Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1001 E. 2021/653 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1001 Esas
KARAR NO : 2021/653

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari alışveriş sonucu davalıya satılan emtiaya ilişkin e-faturaların ödenmemesi nedeniyle alacağının tahsili amacıyla davalı tarafa karşı Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki gereği tüm alımlarda çek keşide edilerek teslim edildiği ve çeklerin vadesinde ödendiğini, davacının cari hesap ve kur farkı alacağı istemiyle açtığı davada, Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin …… karar sayılı ilamında da belirtidiği üzere somut olay yönünden taraflar arasında sözleşme bulunmadığını, defalarca yapılmış alımlarda kur farkının talep edilmediğini, çeklerin teslim tutanağı ile teslim edildiğini, hiçbir itiraz olmadığını, faturaların kesinleşip, çeklerin süresinde ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Dava, davacının, kur farkına dayalı fatura ve cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 17.061,46 USD asıl alacak, 221,80 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.283,26 USD alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde, borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği, İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Davacı tarafın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için talimat mahkemesinden aldırılan 13/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2018 yılına ait yasal defter bilgilerine göre davalıdan 17.061,46 USD alacaklı olduğu, tarafların BA-BS formları incelendiğinde birbiriyle uyumlu olduğu, 2018 yılı içinde 66 adet fatura ile 739.021,00 TL alış ve satışın bildiriminin yapıldığını bildirmiştir.
Davalı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda aldırılan 20/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların ticari defterlerindeki borç kaydındaki farklılığın kur farkı dekontlarının davalı defterlerine kaydedilmemiş olmasından kaynaklandığını, kur farkı dekontunun toplam tutarının 60.168,32 TL olduğunu, davacının icra takibine konu ettiği alacağın 3 adet kur farkına ilişkin dekonta dayandığını, faturaya dayalı bir alacak olmadığını, fatura düzenlenmemiş olması sebebiyle kur farkı tahakkuklarının kabul edilmesi veya kabul edilmemesi durumuna göre alternatifli hesaplama yapıldığını bildirmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı tarafça kur farkına ilişkin düzenlenen dekontlara ilişkin olup, taraflar arasında her iki tarafında ticari defterlerinde kayıtlı olduğu üzere ticari bir alım satım gerçekleştiği ve bununla ilgili bir kısım ödemenin çek verilmek suretiyle yapıldığı hususunda bir ihtilaf yoktur. Davaya konu edilen kur farkları da çekle yapılan bu ödemelerdeki vade tarihlerindeki kurlar nedeniyle kurlar nedeniyle düzenlenmiştir.
Davacı, bilirkişi raporuna itirazında, davalının asıl borcunun ” USD borcuna karşılık vermiş olduğu vadeli TL çeklerinin verdiği tarih ile tahsil tarihindeki kurun değişiminden kaynaklandığını belirtmiştir.”her ne kadar davacı, kur farkına ilişkin fatura düzenlememiş ise de, bu husus kur farkı talebine engel değildir. Ancak, taraflar arasındaki ticari ilişkide faturalar döviz satış kuru ile değerlendirilip, döviz tutarı, faturalar üzerinde gösterilmiş ise de, ödemelerin TL çeki ile yapıldığı, davacının bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de, bahsettiği üzere uyuşmazlığın TL çeklerinin verildiği tarih ile tahsil tarihindeki kur değişiminden kaynaklandığının belirtilmesi karşısında davacının yapılan ödemeleri ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kabul ettiği, çekin bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi de mümkün olmasına rağmen ödemenin TL üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceği ve davacı alacağının bu bedel üzerinden kabul etmiş sayılacağı (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2682 esas, 2020/5731 karar; 2020/3692 esas, 2021/984 karar) kanaatine varıldığından davacının davasının reddine, davalının, yasal şartları oluşmadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın reddine,
Davalının kötüniyet tazminat talebinin, yasal şartları oluşmadığından reddine,
Alınması gerekli 59,30 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 1.132,94‬ TL harcın mahsubuyla fazla alınan ‭1.073,64‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
AAÜT gereğince hesap edilen 12.861,46 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya iadesine,
Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 342 ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile ilgili İstinaf Dairesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip …

Hakim …