Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/154 E. 2019/417 K. 19.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/154 Esas
KARAR NO : 2019/417

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2019
KARAR TARİHİ : 19/04/2019
KARAR YAZILMA TARİHİ : 09/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında iplik satımından kaynaklanan 2017-2018 yıllarına ait bir ticari ilişkinin bulunduğunu, davalının 12.386,64 TL borcunu ödememesi üzerine Küçükçekmece ……İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, fakat davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, akabinde müvekkili şirket tarafından davalı şirkete takip tarihinden sonra 29/09/2018 tarih, 607010 nolu, 3.882,37 TL bedelli kur farkı faturasından dolayı yine Küçükçekmece …….İcra Müdürlüğü’nün ….. esas sayılı dosyası ile davalı taraf aleyhinde ilamsız icra takibi başlatılmış, davalı vekilinin 11/12/2018 tarihli yetkiye, borca ve faize itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğunu, davalı vekili yetki itirazında müvekkilinin Denizli ili sınırlarında ikamet ettiğinden bahisle, genel yetki kuralı uyarınca Denizli İcra Dairelerinin ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia ve beyan etmiş olup; davalı-borçlu şirketin dosya borcuna, yetkiye ve faize ilişkin itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemelerini yetkili kılan bir sözleşmenin olmadığını, müvekkilinin merkezi Denizli ilinde bulunduğundan genel yetki kuralı gereğince davanın Denizli ilinde açılması gerektiğini, davacının dilekçe ekinde bir takım sevk irsaliyeleri sunduğunu, bu fotokopi belgelerde teslim alan hanesinde imza ve kaşe bulunmadığının görüldüğünü, bunun dışında bir ambar makbuzu ibraz edilmiş ise de ; bu makbuzda da müvekkilden sadır bir imza görülmediğini, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, faturaya dayalı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün…… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 3.882,37 TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olduğu görülmüştür.
Bu durumda İİK’nun 50. maddesi gereğince öncelikle icra dairesinin yetkilerine yönelik itiraz incelenerek takip konusu icra dairesi yetkili ise dosyanın esasına girilecektir.
Davalının yetki hususu ile ilgili olarak, HMK’nun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan para borçları hakkındaki yetkide bunlar arasında yer almaktadır. İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. İcra dairesinin yetkisinin belirlenebilmesi için öncelikle, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin var olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
HMK’nın 10. maddesine göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de görülebilir. Sözleşmenin ifa yeri, sözleşmede açıkça veya zımnen gösterilmişse gösterilen yerdir.Somut olayda davacı dava dilekçesinde taraflar arasında şifahen kurulmuş bir akdi ilişki olduğunu bildirmiş, dosyaya da yazılı bir sözleşme ibraz edilmediği görülmüş, davalı tarafça da sözleşme ilişkisi ve borç inkar edilmiştir. Talep, faturadan doğan alacağın tahsili talebiyle başlatılan itirazın iptali olup, davalı tarafça inkar edilen sözleşme ilişkisinin varlığının tespiti halinde dahi sözleşmenin ifa yeri dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davalı borçlu şirket adresi olduğundan, sözleşmenin ifa yeri yönünden de yetkili icra dairesi Denizli icra daireleridir. Davacı tarafça TBK’nun 89.maddesi gereği para alacağı mevcut olduğunda, alacaklının ödeme zamanında ki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmiş ise de ; akdi ilişkini inkar edilmiş olması nedeniyle TBK 89.’un somut olayda uygalama yeri yoktur.
Dolayısıyla HMK 10 maddesi ve BK 89 maddeleri gereğince yetkinin belirlenmesi mümkün olmayacaktır. Zira, davacı /alacaklı taraf alacağın konusunu teşkil eden temel hukuki ilişkiyi ispatlayamadığına göre bu hukuki ilişkinin varlığına dayanarak kendi ikametgahında icra takibi yapmasına da yasal olanak bulunmamaktadır. Yetkili icra dairesi genel kural gereği borçlunun ikametgah adresi olan Denizli İcra dairesidir. Borçlunun yetki konusundaki itirazı bu haliyle yerindedir. Takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olması itirazın iptali davaları için dava şartıdır. Sonuç olarak itirazın iptali davasının dava şartları bulunmadığından işin esasına girilmeden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının icra takibini yetkili icra dairesinde yapmadığı anlaşılmakla davanın HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,

Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 66,30 TL harcın mahsubuyla fazla alınan 21,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT 7/2.maddesi gereğince hesap edilen 465,88 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne davalı tarafın yokluğunda açıkça okunup, usulen anlatıldı.. 19/04/2019

Katip …

Hakim …