ve hukuki diğer sorumluluklarını yerine getirmekten imtina etmesi kusurlu olarak değerlendirilmiş olmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 6.574,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.494,14 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 35.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-HMK’nun 333. maddesi uyarınca davalı tarafından yatırılan avanstan kullanılmayan bakiye avansın kararın kesinleşmesinden sonra resen davalıya iadesine,
8-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK’nun 342.maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/06/2022

Başkan …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Üye …
¸(e-imzalıdır)
Katip …
¸(e-imzalıdır)