Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/150 E. 2020/55 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/150
KARAR NO : 2020/55

DAVA : Yönetim Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 07/03/2019
KARAR TARİHİ : 22/01/2020
KARAR YAZILMA TARİHİ : 23/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunda ….. sicil numarası ile kayıtlı bulunan …… Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş. isimli firmanın İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu kayıtları ve hazirun cetvelinde de kayıtlı olduğu üzere müvekkili Dr. … ( …..), diğer davalı Dr. ….. ( …..) ile birlikte hissedar olduklarını, …… Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş. unvanlı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olduğu ve kuruluş amacı olarak da belirlenmiş olduğu üzere yaptığı işin özel uzmanlık gerektiren radyoaktif maddelerle çalışan nükleer tıp görüntüleme laboratuvarı olması ve özelliği gereğince ve Sağlık Bakanlığından almış olduğu ruhsatname gereğince ortakları sadece Nükleer Tıp uzmanı hekim olabildiğini, ancak şirket karar defterinde yönetim kurulu kararı ile şirkette nükleer tıp uzmanı olmayan bir çok kişiye yapılan hisse devirleri kabul edildiği ancak bu devirler şirketin kayıtlı olduğu İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna bildirilmediğini, ticaret sicil memurluğuna bildirilmeden haricen yönetim kurulu kararları ile kabul edilen hisse devrilerinin geçersiz olduğuna ve yapılmış olan bu hisse devirlerinin iptal edilmesi ve diğer talepleri için keşide ettikleri Bakırköy…… Noterliğinin ….. yevmiye numaralı ve 29.01.2019 tarihli ihtarname keşide edilmesine rağmen, bu hisse devirleri iptal edilmediği gibi ihtarnamenin tebliğinden sonra alelacele 08.02.2019 tarihinde şirket genel kurul kararı yapıldığını, şirketin kuruluşunda müvekkili Dr. … ve Dr. ….. hisseye sahip olup, arada yapılan ve yönetim kurulu kararı ile kabul edilen şirket hisse devirlerinin tamamının açıkladıkları sebeplerle geçersiz olması sebebiyle yönetim kurulu kararlarının iptali ile müvekkilini halen şirkette …… hisseye sahip olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı firmanın ortaklarının tamamının nükleer tıp uzmanı olması yönünde yasal bir zorunluluk bulunmadığını, müvekkili firmanın hukuki statüsüne bakıldığında, zaman zaman bir kişi zaman zaman ise birden fazla ortak ile faaliyet gösteren bir tüzel kişilik olduğu aşikar olduğunu, şirket tarafından alınan yönetim kurulu kararları irdelendiğinde ise, şirketin ortaklık yapısı içerisinde her daim “Nükleer Tıp Uzmanı” statüsüne sahip Dr. …..’ın yada davacının şirkete ortak olduğunu, bu nedenle, davacı vekili tarafından müvekkil firmanın tüm ortaklarının “Nükleer Tıp Uzmanı” olması gerektiği ve bu nedenle alınan yönetim kurulu kararlarının geçersiz olduğu yönündeki iddiasının ilgili yönetmelikler ve kanunlar çerçevesinde her hangi bir hukuki dayanağı bulunmadığını, anonim şirket statüsüne sahip müvekkil firmanın hisse devirlerinin ticaret sicil gazetesinde yayınlanma zorunluluğu bulunmadığını, davacının imzasına havi bir kısım hisse devir sözleşmelerinden de açık olduğu üzere, davacı hissesine 3. kişilere devrederek şirket ortaklığından ayrıldığını, şirketten ayrıldıktan bir süre sonra ise, hisselerini usulüne uygun ve kendi rızası ile devreden davacı tarafından müvekkili firmaya gönderilen ihtarnamenin, her hangi bir hukuki dayanağı olmadığından ihtarnameye cevap dahi verilmediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, yönetim kurulu kararlarının iptali ile davacının davalı şirkette halen hisse sahibi olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi 21/11/2019 havale tarihli raporunda; İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunda ….. sicil numarası ile kayıtlı bulunan …… Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş. isimli firmanın İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nda …… tarihinde tescil edilerek kurulmuş olduğu, şirketin sermayesinin 50.000,00 TL olup, Yönetim Kurulu Başkanının …… olduğu, dosyaya sunulu Yönetim Kurulu kararları incelendiğinde, davacı ilk olarak 30.09.2016 tarihinde alınan 2016/05 tarihli “Hisse Devirleri Hakkında” konulu karar ile şirkette 50 paya sahip olan Dr. …..’dan 16 adet hisse alarak şirkete ortak olduğu, 23.01.2018 tarihinde …… sayılı “Hisse Devirleri Hakkında” konulu karar ile kalan 10 adet hissesinin tamamını ……’a devrederek ortaklıktan ayrılmış olduğu, ortaklıktan ayrıldıktan bir süre sonra ise 14.05.2018 tarihinde …… sayılı “Hisse Devirleri Hakkında” konulu karar ile daha evvel ……’a devretmiş olduğu 17 adet hissesini geri alarak şirkete tekrar ortak olduğu, 24.05.2018 tarih ve …… sayılı “Hisse devirleri hakkında” konulu karar ile davacı elinde bulunan 17 adet hissenin 15 adetini ……’a satmış ve kendisinde 2 adet hissesi kaldığı, 25.05.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ve davacının imzasına havi “Hisse Devir Sözleşmesi” 25.12.2018 tarih ve …… sayılı “Hisse Devirleri Hakkında” konulu karar ile elinde kalan son 2 adet hissesini ……’a satarak bir kez daha ortaklıktan ayrılmış olduğu, davalı şirketin karar defteri Beyoğlu ….. Noterliğin‘den 25.12.2015 tarihinde ….. yevmiye numarası yaptırılmış olup defter sayfa fotokopisi dosyada mevcut olup, yukarıdaki kararların davalı şirketin karar defterinden fotokopi çekilerek dosyaya ibraz edildiği anlaşıldığı, anonim şirketlerde hisse/pay devrine ilişkin uygulanacak hükümler Türk Ticaret Kanunu ve Ticaret Sicil yönetmeliği çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. Anonim Şirketler açısından pay devrine yönelik yapılan düzenlemelerde, devir işleminin pay defterine kaydedilmek suretiyle gerçekleşebileceğinin öngörülmüş olmasından ötürü pay senetlerinin devri işleminin tescile tabi olmasının ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi zorunluluk taşımadığı, Resmi Gazete’de 15.02.2008 tarihinde Yayınlanarak yürürlüğe giren “Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik’in ve 3153 Sayılı Radiyoloji, Radiyom Ve Elektrikle Tedavi Ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun incelendiğinde; A ve B Tipi merkezleri ile C Tipi tıp merkezlerinin açılma kriterleri belirlenmiş olup, idari yaptırımların neler olabileceği hüküm altına alındığı, Yönetmeliğin 7. Bölümünde yer alan idari yaptırımlara bakıldığında ise, şirket ortağının “TABİB” olması halinde uygulanabilecek bir yaptırım öngörülmediği, 3153 Sayılı kanunun 2 maddesinde ise iştigal konusuna giren işlerde sadece ihtisas sahibi doktorların çalıştırılacağı belirtildiği, davalı şirketin hukuki statüsüne bakıldığında ise, zaman zaman bir kişi zaman zaman birden fazla ortak ile faaliyet gösteren bir tüzel kişilik olduğu, şirketin ortalık yapısı içerisinde Dr. …..’ın yada …’nın yer aldığını, mahkeme yönetim kurulu kararı ile kabul edilen şirket hisse devirlerinin geçersiz olduğu yönünde karar vermesi durumunda davacı …’nın davalı …… Özel Sağlık Hiz. A.Ş.’de 17/50 hissesine sahip olduğunu bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu, içeriğine göre; davalı şirketin kuruluşunda davacının , …..’ın ise ….. hisse sahibi olduğu, davalı firmanın özel uzmanlık gerektiren radyoaktif maddelerler çalışan nükleer tıp merkezi olduğundan ortaklarının sadece nükleer tıp uzmanı kişilerden oluşması gerekirken, şirkette nükleer tıp uzmanı olmayan bir çok kişiye hisse devirlerinin yapıldığından bahisle yönetim kurulunca alınan kararlarının geçersiz olması sebeplerine dayanılarak yönetim kurulu kararlarının iptali ile, davacının halen davalı şirkette … hisse sahibi olduğunun tespiti her ne kadar davacı vekili tarafından talep edilmiş ise de, davacının bizzat imzası bulunan hisse devir sözleşmeleri ile davalı şirketteki hisselerini 3. kişilere sattığı, davacı tarafından imzaların inkar edilmediği, davalı şirketin anonim şirket olup pay devri işleminin geçerli olabilmesi için tescile ve Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesinin zorunlu olmadığı, davacının şirket ortaklarının nükleer tıp uzmanı olan kişilerden olması gerektiği yönündeki iddiasının hukuki dayanağı bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 44,40 TL harcın mahsubuyla bakiye 10 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-AAÜT gereğince hesap edilen 3.400 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair,6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/01/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır