Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/131 E. 2020/223 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/131 Esas
KARAR NO : 2020/223

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2019
KARAR TARİHİ : 19/02/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen franchising sözleşmesi gereğince, sözleşme konusu ürünlerin müvekkiline gönderileceğinin öngörüldüğünü, müvekkili tarafından da 30/09/2018 vade tarihli, 2.500,00 TL, 30/10/2018 vade tarihli, 2.500,00 TL, 30/11/2018 vade tarihli, 2.500,00 TL, 30/12/2018 vade tarihli, 2.500,00 TL, 30/01/2019 vade tarihli, 2.500,00 TL, 30/02/2019 vade tarihli, 2.500,00 TL bedelli 6 adet senet imzalandığını, müvekkilinin bu belirtilen senetlerden 30/09/2018, 30/10/2018 ve 30/11/2018 vade tarihli senetleri ödediğini, ancak davalı tarafça eksik ürünlerin müvekkiline teslim edilmediğini, davalı şirketin fatura kesmemesi nedeniyle müvekkilinin KOSGEB’den yardım alamadığını ve sözleşmesel zarara uğradığını, bunun üzerine davalı tarafa sözleşmenin feshi, tüm senetlerin iadesi ve uğradığı zararların karşılanması talepli ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, sonrasında ise davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iadesine ve sözleşmesel zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; menfi tespit davası ile eda davasının bir arada görülmesinin mümkün olmadığını, ödendiği belirtilen senetler yönünden menfi tespit davası açılmasında ve müvekkili şirket tarafından başlatılan icra takibine davacı tarafça itiraz edilmiş olmasına rağmen işbu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davacı tarafça iddia edildiği üzere KOSGEB desteği olan 18.000,00 TL’nin hangi nedenle belirlendiğini, müvekkil şirket hesabına banka yoluyla herhangi bir ödeme yapılmamış olması nedeniyle KOSGEB’den destek alınamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, taraflar arasında akdedilen franchising sözleşmesi gereğince verilen senetlerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ve davacının sözleşmesel zararının tahsili istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına içeriğine göre; davacı ve davalı arasında 30/08/2018 tarihli franchising sözleşmesi düzenlenmiş olup, davacı sözleşmeye istinaden 2.500,00 TL’lik 6 adet senedi imzaladığını ve bunlardan vade tarihi 9., 10. ve 11. aylara ait olanları ödediğini beyan etmiştir. Sözleşmenin üzerinde senetlerin vade tarihleri ve bedelleri belirtilmiştir. 2.500,00 TL’den toplam 6 adet senet yazılıdır. Davacı vekiline hangi senetler yönünden dava açıldığı yönünde açıklamada bulunması için süre verilmiş; davacı vekili ödenmeyen 30/12/2018, 30/01/2019 ve 30/02/2019 tarihli senetleri ve bunların %20 inkar tazminatı ile 18.000,00 TL sözleşmesel zararını dava konusu yaptığını beyan etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmayan 30/08/2018 tarihli franchising sözleşmesi davacı tarafça gönderilen 05/12/2018 tarihli ihtarname ile feshedilmiştir. Gebze ….. Noterliğinin 05/12/2018 tarihli ihtarında davacı, davalının sözleşmeye aykırı hareket ederek sözleşmede teslimi öngörülen ürünlerin 21 tanesinin teslim edilmediğini ve kendisine fatura verilmediğinden 18.000,00 TL bedelli KOSGEB desteğini alamadığını belirterek sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh ettiğini davalıya ihtar etmiştir. Dava konusu olan 3 adet senetten 30/12/2018 vade tarihli olan senet davalı tarafından başlatılan İstanbul Anadolu ……. İcra Dairesi’nin ……. esas sayılı takip dosyası ile tarafların duruşmadaki beyanları ile sabit olduğu üzere tahsil edilmiş olup, davacı tarafça bu senet bedeli olan 2.500,00 TL yönünden dava istirdat talebine dönüştürülmüştür.
Tarafların defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ise de; taraflar hazır bulunmadıklarından inceleme yapılamadığına dair tutanak tutulmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 1. ve devamı maddelerinde sözleşmenin kurulması hususu düzenlenmiştir. Yine anılan kanunun 207. maddesine göre satış sözleşmesi, satıcının satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının da bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşme olup, sözleşmenin kurulması için teslim konusunda anlaşma gerekli ve yeterli olup, satış konusunda teslim edilmemesi, sözleşmenin kurulmasına engel olmayıp satıcının temerrüdüne neden olur.
Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşmede belirli bir teslim süresi öngörülmemiş ise de; davacı tarafça sözleşmenin kurulduğu tarihten 3 ay sonra gönderilen ihtarnamede sözleşmede teslimi kararlaştırılan ürünlerin teslim edilmediği belirtilmiş olup, 3 aylık sürenin temerrüt için yeterli uzunlukta bir süre olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı cevap dilekçesinde, sözleşmede üzerine düşen bütün hususları eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini beyan etmiş ise de; davacı vekili tarafından 19/04/2019 tarihli beyan dilekçesi ile liste halinde sunulan ve sözleşmede teslimi kararlaştırıldığı anlaşılan ürünleri teslim ettiğine yönelik herhangi bir ispat vasıtası getirmemiştir. İnceleme gününde defter ve belgelerini dahi hazır etmemiştir. Bu haliyle davacının sözleşmeyi haklı olarak fesh ettiği verdiğini geri alma hakkı bulunduğu kanaatine varıldığından takip dosyası sonucu ödendiği anlaşılan 30/12/2018 vade tarihli, 2.500,00 TL’lik senet bedeli yönünden istirdat talebinin kabulüne, yine fesholunan sözleşme karşılığı verilen 30/01/2019 ve 30/02/2019 vade tarihli senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının sözleşmesel zarar talebi yönünden ise, sözleşme davacı tarafından feshedildiğine göre müspet zarar kapsamında olduğu anlaşılan kosgeb’den yardım alamadığına ilişkin talep yerinde değildir. Ayrıca alınacağı belirtilen yardım ödemesi mutlak surette hak edilmiş olan bir bedel olmayıp, destek sürecine ilişkin şartları taşınması ve yerine getirilmesi halinde değerlendirilebilecek bir yardım olup, sözleşme düzenlenmesi ile kendiliğinden hak edilen bir ödeme değildir. Kaldı ki, davacı 06/12/2018 tarihinde girişimcilik destek programına başvuruda bulunmuş ve 26/12/2018 tarihinde başvuruya ilişkin kabul kararı verilmiştir. Davacı tarafından taraflar arasındaki sözleşme ise 05/12/2018 tarihli noter ihtarı ile feshedilmiştir. Yani davacı talepte bulunduğu tarihte sözleşmeyi tek taraflı olarak zaten feshetmiştir. Bu haliyle davacının yerinde bulunmayan sözleşmesel zarar talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın kısmen kabulü ile;
Dava konusu olan 30/08/2018 düzenleme tarihli, 30/12/2018 vade tarihli, keşidecisinin ….., lehtarının ……. ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, 2.500,00 TL bedelli senet yönünden 2.500,00 TL’nin davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine,
Dava konusu 30/01/2019 vade tarihli, keşidecisinin ……, lehtarının ….. Ürünleri ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, 2.500,00 TL bedelli ve 30/02/2019 vade tarihli, keşidecisinin ……, lehtarının ….. Ürünleri ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi olduğu, 2.500,00 TL bedelli senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Davacının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
Davacının sözleşmesel zarar talebinin reddine,
Alınması gerekli 512,33 TL peşin harç başlangıçta yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 512,33 TL peşin harç olmak üzere toplam 556,73 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça posta / tebligat gideri olarak yapılan (ayrıntısı uyapta kayıtlı) 93,95 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 26,09 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince kabul edilen kısım yönünden hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
AAÜT gereğince reddedilen kısım yönünden hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/02/2020

Katip …

Hakim …